Şiddetsiz Toplum Derneği, kadına yönelik şiddete karşı, kadınlara destek vermek amacıyla geçtiğimiz yıl başlattığı "Erkek Hareketi"ni bu yıl, salgın nedeniyle sınırlı olarak sürdürdü.
Dernek Başkanı Rıza Sümer, 8 Mart 2021 Pazartesi günü, saat 09.30 da Abidinpaşa'dan başlattığı spor yürüyüşünü, Ulucanlar Cezaevi müzesi, Anafartalar Caddesi, Ulus Atatürk heykeli, birinci ve ikinci TBMM, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Sitesi, Atatürk Kültür Merkezi, Anıtkabir, Anıttepe spor tesisleri, İsmet İnönü Bulvarı yönünden, TBMM Dikmen ve Çankaya kapılarının önünden geçerek, yaklaşık 3 saat 30 dakikada Kurtuluş Parkı ve ardından da Abidinpaşa'daki evinde tamamladı.
Saat 13.00 de, Rıza Sümer, Aysel Sadak İltaş, Erdal Gülöz, Ferda Hekimci ve Aziyme Arıkan, Kurtuluş Parkında, tarih boyunca şiddet gören kadınların anısına 10 saniyelik saygı duruşunda bulundular.
Dernek, aynı akşam Erdal Gülöz'ün yönetiminde zoom toplantısı düzenledi.
Dünya Kadınlar Günü nedeniyle şu açıklamalar yapıldı.
Rıza Sümer: Dernek Başkanı
"İnsana, hayvana ve çevreye yönelik şiddetin engellenmesi için, kadınların, annelerin, aralarındaki siyasal ve inanç farklılıklarına saygı duyarak birlikte hareket etmeleri zorunluluk haline çoktan geldi. 2015 yılında kurulurken yaptığımız çağrıları tüm kadınlara ve annelere duyurabilseydik, görüş ve önerilerimize değer verilseydi, biz biraz önemsenseydik, cinayetlerin ve tüm şiddetlerin büyük bir bölümü önlenebilirdi.
Kadınlar, elbette Hükümetlerden, yargıdan, güvenliklerinin sağlanmasını, suçlulara hukuktaki karşılıkların verilmesini beklemeliler, bekleyebilirler. Hükümetimiz, uluslararası tüm sözleşmelerin gereğini eksiksiz yerine getirmelidir. İstanbul sözleşmesi, aileyi, kadını, hatta tüm bireyleri korumayı hedefleyen bir belgedir. Sözleşmeden imzayı çekmek, imzalayanlara ve insanımıza asla yakışmaz.
Ülkemizde sorun, yasal eksikliklerden çok uygulamalardan kaynaklanmaktadır.
Kadınların, erkeklerle birlikte, erkek şiddetine karşı kendilerini ve çevrelerini korumaları, tuzağa düşmemeleri konusunda birlik içinde hareket etmeleri ve güçlerini birleştirmeleri, gönüllülükten çok zorunluluktur.
En güçlü ve yetkili makamlardakiler dahil, siyasetçilerin dil şiddetini, yalanı, iftirayı, tehdidi, ötekileştirmeyi, hedef göstermeyi, meydanlardan TBMM'ye kadar her yerde ivedilikle bırakmaları gereklidir. Türkiye, çok yaygınlaşan ve ağırlaşan dil şiddetine daha fazla dayanamaz düşüncesindeyim. Her güzel şey tabandan, halkın içinden başlarsa sağlam ve verimli olur. Ancak, şiddet dilinin sonlanması tavandan başlamalı, tabanı, halkı olumlu etkileyerek saygı, sevgi, hoşgörü, şefkat, dostluk ve barışın yaşandığı bir Türkiye, Dünya'ya örnek olmalıdır.
Erkekler, şiddet üretenlerden dolayı üzülmekten, utanmak aşamasına gelmelidirler. Sorunu çözmek, aralarında yaşayıp şiddet üretenleri "iyi"leştirmek, aynı zamanda erkeklerin namus borcudur. Şiddete ve vahşete teslim olmak yok."
Ferda Hekimci : Yönetim Kurulu Üyesi
"Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kalbimiz buruk. Disk-Ar'ın yayınladığı rapora göre her dört kadından sadece biri çalışıyor!Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 37,7! Covid-19 etkisiyle iş kaybı ve geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 43! Covid-19 döneminde kadınların aylık ortalama iş kaybı 1 milyon 484 bin! Kadın işgücü son bir yılda yüzde 8,2 azaldı!
Kovid-19 sürecinde ilk işinden çıkarılıp ekonomik şiddetle başbaşa kalan yine kadınlar. Fabrikada, büroda, tarlada, evde tacize uğrayan, ayrımcılığa, mobbinge maruz kalıp şiddete uğrayanlar yine onlar…
Gün geçmiyor ki kadınlarımıza yapılan vahşi şiddetin bir tezahürü vicdanlı kalpleri vurmasın. Ardından en yukarıdan aşağı doğru lanet mesajları medyayı tutmasın.
Ey erkek egemen yürütme, yargı ve yasama. Ey bu devleti idare edenler. Yeriniz yakınma, ah, vah etme yeri değil, çaresizlere çare bulma yeridir.
"Dünyada ne varsa kadının eseridir" diyen bu devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden ayrılmayınız.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun 2020 yılı raporuna göre 300 kadın öldürüldü, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
Unutmayınız ki; ananızı, bacınızı, kızınızı, hayat arkadaşınızı ekonomik, sosyal ve fiziksel şiddete maruz bıraktığınız her an kamu vicdanında bir kez daha mahkumsunuz.
Bağnazlığın, cahilliğin, din diye dayatılan Arap örf ve adetlerinin etkisinden bu toplumu kurtarmak sizin göreviniz.
İşe bir an önce başlayıp işe İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yaşama geçirmekle başlayınız.
Zira " Türk kadını yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıktır…"
Aziyme Arıkan: Yönetim Kurulu üyesi
"Değişim, dönüşüm ve devrim, ancak kadın ile olur. Kadınlar erkeklerin rehabilitasyon merkezi değildir. Kadın sevgidir, kadın zorlukları başarandır ve kadın mücadeledir. Sessiz kalmamış, yeri geldiğince sesini yükseltmekten korkmayan kadınların önünde saygı ile eğiliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, gücüyle, duruşu ile herkese yetecek sevgisiyle emeğin mimarı tüm kadınlarımıza sevgi ve saygılarımı sunarım."
Erdal Gülöz : Dernek Gönüllüsü
"08 Mart…KADINLARIMIZI SADECE BU GÜN HATIRLAMAMALIYIZ…Kadınlarımız, ortak hayatımızın vazgeçilmez tamamlayıcılarıdır."
Haber-Foto: Mustafa SAKLI