Hamt; ilim olarak her şeyi kuşatan Allaha aittir. O her şey üzerine şahittir. O kural ile ilahi takdirini yapar. O istediğini yapandır. Kullarını iki kısma ayırdı.
A-Rabbine tövbe edenler.
B-Asi ve serkeş olanlar. Allahtan başka ilah olmadığına, tek olduğuna, eşi olmadığına ve övgüye değer yönetici olduğuna şahidim. Ve yine Hz. Muhammedin Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna şahidim. Resullerin efendisi ve kulluğun özüdür. Allah ona, hane halkına, arkadaşlarına ve onlara ferasetle doğru yollarında ihsan derecesinde tabi olanlara salat ve çokça selam eylesin.
Besmeleden, hamt etmek, salat ve selamdan sonra söylerim.
Allah Teâla kendi nefsi için şöyle buyurdu:
عَالِمُ الْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلٰى غَيْبِهٖ اَحَدًا
Cin suresi 72.26 - O, gaibi bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez.
اِلَّا مَنِ ارْتَضٰى مِنْ رَسُولٍ فَاِنَّهُ يَسْلُكُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهٖ رَصَدًا
Cin suresi 72.27 Ancak seçtiği resûller başka. (Onlara bildirir.) Fakat O, Resûlün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür.
Gerçekten âlem iki nevidir.
A-Hissi(dokunulabilir) şahitler önünde olan.
B-Veya işitilen veya idrak olunan veya bunların dışında dokunula bilirliği güçlü olan âlem. Bu alem kendisini kavramada kendisinde dokunulabilir gücü olan herkese onu anlasın veya anlamasın müşterek olur. Kibirli olanlar veya deli olanlar hariçtir. Güneş ise onu gözümüz ile görürüz. Herkes bunu kavrar. Kimse bunu inkar edemez. Ancak bunu deli olan veya kibirli olan insan inkar eder. Orada gaibi alem vardır. Allahtan başkası onu bilemez. Veya Allah’ın cc resullerinden dilediklerine gerekli hikmetinden dolayı onu kavrama gücü verdikleri bilir. Gaibi ilimlerden bazıları da var ki Allah o ilimleri kendisine hususi eyledi. Onları mahlûkatından başkasına bildirmedi. Bu gaibi bilgiyi mahlûkatına öğretmemesi hikmetini kaybetmemek için yaptı. Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi bu gaibi bilgilerdendir. Bundan dolayıdır ki hiç kimse kıyametin ne zaman kopacağını bilmez. Bunu ancak Aziz ve Celil olan Allah bilir. Bu konuda Allah cc Nebisine sav şöyle buyuruyor:
يَسْئَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰیهَا قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ رَبّٖى لَا يُجَلّٖيهَا لِوَقْتِهَا اِلَّا هُوَ ثَقُلَتْ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَا تَاْتٖيكُمْ اِلَّا بَغْتَةً يَسْپَلُونَكَ كَاَنَّكَ حَفِىٌّ عَنْهَا قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللّٰهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Araf suresi 7.187 - Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır.
O, size ancak ansızın gelecektir." Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar."
Cebrail as Nebi sav ye kıyamet ne zaman kopacak diye sorunca Nebi sav ona şöyle cevap verdi. Şöyle buyurdu:
(ما المسؤول عنها بأعلم من السائل فمن ادعى فمن ادعى أنه يعلم متى تقوم الساعة فهو كاذب ومن صدقه في ذلك فقد كذب الله ورسوله )
Kıyametin ne zaman kopacağı kendisine sorulan bu konuyu sorandan daha fazla bilmiyor. Kim kıyametin ne zaman kopacağını bildiğini iddia ederse o yalancıdır. Kim bu bilgiyi bu konuda kabul ederse o Allah ve Resulünü yalanlamış olur. Allah cc şöyle buyuru:
Biz kıyametin ne zaman kopacağını bilmediğimiz için ayni şekilde hangi sebeple kopacağını da bilmiyoruz. Kıyametin kopması olayı Allah’ın mucizelerinden ve kudretindendir.
اِنَّمَا اَمْرُهُ اِذَا اَرَادَ شَيْئا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Yasin suresi 36.82 - Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
Allah cc Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلِلّٰهِ غَيْبُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلَّا كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْ هُوَ اَقْرَبُ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ
Nahil suresi 16.77 - Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Kıyamet'in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Kıyametin işi nasıldır? Yanı kıyamet koparken nasıl olacak? O ancak göz kırpması gibi veya daha yakın bir sürede olacaktır. Burada bilakis göz kırpmasında daha yakın zamanda olacak manası vardır. Muhakkak ki Allah cc her şeye gücü yetendir. Allah Teala şöyle buyuruyor:
فَاِذَا نُفِخَ فِى الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ
وَحُمِلَتِ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً
فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
Hakka suresi 69. 13-15 Sûr'a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
وَانْشَقَّتِ السَّمَاءُ فَهِىَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ
Hakka suresi 69.16 - Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
وَالْمَلَكُ عَلٰى اَرْجَائِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌ
Hakka suresi 69.17 - Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş'ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.
يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفٰى مِنْكُمْ خَافِيَةٌ
Hakka suresi 69.18 - O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
Gaibi ilimlerin bazılarındandır. O ilimlerde Allah’ın resullerine öğrettiği, o resullerinde o ilimleri maslahatlarından dolayı insanlara ulaştırdıkları gaibi ilimlerdir. Bu gaibi ilimlere ulaşmanın yolu ancak peygamberlerden gelen yoldur. Bu ilimlerden insanlara gelen gaibi ilim öldükten sonra, ruhlarının cesetlerinde ayrılmasından sonra ki gaibi bilgidir. Gerçekten insan öldükten sonra kendilerine ne olacağının hakikatini bilemezler. Bu bilgiyi ancak vahiy yolu ile bilirler. Vahiy Hallaku’l-Alem(alemi yaratan) olan Allah cc tarafından Peygamberlere gönderilir. Her şey ile Allah kitabında ve Resulünün sav lisanında haber verdi. Ne ile şifaya kavuşacak, ne ile yeterli olunacak, dinimizin işleri ne ile düzelecek, dünyamızın işleri ne ile düzelecek bu gaibi bilgidendir. Müminlere ne olacak, kâfirlere ne olacak Allah’ın Resulü bize haber verdi. Dini üzere doğru olan ve salıh amel işleyen mümin; Allah’tan beni ve sizleri böyle olan müminlerden olmamızı isterim. İşte böyle olan mü ‘mine neşe, sevinç, mutluluk, memnuniyet ve nimetler vardır. Allah cc Teâla şöyle buyurdu:
اِنَّ الَّذٖينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتٖى كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
Fussılet suresi 41.30 - Şüphesiz "Rabbimiz Allah'tır" deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va'dedilmekte olan cennetle sevinin!"
نَحْنُ اَوْلِيَاؤُكُمْ فِى الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَفِى الْاٰخِرَةِ وَلَكُمْ فٖيهَا مَا تَشْتَهٖى اَنْفُسُكُمْ وَلَكُمْ فٖيهَا مَا تَدَّعُونَ
نُزُلًا مِنْ غَفُورٍ رَحٖيمٍ
Fussılet suresi 41.31-32 "Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah'tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var."
1-Allah cc Teâla şöyle buyurdu:
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ لَهُمْ فٖيهَا مَا يَشَاؤُنَ كَذٰلِكَ يَجْزِى اللّٰهُ الْمُتَّقٖينَ
Nahil suresi 16.31 - İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükâfatlandırır.
اَلَّذٖينَ تَتَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰئِكَةُ طَيِّبٖينَ يَقُولُونَ سَلَامٌ عَلَيْكُمُ ادْخُلُوا الْجَنَّةَ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Nahıl suresi 16.32 - Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, "Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete" derler.
Nebi sav den şu hadis-i şerif sabit oldu. ‘’ Gerçekten ölüm anında mü’min müjdelenir. Ruhuna; Ey temiz olan ruh! Razi olarak senden razı olarak çık diye söylenir.
Rahatlığa ve kokulu fesleğene çık ey ruh. Rab kızgın değildir.’’ Şu bir gerçek ki kabrinde gözün göreceği yer kadar genişlik kendisine verilir. Kendisine Cennetten bir kapı kendisine açılır.
Cennetin kokusundan ve güzelliklerinden kendisine getirilir. Cennetten kendisine yatak verilir. Oradan elbise ile giydirilir. Dünya ve içindeki nimetlerinden daha ağır ve hayırlı olan nimetler kendisine verilir.
Kafire gelince. Küfürden Allah’a sığınırım. O İslam dini ile dindar olmayandır. İster Yahudi olsun. İster Hristiyan olsun. İster Mecusi olsun. İster Putperest olsun. İster hiçbir dine inanmayan dinsiz olsun. İslam dininden dönen mürted olsun. Önceden Müslüman idi. İslam ile övünüyordu. Sonra İslam dininden döndü. Mürted oldu. İslam ile alay etmeye başladı. Veya İslam’ın alametleri ile alay etmeye başladı. Kafir olduğundan İslam’dan bazı şeyleri terk etti. Namaz gibi. Bu onun için kederdir. Hüzündür. Kendisine ölüm anında ve kabrinde acı verici azaptır. Allah’ın cc şu ayet-i kerimesini işitin. Şöyle buyurur:
وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا اَوْ قَالَ اُوحِىَ اِلَیَّ وَلَمْ يُوحَ اِلَيْهِ شَیْءٌ وَمَنْ قَالَ سَاُنْزِلُ مِثْلَ مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَوْ تَرٰى اِذِ الظَّالِمُونَ فٖى غَمَرَاتِ الْمَوْتِ وَالْمَلٰئِكَةُ بَاسِطُوا اَيْدٖيهِمْ اَخْرِجُوا اَنْفُسَكُمْ اَلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ الْهُونِ بِمَا كُنْتُمْ تَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ غَيْرَ الْحَقِّ وَكُنْتُمْ عَنْ اٰيَاتِهٖ تَسْتَكْبِرُونَ
Enam suresi 6.93 - Allah'a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O'nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hâllerini bir görsen! Onlar ölüm acıları içindedirler. Melekler ellerini onlara doğru uzatmış, onlara bildirge ve hava yolu ile nefislerinizi çıkarın denilir. Sanki onlar nefislerinden korku içindedirler. Çünkü o nefis ancak azaba çıkar. Bugün canlarınızı çıkarın. Utanılacak azap, zelil azap, utanılacak ve ayıp azap ile Allah’ın cc aleyhine gerçek olmayanları söyle dediğinizden ve Onun ayetlerine karşı kibirlendiğinizden dolayı karşılaşacaksınız. Allah cc Azze ve Celle şöyle buyurdu:
وَلَوْ تَرٰى اِذْ يَتَوَفَّى الَّذٖينَ كَفَرُوا الْمَلٰئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَرٖيقِ
Enfal suresi 8.50 - Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve "haydi tadın yangın azabını" diyerek canlarını alırken bir görseydin.
ذٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ اَيْدٖيكُمْ وَاَنَّ اللّٰهَ لَيْسَ بِظَلّٰامٍ لِلْعَبٖيدِ
Enfal suresi 8.51 - (Ey kâfirler!) Bu, sizin ellerinizin önceden yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmedici değildir. Ayeti kerimde şayet edatı vardır. Onların canları alınırken şayet onları görebilseydin. Cevabi şöyle olur. Melaikeler onları öldürdükleri yüzlerine ve kıçlarına vurdukları ve yakıcı azabı tattıkları zamanı zihinlere ulaşabildiğince onlara büyük bir üzüntü çekecekleri anlaşılır.
Bu azap sizin elleriniz ile yaptığınız günahlardan dolayıdır. Muhakkak Allah cc kullarına zülmeden değildir. Yani şayet sen bunu görebilseydin elbette korkunç, utanılacak, yüz karası ve rezil olay görecektin. Aziz ve Celil olan Allah cc şöyle buyurdu:
فَكَيْفَ اِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلٰئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ
Muhammet suresi 47.27 - Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken hâlleri nasıl olacak?
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اتَّبَعُوا مَا اَسْخَطَ اللّٰهَ وَكَرِهُوا رِضْوَانَهُ فَاَحْبَطَ اَعْمَالَهُمْ
Muhammet suresi 47.28 - Bu, Allah'ı gazaplandıran şeylere uydukları ve O'nun hoşnut olduğu şeyleri beğenmedikleri içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.
Allah’ın cc öfkelendiklerine tabi oldular. Allah’ın razı olduğu davranışları çirkin gördüler. Sübhan olan Allah cc şöyle buyurdu:
فَوَقٰيهُ اللّٰهُ سَيِّئاتِ مَا مَكَرُوا وَحَاقَ بِاٰلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ
Mü’min suresi 40.45 - Allah, onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azâbın en kötüsü kuşattı.
اَلنَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ اَدْخِلُوا اٰلَ فِرْعَوْنَ اَشَدَّ الْعَذَابِ
Mü’min suresi 40.46 - (Öyle bir) ateş ki, onlar sabah akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun" denilecektir.
Resulüllah sav buyurdu: Bu söze doğru söyleyenden samimiyetle kulak verin. O doğru söyleyen kendi isteği doğrultusunda konuşmaz. Ona kulak verin. Şöyle buyuruyor: ‘’Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim. Bu ümmetten hiçbir kimse beni işitmiyor.
Yani davet ümmeti beni işitmiyor. Kim Resulüllah sav bi’setinden(gönderildikten) sonra bulursa o ümmetinin davetindendir.
Şöyle buyurdu: Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu ümmetten hiç bir kimse Yahudi ve Hristiyan işitmiyor. Sonra geçip gidiyor. Kendisi ile gönderildiğime iman etmiyor. Böyle iman etmeyen biri olursa cehennem ehlinden olur.’’ Nebi sav şöyle buyurdu: ‘’Sizden biriniz öldüğü zaman akşam sabah kendisine oturacağı yer gösterilir. Eğer cennet ehlinden ise cennet ehlinden olduğu kendisine gösterilir. Eğer cehennem ehlinden ise cehennem ehlinden olduğu kendisine gösterilir. Ona bu varacağın yerdir. Kıyamet gününde Allah cc seni buraya gönderecek. Denilir. Resulüllah sav sahih rivayetle rivayet edildi. Kafir için: Şu bir gerçek ki dünyadan sonu gelip ahirete yöneldiği zaman kendisine ölüm meleği gelir. Ona azabı müjdeler. Ve ruhuna; Ey pis olan nefis! Allah’ın öfkesine ve gazabına çık der. O da cesedinden kendisi ile müjdelendiği kötü yere ayrılır. Yünden olan ıslak çıyan kebap şişi gibi orada can çekişir. Gök kapıları o ruha açılmaz. Cesedine döndürülür. Rabbinden, dininden ve peygamberinden kendisine soru sorulur. Kendisi ile cevabı arasında çevrilir. Ta ki şayet dünyada cevap vermesini biliyordu ise cevap verir. Şu bir gerçek ki kabrinde iken küfür üzere öldü ise cevap veremez. Sonra kabir kendisine dar gelir. Ta ki kaburgaları birbirine girer. Kendisine cehennemden bir kapı açılır. Kendisine cehennemin sıcaklığı ve şiddetli sıcaklığı gelir. Demirden tokmaklarla kendisine vurulur. Öyle şiddetle bağırır ki insan ve cinlerin dışında ki varlıklar bunu iştir. Ey Müslümanlar! İşte buna Allah’ın kitabi ve Resulüllah’ın sav sünneti delalet eder. O delalet mu’minlere ölüm anında ve kabirlerinde verilecek nimetler ve sevinmeleridir. İyilik sever, cömert ve şerefli olan Allah’tan bizleri bu nimetlere kavuşanlardan olmamızı istiyorum. Bu ve bu Allah’ın kitabının ve Resulüllah’ın delalet ettiği kâfirlere verilecek azap ve ölüm anındaki ve kabirlerindeki ebediyete kadar olan kederleridir. Yalnız kâfirlere değil. Kim olursa olsun. Yalnız kâfire değil. Kim olursa olsun. Yahudi olsun. İster Hristiyan olsun. Ateşperest olsun. Putperest olsun. İslam’dan dönen murted olsun. Onun ile alay eder. Veya İslam’ın işaretleri ile alay eder. Veya kafirlerin terk ettiklerini terk eder. İslam’ın işaretlerinden dönerler. Bunlara öldükten sonra nimet ve sevinç yoktur. Azaplarından hafifletmek ve durmak yoktur. Allah cc şöyle buyurdu:
اِنَّ الْمُجْرِمٖينَ فٖى عَذَابِ جَهَنَّمَ خَالِدُونَ
Zuhruf suresi 43.74 - Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır.
لَا يُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فٖيهِ مُبْلِسُونَ
Zuhruf suresi 43.75 - Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.
وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوا هُمُ الظَّالِمٖينَ
Zuhruf suresi 43.76 - Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.
وَنَادَوْا يَا مَالِكُ لِيَقْضِ عَلَيْنَا رَبُّكَ قَالَ اِنَّكُمْ مَاكِثُونَ
Zuhruf suresi 43.77 - (Görevli meleğe şöyle seslenirler:) "Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin." O da, "Siz hep böyle kalacaksınız" der.
Azaptan dinlenebilmek kâfirler öldürmemizi gerçekleştirin diye söylerler. Ancak kendilerine muhakkak sizler burada kalıcısınız, Allah cc kâfirlere lanet eyledi, onlara cehennem hazırladı, ebedi olarak burada kalıcısınız, dost ve yardımcı bulamazsınız diye söylenir. Ayet-i kerimede Allah cc buyurdu:
يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِى النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا اَطَعْنَا اللّٰهَ وَاَطَعْنَا الرَّسُولَا
Ahzap suresi 33.66 - Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resûl'e itaat edeydik" diyecekler.
Bu ayet-i kerime Allah’ın Kitabin da Cehennem ehlinin Cehennemde ebedi kalacağını zikrettiği üç ayetten biridir. Kâfir olanlar ve zulmedenler; Allah ise onları af edici ve onları doğru yala hidayet edici değildir.
Onlar ancak ebedi olarak kalacakları Cehennem yoluna girerler. Kim Allah’a ve Resulüne ası olursa muhakkak ki bu kişiye içinde ebedi kalacağı Cehennem ateşi vardır.
Bu ayet-i Kerimelerden biri Nisa suresindedir. İkinci ayeti kerime Ahzap suresindedir. Üçüncüsü Cin süresindedir. Muhkem ayetler Cehennem ehline azabın ebedi olduğuna delalet eder. Bundan Allah’a sığınırım.
Ey Mü’minler! Öldükten sonra nimetler, sevinç, neşe ve keyif sadece Allah cc ve Resulunun emri üzerinde dost doğru olan mü’minlere aittir. Ayet-i Kerime de şöyle buyrulur:
Devamı Gelecek Sayıda...