Tarih: 07.01.2022 10:15

ÖĞRETMENİN EL KİTABI

Facebook Twitter Linked-in

Türk Eği­tim-Sen Rize Şu­be­si ola­rak sal­gın­dan önce avu­ka­tı­mız­la bir­lik­te "Öğ­ret­men Hak­la­rı" baş­lık­lı bir dizi se­mi­ner plan­la­mış­tık. Ancak sal­gı­nın baş­la­ma­sıy­la bir­lik­te bir­çok et­kin­lik gibi bu se­mi­ner­le­ri de er­te­le­mek zo­run­da kal­mış­tık.
"Öğ­ret­men" di­yo­ruz, ancak konu tabii ki bütün kamu ça­lı­şan­la­rı­nı ol­duk­ça ya­kın­dan il­gi­len­di­ri­yor. Kamu ku­rum­la­rın­da ça­lı­şan­lar ola­rak genel an­lam­da or­ta­ya çıkan sı­kın­tı­lar­la hu­kuk­sal ola­rak mü­ca­de­le etme yol ve yön­tem­le­ri, 657'nin kap­sa­mı, mob­bing vb. bas­kı­lar gibi bir­çok alan­da hak­la­rı­mı­zı ye­te­rin­ce bil­me­me­miz­den kay­nak­lı ya­şa­nan hak mah­ru­mi­yet­le­ri, bizim için çok önem­li bir sorun teş­kil et­mek­te­dir.
Ancak sa­nı­yo­rum bu mağ­du­ri­yet milli eği­tim­de, özel­lik­le de öğ­ret­men ca­mi­asın­da daha sık ya­şan­mak­ta­dır. Bu se­bep­le de­ğer­len­dir­me­le­ri­mi­zi bazen öğ­ret­men­ler üze­rin­den, bazen de tüm kamu ça­lı­şan­la­rı üze­rin­den ya­pa­ca­ğız.
Kamu ça­lı­şan­la­rı­nın yak­la­şık üçte biri sen­di­ka­lı de­ğil­dir, ancak sen­di­ka­lı olmak da hak­la­rı­nı ko­ru­mak için ye­ter­li de­ğil­dir.
Kamu ku­rum­la­rın­da ça­lı­şan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ya­şa­dı­ğı so­run­lar zaman zaman büyük trav­ma­la­ra sebep ol­mak­ta, için­den çı­kı­la­ma­ya­cak bir hal ala­bil­mek­te­dir.
Bu­ra­da ve­re­ce­ği­miz bir­kaç örnek du­ru­mu an­lat­mak için ye­ter­siz kalsa da, ya­şa­nan­lar­la il­gi­li du­ru­ma ışık tut­ma­sı yö­nün­den önem­li­dir diye dü­şü­nü­yo­rum:
"Gö­re­ve yeni baş­la­yan öğ­ret­men­le­re, okul mü­dü­rü ta­ra­fın­dan gö­re­ve baş­la­ma form­la­rın yanı sıra sen­di­ka üye formu da ve­ri­le­rek bir sen­di­ka­ya zo­run­lu üye ya­pıl­mak is­ten­me­si."
"Bir okul mü­dü­rü­nün, üc­ret­li öğ­ret­me­ne, seni okul­da is­te­mi­yo­rum, di­ye­rek Milli Eği­tim­den gö­re­vi­ne son ve­ril­me­si­ni talep et­me­si."
"Öğ­ret­men­ler oda­sın­da, iki ar­ka­daş ara­sın­da­ki bir ko­nuş­ma­ya kulak mi­sa­fi­ri olan bir ida­re­ci­nin, ko­nuş­ma­nın suç teş­kil ede­bi­le­ce­ği ge­rek­çe­siy­le öğ­ret­men hak­kın­da suç du­yu­ru­sun­da bu­lun­ma­sı."
"Bir ida­re­ci­nin Okul What­sap gru­bun­dan öğ­ret­men­le­re mesaj ata­rak yarım ağız teh­dit­le si­ya­si bir ki­şi­nin kar­şı­lan­ma­sı için baskı oluş­tu­rul­ma­sı."
"Bir kay­ma­ka­ma, elini uza­ta­rak hoş gel­di­niz, diyen öğ­ret­me­ne kay­ma­kam ta­ra­fın­dan, sen kim olu­yor­sun da bana elini uza­tı­yor­sun? şek­lin­de ha­ka­ret edil­me­si."
"Sal­gı­nın baş­la­dı­ğı dö­nem­de, ter­mi­nal­de resen gö­rev­len­di­ri­len bir öğ­ret­me­ne, gö­re­vi­ni bir polis me­mu­ru­nun te­le­fon­la bil­dir­me­si ve öğ­ret­me­nin gö­re­ve git­me­me­si so­nu­cun­da öğ­ret­me­ne so­ruş­tur­ma açıl­ma­sı."
"Bir sen­di­ka baş­ka­nı­nın okul mü­dü­rü­nün kol­tu­ğun­da otu­rur­ken okul mü­dü­rü­nün adeta hazır olda bek­le­me­si ve odaya çağ­rı­lan bir öğ­ret­me­nin önüne üye­lik for­mu­nun ko­nu­la­rak imza at­ma­sı­nın is­ten­me­si."
"Bir öğ­ret­me­nin sen­di­ka­dan is­ti­fa edip başka bir sen­di­ka­ya geç­me­si so­nu­cun­da ida­re­ci ta­ra­fın­dan oda­sı­na çağ­rı­la­rak is­ti­fa ve üye­lik for­mu­nu yır­tı­la­rak imha edil­me­si­nin is­ten­me­si."
"Yö­net­me­lik­le­rin dı­şı­na çı­kı­la­rak haf­ta­da bir­den fazla nöbet ve­ril­mek is­ten­me­si, nö­bet­çi öğ­ret­men­le­re ser­vis de­net­le­me gö­re­vi ve­ril­me­si."
"Bazı öğ­ret­men­le­rin kılık kı­ya­fe­ti­nin okul ida­re­ci­le­ri ta­ra­fın­dan kendi stan­dart­la­rı­na uygun bu­lun­ma­ma­sı." Bin­ler­ce öğ­ret­men, bin­ler­ce dert demek. Bil­me­dik­le­ri­miz belki de bil­dik­le­ri­mi­zin yüz katı… Ver­di­ği­miz ör­nek­ler­de daha çok sen­di­ka mer­kez­li so­run­la­rı gör­mek­te­yiz. Oysa TCK 118. Mad­de­ye göre, "Bir kim­se­ye karşı bir sen­di­ka­ya üye ol­ma­ya veya ol­ma­ma­ya, sen­di­ka­nın fa­ali­yet­le­ri­ne ka­tıl­ma­ya veya ka­tıl­ma­ma­ya, sen­di­ka­dan veya sen­di­ka yö­ne­ti­min­de­ki gö­re­vin­den ay­rıl­ma­ya zor­la­mak ama­cıy­la, cebir veya teh­dit kul­la­nan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır." İfa­de­siy­le ça­lı­şan­la­rın bu ko­nu­da­ki hak­la­rı ga­ran­ti al­tı­na alın­mış­tır. Bu­ra­da daha vahim olan ise, öğ­ret­men­le­rin ya­şa­dı­ğı bir­çok baskı, yıl­dır­ma ve ha­ka­ret ola­yı­nın gizli tu­tul­ma­sı, ça­lı­şan­la­rın bun­la­rı açık­la­ma­sı du­rum­da ise baş­la­rı­na daha büyük olum­suz­luk­la­rın ge­le­bi­le­ce­ği dü­şün­ce­si­dir. El­bet­te ki ya­şa­nan mağ­du­ri­yet­le­ri her zaman bir ida­re­ci­ye veya sen­di­ka­ya bağ­la­mak da doğru de­ğil­dir. Kendi görev ve so­rum­lu­luk­la­rı­nı, hak­la­rı­nı, mes­le­ğiy­le il­gi­li kanun ve yö­net­me­lik­le­ri bil­me­mek­ten kay­nak­la­nan mağ­du­ri­yet­ler de var­dır. İşte bunun için di­yo­ruz ki, kamu ça­lı­şan­la­rı­nın hiz­met ko­şul­la­rı, atan­ma ve ye­tiş­ti­ril­me­le­ri, ni­te­lik­le­ri, iler­le­me ve yük­sel­me­le­ri, hak, ödev, yüküm ve so­rum­lu­luk­la­rı, öde­nek ve ay­lık­la­rı ve diğer öz­gür­lük iş­le­ri ko­nu­sun­da sı­kın­tı­lar­la kar­şı­laş­ma­ma­la­rı veya kar­şı­laş­tı­ğı so­run­la­rı daha kolay, zarar gör­me­den aş­ma­la­rı 657 Sa­yı­lı Dev­let Me­mur­la­rı Ka­nu­nu'nu ile mes­lek­le­riy­le il­gi­li diğer hak ve so­rum­lu­luk­la­rı­nı bil­mek­ten geçer. Ne­ti­ce­de Milli Eği­tim Ba­kan­lı­ğı per­so­ne­li­ni örnek ve­recek olur­sak, okul­da­ki bir hiz­met­li­den ba­ka­nı­na kadar her­kes belli kanun ve yö­net­me­lik­ler da­hi­lin­de, hem bir­bir­le­riy­le hem de ku­rum­lar­la iliş­ki­le­ri­ni be­lir­ler­ler. Yani dev­let ka­de­me­le­rin­de keyfi uy­gu­la­ma­lar söz ko­nu­su ola­maz; kanun ve yö­net­me­lik­le­rin dı­şı­na çı­kı­la­rak ve­ri­lecek iş ve so­rum­lu­luk­lar, bu gö­re­vi ve­ren­ler için de nü­fu­zu­nu kul­la­na­rak baskı oluş­tur­ma, gö­re­vi­ni ka­nun­la­rın ön­gör­dü­ğü şe­kil­de kul­lan­ma­ma kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ri­lir ki, bu da "gö­re­vi kö­tü­ye kul­lan­ma" suç kap­sa­mı­na girer. Bütün bu se­bep­le­ri dü­şün­dü­ğü­müz­de, bir kamu per­so­ne­li­nin gö­re­ve ilk adım at­tı­ğı andan emek­li­li­ği­ne, hatta ha­ya­tı bo­yun­ca her sı­kış­tı­ğın­da, kim­se­ye muh­taç ol­ma­dan, açıp ba­ka­bi­le­ce­ği, fikir ala­bi­le­ce­ği, hak ve so­rum­lu­luk­la­rı­nı gö­re­bi­le­ce­ği kısa, öz, an­la­şı­lır bir ba­şu­cu ki­ta­bı ol­ma­lı­dır. Böyle bir ki­ta­bın oluş­tu­rul­ma­sı için, bir hu­kuk­çu ar­ka­daş­la be­ra­ber, ko­nuy­la il­gi­li bütün kanun ve yö­net­me­lik­le­ri ta­ra­ya­rak, ya­şa­nan­lar­dan da ders çı­ka­ra­rak, Öğ­ret­me­nin El Ki­ta­bı" veya daha da kap­sam­lı bir hale ge­ti­re­rek " Kamu Ça­lı­şa­nı­nın El Ki­ta­bı" diye bir ki­tap­çık oluş­tur­ma­yı dü­şü­nü­yo­ruz.. Öğ­ret­men­le­rin daha ve­rim­li ça­lış­ma­la­rı, mes­lek­le­ri­ni ve iş or­tam­la­rı­nı sev­me­le­ri, hak ve so­rum­lu­luk bi­lin­ci için­de olum­suz dış et­ki­le­rin en aza in­di­ril­me­siy­le müm­kün­dür. Bu se­bep­le bütün mes­lek­taş­la­rı­ma so­run­suz, mutlu, ve­rim­li bir ça­lış­ma or­ta­mı di­li­yo­rum.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —