İdrar kaçırma problemi kontrol altına alınabilir

İdrar kaçırma problemi kontrol altına alınabilir

Üriner inkontinans yani idrar kaçırma, kişinin idrarını tutma kontrolünü kaybetmesi anlamına geliyor. Her iki kadından biri hayatının bir döneminde bu problemle karşılaşıyor.

Üriner inkontinans yani idrar kaçırma, kişinin idrarını tutma kontrolünü kaybetmesi anlamına geliyor. Her iki kadından biri hayatının bir döneminde bu problemle karşılaşıyor. Bu kadar yaygın görülen bir sorun olmasına rağmen kadınların bu konuda konuşmaktan utandıkları için tedavi olamadıklarını açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “İdrar kaçırma sorununu hastanın durumuna uygun tedavi seçenekleriyle kontrol altına almak mümkün. Konforlu bir hayat için endişe ve şikayetlerin deneyimli doktorlarla paylaşılması gerekiyor” dedi.

İlerleyen yaşla birlikte idrar kaçırma sıklığının arttığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “Toplumda idrar kaçırma sorunu ile nasıl başa çıkılacağı hakkında yeterli bilgi bulunmadığından birçok kadın bu istenmeyen durumla yaşamaya devam ediyor. Kimsenin haberi olmadan idrar kaçırma sorunuyla başa çıkmaya çalışan kadınların öz güvenleri ve buna bağlı olarak sosyal yaşamları oldukça olumsuz etkileniyor. İdrar kaçırma, yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir hastalık olsa da başarı oranı yüksek tedavi seçenekleri olduğu unutulmamalı” şeklinde konuştu.

Doğru tedavi için muayene şart

Tanıda ilk aşamanın hasta öyküsünün detaylıca dinlenmesi ve temelde yatan olası her sebebin sorgulanması olduğunu dile getiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “İkinci aşama, bu konuda deneyimli bir hekim tarafından yapılan fiziki muayene ile idrar kaçırmaya neden olabilecek anatomik bozuklukların değerlendirilmesidir. Probleme eşlik edebilecek diğer hastalıklar açısından açlık kan şekeri, tam idrar ve idrar kültürü gibi laboratuvar tetkiklerinin yapılması önemli. Doktorun uygun gördüğü bütün tetkiklerden sonra hastanın şikayetlerinin giderilmesine yönelik gerekli uygulama ve tedavilere başlanır” dedi.

Tedavi öncesi ilk etapta idrar kaçırma tipinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “Yaşam koşullarının düzeltilmesi, bölge destek dokularının güçlendirilmesi, idrar kaçırmaya neden olabilecek kan şekeri yüksekliği ya da idrar yolu enfeksiyonu gibi ek sorunlar varsa bunların çözümlenmesi ve kas-sinir uyumunun sağlanmasına yönelik medikal tedaviler planlanmalı. Cerrahi işlemler ancak bu yöntemler denendikten sonra hastanın şikayetlerinde bir azalma yoksa gündeme getirilmeli. Her idrar kaçırma tipinde cerrahi faydalı olamayabilir. Hastaların bu konuda deneyimli hekimlerce bilgilendirilmesi ve yönetilmesi çok önemli” hatırlatmasında bulundu.

İdrar kaçırma ameliyatları robotik cerrahi ile gerçekleştirilebiliyor

Günümüzde tıp alanında robotik cerrahinin giderek yaygınlaşması nedeniyle idrar kaçırma operasyonlarının da oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğinin altını çizen Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “İdrar kaçırmayla birlikte pelvik organ sarkması da oluşmuş hastalarda, robotik cerrahiyle gerçekleştirilen müdahale sayesinde idrar kesesi veya rahimdeki sarkmalar da ortadan kaldırılabiliyor” diye konuştu.

Tüm tanı ve değerlendirme aşamaları neticesinde hastanın durumunda cerrahi gereksinim olduğuna karar verilirse, vajinal ve/veya abdominal yollardan yani karından cerrahi yapılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “Hastanın yaşam kalitesini bütünüyle bozmayan minimal invaziv yani küçük kesilerle yapılan, laparoskopik dediğimiz kapalı ameliyatlar veya vajinal yollarla yapılacak cerrahi girişimler iyileşme sürecini kolaylaştırır. Bu yöntemler kullanıldığı taktirde hastaların iş ve sosyal hayata dönüşleri normal koşullarda 7 ila 10 günü aşmaz” dedi. 

Ameliyattan sonra cinselliğe ara verilmeli 

İdrar kaçırma tedavisine yönelik yapılan cerrahi işlemlerden sonra hastaların bazı yaşam alışkanlıklarını değiştirmeleri gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Mustafa Ulubay, “Cerrahi sonrası karın içi basıncının ciddi bir şekilde artmasına neden olabilecek; ağır yük kaldırılması, kabızlık, sigara kullanımı ve buna bağlı oluşabilecek kronik öksürük gibi durumlardan korunmak gerekir. Ayrıca yara yerinin daha sağlıklı iyileşmesi için 2 aylık cinsel perhiz uygulaması yapılmalı yani bir süre cinsel aktivitelerden uzak durulmalı” hatırlatmasında bulundu.

Haber-Foto: Ayşe Sorucu