Adamın birisi dört kişiye bir miktar para vermiş. 'Bununla yiyecek bir şeyler alırsınız.' demiş. Adamlar parayı almışlar.
İçlerinden birisi Acemmiş:
Ben bununla 'engur' alacağım, demiş.
Diğeri Arap'mış:
La, diye tutturmuş. Ben 'inep' isterim, bu parayla 'inep' alacağım.
Üçüncüsü bir Türk'müş. O da:
Ben bunlardan hiçbirini istemem. Sadece 'üzüm' istiyorum, demiş.
Dördüncüsü Rum imiş:
Bırakın bunları, ben 'istafil' isterim, diye bağırmış.
Ortalık karışmış, sesler yükselmiş, sonunda kavga çıkmış.
Yanlarına birisi gelmiş. Hepsini dinlemiş. Sonra onları bir manava götürmüş. Tek tek hepsine eline aldığı üzümü göstererek:
Sen bunu mu istiyorsun? diye sormuş. 'Evet' demişler.
Aynı şeyi istediklerini o zaman anlamışlar.
İnsanlık sevgi, insanlık şefkat, insanlık merhamet, insanlık fazilet istiyor. İnsanlık sevgiden anlıyor. Bugün insanlığın bu ortak dilini keşfeden gençler, birbirinden tamamen farklı ırktan ve kültürden insanlarla anlaşıp kardeşlik kurabiliyorsa, bu o eğitim erenlerinin ortak dili kullanmalarındandır.