Bayram Ali KAVALCI


ORUCUN VE RAMAZAN AYININ ÖNEMİ

bayramalikavalci@gmail.com


 İslâ­mın beş şar­tın­dan dör­dün­cü­sü, mü­ba­rek Ra­ma­zan ayın­da, her­gün oruç tut­mak­tır. Oruç, hic­ret­den on­se­kiz ay sonra, Şaban ayı­nın onun­cu günü, Bedir ga­za­sın­dan bir ay evvel farz oldu. Ra­ma­zan, yan­mak de­mek­tir. Çünkü, bu ayda oruç tutan ve tevbe eden­le­rin gü­nâh­la­rı yanar, yok olur.
Pey­gam­ber efen­di­miz (s.a.v) Şaban ayı­nın son günü hut­be­de bu­yur­du ki; (Ey Müs­lü­mân­lar! Üze­ri­ni­ze öyle büyük bir ay gölge ver­mek üze­re­dir ki, bu ayda ki bir gece [Kadir ge­ce­si], bin aydan dahâ fâ­ide­li­dir. Al­la­hü teâlâ, bu ayda her­gün oruç tu­tul­ma­sı­nı emr etdi. Bu ayda, ge­ce­le­ri te­râ­vih na­mâ­zı kıl­mak da sün­net­tir.
Bu ayda, Allah için ufak bir iyi­lik yap­mak, başka ay­lar­da farz yap­mış gi­bi­dir. Bu ayda, bir farz yap­mak, başka ayda yet­miş farz yap­mak gi­bi­dir. Bu ay, sabır ayı­dır. Sabr ede­nin gi­de­ce­ği yer Cen­net­dir.
Pey­gam­ber Efen­di­miz (s.a.v) yine bu­yur­du ki: (Her kim, Ra­ma­zan ayın­da her gün ve gece onar defa is­tiğ­far eder­se, Hak teâlâ ona Ceb­râ­il, Mî­kâ­il, İsrâ­fil, Az­râ­il ve Ha­me­le-i Arş me­lek­le­ri­ne ver­di­ği se­vâ­bı verir ve gü­nâh­la­rı­nı mah­ve­der).
Ebû Hu­rey­re "ra­dı­yal­la­hü anh" yâ Re­sû­lal­lah nasıl is­tiğ­far ede­lim diye so­run­ca bu­yur­du ki (Es­tağ­fi­rul­la­hel­le­zî lâ ilâhe illâ hüvel hay­yel kay­yû­me ve etûbü ileyh) de­yi­niz.
İmâm-ı Rab­bâ­nî "kud­di­se sir­ruh", (Mek­tû­bât) ın bi­rin­ci cild, kırk­be­şin­ci mek­tû­bun­da bu­yu­ru­yor ki: (Ra­ma­zân-ı şerîf ayın­da ya­pı­lan nâ­fi­le namâz, zikir, sa­da­ka ve bütün nâ­fi­le ibâ­det­le­re ve­ri­len sevâb, başka ay­lar­da ya­pı­lan farz­lar gi­bi­dir. Bu ayda ya­pı­lan bir farz, başka ay­lar­da ya­pı­lan yet­miş farz gi­bi­dir. Bu ayda ibâ­det ve iyi iş ya­pa­bi­len­le­re, bütün sene, bu iş­le­ri yap­mak nasîb olur. Bu aya say­gı­sız­lık ede­nin, günâh iş­le­ye­nin bütün se­ne­si, günâh iş­le­mek­le geçer. Bu ayı fır­sat bil­me­li­dir. Elden gel­di­ği kadar ibâ­det et­me­li­dir. Bu ayı, âhi­re­ti ka­zan­mak için fır­sat bil­me­li­dir. Kur'ân-ı kerîm Ra­ma­zân­da indi. Kadir ge­ce­si, bu ay­da­dır.
Ra­ma­zân-ı şe­rîf­de, hurma ile iftâr etmek sün­net­dir. İftâr edin­ce, (Ze­he­bez­za­ma' veb­tel­le­til urûk .....) du­âsı­nı oku­mak, te­râ­vîh kıl­mak ve hatim oku­mak mühim sün­net­dir).
Bü­yük­le­ri­miz Ra­ma­zân-ı şerîf ayın­da duâ eder­ler­ken; "Yâ Rabbî! Ra­ma­zân-ı şe­rî­fin şefâ'atına nâil eyle. Ra­ma­zân-ı şe­rîf­de afv ve mağ­fi­ret et­ti­ğin, Ce­hen­ne­min­den âzâd et­ti­ğin kul­la­rın ara­sı­na biz­le­ri de dâhil eyle" der­ler­di.
Bü­yük­le­ri­mi­zin ya­pa­gel­di­ği bu du­âla­ra ka­vuş­mak di­le­ğiy­le, Ra­ma­zân ayı­nı­zı teb­rik eder, ül­ke­mi­ze ve islâm âle­mi­ne ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni Ce­nâb-ı Hak­tan niyâz ede­riz. Kay­nak: Tam İlmi­hâl Sa­ade­ti Ebe­di­ye.
          He­pi­mi­zin Ra­ma­zan ayını en içten di­lek­le­rim­le teb­rik edi­yo­rum.