Tarih: 15.11.2021 09:16

YASSIADA'YA TÜNEL KAZIP MENDERES'İ KAÇIRACAKLARI GEREKÇESİYLE TUTUKLANAN RİZELİLER

Facebook Twitter Linked-in

27 Mayıs Dar­be­si'nin ha­ra­ret­li gün­le­ri ve Yas­sı­ada Mah­ke­me­le­ri devam eder­ken bir ihbar alın­mış­tı. 'Eski de­mok­rat­lar bir plan yap­mış­lar. Zey­tin­bur­nu'ndan girip Yas­sı­ada'dan çı­ka­cak­lar. Men­de­res'i ka­çı­ra­cak­lar!' O yıl­lar­da Tür­ki­ye'de tek­no­lo­ji­nin bile ba­şa­ra­ma­ya­ca­ğı deniz al­tın­dan tünel ka­za­rak Yas­sı­ada'dan mah­kum ka­çır­ma id­di­ası­nı cid­di­ye alan 27 Mayıs dar­be­ci­le­ri so­ruş­tur­ma baş­lat­mış, Zey­tin­bur­nu'nda tü­ne­lin giriş ka­pı­sı­nı ara­mış­lar­dı. Ada­let Par­ti­li Ri­ze­li Hakkı Mor­gül, Kasap Mus­ta­fa' na­mıy­la ta­nı­nan Mus­ta­fa Güler ve Ada­let Par­ti­si Ga­zi­os­man­pa­şa İlçe Baş­ka­nı Ri­ze­li Ali Kü­lünk apar topar tu­tuk­la­na­rak hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma baş­la­tıl­mış.
TÜNEL KAZ­SAK VE MEN­DE­RES'İ KUR­TAR­SAK
Ar­ka­daş mec­li­sin­de öy­le­si­ne ko­nu­şu­lan bir cümle, büyük bir ka­çır­ma planı ola­rak al­gı­lan­mış ve iş or­du­yu lağv, Men­de­res'i gö­re­vi­ne iade etme suç­la­ma­sı­na kadar var­mış­tı.
Meh­med Ni­ya­zi, 'Da­hi­ler ve De­li­ler' adlı ki­ta­bın­da mah­ke­me­ye konu olan ha­ya­li te­şeb­bü­sü ve kah­ra­man­la­rı­nı: 'Hakkı Mor­gül, Tah­sin Mar­ma­ra ve şu arka so­kak­ta­ki ku­mar­ha­ne­nin sa­hi­bi Vehbi, de­ni­zin ke­na­rın­da yemek yi­yor­lar­mış. Yas­sı­ada mu­ha­ke­me­le­ri de o gün­ler­de ce­re­yan edi­yor­du. Ara­la­rın­dan bi­ri­si, 'Bu­ra­dan tünel kazıp Men­de­res'i kur­ta­ra­rak gö­re­vi­ne iade etsek ne iyi olur' demiş. Bunu duyan bi­ri­si de ihbar etmiş ol­ma­lı ki er­te­si gün tu­tuk­lan­dı­lar. Ay­lar­ca yat­tık­tan sonra mah­ke­me­ye çı­ka­rıl­dı­lar.
BUN­LA­RI BİZ Mİ YAP­TIK?
Savcı, bun­la­rın tünel kazıp, Men­de­res'i hüc­re­sin­den ka­çı­ra­cak­la­rı, or­du­yu da lağv edip onu tek­rar baş­ba­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­ta­cak­la­rı­nı ay­rın­tı­la­rıy­la an­lat­tı. Mah­ke­me reisi Hakkı Mor­gül'e döndü: 'Savcı Bey'in id­di­ala­rı­na ne di­yor­sun?'. Hakkı, gayet masum bir şe­kil­de 'Bun­la­rı Ben mi ya­pa­cak­tım?' diye sordu.
HAKKI MOR­GÜL: BENİ ÖDÜL­LENDİRMENİZ KLA­ZIM
Reis net cevap verdi: 'Evet, Savcı Bey öyle söy­lü­yor.' Bunun üze­ri­ne aynı ma­su­mi­yet­le bir soru yö­nelt­ti: 'Hakim Bey, bir deniz mili kaç met­re­dir?' Reis ba­şı­nı sağa sola sal­la­dık­tan sonra, 'Emin de­ği­lim, ama ak­lım­da kal­dı­ğı­na göre 1852 met­re­dir' dedi. Hakkı Mor­gül'ün yüzü ke­sin­lik­le renk ver­mi­yor­du. 'Bizim bu ko­nuş­ma­yı yap­tı­ğı­mız yer­den Yas­sı­ada'ya kaç mil var?' Reis hiç dü­şün­me­di. 'Her­hal­de kırk mil var­dır.' Hakkı Mor­gül, aynı tav­rı­nı sür­dü­rü­yor­du. 'Kırk mil ile 1852 met­re­yi çar­par­sak yak­la­şık yet­miş dört ki­lo­met­re eder. Bu­ra­dan tünel kazıp yet­miş dört ki­lo­met­re öte­de­ki bir hüc­re­den çı­ka­ca­ğız. Hem de de­ni­zin al­tın­dan ge­çe­rek. Bunu ben değil Ame­ri­ka'nın tek­ni­ği ya­pa­bi­lir mi? Ame­ri­ka ya­pa­ma­yıp ben ya­pa­ca­ğı­ma göre sizin beni mah­kum et­me­yip ödül­len­dir­me­niz ge­rek­mez mi? Ge­le­lim or­du­nun lağvı me­se­le­si­ne. Ben or­du­yu lağv ede­bi­le­ce­ği­me göre, demek ki ondan kuv­vet­li­yim. O zaman bu or­du­ya hiç mas­raf et­me­yin, ter­his edin git­sin. Ül­ke­mi­zin bir bö­lü­mü­nü Rusya mı işgal etti, beni ça­ğı­ra­cak­sı­nız 'Gel Hakkı, şu Rus'u pe­ri­şan et!' di­ye­cek­si­niz. Ben de vurup onu da­ğı­ta­ca­ğım. Ar­dın­dan Edir­ne'yi Bul­ga­ris­tan mı zapt etti, 'Gel Hakkı, Bul­gar­la­rın he­sa­bı­nı gör!' di­ye­cek­si­niz.
Ben de onu ana­sın­dan doğ­du­ğu­na piş­man ede­ce­ğim. Sonra Yunan mı mem­le­ke­ti­mi­zin bir böl­ge­si­ne girdi, beni ça­ğı­ra­cak­sı­nız, 'Gel Hakkı Yunan'a had­di­ni bil­dir!' Ben de ona öyle bir yum­ruk in­di­re­ce­ğim ki Atina'da aklı ba­şı­na gel­me­yecek.' Şek­lin­de an­la­tır­ken Hakkı Mor­gül ise Meh­med Ni­ya­zi'nin an­lat­tı­ğı bu olayı yıl­lar sonra Yeni Şafak Ga­ze­te­si'ne ver­di­ği rö­por­taj­da:
HER YERDE İHTİLAL HA­VA­SI HAKİM
Bir ih­ti­lal ol­muş­tu. Rah­met­li Men­de­res ha­pis­te. Kimse ye­rin­den kı­pır­da­mı­yor. Ben Men­de­res hay­ra­nı ola­rak bi­li­ni­yo­rum. Canım sı­kı­lı­yor. Mem­le­ke­te hiz­met etmiş bir dev­let ada­mı­nın hap­se­dil­me­si­ne karşı hiç­bir tepki çık­ma­ma­sı üzdü beni. Ar­ka­daş­lar­la zaman zaman bir araya gelir, şöyle ya­pa­rız böyle ya­pa­rız cin­sin­den mu­hab­bet­le­ri­miz oldu. Bu ar­ka­daş­lar­dan biri, an­ne­min bir ak­ra­ba­sı. İzmit'te bir si­ne­ma­cı ya­nı­na alı­yor bunu. Adam koyu CHP'li. Teş­ki­lat baş­kan­lı­ğı mı ya­pı­yor­muş ne. Ona an­la­tı­yor ko­nuş­tuk­la­rı­mı­zı. Beni ih­ti­lal ya­pı­yo­rum diye söy­le­miş. Si­ne­ma­cı da hemen gidip po­li­se an­la­tı­yor duy­duk­la­rı­nı. İhti­lal ha­va­sı hakim her yerde. Gelip beni al­dı­lar evden. Or­ta­da hiç­bir şey yok as­lın­da.
KENDİSİNİ İHBAR EDENE İŞ YERİ AÇTI
Bal­mum­cu'da as­ker­ler bize karşı iyi dav­ran­dı­lar. Kötü bir mu­ame­le gör­me­dim. Mah­ke­me­ye çı­kar­dı­lar beni. Hakim bana, 'Ye­ni­ka­pı'dan tünel kazıp Yas­sı­ada'da yatan Men­de­res'i kur­ta­ra­cak­mış­sı­nız. Öyle mi?' dedi. Beni ihbar eden de 7 tane Ma­lat­ya­lı şahit ge­tir­miş. Onlar da öyle söy­lü­yor. Ben de ha­ki­me 'Efen­dim' dedim, 'Bu ada­mın üs­tün­de­ki el­bi­se­le­ri bile ben aldım. Şa­hit­le­rin hepsi Ma­lat­ya­lı, iş­bir­li­ği ya­pı­yor­lar, Ka­ra­de­niz­li olsa neyse ne' dedim. Sonra dedim ki, 'Hakim bey, deniz al­tın­dan tünel kaz­ma­yı Ame­ri­ka­lı­lar İngi­liz­ler bile ba­şa­ra­ma­dı. Ben böyle bir adam­sam bana ma­dal­ya tak­ma­nız ge­re­kir­di. Bunun ye­ri­ne beni hapse atı­yor­su­nuz. Olur mu hiç?' dedim. Ha­kim­ler de güldü. 1 sene ceza aldım. Yatıp çık­tık. O ih­bar­cı adam son­ra­dan kötü du­rum­la­ra düştü, pe­ri­şan oldu. Rah­met­li eşim bana söy­le­di, ona yar­dım ettim, iş açtım. Çen­gel­köy'de bir kah­ve­ha­ne açtım ken­di­si­ne.' Söz­le­riy­le an­lat­mış­tı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —