Bayram Ali KAVALCI


SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİMİZİN 109 YILI

bayramalikavalci@gmail.com


 Her yeni yılın ilk haf­ta­sın­da, Kars’ın Sa­rı­ka­mış il­çe­sin­de 5/6/7 Ocak ta­rih­le­ri ara­sın­da Sa­rı­ka­mış il­çe­sin­de kut­la­nan Sa­rı­ka­mış şe­hit­le­ri­mi­zi anama prog­ra­mı­na geç­miş­te 3 defa ka­tıl­mak nasip oldu. Rize eski Be­le­di­ye Baş­ka­nı Sayın Halil Ba­kır­cı’nın tarih me­ra­kı ve geç­miş ta­ri­hi iyi bilen bi­ri­si ola­rak ta­nı­dım. O ne­den­le Sayın Ba­kır­cı’nın iki dönem Rize Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de Ri­ze­li şe­hit­le­ri­mi­zin de ol­du­ğu Sa­rı­ka­mış’ta şe­hit­le­ri­mi­zi anma prog­ram­la­rı­na çok önem ve­rir­di. Biz ga­ze­te­ci­le­ri bu an­ma­ya davet eder­di. Ben­de­niz eski baş­kan Ba­kır­cı’nın da­ve­ti­ne iki defa ica­bet ettim. Çok bil­me­di­ğim Sa­rı­ka­mış şe­hit­le­ri­miz­le il­gi­li top­rak­la­rı ve me­kan­la­rı ye­ri­ne gör­me­nin hü­zün­lü mut­lu­lu­ğu­nu ya­şa­dım. Bu yılki anma et­kin­lik­le­ri­ni te­le­viz­yon­da­ki ha­ber­le­rin­den iz­le­dim. Sa­rı­ka­mış’ta yağan kar en iyi kris­tal kar ola­rak bi­li­nir Bu yılda bek­le­nen karın yağ­ma­dı­ğı gö­rül­müş­tür. Kars'ın Sa­rı­ka­mış il­çe­sin­de, Sa­rı­ka­mış Ha­re­ka­tı’nın 109. yılı anma et­kin­lik­le­ri çer­çe­ve­sin­de dü­zen­le­nen bu yılkı anma yü­rü­yü­şü­ne, hem­şe­ri­miz sn. Genç­lik ve Spor Ba­ka­nı Osman Aşkın Bak ile Aile ve Sos­yal Hiz­met­ler Ba­ka­nı sn. Ma­hi­nur Öz­de­mir Gök­taş'ın yanı sıra Tür­ki­ye'nin bir­çok ilin­den ve yurt dı­şın­dan genç, yaşlı çok sa­yı­da va­tan­daş ka­tıl­dı­ğın, bir yan­dan hü­zün­le bir yan­dan da gu­rur­la iz­le­dim. Siz­le­re şimdi Sa­rı­ka­mış ha­re­ke­tiy­le il­gi­li özet bil­gi­le­ri yaz­mış ola­yım. 19. Yüz­yıl­da Güney Kaf­kas­ya ve Kars, Ar­da­han ve Batum san­cak­la­rı­nın iş­ga­li Türk-Rus mü­ca­de­le­sin­de yeni bir dö­ne­mi baş­lat­mış­tır. Üç san­ca­ğın iş­ga­li va­ta­nın ve dev­le­tin bü­tün­lü­ğü­nü teh­li­ke­ye at­mış­tır. Rusya dur­du­ru­la­ma­dı­ğı tak­dir­de Türk mil­le­ti­nin va­ta­nı ve son ka­le­si olan Ana­do­lu ta­ma­men kay­be­di­le­bi­lir­di. Bu se­bep­le Türk mil­le­ti I. Dünya Sa­va­şı’nda ölüm-ka­lım mü­ca­de­le­si ve­recek, Kaf­kas cep­he­si ise he­sap­laş­ma­nın ya­şan­dı­ğı yer ola­cak­tı. 1914 yı­lın­da dünya sa­va­şı savaş pat­lak ver­di­ğin­de Rusya, Al­man­ya ile mü­ca­de­le­ye ön­ce­lik verdi. Al­man­ya mağ­lup edi­lin­ce Os­man­lı Dev­le­ti’ni yen­mek ve ta­ri­hi emel­le­ri­ne ulaş­mak kolay gö­zü­kü­yor­du. Os­man­lı Dev­le­ti’nin he­de­fi ise Rusya’yı Ana­do­lu’dan çı­ka­ra­rak dev­le­tin bü­tün­lü­ğü­nü te­mi­nat al­tı­na almak, işgal al­tın­da­ki Türk-İslam un­sur­la­rı­na hür­ri­yet­le­ri­ni ka­zan­dır­mak, Rus ve Er­me­ni kat­li­am­la­rı­na son ver­mek ve 93. Harbi’nin in­ti­ka­mı­nı ala­rak Ana­do­lu ve Kaf­kas­ya’ya yeni bir ruh ka­zan­dır­mak idi. Türk se­fer­ber­li­ği Türk-Al­man it­ti­fa­kın­dan sonra baş­la­dı. Ana­do­lu erzak ve iaşe yö­nün­den zen­gin ol­ma­sı­na rağ­men teş­ki­lat­la­rın ye­ter­siz­li­ği, subay ve per­so­nel ek­sik­li­ği ve de­mir­yo­lu­nun yok­lu­ğu gibi se­bep­ler­den ötürü ha­zır­lık­lar is­te­ni­len se­vi­ye­de ol­ma­dı. Rus do­nan­ma­sı Türk or­du­su­na kış­lık kı­lık-kı­ya­fet, silah ve mü­him­mat ge­ti­ren ge­mi­le­ri ba­tı­rın­ca 3. Or­du­nun sa­va­şı kendi im­kân­la­rıy­la sür­dür­mek­ten başka ça­re­si kal­ma­dı. Sa­va­şın ba­şın­da Türk or­du­su iki ko­lor­du­dan mey­da­na ge­li­yor­du. Bi­la­ha­re 10. Ko­lor­du ile tak­vi­ye­si­ne karar ve­ri­le­rek ko­lor­du sa­yı­sı üçe çı­ka­rıl­dı. Rus or­du­su 2 Kasım 1914’te Köp­rü­kö­yü is­ti­ka­me­tin­den sal­dı­rı­ya geçti. Türk or­du­su Köp­rü­köy ve Azap mu­ha­re­be­le­riy­le sal­dı­rı­yı dur­dur­sa da düş­ma­nı ta­ma­men yok ede­me­di. Baş­ko­mu­tan Ve­ki­li Enver Paşa, Üç San­ca­ğa gi­re­bil­mek için Rus or­du­su­nu imha edecek bir ku­şat­ma ha­re­kâ­tı­na karar verdi. Ha­re­kât pla­nı­na göre 11. Ko­lor­du Ha­san­ka­le ön­le­rin­de gös­te­ri ta­ar­ru­zu ya­par­ken 9. Ko­lor­du Bar­dız’a (Ga­zi­ler), 10. Ko­lor­du Oltu’ya iler­le­ye­rek düş­ma­nı ku­şa­ta­rak yok ede­cek­ti. Bunun için ha­re­kâ­tın bas­kın tar­zın­da ya­pıl­ma­sı ve düş­ma­nın çe­kil­me­si­ne fır­sat ve­ril­me­me­si ge­re­ki­yor­du. Sa­rı­ka­mış Ha­re­kâ­tı için ha­zır­lık­lar hız­lan­dı­rı­lır­ken Enver Paşa da 12 Ara­lık’ta Er­zu­rum’a ge­le­rek ko­mu­ta­yı dev­ral­dı. Ha­re­kât ön­ce­si 3. Ordu’nun genel mev­cu­du 118.000 olup, bunun 70.000’i mu­ha­rip idi. Türk ta­ar­ru­zu 22 Ara­lık 1914’te baş­la­dı. 10. Ko­lor­du ko­mu­ta­nı Hafız Hakkı Bey, Oltu’yu al­dık­tan sonra iki tü­me­ni Sa­rı­ka­mış-Kars şo­se­si­ne in­dir­me­si ge­re­ki­yor­du. Fakat pla­nın dı­şı­na çı­ka­rak Aksar (Penek) ve Göle’yi (Mer­de­nik) al­dık­tan sonra sa­de­ce bir tü­me­ni Bar­dız’a gön­der­di. Ar­da­han’a doğru iler­ler­ken Enver Paşa’nın mü­da­ha­le­siy­le Al­la­hu­ek­ber Dağı’nı aşmak zo­run­da kaldı. Ko­lor­du yü­rü­yüş sı­ra­sın­da çetin kış şart­la­rın­dan ötürü hem geç kaldı, hem de büyük ka­yıp­lar verdi. Ha­re­kâ­tın bütün yükü 9. Ko­lor­du’nun omuz­la­rı­na yük­len­di. Tü­men­ler gayet ağır bir coğ­raf­ya­da düş­man­la mü­ca­de­le ede­rek iler­ler­ken Enver Paşa, bir­lik­le­rin Bar­dız’a ulaş­ma­sı­nı bek­le­me­den ta­ar­ruz emri verdi. Böy­le­ce düş­ma­nı kuv­vet­li bir dar­bey­le yok etmek ye­ri­ne bir­lik­le­ri tek tek mu­ha­re­be­ye so­ka­rak or­du­nun Sa­rı­ka­mış ön­le­rin­de eri­me­si­ne neden oldu. 25 Ara­lık sa­ba­hı yü­rü­yü­şe geçen tü­men­ler ancak akşam sa­at­le­rin­de Rus sa­vun­ma hat­la­rı­na ulaş­tı. Gece sa­at­le­ri­ne kadar devam eden sal­dı­rı­la­ra rağ­men Sa­rı­ka­mış alı­na­ma­dı. 9. Ko­lor­du Ko­mu­ta­nı Çer­kez­kö­yü mev­ki­in­de ha­re­kâ­tı dur­dur­du. Bir­lik­ler ge­ce­yi açık ara­zi­de ge­çi­rir­ken or­du­nun ta­ar­ruz gücü ve mo­ra­li alt üst oldu. 26 Ara­lık­ta ya­pı­lan ikin­ci hücum şeh­rin kuzey hat­la­rın­da yo­ğun­laş­tı. Yu­ka­rı Sa­rı­ka­mış mev­zi­le­ri­ne gi­ril­se de şehir yine alı­na­ma­dı. 29 Ara­lık’ta son bir hücum ya­pı­lır­ken 9. Ko­lor­du büyük ka­yıp­lar ve­re­rek savaş ka­bi­li­ye­ti­ni yi­tir­di. 10. Ko­lor­du’nun ta­ar­ru­zun­dan da sonuç alı­na­ma­dı. Rus­lar Bar­dız ge­çi­di­ni ele ge­çi­rin­ce Enver Paşa za­fe­re olan inan­cı­nı kay­be­de­rek ko­mu­ta­yı Hafız Hakkı Bey’e dev­ret­ti ve böl­ge­den ay­rıl­dı. 9. Ko­lor­du’ya bağlı 1.200 asker esir edi­lin­ce 4 Ocak 1915’te or­du­ya geri çe­kil­me emri ve­ril­di. Ha­re­kât sona er­di­ğin­de Rus­lar yak­la­şık 32.000 kayıp ve­ri­di. Türk or­du­su­nun şehit, ya­ra­lı, hasta, kayıp ve esir olmak üzere top­lam kaybı 90.000’e ula­şı­yor­du. Ordu’nun 9.000’e düşen mev­cu­du ye­ni­den teş­ki­lat­lan­ma­ya bağlı ola­rak bir hafta için­de 21.351’e çı­ka­rıl­dı.
Ha­re­kâ­tın So­nuç­la­rı;
Sa­rı­ka­mış Ha­re­kâ­tı, se­fer­ber­lik­ten iti­ba­ren baş­la­yan ha­ta­lar ve ih­mal­ler zin­ci­ri­nin hazin bir so­nu­cu­dur. Köp­rü­köy ve Azap mu­ha­re­be­le­rin­de düş­man imha edi­le­rek teh­dit or­ta­dan kal­dı­rıl­say­dı Sa­rı­ka­mış Ha­re­kâ­tı­na ih­ti­yaç du­yul­ma­ya­cak­tı. Türk as­ke­ri as­ker­li­ğin bütün icap­la­rı­nı ye­ri­ne ge­tir­di­ği halde or­du­nun sevk ve ida­re­sin­de ya­şa­nan so­run­lar bu so­nu­cu do­ğur­muş­tur. 3. Ordu savaş gü­cü­nü kay­bet­ti­ğin­den üs­tün­lük Rus­la­ra geç­miş­tir. El­vi­ye-i Se­la­se ve Kaf­kas­ya’nın kur­tu­lu­şu için çı­kı­lan yolda Doğu Ana­do­lu işgal ve is­ti­la­ya açık hale gel­miş­tir. 93. Harbi’nin ya­ra­la­rı­nı sar­mak müm­kün ola­ma­dı­ğı gibi yeni acı­la­ra neden olun­du. Rus­lar ha­re­kât böl­ge­sin­de on bin­ler­ce Türk aha­li­yi Türk or­du­su­na des­tek ver­dik­le­ri id­di­asıy­la kat­let­ti. Taş­nak Er­me­ni­le­ri­ni kış­kır­ta­rak doğu vi­la­yet­le­rin­de is­yan­lar çı­kar­mak su­re­tiy­le dev­le­ti ve or­du­yu iki ateş ara­sın­da bı­rak­tı­lar. Bu se­bep­le önce El­vi­ye-i Se­la­se’den, ar­dın­dan doğu vi­la­yet­le­rin­den yüz­bin­ler­ce insan daha gü­ven­li ad­det­tik­le­ri böl­ge­le­re göç etmek zo­run­da kal­mış­lar­dır. Sa­rı­ka­mış Ha­re­kâ­tı, dünya sa­va­şı­nın sey­ri­ni de et­ki­le­miş­tir. İngil­te­re, Rusya üze­rin­de­ki bas­kı­yı azalt­mak ve ona yar­dım etmek ama­cıy­la Ça­nak­ka­le cep­he­si­ni aç­mış­tır.  ( Kay­nak: Prof. Dr. Sel­çuk Ural)
Tüm şe­hit­le­ri­mi­ze Al­la­hü te­la­dan rah­met di­li­yo­rum. Me­kân­la­rı cen­net olsun. Allah bir daha ül­ke­mi­ze böyle büyük acı­lar ya­şat­ma­sın in­şal­lah.