Terviye kelimesi sözlükte 'bir işi aceleye getirmeyip enine boyuna düşünmek, sulamak, suya kandırmak, rivayet ettirmek' gibi anlamlara gelmektedir. Terviye günü ise, Zilhicce ayının 8. günü, yani Kurban Bayramı arafesinden bir önceki gündür. Terviye gününde hacı adayları Arafat'a gitmek üzere Mekke'den Mina'ya doğru hareket ederler. Hacı adayları sıcak bir iklimde susuz bir sahayı kat edeceklerinden, genelde hazırlık olmak üzere hayvanlarını iyice sulayıp kandırdıkları için bu isim verilmiştir.
Zilhicce ayının 8. gününe Terviye Günü denir. O gün hacılar Mekke'den Mina'ya çıkarlar. Terviye denmesinin sebebi, hacıların o gün Zemzem Suyu'ndan çok içip kanmalarındandır. Terviye, tefekkür manasında da kullanılmaktadır.
İbrahim aleyhisselam, Zilhicce ayının 8. gecesi, rüyasında; "Kendi oğlunu keser halde" gördü. Sabah olunca; "Rüya şeytanî midir, Rahmanî midir?" diye terviye ve tefekküre dalıp, o günü tefekkürle geçirdi. Arefe gecesi olduğunda kendisine; "Emrolunduğun şeyi yerine getir!" buyurulunca, Allahü teala tarafından olduğunu bildi. Bu güne, bilmek anlamına gelen Arefe, dendi. Arefe, Zilhicce ayının 9. günüdür. Başka günlere Arefe denmez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Bir Müslüman, Terviye günü (Arefe gününden bir önceki gün) oruç tutarsa ve günah söylemezse, Allahü teala, onu elbette Cennete kor."….
Kaynak: Tam İlmihal Saadeti Ebedîye