TARİHÇİ YAZAR OSMAN ÖNDEŞ BU KEZ FATİH SULTAN KAR'I YAZDI GEÇMİŞİM İZİNİ TOZLU RAFLAR ARASINDA ARAYAN ADAM

www.​de­niz­ti­ca­ret­ga­ze­te­si.​org si­te­sin­de­ki son ya­zı­sın­da Ri­ze­li Yazar Fatih Sul­tan Kar’ı konuk etti.

Güncel Haberler 9.10.2023 08:48:00 0
TARİHÇİ YAZAR OSMAN ÖNDEŞ BU KEZ FATİH SULTAN KAR

 Vurun Os­man­lı’ya, Türk Ar­ma­tör­ler Ta­ri­hi (7. Cilt) gibi önem­li ça­lış­ma­la­ra imza atan Osman Öndeş, 12 Eylül 1931 yı­lın­da İstan­bul Üs­kü­dar'da dün­ya­ya geldi. 1954 yı­lın­da İstan­bul Eksp­res Ga­ze­te­si­ne yaz­dı­ğı kısa öy­kü­ler­le ya­zar­lı­ğa baş­la­dı. On yıla yakın süre Şev­ket Rado ve Yıl­maz Öz­tu­na yö­ne­ti­min­de­ki Hayat Tarih ve Hayat mec­mu­ala­rın­da ma­ka­le ve araş­tır­ma­lar ya­yım­lan­dı. De­niz­ci­lik ve Os­man­lı ta­ri­hi üze­ri­ne çok sa­yı­da eseri ya­yın­la­nan Öndeş dü­zen­li ola­rak ya­zı­la­rı­nın ya­yın­la­dı­ğı www.​de­niz­ti­ca­ret­ga­ze­te­si.​org si­te­sin­de­ki son ya­zı­sın­da Ri­ze­li Yazar Fatih Sul­tan Kar’ı konuk etti.
RİZELİ FATİH SUL­TAN KAR
Fatih Sul­tan Kar’ı ta­nı­mış ol­mak­tan büyük mut­lu­luk du­ya­rım. Gönlü gü­zel­lik­ler dolu, Allah’ın ver­di­ği nice sanat, tarih ve fo­toğ­raf aş­kıy­la ya­şa­yan ve en önem­li­si doğ­du­ğu mem­le­ket Rize in­sa­nı­nı ya­şam­la­rıy­la belge eser haine ge­ti­ren nadir bir araş­tır­ma­cı yazar.
Beni ilk davet et­ti­ğin­de ki çok se­ne­ler ol­muş­tur, Tünel’ün üst ba­şın­da Met­ro­han’da İETT Genel Mü­dür­lü­ğü’ndeki ça­lış­ma oda­sın­da bu­luş­tuk.
Ya­şa­mı­nın İETT ve Rize ta­ri­hi­ne olan il­gi­si­nin bir tutku ile baş­la­yıp, daha sonra gö­re­ve dö­nüş­tü­ğü­nü an­lat­tı; “Bazen sa­rar­mış bir fo­toğ­raf­ta veya yır­tıl­mış bir bel­ge­de ya­ka­lar­sı­nız ta­ri­hin izini.
Bu gü­zel­li­ği ya­rın­la­ra ta­şı­ya­rak in­san­la­rın hiz­me­ti­ne sun­mak; bir ko­lek­si­yon­cu­nun önce tut­ku­su, sonra gö­re­vi ha­li­ne gelir” diyen Fatih Sul­tan Kar’ın tarih kav­ra­mın­da ma­zi­nin de­ğer­le­ri­ne ne­den­li tut­ku­lu ol­du­ğu­nu fark eder, hay­ran ka­lır­sı­nız.
Yıl­lar­ca Rize’li olan aile­le­ri nice ön­ce­ki ku­şak­lar­dan baş­la­ya­rak ar­şi­vi­ne kay­det­miş ve “Evvel zaman için­de RİZE” baş­lı­ğıy­la ki­tap­laş­tır­mış­tır.
Fatih Sul­tan Kar ken­di­si­ni mo­dern çağın es­ki­ci­si ola­rak ta­nım­lar.
Yak­la­şık 35 yıl­dır bi­rik­tir­di­ği Rize’nin ta­ri­hi fo­toğ­raf­la­rı, Rize ki­tap­la­rı ve Ka­ra­de­niz­li sa­nat­çı­la­rın plak­la­rı onun ha­zi­ne­si.
Evini ve iş­ye­rin­de­ki oda­sı­nı, bi­rik­tir­di­ği ob­je­ler­le süs­le­yen Fatih Sul­tan Kar’ın ar­şi­vi ya­şan­mış­lı­ğın yo­ğun­lu­ğu ve yor­gun­lu­ğu­nu bı­ra­kı­yor üze­ri­niz­de.
Ken­di­siy­le ta­ri­hi Met­ro­han bi­na­sın­da­ki İETT Fo­toğ­raf­ha­ne­sin­de soh­bet eder­ken, bu­ra­sı­nı bir mü­ze­ye ben­zet­tim.
RİZE DEDİ RİZE YAZDI
Rize ta­ri­hi üze­ri­ne 11 eseri olan Fatih Sul­tan Kar Ya­şa­mı­nı şöyle an­lat­tı; 1971 yı­lın­da Rize’de doğ­dum.
İlk ve or­ta­öğ­re­ni­mi­mi Gün­doğ­du’da ta­mam­la­dım. Rize’de ga­ze­te­ci­lik yap­tı­ğım yıl­lar­da çe­şit­li ga­ze­te­le­rin tem­sil­ci­li­ği­ni yü­rüt­tüm.
Bir dönem Rize TV Haber Ser­vi­si’nde görev yap­tım.
Ulu­sal ve yerel yayın yapan bir­çok ga­ze­te ve der­gi­de ya­zı­la­rım ve şi­ir­le­rim ya­yım­lan­dı.
Tür­ki­ye Mu­si­ki Eser­le­ri Sa­hip­le­ri Mes­lek Bir­li­ği (MESAM) üye­si­yim. 150’yi aşkın Ka­ra­de­niz tür­kü­sü­ne söz ya­za­rı ola­rak imza attım.
Ka­ra­de­niz bölge ta­ri­hi üze­ri­ne ara­lık­sız sür­dür­dü­ğüm ar­şiv-araş­tır­ma ça­lış­ma­la­rı sa­ye­sin­de ha­tı­rı sa­yı­lır mik­tar­da bel­ge­ye-bil­gi­ye sahip oldum.
Bu mal­ze­me­ler­le 9 ayrı fo­toğ­raf ser­gi­si açtım.
Mem­le­ke­tim Rize’nin ta­ri­hi üze­ri­ne 18 ki­ta­bım ya­yın­lan­dı. Çay­kur Ri­zes­por’un resmi der­gi­si­nin tarih say­fa­sı­nı ha­zır­la­dım.
Ay­rı­ca benim gibi İETT sev­da­lı­sı olan şefim Filiz Acar ile bir­lik­te ha­zır­la­dı­ğı­mız, İETT’nin 150 yıl­lık kurum ta­ri­hi­ne ışık tutan 3 tane de ki­ta­bım bu­lu­nu­yor.
1998’den bu yana İstan­bul’da ya­şı­yo­rum ve İETT’de kurum fo­toğ­raf­çı­sı ola­rak ça­lı­şı­yo­rum.
RİZE DENİZCİLER ŞEHRİ
Rize benim mem­le­ke­tim; Rize’yi asla de­ğiş­mem ve zaman zaman has­ret ge­çir­mek için Rize’ye gi­di­yo­rum.
İETT çok köklü bir kurum.
Ül­ke­mi­zin ne­re­sin­de ya­şı­yor olur­sa­nız olun bir gün mut­la­ka yo­lu­nuz İETT oto­bü­sü­ne düşer.
Bu ku­rum­da, ku­rul­du­ğu gün­den bu yana fo­toğ­raf­çı ve fo­toğ­raf­ha­ne var.
On­la­rın zaman içe­ri­sin­de oluş­tur­du­ğu ema­net­ler bana tes­lim edil­miş du­rum­da.
Bütün ama­cım bu ema­ne­te en iyi şe­kil­de sahip çık­mak ve ge­liş­tir­mek.
Bugün bizim yap­tı­ğı­mız gibi yıl­lar sonra bi­ri­le­ri ar­şi­ve bakıp bu­ra­dan bir Fatih Sul­tan Kar geçti derse, yani gök kub­be­de bir hoş seda bı­ra­ka­bi­lir­sem ne mutlu bana. Rize’deki ar­ma­tör­le­rin hepsi benim dost­la­rım, bü­yük­le­rim.
Ben Ri­ze­li ar­ma­tör­le­re hay­ra­nım.
On­la­rın de­de­le­ri yok­luk­lar için­de de­niz­ler­de yel­ken aç­tı­lar, ti­ca­ret yap­tı­lar.
Türk deniz ti­ca­re­ti­nin kök­le­ri Rize’deki o bir avuç fe­da­kâr de­niz­ci­le­ri­dir ki, rah­met­le ana­rım.
FO­TOĞ­RAF SA­NAT­ÇI­SI FATİH SUL­TAN KAR
Fatih Sul­tan Kar, Ri­ze­li ar­ma­tör­le­rin yaşam öy­kü­le­ri­ni kay­det­miş­tir.
Der ki; Mem­le­ke­tim­de, 1990’lı yıl­la­rın ba­şın­da Züm­rüt Rize ga­ze­te­sin­de yap­tı­ğım ha­ber­le­ri fo­toğ­raf­lar­la süs­le­me­ye baş­la­dım.
O sı­ra­lar bu ha­ber­le­ri ödünç ma­ki­ne­ler­le ya­pı­yor­dum.
Daha sonra Sarp sınır ka­pı­sı­nın açıl­ma­sıy­la bir­lik­te Rize’ye gelen Rus­la­rın pa­zar­da fo­toğ­raf ma­ki­ne­si sat­tı­ğı­nı gör­düm.
İlk ma­ki­ne­mi pa­zar­dan aldım.
Ze­nith 122 model ma­ki­nem fo­toğ­ra­fa ağır­lık ver­me­me sebep oldu.
As­ker­li­ğim sı­ra­sın­da da fo­toğ­raf­çı­lık yap­tım.
Der­ken Rize’de, yerel ve ulu­sal ga­ze­te­le­rin tem­sil­ci­lik­le­ri­ni yap­tı­ğım sı­ra­da ha­ber­le­ri­min fo­toğ­raf­la­rı­nı da ken­dim çek­me­ye baş­la­dım.
Zaman içe­ri­sin­de ken­di­mi ge­liş­ti­re­rek bugün İETT’nin kurum fo­toğ­raf­çı­sı olma se­vi­ye­si­ne ulaş­tım.
Doğa Fo­toğ­raf­çı­sı Cemal Gülas, fo­toğ­ra­fa hayat veren Ara Güler, anı ya­ka­la­yan Timur Tah­maz hay­ra­nı­yım.
Bi­rin­ci­si ben Rize’liyim. Ben Rize’liyim.
RİZELİYİM RİZELİ
Onun için­dir ki bir ki­ta­bı­mın adı “Ri­ze­li­yim Ri­ze­li”dir.
Ka­ra­de­niz tür­kü­le­ri­ne söz ya­zar­lı­ğı yapan Rize Fatih Sul­tan Kar diye so­run­ca şöyle ce­vap­lı­yor; “Uy­kuy­la geçen zaman ölü za­man­dır” di­yo­rum.
Az uyu­rum.
Sa­haf­lar­da bul­du­ğum bir kitap mutlu eder beni.
Son model ara­ba­ya ka­vu­şan bir araba sev­da­lı­sın­dan his­set­ti­ğin­den bü­yük­tür bu duygu.
Geç­mi­şin izini tozlu raf­lar­da süren bir ar­şiv­ci-araş­tır­ma­cı­nın ele ge­çir­di­ği belge kar­şı­sın­da his­set­tik­le­ri, ancak bir ar­ke­olo­gun top­rak al­tın­da ilk ipuç­la­rı­nı gör­dü­ğü ta­ri­hi esere ba­kar­ken his­set­tik­le­riy­le kar­şı­laş­tı­rı­la­bi­lir.
Her ikisi için o anda his­se­di­len­ler ta­rif­siz­dir.
Bu duy­gu­yu bir kez his­se­den bir daha kur­tu­la­maz.
Sev­di­ği­niz bir işle meş­gul olur­sa­nız ye­tiş­mek diye bir so­ru­nu­nuz olmaz.
Çünkü o işler önü­nüz­de değil hep ya­nı­nız­da­dır.
Vak­tiy­le aynı yolda yü­rü­dü­ğü­nüz, ev ev do­la­şıp mü­ca­de­le­de aynı yolda ol­du­ğu­nuz bir in­sa­nın bugün ül­ke­nin en yük­sek ko­nu­mun­da ol­ma­sı in­sa­nı mutlu edi­yor.
Sayın Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zı, İstan­bul İl Baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de ya­kın­dan iz­le­me şan­sım oldu.
Gi­riş­ti­ği işi plan­la­ma, takip etme, ta­mam­la­ma ve her aşa­ma­sıy­la il­gi­len­me özel­li­ği var­dır.
Onun­la bir­lik­te fut­bol oy­na­yan ar­ka­daş­la­rı­nın ya­şa­mı­na do­kun­muş, on­la­rın sı­kın­tı­la­rı­na çare ara­mış ve bul­muş­tur.
Sa­de­ce fut­bol­cu ar­ka­daş­la­rı değil ta­kı­mın yö­ne­ti­ci­le­ri ve tek­nik kad­ro­da yer alan ar­ka­daş­la­rı­nın da der­di­ni dert edin­miş­tir.
Bu da vefa de­mek­tir.
Ge­le­lim bu­gün­le­re; Boş za­ma­nım yok.
Yap­tı­ğım iş­le­rin dolu ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum.
Ama fır­sat bul­duk­ça kitap oku­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum.
KA­RA­DENİZ FİKRA­LA­RI
Ka­ra­de­niz­li Temel ile Dur­sun fık­ra­la­rıy­la ken­di­ne ta­kıl­ma­yı bilen engin bir halk kül­tü­rü­nün sim­ge­si­dir. Ka­ra­de­niz Fık­ra­la­rı, daha zi­ya­de Rize’li de­niz­ci­le­rin öy­kü­le­rin­den doğ­muş­tur. Fatih Sul­tan Kar bir de ya­şan­mış­lık­lar­dan ge­le­rek yaz­dı­ğı ki­ta­ba “Fıkra Gibi Olay­lar” adını ver­miş­tir. Ken­di­sin­den ese­rin­de­ki ya­şan­mış­lık­lar­dan bir­ka­çı­nı an­lat­ma­sı­nı is­te­di­ğim­de,
“Va­li­ye Oğlum Di­ye­mem” öy­kü­sü­nü an­lat­tı; Bir gün Rize Va­li­si Fik­ret Er­san­lı ile Rize Be­le­di­ye Baş­ka­nı Ekrem Orhon, vi­la­yet ko­na­ğın­dan ha­re­ket edip Tu­rist Otel’e doğru araba ile yol al­mak­ta­dır­lar. Vali, sü­rek­li Ekrem Orhon’a ta­kı­lır. Orhon da lafın al­tın­da kal­maz, taşı ge­di­ği­ne ko­yar­dı. O sı­ra­lar Orhon’un ev­len­me du­ru­mu var. Vali Er­san­lı, Orhon’a : -Yahu Ekrem, bu işin ola­ca­ğı yok, gel ben sana anamı ve­re­yim de bu iş bit­sin, der. Ekrem Orhon cevap verir: - Anani almam bir şey değil da kos­ko­ca va­li­ye nasıl “Oğlum” di­ye­ce­ğum, onu hesap edi­yo­rum.
Ya­ğa­bi­lir de...
Rize’de “Medet Ra­kı­cı” der­ler bi­riy­di.. Yük­sek De­niz­ci­lik Oku­lun­dan ay­rıl­mış fakat de­niz­ci­li­ğe karşı olan sev­gi­si­ni kay­bet­me­miş­ti. Ar­ka­daş­la­rı onun bu ko­nu­da merak ve ka­bi­li­ye­ti­ni bil­dik­le­ri için bir gün hava tah­mi­nin­de bu­lun­ma­sı­nı is­ter­ler. O da ufuk­la­ra bakar bakar ve şu ce­va­bı ve­rir­di; -Ya­ğa­bi­lir de yağ­ma­ya­bi­lir de...
Ula ne zaman babam oldun?
Rize'nin meş­hur nük­te­da­rı Kalaç Esat İstan­bul’a gi­de­cek­tir. O za­man­lar­da va­pur­dan başka va­sı­ta yok­tur. Va­pur­da sekiz on günde İstan­bul’a git­mek­te­dir. Kalaç Esat va­pu­ra biner; tabii ki bi­le­ti falan yok­tur. Va­pu­ra girer, bi­rin­ci mev­ki­ye çıkıp otu­rur. Va­pur­da bilet kont­ro­lü baş­lar. Ge­mi­ci­ler bi­rin­ci mev­ki­de kont­rol ya­par­ken Kalaç Esat’a bilet so­rar­lar. -Ben Sefer Reis’in ba­ba­sı­yum­dur.. ce­va­bı­nı alın­ca hemen ya­nın­dan ay­rı­lır­lar. Oysa Sefer Reis, ge­mi­nin lost­ro­mo­su Po­tom­ya­lı iri yarı ba­ba­ya­ni bir de­niz­ci­dir.. Ge­mi­ci­ler Sefer Reis’e; -Reis, madem baban ge­mi­de idi, niye bize söy­le­me­din de­yin­ce reis hı­şım­la fır­lar -Han­gi na­mus­suz benim ba­bam­dır diye baş­lar ara­ma­ya. Bi­rin­ci­ye çıkar ve bakar ki Kalaç Esat orada. Mu­zur­lu­ğu ya­pa­nın Kalaç Esat ol­du­ğu­nu anlar ve basar lâ­fı­nı; -Ula sen ne zaman babam oldun? Kalaç Esat yal­va­rır; -Ula Sefer, va­pur­dan inene kadar baban ola­yım da ondan sonra kırk sene sen benum babam ol.
MEM­LE­KET AŞIĞI
Ga­ze­te­ci, yazar, şair Mer­hum Mus­ta­fa Ho­loğ­lu, Fatih Sul­tan Kar’ı şöyle an­lat­mış; “Mem­le­ket aşığı, mes­lek aşığı genç bir yürek. Gün­doğ­du’nun gün­gör­müş genç yi­ği­di; Fatih Sul­tan Kar. Rize’nin ta­rih­sel, kül­tü­rel, sanat, po­li­tik, sos­yal, ak­tü­el port­re­le­ri eser­le­rin­den ge­lecek ku­şak­la­ra ak­ta­rı­yor. Eser­le­riy­le gö­nül­ler ıs­la­nı­yor, göz­ler yaş­la­nı­yor, tarih say­fa­la­rı hü­zün­le­ni­yor. Yü­re­ği­ne sağ­lık di­ye­lim hep.. Öm­rü­ne sağ­lık Fatih Sul­tan Kar.


Cuma 27.2 ° / 18.3 °
Cumartesi 29.3 ° / 20.6 °
Pazar 22 ° / 18.2 °