Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Su Ürünleri Fakültesi Mikroplastik Araştırma Grubu ekip lideri Doç. Dr. Ülgen Aytan, son yıllarda plastiklerin okyanus ve denizleri tehdit eden en büyük çevresel etkenlerin başında geldiğini belirtti.
2013 yılından bugüne kadar yaptıkları araştırmalar, yürüttükleri projeler, lisansüstü tezler ve farkındalık çalışmaları hakkında bilgi veren Aytan, "Yaptığımız çalışmalarda Marmara Denizi'nde 12, Karadeniz'de 7 balık türünde mikro-plastik tüketimini araştırdık ve dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi bunu tespit ettik." dedi.
Aytan, plastik maddelerin denizler için çok hızlı büyüyen ve baş etmesi zor bir problem olduğuna dikkat çekerek, "Günlük hayatta kullandığımız plastikler denize ulaşıyor. Bunlar yok olmak yerine her geçen gün bir dizi fiziksel, biyolojik ve kimyasal süreçle mikroplastik olarak adlandırdığımız daha ufak parçalara ayrılıyorlar." diye konuştu.
Deniz canlılarının plastikleri besin zannederek tükettiğini ve bu durumun canlılar için büyük tehdit oluşturduğunu ifade eden Aytan, "Deniz canlıları mikroskobik boyuta inen plastikleri besin zannederek tüketiyor. Bu kirleticiler besin zinciri içerisinde ilerleyerek kontamine (bulaşı) olmuş su ürünleri ile soframıza kadar ulaşmakta." dedi.
Aytan, araştırmalarında Karadeniz'deki plastiklerin aşınma ve parçalanma sürecine ilişkin de çalışma yaptıklarını belirterek, 'Saha ve deneysel çalışmalarla bunu gerçekleştirmekteyiz. Yaptığımız çalışmalar Türkiye genelinde şunu gösteriyor. Kontamine (bulaşma) olmamış bir nokta yok. Denizlerin en derin noktasından kutuplara kadar her yerde mikroplastik kirliliği söz konusu. Sadece suda değil, soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yediğimiz besinlerde mikroplastikler var. Artık insan bünyesinde de bunlara rastlanılmakta." diye konuştu.
Karadeniz'de Kızılırmak, Trabzon'da Değirmendere'de yürüttükleri TÜBİTAK projelerinde plastik miktarının fazla olduğunu tespit ettiklerine değinen Aytan, şöyle konuştu: "Yine Marmara Denizi'nde mikro-plastik konsantrasyonu hem suda hem sedimandı oldukça yüksek. Ege Denizi'nin geneli Karadeniz ve Marmara Denizi'ne göre iyi olsa da özellikle İzmir Körfezi yüksek miktarda mikro-plastik kirliliğine rastladığımız bir nokta. Hem Marmara Denizi hem Karadeniz'de balıkları inceledik ve incelediğimiz pelajik ve bentik (yüzey ve dip) tüm türlerde mikro-plastik tüketimini tespit ettik."
Aytan, plastikle mücadelenin bireysel başlayan çalışmalarla mümkün olduğunun ve dünyanın tamamını ilgilendiren bir sorun olduğunun altını çizerek, 'Özellikle tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmamız lazım. Plastikleri sürdürülebilir olanlarla değiştirmemiz, mümkünse yeniden kullanmamız, mutlaka geri dönüştürmemiz gerek." diyerek konuşmasını tamamladı.
Haber-Foto: RTEÜ BASIN