MÜCADELELERLE DOLU BİR YAŞAM BİR MEMLEKET SEVDALISI: Av.HÜSEYİN KARAAHMETOĞLU VE RİZE'NİN YAKIN TARİHİNDEN ANEKDOTLAR

Yazarlarımız 7.01.2022 10:18:09 0
MÜCADELELERLE DOLU BİR YAŞAM BİR MEMLEKET SEVDALISI: Av.HÜSEYİN KARAAHMETOĞLU VE RİZE

Rize kendi di­na­mik­le­ri­ne ne­den­se sahip çık­mı­yor. Ye­te­rin­ce fay­da­la­na­mı­yor. Bu di­na­mik­ler­den biri de hiç şüp­he­siz Av. Hü­se­yin Ka­ra­ah­me­toğ­lu'dur. Avu­kat ola­rak, Rize Ba­ro­su Baş­ka­nı ola­rak, Ri­zes­por Baş­kan Yar­dım­cı­sı- As Baş­ka­nı-Yö­ne­ti­ci ola­rak Rize'ye hiz­met­le­ri do­kun­muş­tur. Tür­ki­ye Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu (TFF) Yö­ne­tim Ku­ru­lu Pro­fes­yo­nel Fut­bol Di­sip­lin Ku­ru­lu (PFDK) Baş­kan­lı­ğı gö­re­vi­ni yü­rü­tür­ken yan­lı­şın ya­nın­da ol­ma­dı­ğı için gö­re­vin­den alın­mış­tı. Ma­ale­sef ciddi bir lo­bi­si ol­ma­yan, sa­de­ce si­ya­si an­lam­da lobi oluş­tu­ran Ri­ze­li­ler, ken­di­le­ri­ni ba­şa­rıy­la tem­sil eden hem­şe­ri­le­ri­nin ya­nın­da dur­ma­mış­tır.
RİZE'YE RİZES­POR'A HEP FAY­DA­SI DO­KUN­DU
Ba­ba­sı dev­let me­mu­ru ol­ma­sı ve ki­ra­da otur­ma­la­rı ne­de­ni ile ço­cuk­lu­ğum­dan üni­ver­si­te bi­te­ne kadar çe­şit­li iş­ler­de ça­lış­tı. İlko­kul­da okur­ken sakız, gazoz, mısır, simit, balık sattı. Yük­se­ko­kul­da okur­ken Cum­hu­ri­yet Çay Fab­ri­ka­sı'nda ge­çi­ci işçi ola­rak var­di­ya­lı ça­lış­tı. Yük­se­ko­ku­lu bi­tir­dik­ten sonra Rize Be­le­di­ye­si Elekt­rik ve Su İda­re­si'nde mu­ha­se­be ele­ma­nı ola­rak işe baş­la­dı. Avu­kat olmak için gece gün­düz ders ça­lı­şıp İstan­bul hukuk fa­kül­te­si­ni de­re­ce ile ka­zan­dı. Ço­cuk­lu­ğun­da Ri­zes­por minik ta­kı­mı Ri­zes­por'un maç­la­rı­nın 15 da­ki­ka­lık devre ara­sın­da sa­ha­ya çıktı. Ri­zes­por genç, Ri­zes­por ama­tör Es­nafs­por ve Ka­le­gül­ba­har spor­da fut­bol oy­na­dı. Avu­kat­lı stajı ya­par­ken ba­ba­sı Balsu Ca­mi­inin av­lu­sun­da kalp krizi ge­çi­re­rek vefat et­ti­ğin­de ne ban­ka­da bir mev­du­atı, ne de pa­ra­sı vardı. Ce­bin­den çıkan az mik­tar­da pa­ra­yı çer­çe­ve­le­tip ofi­si­ne astı. Rize'de genç avu­kat ola­rak ça­lış­ma­nın zor­luk­la­rı­nı ya­şa­dı. Gelen müş­te­ri­ler sen ço­cuk­sun deyip ona dava ver­mi­yor­lar­dı. Bunu aşmak için kalın göz­lük taktı ve bıyık bı­rak­tı. Mü­ca­de­le ver zor­luk­lar­la ver­di­ği mü­ca­de­le sü­re­cin­de ha­ya­tı­nın her de­min­de Rize'ye Ri­ze­li­ye fay­da­sı do­ku­nan Av. Hü­se­yin Ka­ra­ah­me­toğ­lu ile geç­mi­şe yol­cu­lu­ğa çık­tık….
ÜÇ KUŞAK RİZE BALSU MA­HAL­LESİ'NDENİZ
*Di­ler­se­niz yola, ha­ya­tı hi­ka­ye­niz­le ve aile­niz­le çı­ka­lım. 26 Ocak 1959 ta­ri­hin­de Rize Balsu Ma­hal­le­sin­de doğ­dum. Babam Ci­hat­din Ka­ra­ah­me­toğ­lu'nun anne ve ba­ba­sı yine aynı ma­hal­le­den olan dedem Hafız Hü­se­yin Ka­ra­ah­me­toğ­lu be­le­di­ye parkı kar­şı­sın­da pas­ta­ne iş­let­miş­tir. Ba­ba­an­nem Şük­rü­ye Hanım ise Su­ya­bat­maz aile­si­nin bi­rey­le­rin­den­dir. Annem Suzan'ın anne ve ba­ba­sı Emi­net­tin Ma­hal­le­si sa­kin­le­rin­den­dir. Dedem Özel İdare Mü­dür­lü­ğün­de ça­lı­şan Ahmet Mit­hat Bi­be­roğ­lu, An­ne­an­nem ise Pi­ri­çe­le­bi Ma­hal­le­si'nden Kol­çak aile­si­nin kızı Lüt­fi­ye ha­nım­dır.
O ZA­MAN­LAR RİZE'DE KIT­LIK VARDI DEDEM KA­ZAN­DI­ĞI İKRAMİYEYİ RİZELİLERE DA­ĞIT­TI
Babam Rize Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı'nda Yazı İşleri Mü­dü­rü (Baş­ka­tip) ola­rak otuz üç yıl hiz­met ver­miş­tir. O za­man­lar baş­kan yar­dım­cı­sı ol­ma­dı­ğın­dan baş­ka­na ve­ka­let ve yar­dım­cı­lık gö­re­vi­ni de baş­ka­tip yanı babam ya­pı­yor­du. Bu sü­reç­te bir­çok baş­kan­la ça­lış­mış se­vi­len sa­yı­lan bir memur, annem ise ev ha­nı­mı­dır. 1950 yıl­lar­da de­de­min al­dı­ğı bir milli pi­yan­go bi­le­ti­ne büyük ik­ra­mi­ye düş­me­si ne­de­ni ile Balsu Ma­hal­le­si'nde "bin­lik­le­rin to­run­la­rı" ola­rak anı­lır­dık. O sı­ra­da Rize'de kit­lik vardı dedem ka­zan­dı­ğı ik­ra­mi­ye­yi Ri­ze­li­le­re da­ğıt­tı. Babam be­le­di­ye de ça­lış­tı­ğı sü­reç­te Baba Reis Ekrem Orhon Baş­kan'a ya­kın­lı­ğıy­la bi­li­nir­di. Orhon'dan sonra baş­kan de­ği­şi­min­de sık sık gö­rev­den alı­nıp, mez­ba­ha­ne­ye, İtfa­iye ve be­le­di­ye fı­rı­nı­na sür­gün edil­miş­ti. Ama mü­ca­de­le­ci bir ya­pı­sı vardı. Her sür­gün son­ra­sı Da­nış­tay ka­ra­rı ile tek­rar gö­re­vi­ne geri dö­ner­di.
FER­HAT'IN ŞİRİN'E AŞKI GİBİ RİZE'YE AŞIK­TI ÖRNEK BİR SA­DA­KAT ÖRNEK BİR DOST­LUK
* Rah­met­li Ekrem Orhon ba­ba­nı­zın ar­ka­da­şıy­dı. Ekrem Orhon'a dair o gün­ler­den ben­li­ği­niz­de ka­lan­la­rı biraz an­la­tır­mı­sı­nız? Baba Reis Ekrem Orhon'un sev­da­sı mem­le­ke­ti Rize idi. Baba Reis iyi bir Rize mil­li­yet­çi­si ol­ma­sı­na kar­şın tam bir dev­rim­ciy­di.
Baba Reis her ça­lı­şa­nı ile ol­du­ğu gibi babam ile de iyi bir dost ve iyi bir ça­lış­ma ar­ka­da­şıy­dı. Rize Li­se­si Or­ta­oku­lun­da oku­du­ğum yıl­lar­da, ba­ba­mın odası ile Baba Reis'in odası yan yana idi. Ba­ba­mın ya­nı­na git­ti­ğim­de ya Nevin (Kö­se­oğ­lu) Abla'ya ya da Hasan (Avcı) Ağa­bey'ime ya­ka­la­nır­dım. Baba Reis beni gör­me­sin diye ikin­ci kat­ta­ki bu ko­ri­do­run ba­şın­da­ki kö­şe­den ko­ri­dor­da biri var mı diye çok bak­mış­lı­ğım vardı. İşte benim açım­dan meş­hur olan bu ko­ri­dor benim Baba Reis ile olan anı­la­rım­da yer al­mış­tır. Baba Reis, be­nim­le kar­şı­laş­tı­ğın­da be­nim­le ko­nuş­ma­ya ça­lı­şır ve beni se­ver­di. Pap­yon­lu Baba Reis'in beni ya­ka­la­ma­sı ve sev­me­sin­den do­la­yı çok uta­nır­dım. İl dı­şı­na çık­tı­ğın­da bana ve kar­deş­le­ri­me he­di­ye­ler ge­tir­me­sin­den çok hoş­la­nır­dık. Ko­ri­dor­da belki de bir­çok in­sa­nın görüp de dik­ka­ti­ni çek­me­yen büyük bir ha­ri­ta benim her zaman dik­ka­ti­mi çe­ker­di. Bu ha­ri­ta­da Rize'de ya­pa­ca­ğı dol­gu­yu gös­te­ri­yor­du. Çıl­gın bir proje ola­rak gö­rü­nür­dü. Deniz dol­du­ru­la­rak ya­pı­la­cak ha­va­ala­nı o ta­rih­ler­de bir ha­yal­di, ama Tür­ki­ye yak­la­şık elli yıl sonra o ha­ya­le ula­şa­bil­miş­ti. Babam, bir gün eve gel­di­ğin­de Baba Reis ile il­gi­li ola­rak an­ne­me "Reis sağ­lı­ğı­nı dü­şün­mü­yor" diye ya­kın­mış­tı. Babam ilk kez evde Be­le­di­ye ile il­gi­li bir ko­nu­yu aç­mış­tı. Tabi bi­zim­de il­gi­mi­zi çek­miş­ti ve tüm kar­deş­ler kulak mi­sa­fi­ri olup ba­ba­mı din­le­me­ye ko­yul­duk. Babam "o kadar uğ­raş­tım ama ikna ede­me­dim. Dol­dur­du­ğu men­di­re­ğin de­niz­le bu­luş­tu­ğu en uç nok­ta­sı­na bir çadır kurup üç gün orda ka­la­ca­ğı­nı ve ora­dan şehri sey­re­de­ce­ği­ni söy­lü­yor" de­miş­ti. Ba­bam­da ken­di­si­ne "Issız yerde tek ba­şı­na nasıl ka­la­cak­sın, ben de ka­la­yım" de­di­ğin­de, ba­ba­ma kim­se­yi is­te­me­di­ği­ni söy­le­ye­rek gidip orada üç gün kal­mış­tı. Baba Re­isin bir diğer ha­ya­lı ise Ri­ze-Er­zu­rum yolu idi. Bu yolu yap­mak için tüm en­gel­le­me­le­re rağ­men yıl­ma­dan ça­lış­mış ve fakat bunu ba­şa­ra­ma­mış­tı. Baba Re­isin bana göre bir va­si­yet kabul edi­len bu yolun ve­fa­tın­dan yak­la­şık otuz beş yıl sonra ta­mam­la­nıp tra­fi­ğe açıl­ma­sı sonra iyi bir vefa ör­ne­ği ol­ma­lı­dır. Baba Reis'i bir ke­li­me ile ta­nım­lar­sam "Fer­hat'ın Şirin'e olan aşkı gibi, Mem­le­ke­ti Rize'sine çıl­gın­ca aşık bir mec­nun­du".
YA­PI­LAN HİZMETE REVA GÖ­RÜ­NEN BU MU? BABA REİS EKREM ORHON'A YAKIN DİYE KA­PI­SI­NI ÇİVİLEDİLER
Ba­ba­mın Be­le­di­ye'de gö­rev­de bu­lun­du­ğu yıl­lar­da çok anı­la­rı var­dır. Baba Reis Ekrem Orhon'un se­çi­mi kay­bet­me­si son­ra­sın­da gelen yeni baş­ka­nın adam­la­rı ba­ba­mın işe gel­di­ği ilk gün babam oda­sı­na gir­me­sin diye çi­vi­ler­le ka­pa­tıp ba­ba­mı oda­sı­na sok­ma­ma­la­rı gün gibi ak­lım­da­dır. Ba­ba­mın hasta ol­du­ğu bir gün dok­to­ru­nun vi­zi­te ka­ğı­dı is­te­me­si üze­ri­ne or­ta­okul öğ­ren­ci­si olan ben be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­na git­tim. Dö­ne­min Rize be­le­di­ye Baş­ka­nı'nda vi­zi­te ka­ğı­dı­nı im­za­la­ma­sı­nı is­te­di­ğim­de beni ma­ka­mın­dan kovdu. Ma­ka­mın­dan çı­kar­ken baş­ka­nı­na hi­ta­ben "Düş­mez kalk­maz bir Allah'tır. Sende dü­şe­cek­sin gö­re­cek­sin" demem üze­ri­ne po­lis­le­ri ça­ğırt­tı­ğı ve beni şi­ka­yet et­me­si­ni ömrüm bo­yun­ca unut­ma­dım..
ÇAY FABRİKA­SIN­DA MEVSİMLİK İŞÇİ OLA­RAK ÇA­LIŞ­TIM OKU­MAK İÇİN SAKIZ, GAZOZ, MISIR VE SİMİT SAT­TIM
*Hangi okul­lar­dan mezun ol­du­nuz? Nasıl bir şart­lar­da oku­du­nuz? İlko­ku­lu Kur­tu­luş İlko­ku­lu'nda, or­ta­okul ve li­se­yi Rize Li­se­si'nde oku­dum. Rize Mes­lek Yük­sek Okulu mu­ha­se­be bö­lü­mün­den ve sonra de­re­ce ile gir­di­ğim İstan­bul üni­ver­si­te­si hukuk fa­kül­te­sin­den mezun oldum. İki hu­kuk­çu ve iki öğ­ret­men olmak üzere dört kar­de­şiz. Babam dev­let me­mu­ru ol­ma­sı ve ki­ra­da otur­ma­mız ne­de­ni ile ben ço­cuk­lu­ğum­dan üni­ver­si­te bi­te­ne kadar çe­şit­li iş­ler­de ça­lış­tım. İlko­kul yıl­la­rım­da sakız, gazoz sat­tım. Or­ta­okul ve lise yıl­la­rın­da Re­şa­di­ye Ma­hal­le­si ba­lık­çı­la­rı­nın tut­tuk­la­rı ba­lık­la­rı bir ar­ka­da­şım­la bir­lik­te bir ka­mı­şa ko­ya­rak sat­tım. Mısır ve simit sat­tım. Bah­çe­miz­de­ki top­la­dı­ğım mey­ve­le­ri sat­tım. Hurda demir top­la­yıp sat­tım. Yük­se­ko­kul­da okur­ken Cum­hu­ri­yet Çay Fab­ri­ka­sı'nda ge­çi­ci işçi ola­rak var­di­ya­lı ça­lış­tım.
Gece sa­ba­ha kadar ça­lı­şıp oku­lu­ma git­tim. Sen­di­ka­lı ol­du­ğum için ba­bam­dan daha fazla para ka­za­nı­yor­dum. Yük­se­ko­ku­lu bi­tir­dik­ten sonra Rize Be­le­di­ye­si Elekt­rik ve Su İda­re­si'nde mu­ha­se­be ele­ma­nı ola­rak işe baş­la­dım. Bu­ra­da da sen­di­ka­lı ol­du­ğum için yine ami­rim ko­nu­mun­da ba­bam­dan daha fazla üc­re­tim alı­yor­dum.
BEN AVU­KAT OL­MA­LI­YIM
Ça­lı­şır­ken "ben avu­kat ol­ma­lı­yım" deyip gece gün­düz ders ça­lı­şıp İstan­bul hukuk fa­kül­te­si­ni de­re­ce ile ka­zan­dım. Bu arada Rize mes­lek yük­se­ko­ku­lun­da öğ­re­tim üye­li­ği ya­pa­rak iki yıl hukuk dersi ver­dim.
RİZES­POR GENÇ TA­KI­MI, ES­NAFS­POR VE KA­LE­GÜL­BA­HAR'DA FUT­BOL OY­NA­DIM
*Bir yanda da fut­bo­la ilgi du­yu­yor­du­nuz sa­nı­rım Evet her Ri­ze­li gibi bende ma­hal­le ara­la­rın­da bul­du­ğu­muz boş alan­lar­da, so­kak­lar­da ve okul bah­çe­le­rin­de fut­bol oy­nu­yor­duk. Okul bah­çe­le­ri ço­cuk­la­ra yasak ol­du­ğu için ge­nel­de okul yö­ne­ti­ci­le­ri bizi ka­ra­ko­la şi­ka­yet et­me­le­ri ne­de­ni po­lis­ler gel­di­ğin­de oku­lun bah­çe­sin­den peşi sıra ya­ka­lan­ma­mak için kaç­ma­la­rı­mı­zı asla unu­ta­mam. Ço­cuk­lu­ğu­muz za­ma­nın­da bugün ol­du­ğu gibi çe­şit­li ka­te­go­ri­de ta­kım­lar ol­ma­ma­sı ne­de­ni ile biz fut­bol sev­gi­mi­zi bu şe­kil­de gi­de­ri­yor­duk. Bu sü­reç­te ku­yum­cu­luk yapan Ömer Şahin isim­li bü­yü­ğü­müz biz­ler­den Ri­zes­por minik ta­kı­mı adı al­tın­da kır­mı­zı ve beyaz ola­rak iki takım kurdu. Ri­zes­por'un maç­la­rı­nın 15 da­ki­ka­lık devre ara­sın­da se­yir­ci­le­rin eğ­len­me­si için maç yap­tı­rır­dı. İlk kez Rize Stadı ile bu şe­kil­de bu­luş­tuk. Son­ra­dan bu iki ta­kım­dan Ri­zes­por'da çok fut­bol­cu oy­na­mış­tır. Daha sonra bu minik ta­kım­dan ben dahil bir­çok kişi Ri­zes­por genç ta­kı­mı­nın ve Ri­zes­por ama­tör oyun­cu­su olduk. Ri­zes­por genç ta­kı­mın­da oy­nar­ken aynı za­man­da Rize Li­se­si fut­bol ta­kı­mın­da da oy­na­dım. Fut­bol­cu li­san­sım dı­şın­da aynı za­man­da Ri­zes­por'un bas­ket­bol ve vo­ley­bol ta­kım­la­rın­da da li­sans­lı oyun­cu ola­rak oy­na­dım Rize'nin en köklü ama­tör ku­lü­bü olan Es­nafs­por ve Ka­le­gül­ba­har spor­da oy­na­dım. Hukuk Fa­kül­te­si­ni ka­zan­dı­ğım için tah­si­li­me devam etmek is­te­dim ve Rize'deki fut­bol­cu­luk se­rü­ve­ni­ni İstan­bul'a ta­şı­dım. İstan­bul'da üni­ver­si­te ta­kı­mın­da ve semt­le­rin ta­kım­la­rın­da ma­ça­la­ra çık­tım.
EF­SA­NE KALECİYİ DE­NE­ME GEREĞİ GÖR­MEDİLER
Rize'de ma­hal­le ara­la­rın­da maç­la­rı­mız­da ve tur­nu­va­lar­da oy­nar­ken bir ka­le­ci dik­kat­li­mi çekti. Bu ka­le­ci­yi Ri­zes­por genç ta­kı­mın ant­ren­ma­nı­na Rize şehir sta­dı­na gö­tür­düm. Ho­ca­mız "süper bir ka­le­ci bul­dum. Ken­di­si­ni de­ne­yin ta­kı­ma alın" dedim. Hoca ar­ka­da­şı­mı de­ne­me ge­re­ği gör­me­den bizi kovdu. Çok üzül­müş­tüm. Sonra o ar­ka­da­şım Ri­zes­por'un ef­sa­ne ka­le­ci­le­rin­den biri oldu ve takım kap­tan­lı­ğı yaptı. o isim Sinan Ye­ni­gün'dur.
BİR YIL KA­RAN­LIK­TA MUM IŞI­ŞIN­DA OFİS İŞLETTİM DAVA ALMAK İÇİN BIYIK BI­RAK­TIM KALIN CAMLI GÖZ­LÜK TAK­TIM
*Rize Baro Baş­kan­lı­ğı­nı kaç dönem yap­tı­nız. Avu­kat­lı­ğa baş­la­ma ta­ri­hi­niz ve ha­tı­ra­la­rı­nız­dan söz eder mi­si­niz? İstan­bul Hukuk Fa­kül­te­si'nde olur­ken boş za­man­la­rım­da aynı za­man­da bir avu­ka­tın ya­nın­da ça­lı­şı­yor­dum. Oku­lum bi­tin­ce İstan­bul'da avu­kat­lık yap­ma­yı dü­şü­nü­yor­dum. Tüm alt ya­pı­mı ve he­de­fi­mi İstan­bul üze­ri­ne kur­muş­tum. Ba­ba­mın be­le­di­ye­den emek­li ol­ma­sı ve kalp has­ta­sı ol­ma­sı üze­ri­ne evin tek erkek ev­la­dı ol­ma­sın­dan do­la­yı Rize de avu­kat­lık yap­ma­yı kara ver­dim. İki odalı bir ofis ki­ra­la­yıp bir oda­sın­da ba­ba­mın ar­ka­daş­la­rı ile soh­bet et­me­si be diğer odada benim ça­lış­ma odam ola­rak plan­la­ya­rak Rize'ye dön­düm.
BABAM VEFAT ETTİĞİNDE NE BAN­KA­DA MEV­ZU­ATI NE PA­RA­SI VARDI CEBİNDEN ÇIKAN AZ MİKTAR­DA PA­RA­YI ÇER­ÇE­VE YAP­TI­RIP OFİSİME ASTIM
Avu­kat­lık sta­jı­na baş­la­dım. Sta­jı­mın 5 ayın­da babam, hı­sı­mı­mız olan bir bü­yü­ğü­mü­zün ce­na­ze­si­ne Balsu Ca­mi­si­ne gitti ve na­ma­zı kı­lar­ken ca­mı­nın av­lu­sun­da kalp krizi ge­çi­le­rek vefat etti. Me­za­rı Balsu Camii'nin bah­çe­sin­de­dir. Babam vefat et­ti­ğin­de ne ban­ka­da bir mev­du­atı, ne de pa­ra­sı vardı. Ce­bin­den çıkan az mik­tar­da pa­ra­sı şuan çer­çe­ve­li bir şe­kil­de ofi­si­min du­va­rın­da as­lı­dır. Sta­jı­mı bi­tir­dim. Ofis açmak için ça­lış­ma­la­ra baş­la­dım. Ak­ra­ba­la­rım­dan bir kişi hariç kimse "ofis aça­cak­sın ne ih­ti­ya­cın var" de­me­di.
Çe­kir­dek aile­min yar­dı­mı ile Rize'de Tuzcu Han'da küçük bir odayı ki­ra­la­dım. Hiç unut­mam ki­ra­la­mak için her zaman min­net duy­du­ğum Han sa­hi­bi Adil Tuzcu abim benim du­ru­mu­mu bil­di­ği için kira be­de­li is­te­me­di. Zaten kira be­de­li çok düşük bir bedel ol­ma­sı­na rağ­men ben bu be­de­li ailem­den ala­rak zorla ken­di­si­ne ver­dim. Ofisi nasıl do­na­ta­ca­ğım diye dü­şü­nür­ken staj ya­par­ken bir icra ta­ki­bi için beni bul­du­lar. Büyük bir be­del­di. Bu ta­ki­bi açıp pa­ra­yı tah­sil ettim ve 110 lira ka­zan­dım. Bu para ile ofise bir metal küçük masa beş san­dal­ye aldım. Ofisi do­nan­ma­sı­na do­nat­tık ama bu kez ofi­sin elekt­rik borcu vardı. Eski ki­ra­cı elekt­rik pa­ra­la­rı­nı öde­me­me­le­ri ne­de­ni ile elekt­ri­ği ke­sil­miş­ti. Elekt­ri­ğin açı­la­bil­me­si için o bor­cun öden­me­si ge­re­ki­yor­du. Para ol­ma­dı­ğı için bir yıl elekt­rik­siz ka­ran­lık­ta mum ışı­ğın­da ofisi iş­let­tim.
GELEN MÜŞ­TERİLER SEN ÇO­CUK­SUN DİYOR DAVA VERMİYORDU BUNU YAŞ­MAK YAŞLI GÖ­ZÜK­MEK İÇİN KALIN GÖZ­LÜK TAK­TIM
Rize'de genç avu­kat ola­rak ça­lış­ma­nın zor­luk­la­rı­nı ya­şa­dım. Gelen müş­te­ri­ler sen ço­cuk­sun deyip dava ver­mi­yor­lar­dı. Bunu aşmak için kalın göz­lük tak­tım ve bıyık bı­ra­ka­rak ken­di­mi ol­du­ğum­dan yaşlı gös­ter­dim ve da­va­lar bu şe­kil­de gel­me­ye baş­la­dı. Avu­kat­lı­ğım sür­dük­çe se­vil­me­ye baş­la­dım ve yak­la­şık 15 yıl Rize ba­ro­su yö­ne­tim ku­ru­lu üye­li­ği­ni yap­tım. İki dönem Rize Baro Baş­kan­lı­ğı gö­re­vin­de bu­lun­dum. Baro Baş­ka­nı ol­du­ğum dö­nem­de baro baş­kan­la­rı en fazla iki dönem baro Baş­ka­nı ola­bi­lir­ler­di. Ben­den ön­ce­ki baro baş­kan­la­rı­nın görev sü­re­le­ri sı­nır­sız­dı. Baro baş­kan­lı­ğım so­nu­na doğru iki dönem baro baş­kan­lı­ğı sı­nır­la­ma kal­dı­rıl­ma­sı­na rağ­men aday ol­ma­dım ve Rize ba­ro­sun­da bir ge­le­nek yer­leş­ti­re­rek baro baş­kan­lı­ğı­na devam et­me­dim. Şuan bile devam et­ti­ği şekli ile her baro baş­ka­nı iki dönem aday ola­cak ve bu dönem so­nun­da baro baş­kan yar­dım­cı­sı aday olup batı baş­ka­nı ol­ma­sı sağ­la­na­cak­tı. Baş­lat­tı­ğım bu sis­tem bugün bile Rize ba­ro­su se­çim­le­rin­de uy­gu­lan­ma­sı beni son de­re­ce mutlu et­mek­te­dir. Bu­ra­da amaç her bir avu­ka­tın he­de­fi olan baro baş­kan­lı­ğı gö­re­vi­ni yap­ma­sı­dır.
STADA KAÇAK GİRİŞİ ÖN­LE­MEK İÇİN NÖBET TU­TAR­DIK TAKVİM BASAR, SATAR GELİR ELDE EDERDİK.
Ri­zes­por'da uzun süre yö­ne­ti­ci­lik yap­tı­nız o dö­nem­ler­den çe­ki­len zor­luk­lar­dan ha­tı­ra­lar­dan ak­lı­nı­za kalan ne­ler­dir? Ri­zes­por'da yö­ne­ti­ci­lik se­rü­ve­nim 1988 yı­lın­da baş­la­dı. Kadir Çakır baş­kan­lı­ğın­da yö­ne­ti­ci­lik gö­re­vi­mi son­lan­dır­dım. Şadan Tuzcu, Şeref Ke­çe­li, Ahmet Ak­yıl­dız, Sü­rey­ya Tur­gut, Nejat Ural, Meh­met Cen­giz, Ekrem Cen­giz ve Kadir Çakır Baş­kan­lı­ğın­da­ki yö­ne­tim ku­rul­la­rın­da yer aldım. Son ola­rak Kadir Çakır yö­ne­ti­min­de bir ay ça­lış­tım ve is­ti­fa ettim. Yö­ne­ti­ci­lik yap­tı­ğım sü­reç­te öyle bu­gün­kü gibi ciddi pa­ra­lar yoktu. Çok ciddi pa­ra­sal sı­kın­tı­lar çek­tik. Baş­kan­lar hangi ka­pı­yı zor­lar­lar­sa zor­la­sın­lar kay­nak bul­mak­tan zor­la­nır­lar­dı. Bizde aynı du­rum­day­dık. Öyle ki ge­lir­le­ri­miz maç bi­le­ti sa­tı­şı, Çay­kur'dan iş­çi­ler için öde­nen spor aidat­la­rı, zar zor gir­di­ği­miz spor Toto'dan isim hakkı (öyle her hafta spor Toto'ya gi­re­mez­dik) gibi ge­lir­ler­di. Biz­ler gelir art­tır­mak için rek­lam ta­be­la­la­rı­nı kavga dövüş Genç­lik il Mü­dür­lü­ğü'nden ihale ile alır­dık. Bu rek­lam alan­la­rı­nı sa­tar­dık. Maç­la­ra kaçak gi­riş­le­ri ön­le­mek için ka­pı­lar­da nöbet tu­tar­dık. Tak­vim basıp sa­tar­dık. Özel maç­lar yapıp es­naf­lar­dan ner­dey­se zorla da­ve­ti­ye be­de­li is­ter­dik. Takım oto­bü­sü­nün mazot be­de­li­ni ce­bi­miz­den top­lar­dık. Çok zor gün­ler­di. Şim­di­ki ge­lir­le­ri dü­şü­nü­yo­rum da bu ge­lir­ler­le neler ya­pıl­maz ki? Kul­lan­ma­sı­nı ve har­ca­ma­sı­nı bi­lir­sen ve işi de bi­lir­sen bu ge­lir­ler­le ilk beşe oy­na­ya­cak ta­kım­lar oluş­tu­rur­sun. Ama nerde?
BİZ BİRBİRİMİZİ YER­SEK ATI ALAN ÜS­KÜ­DA­RI GEÇER
*Türk fut­bo­lun­da üst düzey yö­ne­ti­ci­lik yap­tı­nız. Görev yap­tı­ğı­nız sü­re­ce neler ya­şa­dı­nız? Rize de avu­kat­lık yap­tı­ğım gün­ler­de Rize il di­sip­lin ku­ru­lu baş­kan­lı­ğı gö­re­vi­ni yap­tım. Ri­zes­por yö­ne­tim ku­ru­lu üye­li­ği­ne se­çil­mem ne­de­ni ile is­ti­fa etmek zo­run­da kal­dım. Ri­zes­por da uzun yıl­lar yö­ne­ti­ci­lik ve avu­kat­lık yap­tım.
Rize'de bu­lun­du­ğum yıl­lar­da ve gü­nü­müz­de halen TFFHGD'ye fahri da­nış­man avu­kat ola­rak hu­ku­ki ola­rak yar­dım­da bu­lun­mak­ta­yım. İstan­bul'a ta­şın­dık­tan sonra TFF PFDK yö­ne­tim ku­ru­lu üye­li­ği ve PFDK baş­kan­lı­ğı gö­re­vin­de bu­lun­dum. 15 Tem­muz 2016 darbe te­şeb­bü­sü son­ra­sın­da TFF'deki tüm ku­rul­lar is­ti­fa et­ti­ril­di. Gü­ven­lik so­ruş­tu­rul­ma­sı son­ra­sın­da tek­rar PFDK baş­kan­lı­ğı­na atan­dım. PFDK baş­kan­lı­ğı­na atan­mam son­ra­sın­da ya­pı­lan ilk yö­ne­tim ku­ru­lu top­lan­tı­sın­da görev da­ğı­lı­mı oy­la­ma­sın­da Rıd­van Dil­men in avu­ka­tı­nın baş­kan Yar­dım­cı­sı ola­rak se­çi­le­me­me­si ne­ti­ce­sin­de TFF'de hem­şe­rim olan kişi ile bir­lik­te beni PFDK baş­kan­lı­ğın­dan is­ti­fa et­tirt­ti­ler. (is­ti­fa et­ti­rir­ken kul­lan­dık­la­rı ismi yaz­mak­tan hicap duy­mak­ta­yım.
Çünkü kul­lan­dık­la­rı ismin bu ka­ra­rı ver­di­ği­ne inan­ma­mak­ta­yım). Bu da yet­me­miş gibi le­ke­le­mek için bir kulüp baş­ka­nı­na beni sav­cı­lı­ğa şi­ka­yet et­ti­rip (tabi bu ha­be­ri ba­sı­na da ser­vis edip) ben­den iyi in­ti­kam al­dı­lar. Bu sü­reç­te hem­şe­ri­le­ri­min beni yal­nız bı­rak­ma­la­rı beni son de­re­ce üz­müş­tür. Bu kı­yı­mı sey­re­den­le­re de selam olsun. Biz bir­bi­ri­mi­zi bu in­san­lar yü­zün­den yer­sek atı alan­lar Üs­kü­dar'ı ge­çe­cek­tir.
SOS­YAL ÇA­LIŞ­MA­LAR
*Sos­yal fa­ali­yet­le­ri­niz­de ara­lık­sız devam edi­yor. Bu güne kadar çe­şit­li sivil top­lum ör­güt­le­ri­ne baş­kan ve yö­ne­ti­ci­lik yap­tım. İzmir Ta­bi­at Var­lık­la­rı Kurul baş­kan­lı­ğı, Rize Vakfı, Mus­ta­fa Enver Ada­kan Vakfı Yö­ne­tim Ku­ru­lu gö­rev­le­rin­de bu­lun­dum. Çe­şit­li ma­ka­le­ler yaz­dım. Ti­ca­ret hu­ku­kun­da de­ği­şik­lik­ler, 6222 sa­yı­lı şike ve teş­vik primi ki­ta­bı, Spor­da ırk­çı­lık ve ay­rım­cı­lık ki­tap­la­rı­nı yaz­dım. Şu an if­ti­ra adı al­tın­da bir ki­ta­bı ya­zı­yo­rum.


Cuma 27.2 ° / 18.3 °
Cumartesi 29.3 ° / 20.6 °
Pazar 22 ° / 18.2 °