Son aylardaki ekonomik zorlular insanımızı gerçekten zorluyor. İşsizlik ve pahalılıktan bunalan insan kafayı yiyor, cinnet geçirenler yok mu elbette var.
Zorlukların getirdiği sıkıntılar her yerde hissediliyor. Eşler arasındaki boşanmaların büyük bir çoğunluğu parasızlık ve işsizliktir.
Artan cinayetlerin birinci sorumlusu ekonomik zorluktur. Adam ya kirayı ödeyemiyor, ya kredi kartı borcunu ödeyemiyor veya yiyecek para bulamıyor. Sonuç mu ne. Hiç iyi gitmiyor, İdare edenlerde biraz daha sağduyulu idarecilik diyorum. Son günlerde gelişen olaylar, yapılan açıklamalar vatandaşla alay eder cinsinden. Asgari ücrete verilen zammı çok büyük başarı diye söylene duranlar kiraların 1261 TL olduğunu söylerken utanmıyor. Atanmış Hazine Maliye Bakanı dünyadaki kiralardan bahsederken Türkiye'de 4253 TL lik asgari ücretin çok iyi olduğundan bahsediyor. Atanmış Bakan milletle kafa buluyor. 1261 TL ye kiralık ev nerede var ey atanmış Bakan. Sende torbadan atanlardansın Hazine Maliye Bakanı, sokaktaki yangından haberin yok. Yağ-Tüp-Zeytin-Peynir fiyatlarını karından habersiz açıklayamayacak kadarda her şeyden bihabersiniz. Her gün gelen zamlar bıktırdı. Gündemi yakından takip eden bir Gazeteci olarak gerçekten millet bıktı. İnsanımız çok zor durumda. Bu kadar beceriksizlik olmaz. Tepedekiler ve bir kısım zümrede sıkıntı yok, sıkıntıyı yaşayan emekli, çiftçi, tepede olmayanlar ve çalışanlar. AK Parti İktidarı millete sorumluluğu olmayan, milleti tanımayan atanmış Bakanların oyuncağı olmuş. Bakkaldan marketten bugün alınan gıda maddesinde yarın fiyat değişiyor. İkizdere'de 3 gün önce 9 TL olan süt litresi bugün 12 TL ye çıkmış.100 liradan aşağı Tereyağı yok. Akşam Mazot Benzin 10 lira, sabah başka fiyat.13 liraya ulaşan akaryakıt fiyatından hükümet memnun mu? İstikrar aranır hale geldik ama gün aşırı etiketler değişiyor. Her sabah zamlarla uyanmak zorunda mıyız? Ey AK Parti hükümeti eğer fiyatlara hakim olamıyorsan nasıl Hükümetsin. Yapamıyorsan bırak Allah aşkına. Sandığı getir vatandaşın önüne memnun veya değilse bir onay versin. Kurtuluş savaşı diyerek yapılan mücadeleyi anlamak zor. Kurtuluş derken kimden, nereden, neden kurtuluş. Savaşı veren, sıkıntı çeken alt tabaka denilen zümre. Tepedeki ekibin tuzu kuru. Cepler, kasalar dolu olduğu için yarından endişeleri yok. Üç beş maaş ve dövizli çalışmalar yapanlar kime karşı kurtuluş savaşı veriyor bilinmez. Sonumuz nereye doğru, Rize'de iktidarın temsilcileri başka paramı kullanıyor ki şikayetçi olmuyorlar.