Tarih: 19.11.2021 10:31

Aramızdan Ayrılışının 13. Yılı Anısına KARADENİZ'İN AŞIK VEYSELİ ERKAN OCAKLI

Facebook Twitter Linked-in

Gur­bet­te Trab­zon­du, mem­le­ke­ti öz­le­yen
Faroz, Ga­ni­ta, Mey­dan hep ka­ra­la­rı bağ­lar
Bir gün ge­lecek diye yol­la­rı­nı göz­le­yen
Maçka'nun de­re­le­ri Erkan'um diye ağlar
Erkan Ocak­lı, 16 Kasım 1949'da Asım ve Na­zi­re Ocak­lı'nın ilk ço­cu­ğu ola­rak Trab­zon'da dün­ya­ya geldi. An­ne­si ve ba­ba­sı Art­vin'in Ar­ha­vi il­çe­sin­den­dir. Ba­ba­sı­nın gö­re­vi Trab­zon Orman Mü­dür­lü­ğü'nde ol­ma­sı ne­de­ni ile 1948 yı­lın­da aile Trab­zon'a ta­şı­nır.1950 yı­lın­da ba­ba­sı­nın ta­yi­ni Trab­zon'un Yomra il­çe­si­ne çıkar. Kız kar­de­şi Tür­kan bu­ra­da dün­ya­ya gelir. Bir süre Yomra'da ça­lı­şan ba­ba­sı­nın ta­yi­ni Maçka'nın Ağur­sa (Ba­kım­lı) Köyü'ne çıkar. 1952 yı­lın­da Pe­ri­han isim­li kız kar­de­şi bu köyde dün­ya­ya gelir. Daha sonra sı­ra­sı ile Maçka'nın Lar­han (Akar­su) ve Ku­du­la (Kı­ran­taş) Köyü'ne tayin olan ba­ba­sı­nın me­le­ği ge­re­ği Maçka'yı köy köy do­la­şır. Ken­di­si gibi mü­zis­yen olan kar­de­şi Meh­met Ocak­lı 1956 yı­lın­da Maçka'nin Ku­du­la Köyü'nde doğar. Erkan Ocak­lı'nın biri erkek ikisi kız olmak üzere dört kar­de­şi var­dır. An­ne­si, ba­ba­sı gibi ken­di­si de Mohti La­zı­dır.
Maçka Coş­kun­de­re'den kurt­lar sof­ra­sı­na
Erkan Ocak­lı "yol­la­rı taşlı" de­di­ği Maçka Coş­kun­de­re il­ko­ku­lun­da eği­ti­mi­ne baş­lar. Sü­me­la Ma­nas­tı­rı'nın bu­lun­du­ğu mev­ki­de görev yapan ba­ba­sı eği­ti­mi­ni devam et­tir­me­si için Erkan Ocak­lı'yı köyün ağa­sı­nın ço­cuk­la­rı­nın ya­nın­da bı­rak­ma du­ru­mun­da kalır. Or­ta­oku­lu Maçka'da oku­yan Ocak­lı, bağ­la­may­la da o yıl­lar­da ta­nı­şır, bağ­la­ma çal­ma­ya baş­lar. Eko­no­mik sı­kın­tı­lar ne­de­niy­le Trab­zon Li­se­si'nde ya­tı­lı ola­rak okur. Lise sı­ra­la­rın­da eği­ti­min dı­şın­da sos­yal et­kin­lik­ler­de bu­lu­nan Ocak­lı, koro ve müzik ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dü­rür. Li­se­nin bi­ti­min­den sonra 1968 yı­lın­da kendi de­yi­miy­le "kurt­lar sof­ra­sı" diye ta­nım­la­dı­ğı İstan­bul'a gelir. Bir süre kız kar­de­şi­nin ya­nın­da kalan Ocak­lı daha sonra Fın­dık­za­de'deki Trab­zon Öğ­ren­ci Yurdu'na yer­le­şir, uzun yıl­lar da bu­ra­da kalır. Ga­la­ta­sa­ray Üni­ver­si­te­si Kimya Mü­hen­dis­li­ği'ne girer. Ar­dın­dan orayı bı­ra­kıp İstan­bul Üni­ver­si­te­si Zo­obo­ta­nik Bö­lü­mü'ne geçer. Tıp oku­mak ister. Puanı da yet­me­si­ne rağ­men bu bö­lü­mü yaz­ma­dı­ğın­dan başka bir bö­lü­me girer. İstan­bul müzik ha­ya­tı­nı çok et­ki­ler. Ce­mi­yet­ler­de, mü­zik­le il­gi­li yer­ler­de çal­ma­ya baş­lar.
"Tara Saçın Tara" bir tutar pir tutar
1970'li yıl­la­rın hemen ba­şın­da Mine Koşan'a, Ahmet Sez­gin'e bağ­la­ma çalar. Müzik pi­ya­sa­sın­da ta­nın­ma­ya baş­la­yın­ca, yolu Un­ka­pa­nı'na, Ha­ri­ka Plak'a düşer. 1971 yı­lı­nın Nisan ayın­da "Tara Sa­çı­nı Tara" isim­li bi­rin­ci plağı çı­ka­rır. "Tara Saçın Tara" isim­li tür­kü­sün­de kapı kom­şu­su olan bir ağa­nın to­ru­nu­na duy­du­ğu his­le­ri dil­len­di­rir. Plak bir tutar pir tutar. "Tara Sa­çı­nı Tara" plağı ile Ka­ra­de­niz'de büyük ses ge­ti­ren Ocak­lı, ikin­ci pla­ğın­da yer alan "Oy Emi­nem" ile tüm Tür­ki­ye'nin sev­gi­li­si ha­li­ne gelir. Tür­kü­le­ri sev­da­la­ra, dert­le­re ve mut­lu­luk­la­ra eşlik eder. Hü­se­yin Çak­mak'ın or­ga­ni­ze et­ti­ği yurt dışı kon­ser­le­rin­de gur­bet­çi­le­rin sevgi seli ile kar­şı­la­şır. Bu kon­ser­ler sü­re­sin­de Hakkı Bulut ile aynı or­ta­mı pay­la­şır. Ha­ri­ka Plak'ın sa­hi­bi Ayhan Güç­lü­can, Oflu hem­şe­ri­si­dir. Yirmi yıl bo­yun­ca plak­la­rı, albüm­le­ri bu şir­ket­ten çıkar. Plak­la­rı yok satar. Ka­ra­de­niz­li so­list, Laz so­list ya­kış­tır­ma­la­rı­na inat Ahmet Sez­gin, Bü­lent Ersoy, Nuri Se­si­gü­zel gibi isim­le­rin yer al­dı­ğı kad­ro­lar­da ast so­list ola­rak sahne aldı.
Soy­ta­rı film­le­ri­ne rest
Si­ne­ma­dan tek­lif­ler alır. 1975 yı­lın­da Ha­ri­ka Plak ken­di­si­ne "Oy Emi­nem" si­ne­ma fil­mi­ni çek­ti­rir. O dö­nem­ler seks film­le­ri­nin re­vaç­ta­dır ve bu film­de de bir yatak sah­ne­si var­dır. Erkan Ocak­lı o sah­ne­ye ve ondan sonra ge­lecek film tek­lif­le­ri­ne tav­rı­nı koyar : "Bana Yıl­maz Güney film­le­ri gibi film tek­lif­le­ri ile gelin. Beni ge­re­kir­se çir­kin çekin ama seks film­le­rin­de­ki soy­ta­rı­lar gibi çe­ke­mez­si­niz. Si­ne­ma ya­kı­şık­lı­lık is­te­mez, tip ister. Yıl­maz Güney ya­kı­şık­lı de­ğil­di ama tipti" di­ye­rek res­ti­ni çeker. Altı si­ne­ma fil­min­de baş­rol oynar. Yö­net­men­lik de yapar. Sos­yal içe­rik­li film­ler­de oy­na­mak is­te­me­si­ne kar­şın, o gün­ler­de moda seks film­le­ri yü­zün­den si­ne­ma­yı bı­rak­mak du­ru­mun­da kalır. Sam­sun Fuarı'nda sahne alır. On beş yıl sü­rek­li kış ay­la­rın­da Av­ru­pa'da sah­ne­le­rin­de ça­lı­şır. Te­le­viz­yon­lar­da Ka­ra­de­niz mü­zi­ğiy­le yoğ­rul­muş prog­ram­la­ra imza atar.
Sos­yal ko­nu­la­ra de­ğin­di
1971 yı­lın­da Türk Halk Mü­zi­ği'ne Ka­ra­de­niz'den bir güneş gibi doğdu. Elin­de bağ­la­ma­sı, di­lin­de Ka­ra­de­niz ez­gi­le­ri, kül­tü­rü­mü­zün ta­şı­yı­cı­sı oldu. Gö­nül­ler taht kurdu.-"Tara Sa­çı­nı Tara" isim­li plağı müzik dün­ya­sın­da bomba gibi düş­müş­tü. Ar­dın­dan "Oy Emine, Trab­zon'un Ka­za­la­rı, Alman­ya Acı Vatan, Ha­pis­ha­ne İçinde, Has­ta­ne Yo­lun­da, Karnı Büyük Koca Dünya, Be­la­lı Köy, Rize Güzel Mem­le­ket, Ula Ula Ni­ya­zi, Söz Na­mus­tur Emi­nem, Ağ­la­ma Anam Ağ­la­ma, Mısır, Maçka Yol­la­rı" ve daha nice sevda tür­kü­le­ri ses­len­dir­di. "Al­man­ya Acı Vatan, Türk Or­du­su, Kıb­rıs'a, Baş­lık Pa­ra­sı, Armut Dalda Asıl­sın, Erkan Abi Na­sıl­sın, Na­ta­şa" gibi ya­pıt­la­rıy­la da sos­yal ko­nu­la­ra tür­kü­le­rin­de yer verdi. Ka­ra­de­niz tür­kü­le­ri­ne ağır­lık­lı ola­rak ke­men­çey­le yer yer tulum ve ka­val­la eşlik edi­lir­di.
Erkan Ocak­lı Ka­ra­de­niz mü­zi­ğin­de dev­rim ya­par­ca­sı­na bağ­la­ma­sıy­la tür­kü­le­re de­ği­şik yorum ge­tir­di. 250 ta­ne­si­nin sözü mü­zi­ği ken­di­ne ait 400 esere imza attı. Bu eser­le­ri 40 kaset, 35 plak ve 4 longp­lay­da top­la­dı.—
Türkü Baba
Erkan Ocak­lı mü­zi­ğe baş­la­dı­ğı yıl­lar­da onun sev­da­lan­dı­ğı müzik türü Trab­zon'un mer­ke­zi­ne dahi in­me­miş­ti. Ka­ra­de­niz tür­kü­sü Trab­zon mer­kez­de din­len­mez­di. Kor­na­na­lı Hü­se­yin, Ba­hat­tin Ça­mu­ra­li gibi mü­zis­yen­ler daha çok il­çe­ler­de din­le­nir­di. Erkan Ocak­lı tür­kü­le­ri ke­men­çe­den bağ­la­ma­ya dö­kün­ce her yerde din­le­nir oldu. Mü­zi­ğe öcü gözü ile bakan bazı ha­cı­lar ho­ca­lar dahi yük­sek sesle Erkan Ocak­lı din­ler ol­muş­tu. Gü­nü­müz­de üre­ti­len mü­zik­le­re ba­kı­yor­su­nuz Ocak­lı'nın mü­zik­le­ri­ne do­kun­ma­dan bir eser ta­mam­la­na­mı­yor. Erkan Ocak­lı son yıl­lar­da, daha da ol­gun­laş­ma­nın ver­di­ği bi­ri­kim­le, tür­kü­le­rin­de ev­ren­sel me­saj­lar ve­ri­yor­du:
"İki tane yav­rum olsun, biri sevda, biri barış
Öz­gür­lü­ğün yol­la­rın­da yarış Ocak­lı yarış.
De­niz­ler­den ka­ra­la­ra ulaş sev­dam, ulaş sev­dam.
Barış dolu bir dün­ya­da, dolaş sev­dam, dolaş sev­dam" di­yor­du.
Ka­ra­de­niz mü­zi­ği için ki­lo­met­re ta­şıy­dı
Ga­ze­te­ci ar­ka­da­şı­mız Ay­te­kin Akay, Erkan Ocak­lı'nın ar­dın­dan ka­le­me al­dı­ğı ya­zı­sın­da : "Erkan Ocak­lı, yaz­dık­la­rı, söy­le­dik­le­ri ve üret­tik­le­riy­le otan­tik Ka­ra­de­niz mü­zi­ği için ki­lo­met­re ta­şıy­dı. Tür­kü­le­rin­de, bes­te­le­rin­de do­ğu­sun­dan ba­tı­sı­na Ka­ra­de­niz vardı. Ne­ti­ce­de o Ka­ra­de­niz'i, Ka­ra­de­niz'in onu te­tik­le­di. Bir "Erkan Ocak­lı Fe­no­me­ni" doğdu. Ama bu "fe­no­men"e Ka­ra­de­niz ne kadar sahip çı­ka­bil­di ?' di­yor­du. Erkan Ocak­lı bir ha­ya­li­ni şöyle an­la­tı­yor­du: "Otuz-kır­ka yakın bir saz grubu ile sah­ne­de "Ula Ula Ni­ya­zi"yi oku­mak is­ter­dim. Bu benim içim­de bir ya­ra­dır. Ol­ma­dı. Bu ha­ya­li­ni ger­çek­leş­tir­me yo­lun­da katkı sağ­la­ya­bi­lecek in­san­lar neden ya­nın­da yoktu?"
Unut­ma­dık unu­ta­ma­ya­ca­ğız
Yü­rek­le­ri tit­re­ten tür­kü­le­rin mi­ma­rı Erkan Ocak­lı son yıl­lar­da Ka­ra­de­niz­li­le­rin ya­ka­sı­nı bı­rak­ma­yan pank­re­as kan­se­riy­le mü­ca­de­le edi­yor­du. Ona moral ver­mek ve kır­kın­cı sanat yı­lı­nı kut­la­mak için se­ven­le­ri Lütfü Kır­dar Kong­re ve Sergi Sa­ra­yı'nda bir vefa ge­ce­si dü­zen­le­di. Salon hın­ca­hınç do­luy­du, dı­şa­rı­sı ise sa­lon­dan daha ka­la­ba­lık­tı. Erkan Ocak­lı sev­gi­si sa­lon­la­ra sığ­ma­mış­tı. Ya­ka­lan­dı­ğı aman­sız has­ta­lı­ğa karşı daha fazla mü­ca­de­le ede­me­yen Erkan Ocak­lı 16 Kasım 2008'de ara­mız­dan ay­rıl­dı. Allah cc rah­met ey­le­sin.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —