Seyfettin AFACANLAR


Çanakkale, emperyalist birliklere karşı imanla direnenlerin zaferidir

Mil­le­ti­mi­zin ha­fı­za­sı­na ‘hür­ri­yet’ ola­rak ka­zın­mış, millî ru­hu­mu­za ‘is­tik­lal’ ola­rak iş­le­miş, örnek bir kah­ra­man­lık des­ta­nı olan Ça­nak­ka­le Za­fe­ri’nin 107. yı­lı­nı aynı inanç ve şu­ur­la idrak edi­yo­ruz.


Kendi batıl me­de­ni­yet­le­ri­nin dı­şın­da kalan her­ke­si sö­mür­ge yap­mak is­te­yen em­per­ya­list­ler, hasta adam ola­rak gör­dük­le­ri dev­le­ti­mi­zi bir çı­kar­may­la aşmak, va­ta­nı­mı­zı böl­mek, mil­le­ti­mi­zi bo­yun­du­ruk al­tı­na almak için yer­yü­zü­nün bir­çok nok­ta­sın­dan top­la­dı­ğı as­ker­le Ça­nak­ka­le ön­le­ri­ne da­yan­dı.
    Buna kar­şı­lık, tarih bo­yun­ca ima­nın­dan al­dı­ğı güçle mis­yo­nu­nu hiç­bir zaman kay­bet­me­yen mil­le­ti­miz, bağ­rın­dan çı­kar­dı­ğı vatan ev­lat­la­rıy­la ku­şat­ma­yı kırdı; za­fer­den ol­duk­ça emin gö­rü­nen düş­man do­nan­ma­sı­nı de­ni­zin de­rin­lik­le­ri­ne ve ta­ri­he gömdü. Böy­le­ce var­lı­ğı­mı­zın son sa­vun­ma hat­tı­nı tem­sil eden Ça­nak­ka­le ge­çi­le­me­di. Ça­nak­ka­le’yi ge­çil­mez kılan, kı­ta­lar bü­yük­lü­ğün­de­ki cesur yü­re­ği­mi­zin bütün he­sap­la­rı bozan di­ren­ci, imanı, ka­rar­lı­lı­ğıy­dı. ‘Ça­nak­ka­le ge­çil­mez’ demek, sa­de­ce o günün kon­jonk­tü­rel ka­ra­rı değil, öz­gür­lük ve vatan sev­gi­siy­le ya­şa­yan bir mil­le­tin va­ro­luş şuuru ve ye­mi­ni­dir. Bu şuur ve iman­la kı­zıl­ca kı­ya­me­ti an­dı­ran bir her­cü­merç için­de de­niz­de ve ka­ra­da ölü­mü­ne yü­rü­tü­len mü­ca­de­le ve mü­ca­he­de ile düş­man ge­mi­le­ri, bes­le­nen hain emel­ler, ha­yal­ler­le bir­lik­te bo­ğa­zın derin su­la­rı­na gö­mül­müş­tür. Zafer şen­li­ği ha­zır­lı­ğı ya­pan­lar, tra­jik bir ölüm ayini yap­mak du­ru­mun­da kal­mış­tır.
    Ge­lecek ne­sil­le­rin is­tik­lal ve is­tik­ba­li için geri dön­me­yi dü­şün­mek­si­zin ‘ce­hen­nem olsa ge­le­ni, göğ­sün­de sön­dü­ren’ ec­da­dı­mız, ola­ğa­nüs­tü bir di­re­niş­le şehit ve gazi ola­rak var­lı­ğı­nı va­ta­nı­na ve mil­le­ti­nin onur­lu be­ka­sı­na ar­ma­ğan et­miş­tir. Ça­nak­ka­le, is­tik­lal sa­va­şı­mı­zın ön sö­zü­dür. İfti­har­la kut­la­dı­ğı­mız Ça­nak­ka­le Za­fe­ri, zil­let için­de ya­şa­mak­tan­sa izzet için­de öl­me­yi yeğ­le­yen iman­lı, onur­lu ka­rar­lı­lı­ğın, mil­let ola­rak esa­re­te asla tes­lim ol­ma­yan ruhun za­fer­le so­nuç­la­nan des­ta­nı­dır. Ça­nak­ka­le, zalim ve em­per­ya­list güç­le­rin bir­le­şik iş­ga­li­ne karşı, bütün maz­lum­la­rın bir­le­şip di­ren­me­si, bir­le­şik em­per­ya­list sal­dı­rı­ya karşı inan­cın, onu­run, in­san­lı­ğın bir­lik­te sa­vun­ma­sı­dır. Ça­nak­ka­le, mad­de­ye karşı ma­ne­vi­ya­tın, ırk­çı­lı­ğa karşı in­san­lı­ğın, bar­bar­lı­ğa karşı me­de­ni­ye­tin, zulme karşı ada­le­tin, zor­ba­lı­ğa karşı onu­run, asa­le­tin, iz­ze­tin, sab­rın, du­anın, da­yan­ma­nın za­fe­ri­dir. Ça­nak­ka­le, mil­let ol­ma­nın, bir ve bütün ol­ma­nın, kar­deş­çe di­ren­me­nin za­fe­ri­dir. Ça­nak­ka­le, ta­ri­he ka­nı­mız­la yaz­dı­ğı­mız bir kah­ra­man­lık des­ta­nı ol­ma­sı­nın yanı sıra, öz­gür­lük aş­kı­nı ru­hu­mu­za ka­zı­ma­nın da sa­va­şı­dır. Bir me­de­ni­ye­tin so­rum­lu­lu­ğu­nu yük­len­miş ru­hu­mu­zun temel de­ğer­le­ri­ni bes­le­yen bütün bu ya­şan­mış­lık­lar, dün ol­du­ğu gibi, bugün de biz­le­re ilham ve güç ver­mek­te­dir, yarın da ver­me­ye devam ede­cek­tir. Ça­nak­ka­le Za­fe­ri, bütün maz­lum mil­let­le­re ör­nek­lik teş­kil eden ta­rih­sel bir dönüm nok­ta­sı ol­muş­tur. Eği­tim-Bir-Sen ola­rak, Ça­nak­ka­le des­ta­nı­nı ve ru­hu­nu eği­tim­le ço­cuk­la­rı­mı­za en iyi şe­kil­de an­lat­mak ve ak­tar­mak; dünü an­la­ma­la­rı­nı, bu­gü­nü kav­ra­ma­la­rı­nı, ge­le­ce­ğe bu bi­linç­le yü­rü­me­le­ri­ni sağ­la­mak en önem­li va­zi­fe­le­ri­miz­den bi­ri­dir. Ça­nak­ka­le Za­fe­ri’nin 107. yı­lın­da, va­ta­nı­mız­da onur­lu, özgür bir şe­kil­de ya­şa­ma­mı­zın be­de­li­ni can­la­rıy­la öde­yen, Ça­nak­ka­le’yi ge­çil­mez kılan şe­hit­le­ri­mi­zi min­net ve şük­ran­la anı­yo­ruz.