Aşk Evliliği Yapanlar Dikkat!

Özkul, sal­gı­la­nan hor­mon­lar aza­lıp kişi kar­şın­da­ki­ni ob­jek­tif ola­rak gö­re­bil­di­ğin­de, aşk duy­gu­su­nun; sevgi, sa­da­kat, sa­mi­mi­yet gibi duy­gu­la­ra dö­nü­şe­bil­di­ği­ni söy­le­di.

Güncel Haberler 14.04.2023 10:42:00 0
Aşk Evliliği Yapanlar Dikkat!

 Aşkın be­yin­de nöro kim­ya­sal­la­rın de­ğiş­me­siy­le or­ta­ya çıkan ge­çi­ci bir durum ol­du­ğu­nu be­lir­ten Psi­ko­log Ebru Özer Özkul, aşkın pik yap­tı­ğı nok­ta­da ev­li­lik ka­ra­rı alın­ma­sı­nın doğru ol­ma­dı­ğı­nı ifade etti. Özkul, sal­gı­la­nan hor­mon­lar aza­lıp kişi kar­şın­da­ki­ni ob­jek­tif ola­rak gö­re­bil­di­ğin­de, aşk duy­gu­su­nun; sevgi, sa­da­kat, sa­mi­mi­yet gibi duy­gu­la­ra dö­nü­şe­bil­di­ği­ni söy­le­di.
Psi­ko­log Ebru Özer Özkul, aşk de­nin­ce akla gelen kalp olsa da, aşkın ger­çek­te bey­nin nö­ro­kim­ya­sı­nın de­ğiş­me­si ile or­ta­ya çıkan nö­ro­bi­yo­lo­jik bir süreç ol­du­ğu­nu kay­det­ti.
Ya­pı­lan bi­lim­sel ça­lış­ma­la­rın aşık olun­du­ğun­da be­yin­de mey­da­na gelen de­ği­şim­le­ri gös­ter­di­ği­ni be­lir­ten Psi­ko­log Ebru Özer Özkul, “Bilim gü­nü­müz­de nö­ro­kim­ya­yı ölçer hale geldi. Beyin gö­rün­tü­le­me tek­nik­le­ri ile aşık olun­du­ğun­da hem be­yin­de flu­ore­san gibi yanan böl­ge­ler göz­lem­le­ni­yor, hem de beyin kim­ya­sın­da­ki de­ği­şik­lik­le­ri, hor­mo­nal de­ği­şik­lik­le­ri öl­çe­bi­li­yo­ruz. Yani gü­nü­müz­de in­san­la­rın ger­çek­ten aşık olup ol­ma­dı­ğı bi­lim­sel yön­tem­ler­le öl­çü­le­bi­li­yor” diye ko­nuş­tu. Kişi aşık ol­du­ğun­da be­yin­de mey­da­na gelen nö­ro­kim­ya­sal de­ği­şik­lik­ler ne­de­niy­le, do­pa­min se­vi­ye­si­nin art­tı­ğı­nı, yine kor­ti­zon ve NFG fak­tö­rü de­ni­len hor­mon­la­rın art­tı­ğı­nı ifade eden Ebru Özer Özkul, bu hor­mo­nal de­ği­şik­lik­ler so­nu­cu ki­şi­nin aşık ol­du­ğu ki­şi­yi odak nok­ta­sı­na al­dı­ğı­nı ve ondan başka bir şey dü­şü­ne­mez hale gel­di­ği­ni söy­le­di.
Psi­ko­log Ebru Özer Özkul şu bil­gi­le­ri verdi:
Aşk Beyin Açı­sın­dan Sür­dü­rü­le­bi­lir Bir Şey Değil
“Ka­dın­lar aşık ol­du­ğun­da tes­tes­te­ron hor­mon­la­rı yük­se­li­yor. Er­kek­ler de ise dü­şü­yor. Aşık ol­du­ğu­muz­da bey­ni­miz­de­ki su­bi­kor­tal böl­ge­miz­de ödül me­ka­niz­ma­mı­zı oluş­tu­ran böl­ge­nin aktif ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Do­pa­min se­vi­ye­miz de ar­tı­yor. Beyin, içsel veya dış­sal bir ödül bek­len­ti­si­ne gir­di­ğin­de bu mad­de­yi sal­gı­lı­yor. Bu da aşık ol­du­ğu­muz ki­şi­nin pe­şin­den koşma ile il­gi­li bir mo­ti­vas­yon ve­ri­yor. Do­pa­min yük­sek­li­ğin­den sü­rek­li onu dü­şü­nür, onun­la il­gi­le­nir hale ge­li­yo­ruz. Bazen bu bizi ger­çek­lik­ten ko­pa­ra­bi­li­yor. Onu gör­mek öz­le­mek tek­rar do­pa­mi­ni bey­ni­mi­ze ka­zan­dır­dı­ğı için do­pa­min yok­lu­ğu­nu öz­le­mek ola­rak ad­lan­dı­rı­yo­ruz. Ba­ğım­lı­lık düz­le­mi ça­lı­şı­yor. Sü­rek­li o do­pa­mi­ni almak için o in­sa­nı gör­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz. Yok­lu­ğun­da sı­kın­tı çek­me­ye baş­lı­yo­ruz. Beyin buna uzun süre kat­la­na­ma­ya­ca­ğı, uzun süre bu st­res­le başa çı­ka­ma­ya­ca­ğı için bu ge­çi­ci bir süreç. Yani aşk nöro bi­yo­lo­jik ola­rak sür­dü­rü­le­mez bir şey. Erkek aşık ol­du­ğun­da daha sakin, daha an­la­yış­lı daha duy­gu­sal ve daha az ag­re­sif olu­yor. Ancak 6 aydan sonra bu duy­gu­sal­lık­tan uzak dav­ra­nış­lar­da bu­lu­na­bi­li­yor. Çünkü hem ka­dın­da hem er­kek­te 6 aydan sonra bu nö­ro­kim­ya de­ği­şi­yor. Bu de­ği­şik­lik­ler hor­mo­nal ve gö­rün­tü­sel ola­rak tes­pit edi­le­bi­li­yor. Ki­şi­le­rin hor­mo­nal ak­ti­vas­yo­nu aza­lı­yor. Sonra kişi aşık ol­du­ğu ki­şi­nin de­ğiş­me­sin­den ya­kı­nı­yor. ‘Sen ilk za­man­lar ol­du­ğun gibi de­ğil­sin’ diyor. Ev­len­di­ği aş­kı­nı, ken­di­si­ni bir da­ki­ka pen­ce­re­de gö­re­bil­mek için sa­at­ler­ce yağ­mur al­tın­da bek­le­yen eşini bak­ka­la yo­ğurt al­ma­ya gön­de­re­me­mek­ten sitem edi­yor. İler­le­yen sü­reç­te aşk başka bir duy­gu­ya dö­nüş­me­ye baş­lı­yor. Ne­ga­tif bir şe­kil­de nef­re­te de dö­nü­şe­bi­li­yor, sevgi saygı, sa­da­kat, sa­mi­mi­yet, dü­rüst­lük duy­gu­la­rı­na ev­ri­le­rek iliş­ki devam da ede­bi­li­yor.
Aşkın pik Yap­tı­ğı Nok­ta­da Ev­li­lik Ka­ra­rı Al­ma­yın
Aşkın pik yap­tı­ğı nok­ta­lar­da kendi ha­ya­tı­mı­zı ya­şa­ya­maz po­zis­yo­na ge­li­yo­ruz. Ken­di­mi­zi odak nok­ta­sı ol­mak­tan çı­ka­rı­yo­ruz. Kendi emel­le­ri­miz, amaç­la­rı­mız, is­tek­le­ri­miz, ih­ti­yaç­la­rı­mı­zı geri plana atıp aşık ol­du­ğu­muz ki­şi­yi odak nok­ta­mı­za alı­yo­ruz. İşi­mi­zi, der­si­mi­zi ak­sa­ta­bi­li­yo­ruz. O kişi üze­rin­den dü­şün­me­ye ve ha­re­ket et­me­ye baş­lı­yo­ruz. İçinde onun ol­du­ğu ha­yal­ler plan­lar ku­ru­yo­ruz. Bu da bizi ge­le­ce­ği­mi­ze odak­lan­mak­tan alı­ko­yu­yor. Hor­mon­la­rın pik yap­tı­ğı se­vi­ye­de otis­tik bir dü­şün­ce mey­da­na ge­li­yor. Sağ­lık­lı dü­şü­ne­me­di­ği­miz ve hor­mon­la­rı­mı­zın et­ki­sin­de ol­du­ğu­muz bu dö­nem­de ev­li­lik ka­ra­rı al­ma­yı doğru bul­mu­yo­rum. Çünkü bu dö­nem­de aşık ol­du­ğu­muz ki­şi­yi ob­jek­tif ola­rak gö­re­mi­yo­ruz. Onu sa­de­ce bize karşı dav­ra­nış­la­rıy­la bize ya­şat­tı­ğı duy­gu­lar­la de­ğer­len­di­riyo­ruz. Eği­ti­mi­ni, kül­tü­rü­nü, dünya gö­rü­şü­nü, işini vs. önem­se­mi­yo­ruz. Başka in­san­la­ra nasıl dav­ran­dı­ğı­na bak­mı­yo­ruz. Hor­mon­la­rı­mız nor­ma­le dön­dü­ğün­de ve onu iyi ve kötü yön­le­riy­le, ku­sur­la­rıy­la ob­jek­tif ola­rak gör­dü­ğü­müz­de eğer hala be­ğe­ni­yor­sak, o ha­iliy­le kabul edi­yor­sak, aşkı sevgi, sa­da­kat, sa­mi­mi­yet, güven gibi duy­gu­la­ra dö­nüş­tü­re­bi­li­yor­sak o zaman bu iliş­ki­yi sür­dü­re­bi­li­riz. Bağ­lı­lı­ğın, tu­tar­lı­lı­ğın, gü­ve­nin inşa edil­me­si ge­re­ki­yor. O zaman bir ev­li­lik ka­ra­rı almak doğru olur. Aşık ol­du­ğu­nuz ki­şiy­le ko­nu­şa­bi­li­yor­sa­nız, aynı fre­kans­tay­sa­nız ev­le­ne­bi­lir­si­niz. Bir ömür boyu ko­nu­şa­bi­le­ce­ği­niz in­san­la ev­len­me­ni­zi öne­ri­yo­rum. Aşık ol­du­ğu­nuz ki­şiy­le ko­nu­şa­ma­ya­bi­lir­si­niz ama ortak nok­ta­la­rı­nız olan, ko­nu­şa­bil­di­ği­niz, pay­la­şa­bil­di­ği­niz bir in­san­la ömür boyu bir­lik­te ola­bi­lir­si­niz.
Terk Edi­len Kişi Psi­ko­lo­jik Yar­dım Ala­bi­lir
Aşık bir ki­şi­nin dü­şün­ce­le­ri ob­se­sif bir has­ta­nın ta­kın­tı­lı dü­şün­ce­le­ri gibi. Eğer aşkın pik ya­şan­dı­ğı dö­nem­ler­de bir ay­rı­lık söz ko­nu­su olur­sa, kişi terk edi­lir­se bu onu psi­ko­lo­jik ola­rak sar­sa­cak­tır. Eğer Ob­se­sif Kom­pül­sif Bo­zuk­luk alt­ya­pı­sı da varsa, ay­rı­lık ve aşk acısı psi­ko­lo­jik has­ta­lı­ğa dö­nü­şe­bi­li­yor. Özel­lik­le ay­rı­lık­tan iti­ba­ren ilk bir­kaç hafta çok yoğun duy­gu­lar ya­şı­yor. Ob­se­sif has­ta­lar se­ra­to­nin dü­şük­lü­ğü ya­şı­yor­lar. Aşık olup terk edi­len ki­şi­de de aynı durum ya­şa­nı­yor, yani se­ra­to­nin dü­ze­yi dü­şü­yor. Ay­rı­ca kişi aş­kın­dan ay­rıl­dı­ğın­da do­pa­min se­vi­ye­si aşırı dü­şü­yor. Bu da ki­şi­de bir yas du­ru­mu ya­ra­tı­yor. Mut­suz­luk, ke­yif­siz­lik, ha­yat­tan keyif ala­ma­ma, kendi içine ka­pan­ma, iş­lev­sel­li­ği­ni kay­bet­me, okula işe gi­de­mez po­zis­yon­da olma du­ru­mu or­ta­ya çı­kı­yor Bu du­rum­da ki­şi­le­rin psi­ko­lo­jik yar­dım al­ma­sı ge­re­ki­yor.


    Haber Mer­ke­zi


Anahtar Kelimeler: Evliliği Yapanlar Dikkat!
Salı 11.1 ° / 3.2 °
Çarşamba 10.7 ° / 3.8 °
Perşembe 10.5 ° / 6.1 °