Bu sezon ilk kez Rize Didi Stadına giderek GS ile oynanan maça gittim. Aralıklı yağan yağmur altında stresli bir maç seyrettik.
Zaman zaman sinirlerin gerildiği maç oldu. Ali Palabıyk hakem olarak bana göre adil bir yönetim gösteremedi. GS da 4 sarı 1 kırmızı kart, Rizespor'unda 4 sarı kartlı oyuncunun olduğu maçta stres vardı, sinir vardı. Kahramanlık taslayan bir orta hakem maçı daha doğrusu Rizespor'u katletti.
Maçın 4 dakikasında kazandığı golle 1-0 öne geçen Galatasaray ilk 10 dakika fırtına gibi esti. Maçı beraber seyrettiğim Orhan Yazcılar'ın'eğer böyle giderse durum iyi değil, fark yeriz 'söylemi daha sonra tersine döndü. Toparlanan Rizespor 17 ve 21. dakikalarda Pohjanpalo'nun ayağından gelen 2 gol ile ilk devreyi 2-1 önde kapatırken az sayıdaki seyircinin coşkusu seyretmeye değerdi. Seyirci 3 puanın alınacağına çok ümitlenmişti.
Yağmur altında kısmen ağırlanan sahada 8 sarı 1 kırmızı kart vardı. Bilhassa deplasmana gelen Galatasaray oyuncu ve teknik adamlarıyla profesyonelliğin gereklerini basit hilelerle güzel yerine getirdi. Terim'in zamanında adam değiştirmesi isabetli oldu. 87 dakikada kazanılan penaltıyı dışarı gönderen Boldrin ümitleri o anda yitirmişti. Boldrin Rizespor'da attığı 7 penaltıdan 4 ünü gol yapamadığını belirmeliyim.
Demek ki Boldrin penaltı atabilen bir oyuncu değil, Hamzaoğlu takım için bir penaltıcı bulmalı. Kaçan her puan hayati derecede önemli. O penaltı gol olsaydı Rize 3-2 galip gelerek 3 puanın sahibi olacaktı. Bu sezon için seyrettiğim ilk maçı Rizespor amatörce kaybetti diyorum.