Tarih: 07.10.2024 10:54

Dinlenirken de geçmeyen ağrıya dikkat!

Facebook Twitter Linked-in

Dinlenirken de geçmeyen ve uykudan uyandıran şiddetli ağrı, zamanla büyüyen şişlik, hareket kısıtlılığı… En sık bu sinyallerle kendini gösteren kemik metastazı, kanserin kaynaklandığı organdan kan ya da lenf yolu ile kemiğe sıçramasıyla gerçekleşiyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji, Ortopedik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş “Son yıllarda kanser tedavilerinin gelişimine paralel olarak yaşam süresi uzadıkça metastatik kemik kanseri ile karşılaşma sıklığımız artmaktadır. Kemik, akciğer ve karaciğerden sonra en sık metastaz alan üçüncü bölgedir. Kemik metastazlı hastalar klinikte çok farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Sıklıkla kanser tanısı olan hastanın rutin taramasında tespit edilir. Bununla birlikte bazı hastalarda kanser hikayesi olmamasına rağmen direkt kemik metastazı ile tanı konulurken, tedavi edilmiş bir kanserin yıllar sonra ortaya çıkan bulgusu da olabilir” diyor.

Bu sinyaller ihmale gelmez! 

Kemik metastazı sıklıkla daha önce kanser tanısı almış olan hastaların rutin taramalarında tespit ediliyor. Bununla birlikte bazı hastaların ağrı şikayetiyle hekime başvurduklarını belirten Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, ağrıda belirleyici unsuru ise ‘dinlenirken bile devam etmesi ve şiddetinin giderek artması’ olarak açıklıyor. Öyle ki hasta geceleri ağrı nedeniyle uykudan uyanıyor ve standart ağrı kesicilerden yeterli fayda göremiyor. Kötü huylu kemik tümörlerinin bir belirtisi olan geceleri uykudan uyandıran ağrının nadiren iyi huylu tümörde de görülebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gümüştaş, ayrıca hızlı büyüyen ağrılı şişlikler ile buna eşlik eden hareket kısıtlılığı ve topallamanın da kemik metastazının habercisi olabildiğini, bu şikayetlerle başvuran hastaların kemik metastazı açısından da araştırılmasının çok önemli olduğunu vurguluyor.  

Erken tanı hayat kurtarıyor!

Kemik metastazlarında kemikte harabiyete bağlı kırık gelişebileceği için erken teşhisin hem hayat kurtarıcı olduğunu hem de yaşam kalitesinin artmasına destek sağladığını belirten Ortopedik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gümüştaş şöyle konuşuyor: “Kemik metastazının özellikle kemiğin kendisinden kaynaklanan kötü huylu tümörlerden ayrımının yapılmasının hayati önemi vardır ve kesin tanı konulduktan sonra tedavi planlaması yapılması gerekir. Aksi halde hastanın yaşamını geri dönüşümü olmayacak şekilde olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hastanın anlattıkları, fizik muayenesi ve gerekli radyolojik tetkikler yapıldıktan sonra bazı durumlarda biyopsi işlemine gerek duyulabilir. Biyopsi ile kesin tanı konulabilsede hastaların yüzde 3-4’ünde tümörün nereden kaynaklandığı saptanamayabilir.

Ağrıda çok hızlı ve belirgin azalma sağlanıyor

Kemik metastazı tedavisinde öncelikle hastanın ağrısının azaltılması, kırık gelişiminin engellenmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinin amaçlandığını vurgulayan Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, kırık veya kırık riski olan durumlarda açık ya da kapalı yöntemle ameliyatın tercih edildiğini söylüyor. Tedavi yönteminin kişiye özel planlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Gümüştaş “Son yıllarda kapalı yöntemlerden en sık radyofrekans ablasyon denilen, tümörü yüksek ısıda yakarak küçültme yöntemi tercih ediliyor. Bu yöntem genellikle radyoterapiye rağmen sonuç alınamayan ve açık cerrahiyi kaldıramayabilecek hastalarda uygulanıyor. Yöntem anestezi altında ve görüntüleme eşliğinde uygulanmakta olup hastanede sadece bir gece yatışı yeterlidir. Düşük riskli ve hızlı sonuç sağlayan radyofrekans ablasyon yöntemi sayesinde ağrıda çok hızlı ve çok belirgin azalma sağlanıyor” diyor.

Haber-Foto: Funda ÇATAR




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —