Pandemi ile birlikte geçtiğimiz yıldan itibaren sınır kapılarının kapanması ile birlikte çayını Gürcü çay işçileri yerine kendileri toplamaya başlayan Rizeliler, çaylıklarına yabancıları sokmamakta kararlı görünüyor.
1 Haziran itibariyle Sarp Sınır Kapısı yaya geçişlerine açılmasına rağmen Rizeliler, Gürcü çay işçilerini tercih etmeyerek çaylarını imece usulü ile toplamayı sürdürüyor.
Geçitğimiz yıl çay sezonunda pandemi nedeniyle Gürcistan uyruklu çay tarım işçileri Türkiye'ye giremeyince çayın nasıl toplanacağı çok tartışma konusu olmuştu. Çay tarımının yapıldığı iller Rize, Artvin, Giresun ve Trabzon olsa da çay toplamanın aksayacağı algısı geçtiğimiz yıl tüm Türkiye'de gündem olmuş, çayın nasıl toplanacağı konuşulmuştu. Geçtiğimiz yıl 19 Mayıs itibariyle açılan 2020 yaş çay sezonu 21 Ekim 2020 tarihinde son buldu ancak hiçbir aksama yaşanmadan bütün Doğu Karadeniz Bölgesinde çay hasadı imece yapılarak tamamlandı. Gürcistan'dan işçilerin gelemeyişi ise neredeyse yok olmaya yüz tutmuş bir kültür olan ‘İmece' kültürünün yeniden hayat bulmasına sebep oldu.
Rize'de bir çok köyde eskiden de olduğu gibi insanlar birbirleriyle yardımlaşarak sezonu kolay bir şekilde geçirdi. İmece kültürünün tadını alan vatandaşlar bu yıl da imece usulü ile çayını toplamayı sürdürüyor. 1 Haziran itibariyle Gürcistan ile kapıların açılmasına rağmen vatandaşlar yine kendi çaylıklarına girerek, kendi çaylarını kendisi topladı. Rize'de yeniden canlanan imece kültürü hem çay sezonunda harcanan paranın tamamının Türkiye'de kalmasına hem de Türk çayının kalitesinin artmasına vesile oldu.
'Sınır kapıları açıldı ama Gürcüler'e yeniden çay toplatmak istemiyoruz'
Çocukluk yıllarından hatırladığı imece kültürünün pandemi nedeniyle yeniden can bulduğunu dile getiren Mumine Çaylak isimli çay üreticisi "İmece kültürü bizim çocukluğumuzdan beri vardı ama biz İstanbul'a gidince Gürcistanlılara kaldı çay bahçeleri. Pandemi nedeniyle şehrimize dönünce de yeniden kendi kendimize çaylarımızı toplamaya başladık. Ben normalde İstanbul Ümraniye'de oturuyorum ama her yıl gelip çayımı kendim topluyorum. Sınır kapıları açıldı ama Gürcistanlılara yeniden çay toplatmak istemiyoruz. Biz bu şekilde 10-15 kişi oluyoruz ve güle oynaya, kahkaha atarak çayımızı topluyoruz. Bugün yengemizde hepimiz çay topluyoruz, 2 hafta sonra da bana gelecek sıra, herkes benim çay bahçemde çay toplayacak. Sırayla gidiyoruz. Ben biraz geç katıldım aralarına ama sezon açıldığından bugüne sırayla 15 kişiye yakın kişi çay topluyorlar" şeklinde konuştu.
'Sırayla akrabalarımızın bahçesine giriyoruz'
Kendisi komşularına yardım ettikten sonra sıra kendi çayının toplanmasına gelen Şehzane Yıldız ise imeceden memnun olduklarını dile getirerek "Kapıların kapanması iyi oldu. Para bizim insanımıza kaldı. İnsanımız çalıştı. İstanbul'dan gelen baya kişi oldu. Bugün 10 kişiyiz. Benim bahçemde çalışıyoruz. Bende sırayla onların bahçesine çay toplamaya gidiyorum" dedi.
Sema Aloğlu isimli bir başka çay üreticisi de çay toplamak için akşamdan sabah olmasını beklediklerini, çay bahçelerinde bir araya geldikçe eğlenerek çay topladıklarını sözlerine ekleyerek "Birlik olunca daha iyi oluyor. Bildiğiniz insan, kaytarıyor mu kaytarmıyor mu düşüncesi yok. Böyle imece usulü çay toplamak daha iyi oluyor. Sırayla topluyoruz. Biz zaten akrabayız, kardeş, yenge falan. Bir gün bana topluyorsak diğer gün içimizden bir başkasına topluyoruz. Sırayla gidiyoruz. Akşam eve gidince yorulduğumuzu anlıyoruz ama sabah olsa da yine beraber olsak diyoruz" ifadelerini kullandı.
Pandemi nedeniyle birçok insanın çalışamadığını ve kendilerinin de ev ekonomisine bu şekilde katkı sağladığını dile getiren Ayşe Yıldırım ise "Yorucu ama bir o kadar da zevkli. Şükürler olsun Rabbimize bize bu imkanı verdi. Sadece biraz çay satma sıkıntımız var. Ondan dolayı biraz sıkılıyoruz açıkçası. Biz kendi aramızda topluyoruz, dışarıdan da işçi almıyoruz ama istiyoruz ki biraz da rahat satalım çayımızı. Pandemi nedeniyle nice insanlar çalışmıyor. Ne güzel eşlerimize destek oluyoruz" diye konuştu.
Haber Merkezi