Şu anda rafting milli takımımız WFR-R4 Açık Yaş Dünya Rafting Şampiyonası için Güney Fransa'da Alp Dağları eteklerinde bulunan L'Argentière-la-Bessée'de bulunuyor. Alp Dağlarından doğan Durance Nehri'nde rafting yarışmaları devam ediyor.
Ekipteki bir arkadaş bir video çekip bana göndermiş.
Biraz anlatmasını istedim, Durance akarsuyunu, köyleri, doğayı, Alpleri…
Mesela Durance akarsuyu üzerinde kaç tane HES var, Dere boyunca kaç tane otel var.
Malumunuz Fransa, dünyada en çok turist ağırlayan ülke. Bir yılda 80 milyondan fazla ziyaretçi 55 milyar Dolar'dan fazla para bırakıyor.
Buna rağmen doğa korunmuş, insanlar birbirlerine olduğu kadar doğaya da saygılı.
Akarsu üzerinde değil HES bir kazık bile çakamazsın. Öyle on katlı, yirmi katlı oteller hiç yok. Çünkü dünyada hiçbir turist betona veya HES'e bakmak için ülkeler arası yolculuk yapmaz.
Konuyu ülkemizdeki turizm faaliyetlerine getirmek istiyorum. Özellikle son zamanlarda Doğu Karadeniz Bölgesi'nde turizmi geliştirmek için bazı hamleler yapılıyor. Yayla turizmi, doğa turizmi, rafting turizmi adı altında insanlar bölgemize çekilmek isteniyor. Ancak bir taraftan da turizmin olmazsa olmazları dikkate alınmayarak bölgenin doğal kaynakları, liyakatsiz insanların keyfi veya bilinçsiz uygulamalarıyla heba ediliyor.
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde derelerin ölümüyle birlikte artık turizm de ölmüştür.
Rafting için akarsu lazım, yürüyüş için tahrip edilmemiş bir doğa lazım…
Şimdi yetkililere soruyorum; Doğu Karadeniz Bölgesi üzerinde yüzlerce dereyi, yüzlerce HES'le öldürdünüz. Bu dereler üzerinde turizm amaçlı kurulabilecek diğer yüzlerce küçük işletmeyi de öldürdünüz. Derelerin kenarlarındaki doğal dinlenme alanlarını öldürdünüz. Dereler üzerindeki onlarca şelaleyi öldürdünüz. Derelerle beraber bölgenin güzelliğini, yeşilini öldürdünüz. Dolayısıyla çaydan sonra bölgemizin ekonomik yönden kurtuluşu olabilecek turizmi de öldürmüş oldunuz.
İnsanlar sizi samimi bir şekilde uyardı. Bu konuda büyük mücadeleler verildi. Dinlemediniz, aklıselim insanları yatırımları engellemekle suçladınız. Yandaş firmaları zengin etmek için iyi niyetli vatandaşlara yalan söylediniz. Konuşurken de "turizm" sözcüğünü dilinizden düşürmediniz.
Bütün dereleri, belli şirketlere peşkeş çekerek insanımızın geleceğimizi, çocuklarımızın ümidini neden heba ettiniz? Bunun hesabını nasıl vereceksiniz?