DEDEKTİF ŞAKİR-15

DEDEKTİF ŞAKİR-15

Fa­di­me Te­me­le
Fa­di­me Te­me­le ses­le­nir,
-Ula Temel şu ku­zu­yu kes de ak­şa­ma sana yemek ha­zır­la­ya­yım.
Niçun diye soran Temel'e Fa­di­me kızar,
-Ni­çun olsun ev­li­lu­ğu­mu­zun 15.yı­lı­dır­da.
Temel umur­sa­maz ama cevap verir.
-Ula benum ha­ta­mi kuzu niye çek­sun.
At hır­sı­zı
Ada­mın biri at çal­mış, oğ­lu­na ‘Al bu atı pa­za­ra götür sat. Ben gi­der­sem ta­nır­lar' demiş.
Oğ­lu­da pa­za­ra gö­tür­müş.
Ada­mın biri gel­miş, ata bak­mış.
‘Bunun ayağı sakat'demiş.
Oğ­lan­da'hayır sakat değil' diye kar­şı­lık ve­rin­de, adam bi­ne­yim o zaman demiş.
Adam ata bin­miş gidiş o gidiş.
Oğlan akşam eve gel­miş
Baba atı sattı diye he­ye­can­lan­mış' 'kaça sat­tın oğlum'' diye sor­muş.
Oğ­lu­da 'valla baba gel­di­ği fi­ya­ta gitti''demiş.
Temel maçta
Temel maç sey­ret­mek için sta­dın ka­pı­sı­na gel­miş, bi­let­le gi­riş­le­rin ol­du­ğu za­man­da.
Gi­şe­de­ki gö­rev­li­ye bilet ne kadar diye sor­muş.
-50 lira
Temel 25 lira uzat­mış,
Gi­şe­de­ki memur,50 lira dedik ya. bu pa­ray­la olmaz.
Temel, ben sa­de­ce bizim ta­kı­mı sey­re­de­ce­ğim, diğer ta­kı­mı sey­ret­me­ye­ce­ğim 'demiş.
Yağ bit­me­si
Bizim ca­mi­adan bir ar­ka­da­şın yeni model aracı vardı.
Bi­lir­si­niz yeni araç­lar­da arı­za­lar için ek­ran­da gös­ter­ge­ler var ve ışık yan­dı­ğın­da ta­mir­ci­ye veya ser­vi­se git­mek ge­re­ki­yor.
Biz­den Tonya ve Vak­fı­ke­bir'e çok sık giden ar­ka­daş ara­ba­sı­nı ça­lış­tı­rır­ken ek­ran­da ‘'Ya­ğı­nız bitti'' cüm­le­si­ni gö­rün­ce te­pe­si atar, Ara­ba­sın­dan dı­şa­rı çı­ka­rak hızlı bir şe­kil­de ara­ba­sı­nın ka­pı­sı­nı ka­pa­tan ve ara­ba­ya üç beş tekme vuran yağcı ar­ka­da­şı­mız 'ulan beni bütün mem­le­ket tanır, bende yağ hiç bit­mez sen nasıl ya­ğı­nız bitti der­sin' 'diye si­tem­de bu­lu­nur bu­lun­maz araba ça­lış­ma­ya baş­lar.
Ka­çın­cı Balık
Lo­kan­ta'nın önün­de bar­dak­tan bo­şa­nır­ca­sı­na bir yağ­mur yağ­mak­ta­dır… Orta yaşlı bir adam, elin­de bir sopa so­pa­nın ucun­da bir ip, bir adım ön­de­ki su bi­ri­kin­ti­si­ne sal­mış bek­le­mek­te­dir…
30'lu yaş­lar­da gen­cin dik­ka­ti­ni çeker, ne ya­pı­yor­sun abi bu­ra­da der?
'Balık ya­ka­lı­yo­rum' der…
De­li­kan­lı üzü­lür… 'Gel lo­kan­ta­ya ge­çe­lim, üşüme, bir şey­ler içe­lim yi­ye­lim sonra devam eder­sin'.
Kabul eder içeri ge­çer­ler, yemek yiyip içer­ler…
30'lu yaş­lar­da­ki genç bu arada sorar, 'Bugün hiç balık ya­ka­la­ya­bil­din mi?'
'Sen, bugün se­ki­zin­ci­sin' der! …
105 ya­şın­da dede
-De­dem 105 ya­şın­da öldü, günde 3 tane Ha­va­na pu­ro­su içer­di, vis­ki­nin en ka­li­te­li­sin­den en az iki kadeh atış­tı­rır­dı. Ka­ri­des, Ka­la­mar ve her türlü deniz mah­su­lü­ne ba­yı­lır­dı, kır­mı­zı eti de se­ver­di ve de bir genç sev­gi­li­si vardı. Haf­ta­da iki kez de ona gi­der­di.
-Peki, neden öldü.
-Öl­dür­mek zo­run­da kal­dık. Mas­ra­fın al­tın­dan kal­ka­mı­yor­duk artık.