Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Basın İlan Kurumu medyayı destekleme özelliği olan bir kurum. RTÜK de öyle ama son zamanlarda infaz kurumuna dönüştü. Geldiğimiz atmosfer iç acıcı atmosfer değil. Basın İlan Kurumu gerçekten medyaya destek verecekse, siyasallıktan uzak durmalı.
RTÜK, iktidar yanlısı değil misin, eleştiriyor musun burnundan getireceğim. Öbür taraf onlara hiçbir şey yok. Onlar istedikleri gibi yayın, yalan haber yapabilir. Hayatımda bu kadar ayrışan bir medya oluşumu görmedim. Tirajlar yazıyorlar, 300 bin, 250 bin hepsi yalan. Medya ile halk arasındaki ilişkilerde de büyük bir güven erozyonu var. Bunun giderilmesi lazım. Doğru haberlere erişim yasağı başka bir konu. Haber doğru, herhangi bir şeyi eleştiriyorsunuz. Onlar mahkemeye gidiyor. Erişim yasağı getiriliyor. Yargı kararıyla yolsuzlukların üstü örtülüyor. Etik değerlere aykırı ne varsa ona göre mücadele etmemiz lazım. Parçalanan medya iktidarların işine gelir. Kamu ilanları belli gazetelere veriliyor. Sizlerin vergileriyle ayaktalar, maaşlarını ödüyoruz. Nasıl oluyor da kamu bankası belli televizyon ve gazeteleri destekler. Bir taraf cezalandırılır, öbür tarafa istedikleri kadar ilan verilir. Bununla ilgili gerekli başvurularımızı yaptık. Tirajına ve reytingine bakın dedik. Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurduk. Kamu Denetçiliği Kurumu, ‘Bizim alanımıza girmiyor. Kamu yayıncısı TRT, Allah aşkına TRT gerçekten tarafsız yayın yapıyor mu? Onu da şikâyet ettik. Bir köşeye attılar. Korkuyorlar. Böyle olmaz. TRT’nin objektif yayın yapması lazım. Onlara 10 saat, diğerlerine 10 dakika.” İfadelerini kullandı.
“HABERİ DOĞRULAMA MERKEZİ KURULMASINDAN YANAYIM”
Basında başka bir konu sendika. Çalışanların haklarının korunmasından yanayım diyen Kılıçdaroğlu “Sendika olmalı ki haberi yazan patronundan korkmamalı. Sendika arkasında olmalı. Bunu çözmenin yolu sendikalaşma. Başka bir konu. TV’lerde ücretsiz kamu spotları yayınlanır. Niye ücretsiz. Kamu spotu yayınlıyorsanız, parasını ödeyeceksiniz. Ama kamu spotçuluğu adı altında reklam yapıp parasını ödemiyorlar. Bunun kalkması lazım. Teyit mekanizmasına da medyanın ihtiyacı var. Ben gazetecilerin bir araya gelip haberi doğrulama merkezi kurmasından yanayım. Baskı karşısında haberin doğru olduğunu teyit edebilmeli, doğruysa destek olmalı. Dolayısıyla gazeteyi ve gazeteciyi korumalı. İletişim başkanlığının ne işi var. Sahte videolar yayınlayan bir kurum. Ne işi var onun. Basın kartını verecek olan basın mensupları olmalı. Kimin gazeteci olup olmadığına kamu kurumu nasıl bilecek. Basın kartını kamu vermemeli, kamunun da içinde olduğu ağırlığın medya mensupları olduğu bir kurum vermeli. Medyada en sert ve acımasız eleştirilen genel başkanlardan biri durumundayım. Hiçbir zaman çekinmedim.
Eleştirelim, doğru haber yapalım
Ama yalan haber doğru değil. Sırf eleştireceğim diye hakaret asla doğru değil. Bu konuda da medya mensuplarının etik değerlere uyması lazım. Etik değerlere uymayan gazetecileri, bir kurul uyarabilmeli. Kendileri oluşturdukları bir oluşum bunu yapmalı. Eğer devletin yapısında bir çürüme varsa yasama, yürütme, yargı ve medyadan başlıyor. Umudumuz medyada. Çürümeye karşı mücadele olacak olan medyadır. Yargıda, yürütmede çürüme var diyeceksiniz. Paranız varsa bir gün bile hapishanede yatmıyorsunuz. Basın milletin ortak sesidir. Atatürk ülkeyi kurduğunda çağdaş uygarlık seviyesini aşmasını hedeflemiştir. Bu mücadeleyi yapmak için hangi görüşten olursak olalım. Bu bir insanlık ve hepimizin ortak sorunu bu insanlık sorununda umut olan sizsiniz. Sizin kaleminiz. Sizin kaleminiz güçlü olduğu sürece tüm sorunlar çözülür. Türkiye’nin otoriter rejimlerden kurtarmak için siz umutsunuz. Toplantıyı düzenleyen arkadaşlarıma tekrar teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
TÜRENÇ“ANADOLU BASINI ENTÜBE EDİLMİŞ VAZİYETTE”
Anadolu Buluşması Yerel Medya Çalıştayı’nda konuşma yapan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç “Basın konseyinin geliri yok, binası yok, parası yok ama bu mücadeleye devam edeceğiz. Cebimizden harcayarak mücadele ediyoruz. Kat kat kurulan binalarda yapılmıyor bu işler, biraz yürek isteyecek. Gazeteciliğinde yürekle yapılacağına inanıyorum. Entübe yaşayan tüm gazetecilere destek olmak zorundayız. Bunun da yolu güç birliğinden geçiyor. Hepimiz konuşacağız, hepimiz her bir kelimeyi içselleştireceğiz ama fotoğrafa bütünüyle bakmak gerekiyor. Avrupa’daki toplantılara katıldığımızda herkes dijital medyayı konuluyor, maddi olanaksızlıkları konuşuyor, hiç kimse özgürlükten dem vurmuyor. Bize sıra geldiğinde şu kadar gazeteci gözaltında, şu kadar gazeteci tutuklu… Demokrasilerde böyle bir tablo yok, önce bunu çözmek zorundayız. Örgütlenmenin yolu sorunların aşılmasına neden olacak. Sen-ben kavgasını bırakacağız. Anadolu basını entübe edilmiş vaziyette. Biz bu entübeden nasıl çıkacağız, bunu konuşalım. Yolumuz bu olmalı. Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’nin her bir satırına imza vermemiz gerekiyor. Hak olan o yasaların sahibi biziz. Bu yasalar var ama uygulanmıyor. Bunu uygulatmak bizim görevimiz, bizler gazeteciyiz. Yılmayan, cesaretle bu kalemi oynatması gereken bizleriz. Öyle korkarak, kapılara giderek, üç beş kuruş alarak bu mücadelede başarılı olamayız. Maalesef bunu zaman zaman sergiliyoruz ama inanın bu iş parasız da yapıyoruz. Basın konseyinin geliri yok, binası yok, parası yok ama bu mücadeleye devam edeceğiz. Cebimizden harcayarak mücadele ediyoruz. Kat kat kurulan binalarda yapılmıyor bu işler, biraz yürek isteyecek. Gazeteciliğinde yürekle yapılacağına inanıyorum. Entübe yaşayan tüm gazetecilere destek olmak zorundayız. Bunun da yolu güç birliğinden geçiyor” dedi.
GAPPİ, “ULUSAL MEDYANIN YÜZDE 90’ı ARTIK ‘YANDAŞ’ NİTELİĞİNDE”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, ¨Tüm bu karmaşanın içinde doğruları bulmak daha zor. Geçmişten bu yana bu bedeli ödeyen meslektaşlarımı anıyorum. Ulusal medyanın yüzde 90’ı artık ‘yandaş’ niteliğinde. Yerel medyanın da yüzde 90’ı nefes alamıyor. Peki, biz nasıl gazetecilik yapacağız? Bazı gazeteler kâğıt fiyatları nedeniyle sayfa sayısını azalttı. Kasım ayında biz 12 sayfalık bir gazete ile 60 bin lira matbaa parası ödüyorduk; şu anda 8 sayfaya 145 bin liraya sadece matbaa parası ödüyoruz. İkinci problem dijitalleşme türbülansı. Bu gerçekleri bilerek ne yapacağız; yol bulacağız diyorlar ama bizim yolumuz var. Bizim güç bulmamız lazım. Herkes biliyor, yeni süreçle birlikte biz 1 Godot’yu bekler gibi Ekim’i bekledik, hala kargaşa hakim”. dedi.
KARACA“GAZETEDE ÇALIŞANIN BANKA KARTI, GAZETENİN MUHASEBECİSİNİN CEBİNDE”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yılmaz Karaca ise yaptığı konuşmasında tüm gazetecileri birlikte hareket etmeye davet etti. Anadolu basınının bir ya da en çok bir buçuk yıl sonra tamamen bitirileceğini ifade eden TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca özellikle bu tehlikeye karşı birliktelik çağrısı yaparak Anadolu basınının yaşatılmasının gerekliliğini dile getirerek çalıştayda şunları söyledi: “5 yıl önce Türkiye Gazeteciler Federasyonu şöyle bir açıklama yaptı, ‘Gelin meslek örgütleri birleşelim, Anadolu basının yok etmek için düğmeye bastılar.’ Ancak basın örgütleri ayrı bir yerlere gitti. Gazete birleştirme adı altında, gazeteleri tırpanlamaya başladılar. 5 yıl önce 2 bine yakın gazete, şu anda 800 binlere düştü. Türkiye’nin en büyük illerinden bir tanesi Kayseri. Kayseri’de 16 gazete, üç gazeteye düştü. Orada işsiz kalan 100’ün üzerindeki arkadaşımızı düşünen yoktu. Şu anda Anadolu’da belki en rahat, sıkıntısız, derdi olmayan il Kayseri. Ve bugüne geldik. Bugün gerçekten Anadolu cayır cayır yanıyor, Trakya cayır cayır yanıyor. Sadece gazete sahibinin sorunları ile ilgili yanmıyor. Şu anda iddia ediyorum. Anadolu’da şu anda gazetecilerin yüzde 60’ı asgari ücret bile alamıyor. Ve asgari ücret alamadığı gibi çalışanın banka kartı, gazetenin muhasebecisinin cebinde. Sesi kıstılar. Anadolu basını bitmeye devam ediyor. Ve iddia ediyorum, şu anda 800 küsur gazete 500’e düşer. Ne oldu internet yasası? Ne tedbir aldın, korsanlar devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
ABDULLAHOĞLU“HATAYLI HATAY’I TERK ETMEYECEK”
6 Şubat depreminden etkilenen 10 ili temsilen son olarak kürsüye çıkan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu deprem bölgelerinde bulunan başta gazeteciler olmak üzere herkesin çok zorda olduğunu vurguladı.
Depremin en çok yıktığı ve deyim yerindeyse haritadan sildiği Antakya’nın özel afet bölgesi ilan edilmesi için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun öncülük etmesini tüm Hatay halkı adına isteyen Ahmet Abdullahoğlu deprem sonrası gazetecilere destek veren Başta Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca ve federasyon yönetim kuruluna, İzmir Ekonomi Muhabirleri Derneği’ne ve bir önceki dönem CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’e teşekkür etti. Deprem bölgesinde yaşayan depremzedelerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi adına girişimlerin kış ayı gelmeden başlaması ve insanların kışı rahat geçirebilecekleri yaşam alanlarının çok kısa sürede bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Abdullahoğlu çeşitli mültecilere sunulan yaşam haklarının Hatay halkına sunulmadığını da sözlerine ekledi. Hatay’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti topraklarına hayatı pahasına kattığı son şehir olduğunu vurgulayan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu başta kendisinin olmak üzere hiçbir Hataylının Hatay’ı terk etmeyeceğini ve Hatay’ın yeniden inşa edilmesi için gerekli tüm çabayı hep birlikte yapacaklarını ifade etti.
Muğla’nın Marmaris ilçesinde düzenlenen “Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı 2023” Çalıştaya Türkiye’nin dört bir yanından 300’e yakın basın mensubunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, eski CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, RTÜK üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser, CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cem Kaytan, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Hüsniye Karakoyun, Rize Gazeteciler Derneği Başkanı Faik Bakoğlu ve İsmet Kösoğlu katıldı.
Haber-Foto: İsmet KÖSOĞLU