Rize’den kapı komşumuz Gürcistan’a kısa süren bir seyahatim oldu. Gürcistan’ı tercih etmemde en önemli etken Kimlikle ve Vizesiz seyahatti. Malum Pasaport fiyatları çok pahalı.
Birkaç yıl önce ilk kez gittiğim Gürcistan için Sarp’tan Batum’a giriş yaparken sınır kapısında çok ilkel bir düzenleme vardı eski sınır kapısı yıllar sonra daha modern hale getirilmiş ve turist amaçlı gidenler çok rahat bir şekilde Kimlik kartını göstererek rahatlıkla komşu ülke sınırlarından içeri adım atabiliyor.
Bir Gürcü Lirası bizim paranın tam 8.5 katı. Kısaca TL nin değeri yerlerde sürünüyor.
Bir Larinin değeri 8.5 TL. ediyor. Bir çorba 6 Lari yani 51 TL. Fiyatlar bizim para karşısında çok pahalı. Tuvalette bizdeki gibi 2 lira ama Tiflis’te 17 TL ye denk geliyor.
İlk durak Tiflis
Rize merkezden Ovit Turizm firmasının 2 otobüsü ile hareket ettik. Otobüsler tamamen doluydu. Sarp sınır kapısından gümrük kontrolü yapılıp geçtikten sonra bölgenin Paris’i, Beyrut’u denilen Batum’da hiç kalmayarak direk Kutaisi üzerinden Tiflis’e doğru devam ettik. Kadın ve kumar şehri Batum’da kalmayışımızın sebebi seyahatin gece olmasıydı.
Sınırda geçerken araçtaki çanta, valiz neyimiz varsa yanımıza alarak kontrol amaçlı yaya geçiş yapacağımız istendi. Araçta yalnız sürücü olmasına izin verilerek Gürcistan’a girmiş olduk.
Tiflis, Gürcistan’ın başkentidir. Kura Irmağı’nın her iki yakasında yer alan şehir, toplamda 350 km2'’lik bir alana yayılmış. Nüfusu 1.5 milyon kadar Gürcistan’ın en büyük şehri. Gürcistan’ın toplam nüfusu 3,5 milyonmuş. Tiflis, endüstri ve kültür merkezidir. Şehir, tarihte İpek Yolu üzerinde yer alması dolayısıyla Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgesi, Türkiye ve Güney Kafkasya’daki Ermenistan ve Azerbaycan arasında tarihten beri önemli bir role sahip olmuştur.
Tercümanımız Tamara’’ Şehrin Gürcüce adı Tbilisi’nin bir efsaneden geldiği’ ’söyledi. Bu efsaneye göre Tiflis, M. Ö. 5. yüzyılda ormanlarla kaplı bir yerdir. Bir gün Kral Vahtang Gorgasal ava çıkar. Aralıksız uçan sülünün peşine eğitilmiş atmacasını salar. Aradan zaman geçer, ne atmaca ne de sülün görünürde yoktur. Onları aramaya başlarlar ve kısa süre sonra ikisini de sıcak bir suya düşmüş olarak bulurlar. Kral orayı çok beğenir ve oraya bir şehir kurmalarını buyurur. Şehre, orada bulunan tbili (ılık) sudan dolayı Tbilisi adı verilir.
Batum-Tiflis 400 km
Yaklaşık 400 km uzunluğundaki Batum –Tiflis yol kısmen bozuk olduğu için 5-6 saat sürüyor. Batum-Kutaisi arası 150 km fakat yolda yapım çalışması olduğu için seyahat çok yavaş devam ediyor. Viyadük ve tünellerle modern bir duble yol çalışmasına şahit olduk. Gece saatinde 5 saatte Tiflis’e vardık. Tiflis’e girerken Ovit Turizmin anlaşmalı rehberi Tamara Panelia Kılıç bizi karşılayarak otobüse bindi.
Rehber Tamara Kastamonulu bir Türk’le evlenmiş, birkaç dil ile birlikte Türkçeyi mükemmel bilen bir kadın. Gürcistan saati bizim saate göre 1 saat ilerde. Bizim saatle 08.00 de Tiflis Özgürlük meydanına vardık. Meydanda başıboş köpeklerden başka kimsenin olmadığını söyleyebilirim.
Meydanda kimselerin olmamasını rehberimiz Tamara Panelia Kılıç burada hayat 10.00 dan sonra başlıyor, çünkü Gürcüler gece geç yatar sabah geç kalkar dedi. Kafile olarak Özgürlük Meydanında güzel bir tur atarak fotoğraflar çektik.
Tiflis’te tek cami var
Tiflis’in ayakta duran tek camisi. Başka cami var mıydı bilmiyorum. Cuma Mescidi adındaki Cami 1895 yılında inşa edilmiş. Bizim minarelere hiç benzemeyen farklı bir yapıda minaresi var. Ayrıca Camiden dışarı Ezan sesi verilmiyor. RTEÜ de bir süre okuyan Gürcü bir İmamı var. Namaz sonrası sohbet ettim. Caminin dış görünüşü de camiye benzemiyor, binaların arasına saklanmış gibi dik bir yokuşun başında yer alıyor.
Cami yanında tertemiz WC ve abdest alma yerleri mevcut ve çok temiz, su sıkıntısı yok. Cami 1895 yılında inşa edilmiş. Cami hem Sünnî hem de Şiî Müslümanlar tarafından ibadet amacıyla kullanılıyor. Caminin hem sağ tarafında hem de sol tarafında mihrap ve minber var. Yani ikiye bölünmüş, ama fizikî bir duvar ayrımı yok. Fakat Şiî Müslüman camiye geldiğinde Şiî tarafında Sünnî Müslüman da sol tarafta namaz kılmaya yönleniyor. Cuma namazında ise Sünnî ve Şiî ayrımı yapmadan hep beraber namazı eda ediyorlar.
Camide hem Sünnî hem de Şiî Müslümanlar ibadet ediyor. Caminin içinde sağ ve solda iki tane Mihrap var. Yani cami ikiye bölünmüş, ama fizikî bir duvar ayrımı yok. Bediüzzaman Said Nursi’nin 1910 yılında Tiflis’e gittiğinde bu camide namaz kıldığı söylenir.
Nüfus çoğunlukla Hristiyan
Gürcistan nüfusunun üçte biri yani 1.5 milyon kişi Tiflis’te yaşıyor. Bu nüfusun % 94’ü Hıristiyan, % 4’ü Müslüman ve % 2’si de Yahudilerden oluşmaktadır. Hatta ilginç olan bir durum da şu ki; üç dinin de ibadethaneleri yani cami, kilise ve sinagog birbirleri arasında 500 metre mesafedeki aynı bölge içerisinde yer almakta olmasıdır. Adeta üç farklı din mensupları aynı bölgeyi ortaklaşa paylaşmışlar. Bölgede 7.yüzyıldan kalan Kiliseler mevcut.
TİFLİS ŞEHİR TURU
50 bin ampul ile aydınlatıldığı söylenen muhteşem eser Barış köprüsünden Kura Nehrinin üzerinden karşıya geçiyoruz.
Kültür ve Sanat şehri Tiflis’te Konser ve fuar merkezi olarak kullanılan İtalyan mimarisi tünellerin önünde fotoğraf çektiriyoruz. Hemen yanı başında bulunan betondan yapılmış piyano figürü görülüyor. Gürcistan’da müzik ve sanata çok önem veriliyor. Müzik aleti çalmayan Gürcistanlı hemen hemen yok gibi. Hatta herhangi bir müzik aleti çalmayana farklı, değişik bir göz ile bile bakılıyormuş.
Küçük bir park içerisinden geçerek Tiflis Kalesinin ve Gürcü Anası’nın bulunduğu Sololaki Tepesine çıkmak için 2.5 larilik bir bedelle teleferiğe biniyoruz. Tepeye çıkış ve iniş için ayrı ayrı bilet alınıyor, çıkış ve iniş 5 lari. Havadan Tiflis’i bir kere daha seyretme fırsatını yakalıyoruz.
Teleferikten inince tepede sağ tarafta Gürcü Anası heykeli sol tarafta ise kale kalıntıları mevcut. Gürcü Anası (Mother Georgia-Khartllis Deda) olarak bilinen devasa bir kadın heykeline doğru kısa bir yürüyüşümüz oldu zira hava çok sıcaktı. Bu Gürcü Anası, Tiflis’in sembollerinden birisi. Bir elinde kılıç, diğer elinde bir tas. Düşmanlarına karşı sert tavrını gösteren kılıç sembolü, dostlarına da misafirperverliğini gösteren bir içeceğin ikram edildiği tas sembolü. Kadın heykeli ulusal kültürü yansıtan Gürcü giysisi giymiş görünümünde ve 20 metre yüksekliğinde. Gürcü Anası 1958’de bu tepeye dikilmiş bir heykel.
Bu tepeden muhteşem bir Tiflis görülüyor. Caddelerdeki asırlık Çınar ağaçlarını Türkiye’de çok az yerde görürüz. Kalenin arka tarafında bizim ormanları aratmayan güzellikte koruma altındaki güzel bir Botanik bahçesi var. Özellikle bahar ve yaz aylarında rengârenk zengin bitki türlerinin yer aldığı bu bahçenin tefekkür için güzel bir mekân olduğunu hatırlatalım. Botanik bahçesinin ucunda görülmeye değer küçük bir şelâle de mevcut.
Otelimiz Hotel Costle
Tur firması Hotel Costlede yerimizi ayırtmış. Konaklamak dinlenmek için güzle bir otel. Otelin bulunduğu Kostava Caddesi asırlık Çınar ağaçlarıyla adeta süslenmiş. Gerçi Tiflis de bütün caddelerde Çınar ağaçları var ve itina ile korunmuş. Belki de Çınar ağacı o topraklara özel bir ağaç mı zira çok var çünkü.
Otelimiz güzelde tuvaletleri bize uygun değil maalesef. Tek aksaklık bence buydu. Tuvalette taharet etmek için su akmıyor daha doğrusu suyun akacağı alet cihaz öyle bir tesisat yok. Saklayacak değilim tuvalet ihtiyacı için kendimi cami tuvaleti için ayarladım.
Turistik yerler
Rehberimiz Tamara ile birlikte Tiflis Eski Kent Merkezi, Narikala Kalesi, Sameba Katedrali,St. Nicholas Kilisesi, Kartlis Deda Heykeli, Metekhi Kilisesi, Metekhi Köprüsü, Barış Köprüsü, Abanotubani Semti, St. George Ermeni Katedrali, Özgürlük Meydanı, Güzel Sanatlar Müzesi, Rustaveli Bulvarı, Gürcistan Müzesi, Parlemento Binası,Kashveti Kilisesi, Rustaveli Milli Tiyatrosu, Paliashvili Operası,Agmashenebeli Bulvarı, Marjanishvili Caddesini gezdikten sonra Gece konaklayacağımız otelimize varıp dinleniyoruz.
Akşam yemeğini serbest yemek için İstanbul’dan Tiflis’e turistik amaçlı gelen yeğenlerim ile buluşarak birlikte güzel bir yemek yedik.
Tiflis kahvaltı sonrası ayrılık
Sabah otelde yaptığımız kahvaltının ardından dönüş yolculuğumuzda ilk durağımız, Tiflis şehir merkezinin yaklaşık 20 km. kuzeyinde bulunan ve 1994 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınan Gürcistan’ın eski başkenti Mtskheta .Kutaisi şehrini gezdik. Burada da muhteşem meydanlar var. Burada Jvari Manastırı ve Svetitskhoveli Katedrali’ni gördükten sonra Gürcü asıllı Sovyet lideri Stalin’in doğduğu Gori şehrine uğrayamadık. Çünkü hemen geçtik.
Batum’da kısa mola verdik.1988 yılında yapılan Camide akşam namazı sonrası hemen yakınındaki Türk lokantasında akşam yemeğimizde peynirli yedik.
Kısa süreli gezimizde hizmette kusur etmeyerek müşteri memnuniyetini ön planda tutan, benimde ilk kez seyahat ettiği Ovit Turizm firmasına teşekkür ediyorum. Seyahatimizde her an yanımızda olan sorumlu Ertuğrul Turna ve Tiflis’teki rehberimiz ve gelinimiz Tamara Panelia Kılıç’a gösterdikleri özverili ilgi ve çalışmaları için teşekkür ediyorum.
Haber-Foto: İsmet KÖSOĞLU