"Türkiye'de yeni erişim sembolünü kullanan tek üniversiteyiz"

İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Vekili Prof.Dr.Mustafa Kara,

 İstan­bul Ru­me­li Üni­ver­si­te­si, En­gel­li­ler Haf­ta­sı­na it­ha­fen ‘’Eri­şi­le­bi­lir Ya­şam­la Ge­le­ce­ği Ya­ka­la’’ ko­nu­lu kon­fe­ran­sı üni­ver­si­te­nin Haliç Yer­leş­ke­sin­de dü­zen­le­di.
 Kon­fe­ran­sa, eri­şim sem­bo­lü­nü Tür­ki­ye’de ilk kez uy­gu­la­yan Dr. Gil­man Yücel, İstan­bul Ru­me­li Üni­ver­si­te­si Rek­tör Ve­ki­li Prof.​ Dr.​ Mus­ta­fa Kara, üni­ver­si­te­nin İç Mi­mar­lık Bölüm Baş­ka­nı Dr. Öğr.Üyesi Kemal Hakan Tekin, Fiz­yo­te­ra­pi ve Re­ha­bi­li­tas­yon Bölüm Baş­ka­nı Dr. Öğr. Üyesi Özden Baş­kan, Psi­ko­lo­ji Bö­lü­mü Öğr. Gör. Dr.​ Ayşen Ye­ni­ci, Ta­sa­rım Bö­lü­mü Öğr. Gör. Dila Ev­li­ya­oğ­lu Yiğit ve En­gel­li­ler­de Eg­zer­siz ve Spor Bi­lim­le­ri Bö­lü­mü Arş.Gör. Sevim Akşit ko­nuş­ma­cı ola­rak yer aldı. Kon­fe­rans­ta Rek­tör Ve­ki­li Prof.​Dr.​Mus­ta­fa Kara, üni­ver­si­te­nin tüm yer­leş­ke­le­rin­de yeni eri­şim sem­bo­lü­nü kul­lan­ma­ya baş­la­dık­la­rı­nı ve bu sem­bo­lü kul­la­nan ilk üni­ver­si­te ola­rak öncü ol­duk­la­rı­nı du­yur­du. Kara, üni­ver­si­te­nin ku­ru­lu­şun­dan bu­gü­ne en­gel­li öğ­ren­ci ve Ru­me­li men­sup­la­rı­na yö­ne­lik sos­yal ha­ya­ta en­teg­ras­yon, eği­tim ha­yat­la­rın­da ve ge­lecek plan­la­ma­la­rın­da nasıl bir yol iz­le­me­le­ri ile il­gi­li önem­li fa­ali­yet­ler­de bu­lun­duk­la­rı­nı da söy­le­di.
Prof.​Dr.​Mus­ta­fa Kara ‘’En­gel­li va­tan­daş­la­rı­mız bizim ger­çe­ği­miz’’
Kara ko­nuş­ma­sın­da ‘’Bir­leş­miş Mil­let­ler ve­ri­le­ri­ne göre dünya nü­fu­su­nun yüzde 15’ini en­gel­li­ler teş­kil et­ti­ği­ni bi­li­yo­ruz. Bizim araş­tır­ma ve­ri­le­ri­mi­ze göre de ül­ke­miz nü­fu­su­nun yüzde 12,3’ünü en­gel­li kar­deş­le­ri­miz oluş­tu­ru­yor. Aile­le­riy­le bir­lik­te ele al­dı­ğı­nız­da yak­la­şık üçte bi­ri­ni çok ya­kın­dan il­gi­len­di­ri­yor. Hiç­bir si­ya­set­çi­nin, bü­rok­ra­tın, hiç­bir fer­din, her üç ki­şi­den bi­ri­ni il­gi­len­di­ren bir me­se­le kar­şı­sın­da ka­yıt­sız kal­ma­sı, gö­zü­nü ka­pat­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. En­gel­li va­tan­daş­la­rı­mız bizim ger­çe­ği­miz­dir, bizim bir par­ça­mız ol­du­ğu­nu kav­ra­mak ve buna göre tavır ge­liş­tir­mek zo­run­da­yız.’’ dedi.
Ma­ale­sef bugün dün­ya­nın bir­çok ül­ke­sin­de en­gel­li­le­rin dış­lan­dı­ğı­nı, yok sa­yıl­dı­ğı­nı, ihmal edil­di­ği­ni ve ikin­ci sınıf insan mu­ame­le­si gör­dük­le­ri­ni üzü­le­rek gör­dük­le­ri­ni be­lir­ten Prof.​Dr.​Mus­ta­fa Kara, ‘’Bize düşen, en­gel­li kar­deş­le­ri­mi­zi teş­vik etmek, on­la­ra değer ver­mek, on­la­rın biz­den biri ol­du­ğu­nu his­set­mek ve his­set­tir­mek­tir.
Okul­la­rı­mı­zı, şe­hir­le­ri­mi­zi, so­kak­la­rı­mı­zı, eği­tim ma­ter­yal­le­ri­ni ye­ni­den dü­zen­le­ye­rek, ye­ni­den inşa ede­rek en­gel­li kar­deş­le­ri­mi­zin eği­ti­mi­nin önün­de­ki en­gel­le­ri tek tek kal­dır­ma­mız ge­rek­mek­te­dir. Biz­ler vaz­geç­me­den, yıl­ma­dan, yo­rul­ma­dan mü­ca­de­le­mi­zi sür­dü­re­ce­ğiz. Üni­ver­si­te­miz­de yılda bir kez EN­FEST “özel ço­cuk­lar, bilim ve spor fes­ti­va­li” adı al­tın­da et­kin­lik dü­zen­li­yo­ruz. Tüm İstan­bul’da bu­lu­nan özel Eğitm ve re­ha­bi­li­tas­yon mer­kez­le­ri davet edi­li­yo­ruz. Sivil yö­ne­tim­ler­le bu konu üze­ri­ne ça­lış­tay­lar ger­çek­leş­ti­ri­yo­ruz.’’ İfa­de­le­ri­ni kul­lan­dı.
Dr.​Gil­man Yücel :’’ Yeni eri­şim sim­ge­si çok büyük bir zih­ni­yet dö­nü­şü­mü sim­ge­li­yor’’
Yeni eri­şim sem­bo­lü­nü Tür­ki­ye’de ilk uy­gu­la­yan Or­to­don­ti Uz­ma­nı Dr.​Gil­man Yücel bu sem­bo­lün nasıl or­ta­ya çık­tı­ğı­nı şöyle an­lat­tı: ‘’ Sa­nat­çı Sara Hend­ren ve fel­se­fe pro­fe­sö­rü Brian Glen­ney ta­ra­fın­dan 2011 yı­lın­da ta­sar­la­nan “yeni eri­şim sim­ge­si”, ön­ce­li­ği du­ra­ğan bir san­dal­ye ye­ri­ne, ha­ya­tın her ala­nın­da aktif, ka­rar­lı, di­na­mik bir bi­re­ye ve­ri­yor ve en­gel­le­re bakış açı­mı­zı baş­tan aşağı de­ğiş­tir­me­yi he­def­li­yor. Eski sim­ge­de ön­ce­lik­le bir te­ker­lek­li san­dal­ye gö­rü­nü­yor, yeni sim­ge­de ise ha­re­ket­li bir birey öne çı­kı­yor. Yeni eri­şim sim­ge­si, dik­ka­ti bi­re­yin ar­zu­su­na, ener­ji­si­ne, ha­re­ke­ti­ne çek­me­yi he­def­li­yor. Sem­bol de baş, ki­şi­nin ha­re­ke­ti­ni be­lirt­mek için ile­ri­dir. Birey ha­re­ket­li­li­ği ko­nu­sun­da karar ve­ri­ci olan­dır. Kol kıs­mın­da bi­re­yin kol­la­rı­nı kul­la­nıp kul­lan­ma­dı­ğı göz önün­de bu­lun­du­rul­mak­sı­zın san­dal­ye kul­la­nı­cı­nın di­na­mik ha­re­ket­li­li­ği­ni gös­ter­mek için ge­ri­ye dö­nük­tür. Te­ker­lek bi­re­yin ha­re­ket­li­li­ği­ni gös­ter­mek için beyaz çı­kın­tı­lar­la tas­vir edil­miş­tir. Bacak te­ker­lek­le ara­sın­da boş­luk­la oluş­tu­ra­bil­mek adına ileri doğru ha­re­ket et­ti­ril­miş­tir. Bu, gra­fik ola­rak çok küçük bir de­ği­şik­lik gibi gö­rün­se de as­lın­da çok büyük bir “zih­ni­yet dö­nü­şü­mü­nü“ sim­ge­li­yor. Bu an­lam­da, kul­la­nı­lan dili dö­nüş­tür­mek de önem ta­şı­yor. Artık bir­çok yerde “en­gel­li” ye­ri­ne “eri­şi­le­bi­lir” ifa­de­si kul­la­nı­lı­yor, çünkü en­gel­li bi­rey­ler top­lu­mun önem­li bir par­ça­sı­nı oluş­tu­ru­yor, ka­mu­sal ve özel alan­la­ra en­gel­li eri­şi­mi­nin sağ­lan­ma­sı­nın bir ay­rı­ca­lık değil hak ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Ancak bu simge henüz dünya ça­pın­da ve ül­ke­miz­de yay­gın bir kul­la­nı­ma sahip değil. En­gel­ler ve eri­şim ih­ti­ya­cı ko­nu­sun­da­ki far­kın­da­lık da ne yazık ki hayli zayıf ka­lı­yor. ‘’
En­gel­li bi­rey­le­rin is­tih­dam oran­la­rı çok düşük
Biz­ler, ne yazık ki fark­lı­lık­la­rı yok sayan, hatta on­la­rı “engel” ola­rak ta­nım­la­yan bir top­lum­da ya­şı­yo­ruz diyen Yücel söz­le­ri­ne şöyle devam etti: ‘’ Çev­re­miz­de­ki her şey yapay bir “nor­ma­le” ko­şul­lan­mış du­rum­da. Bu sa­de­ce ül­ke­miz­de değil ne yazık ki dünya ge­ne­lin­de böyle. Şe­hir­ler, ça­lış­ma alan­la­rı, ko­nut­lar, araç­lar hep fark­lı­lık­la­rı yok sa­ya­cak şe­kil­de ta­sar­lan­mış. Fark­lı­lık­la­rı as­lın­da biz­ler engel ha­li­ne ge­tir­mi­şiz. En­gel­li bi­rey­ler top­lu­mun %15 inden faz­la­sı­nı oluş­tur­ma­sı­na rağ­men is­tih­dam oran­la­rı diğer ki­şi­le­re göre çok düşük ka­lı­yor. En­gel­li bi­rey­ler ara­sın­da iş­siz­lik top­lum ge­ne­li­nin iki ka­tın­dan fazla. Özel sek­tör­de­ki is­tih­dam ka­mu­ya göre ol­duk­ça düşük se­vi­ye­ler­de. Oysa he­pi­miz fark­lı­lık­la­rı­mız­la fark­lı ye­te­nek­le­ri­mi­zi or­ta­ya ko­yar­sak ancak o zaman zen­gin, renk­li, mutlu bir top­lum­da ya­şa­ya­bi­li­riz. Her­ke­sin, her mes­lek ko­lun­dan iş­ve­re­nin, fark­lı ye­te­nek­le­ri bir araya ge­ti­re­bil­mek ve daha fark­lı nor­mal­le­ri de ça­lış­ma ve üre­tim ha­ya­tı­na ka­zan­dır­mak için ne ya­pa­bi­le­ce­ği­ni dü­şün­me­si­ni ve bunun için ha­re­ke­te geç­me­si­ni is­ti­yo­ruz.’
Dr. Öğr.Üyesi Kemal Hakan Tekin:’’ Sa­nat­çı­la­rın ba­şa­rı öy­kü­le­ri bize örnek ol­ma­lı’’
As­lın­da he­pi­miz birer en­gel­li ada­yı­yız, en­gel­li­le­rin ha­yat­la­rı­nı diğer bi­rey­ler gibi sür­dü­re­bil­me­le­ri için ge­rek­li ted­bir­le­rin alın­ma­sı ge­re­ki­yor. Ül­ke­miz ve dün­ya­dan sa­na­tın fark­lı dal­la­rın­da ken­di­le­ri­ni is­pat­la­mış önem­li sa­nat­çı­la­rın ba­şa­rı öy­kü­le­ri ve ha­ya­ta nasıl bağ­lan­dık­la­rı­nı bi­li­yo­ruz. Sa­nat­çı­la­rın ba­şa­rı öy­kü­le­ri bize örnek ol­ma­lı­dır. Ye­ni­le­nen “Eri­şim Sem­bo­lü” çok fay­da­lı bir ça­lış­ma­dır. Zira eski sem­bol du­ra­ğan, ha­re­ket­siz, adeta ka­de­ri­ne razı en­gel­li bir birey iz­le­ni­mi ya­rat­tı­ğı ka­na­ati uyan­dır­mak­tay­dı. Ha­ya­tın her ala­nın­da ol­du­ğu gibi Sanat Ta­ri­hi’ne ba­kıl­dı­ğın­da da en­gel­le­ri alt ede­bi­len çok sa­yı­da örnek insan pro­fi­li ile kar­şı­la­şıl­mak­ta­dır. Bu bi­rey­le­rin hayat öy­kü­le­ri ve ver­dik­le­ri eser­ler in­ce­len­di­ğin­de her bi­ri­nin ha­ya­tın için­de aktif ola­rak var ol­duk­la­rı­nı, hatta en­gel­siz bi­rey­ler­den çok daha fazla ha­ya­ta sıkı sıkı bağlı ve branş­la­rın­da en­gel­siz bi­rey­ler­le kı­yas­lan­dık­la­rın­da çok daha ba­şa­rı­lı ol­duk­la­rı dik­kat çek­mek­te­dir. Ya­pı­lan araş­tır­ma­lar, ken­di­ni sanat yo­luy­la ifade et­me­nin, en­gel­li bi­rey­ler üze­rin­de­ki olum­lu et­ki­le­ri­nin yanı sıra dep­res­yon, ank­si­ye­te ve kan­ser has­ta­la­rı­na yar­dım­cı ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir. Aynı za­man­da, ha­fı­za, akıl yü­rüt­me ve duy­gu­sal da­ya­nık­lı­lık gibi ye­ti­le­ri de kuv­vet­len­dir­mek­te­dir. Sanat, zihin ve beden ara­sın­da bir bağ­lan­tı ku­rul­ma­sı­nı sağ­lar. Her­han­gi bir sanat da­lıy­la aktif ola­rak uğ­ra­şıp üre­tim yap­mak bi­re­yi gün­lük ya­şa­mın st­re­sin­den uzak­laş­tı­rır­ken kendi iç se­si­ni din­le­me­si için­de bir fır­sat ya­ra­tır. Sanat aynı za­man­da es­te­tik bir ürün ya­rat­ma­nın key­fi­ni ya­şa­tır­ken, be­ğe­ni top­la­ma­nın, tak­dir edil­me­nin gu­ru­ru­nu, aynı za­man­da her in­sa­nın ken­di­ne olan gü­ve­ni­ni art­tır­mak­ta­dır.
Dr.Öğr.Üyesi Özden Baş­kan ‘’En­gel­li ço­cuk­la­rın fiz­yo­te­ra­pi ve re­ha­bi­li­tas­yon prog­ra­mın­da ba­şa­rı­nın anah­ta­rı aile­dir.’’
Sos­yal en­gel­le­ri kal­dır­mak, en­gel­li bi­rey­le­rin top­lu­ma ka­tı­lım­la­rı­nı sağ­la­mak ol­duk­ça önem­li­dir. Re­ha­bi­li­tas­yon­da amaç ço­cu­ğu top­lu­ma ka­zan­dır­mak­tır. Erken ta­nı­nın kon­ma­sı, tıbbi so­run­la­rın kısa sü­re­de çö­züm­len­me­si ve en erken ev­re­de fiz­yo­te­ra­pi ve re­ha­bi­li­tas­yon prog­ra­mı­na baş­lan­ma­sı ba­şa­rı ora­nı­nı ar­tı­rır. En­gel­li bi­re­yin fiz­yo­te­ra­pi yö­nün­den de­ğer­len­di­ril­me­si prog­ra­mın ilk adı­mı­dır. Fiz­yo­te­ra­pist en­gel­li bi­re­yin du­ru­şu­nu, ha­re­ket­le­ri­ni, vücut bö­lüm­le­ri ara­sın­da­ki uyu­mu­nu, vü­cu­dun çevre ile uyu­mu­nu, kas kuv­ve­ti, eklem ha­re­ket açık­lı­ğı gibi pa­ra­met­re­le­ri de­ğer­len­di­rir. Ya­pı­lan de­ğer­len­dir­me­le­re uygun ola­rak te­da­vi prog­ra­mı­nı plan­lar ve uy­gu­lar. Her te­da­vi prog­ra­mı ço­cu­ğa öz­gü­dür. Ay­rı­ca bu aşa­ma­da ço­cu­ğun ve aile­nin de is­tek­le­ri de önem­li­dir. Ço­cu­ğun düz­gün duruş po­zis­yo­nu­nun sağ­lan­ma­sı ve fonk­si­yo­nel ha­re­ket be­ce­ri­le­rin des­tek­len­me­si için ya­şa­dı­ğı or­tam­da dü­zen­le­me­ler ya­pıl­ma­lı­dır. Yar­dım­cı ci­haz­la­rın kul­la­nı­mı ko­nu­sun­da ge­rek­li eği­tim ve yön­len­dir­me­ler­de bu­lun­mak ge­rek­mek­te­dir. En­gel­li ço­cuk­la­rın fiz­yo­te­ra­pi ve re­ha­bi­li­tas­yon prog­ra­mın­da ba­şa­rı­nın anah­ta­rı aile­dir.
Öğr.Gör.​Dr.​Ayşen Ye­ni­ci ‘’Yok­sul­luk için­de ya­şa­mak, afet du­ru­mun­da en­gel­li bi­rey­le­ri risk al­tı­na sokar’’
Dünya ge­ne­lin­de en­gel­li oranı nü­fu­sun yak­la­şık %15’i ola­rak be­lir­til­mek­te ve bu nü­fu­sun %80 ka­da­rı­nın düşük ge­lir­li ül­ke­ler­de, ge­nel­lik­le dün­ya­nın afete eği­lim­li böl­ge­le­rin­de ya­şa­mak­ta ve en­gel­li­li­ğin yok­sul­luk­la güçlü bir şe­kil­de iliş­ki­li ol­du­ğu ifade edil­mek­te­dir. Yok­sul­luk için­de ya­şa­mak, afet du­ru­mun­da en­gel­li bi­rey­le­ri risk al­tı­na sokar ve sağ­lık ve eği­tim gibi kay­nak­la­ra eri­şi­mi kı­sıt­lar.
Bir ki­şi­yi et­ki­le­yen her en­gel­le­yi­ci ko­şu­lun, bir fe­la­ke­te karşı sa­vun­ma­sız­lık dü­ze­yi­ni ar­tır­dı­ğı öne sü­rül­mek­te­dir. En­gel­li bi­rey­ler, po­tan­si­yel ola­rak bir afe­tin eko­no­mik ve psi­ko­lo­jik et­ki­le­ri­ne karşı en sa­vun­ma­sız grup­lar­dan bi­ri­dir. Afet ko­şul­la­rın­da en­gel­li bi­rey­le­rin ruh sağ­lı­ğı­nın nasıl et­ki­len­di­ği­ni an­la­mak afet son­ra­sın­da ya­pı­la­cak ça­lış­ma­la­rın plan­lan­ma­sı için önem ta­şı­mak­ta­dır. Ancak çoğu ça­lış­ma, en­gel­li bi­rey­le­rin psi­ko­lo­jik ih­ti­yaç­la­rın­dan çok, afet sı­ra­sın­da ve son­ra­sın­da­ki des­tek hiz­met­le­ri ih­ti­yaç­la­rı­na odak­lan­mış­tır.
Öğr.Gör. Dila Ev­li­ya­oğ­lu Yiğit ‘’ Gizli en­gel­le­ri eri­şi­le­bi­lir hale ge­ti­recek ta­sa­rım ka­rar­la­rı­nın alın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir’’
Her alan­da ol­du­ğu gibi ta­sa­rım­da fi­zik­sel eri­şi­le­bi­lir­lik kri­ter­le­ri ile eri­şi­le­bi­lir­li­ğin önün­de­ki fi­zik­sel en­gel­le­ri or­ta­dan kal­dı­ra­cak çö­züm­ler üre­til­mek­te­dir. Ancak ki­şi­le­rin çev­re­le­re, ya­pı­la­ra, iç me­kan­la­ra eri­şim­le­ri­nin önün­de­ki tek engel gö­rü­nen fi­zik­sel eri­şim en­gel­le­ri de­ğil­dir. Her­kes ta­ra­fın­dan ba­ğım­sız, aktif ve ba­şa­rı­lı şe­kil­de eri­şi­le­bi­lir çev­re­ler ta­sar­la­ya­bil­mek için rampa, tu­tun­ma barı, his­se­di­le­bi­lir yüzey uy­gu­la­ma­la­rı­nın öte­sin­de; gö­rün­me­yen gizli en­gel­le­ri eri­şi­le­bi­lir hale ge­ti­recek ta­sa­rım ka­rar­la­rı­nın alın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Gizli en­gel­le­rin de ele alın­dı­ğı ta­sa­rım sü­reç­le­ri sa­ye­sin­de, fi­zik­sel ta­sa­rım­la­rın eri­şi­le­bi­lir ve kap­sa­yı­cı ol­ma­sı sağ­la­na­cak­tır. Ör­ne­ğin kar­ma­şık plan­lar yaş­lı­la­rın me­kan­la­rı al­gı­la­ma­la­rı­nı ve kul­lan­ma­la­rı­nı zor­laş­tı­ra­bi­lir ve kay­bol­ma­la­rı­na neden ola­bi­lir. Basit ve an­la­şı­lır plan­lar ise yaş­lı­la­rın eri­şi­le­bi­lir­li­ği­ni olum­lu yönde et­ki­le­ye­rek me­kan­lar­da daha rahat ha­re­ket et­me­le­ri­ni sağ­lar. Kay­gan zemin mal­ze­me­le­ri de me­kan­lar­da bu­lu­nan gizli en­gel­ler­den­dir. Yaş­lı­la­rın den­ge­le­ri­ni kay­bet­me­le­ri­ne ve düşme riski ya­şa­ma­la­rı­na sebep ola­rak eri­şi­le­bi­lir­lik­le­ri­ni en­gel­le­mek­te­dir.
Arş. Gör. Sevim Akşit ‘’Fi­zik­sel ak­ti­vi­te­ye ka­tı­lım özel ge­rek­si­nim­li bi­rey­le­rin de hak­kı­dır’’
Fi­zik­sel ak­ti­vi­te­ye ka­tı­lım her bi­rey­de ol­du­ğu gibi özel ge­rek­si­nim­li bi­rey­le­rin de hak­kı­dır. Eşit fır­sat­lar su­nul­ma­sı önem arz eder. Eri­şe­bi­lir­lik, bu bi­rey­le­rin ha­yat­la­rın­da büyük bir önem taşır. Gün­lük ya­şam­la­rı­nı ko­lay­laş­tır­mak için ge­rek­li­dir. Bu sos­yal ka­tı­lım­la­rı­nı ar­tı­rır, is­tih­dam im­kan­la­rı­nı ar­tı­rır ve insan hak­la­rı­na saygı gös­te­ril­me­si­ni sağ­lar. Eri­şe­bi­lir­lik; özel ge­rek­si­nim­li bi­rey­le­rin top­lu­ma daha fazla dahil ol­ma­sı­na ve eşit bir şe­kil­de fır­sat elde et­me­si­ne bir araç­tır. Ancak özel ge­rek­si­nim­li bi­rey­le­rin fi­zik­sel ak­ti­vi­te­ye ka­tı­lı­mı­nı en­gel­le­yen fak­tör­ler var­dır. Bu fak­tör­ler sosyo eko­lo­jik kuram doğ­rul­tu­sun­da açık­la­na­bi­lir; bi­rey­sel so­run­lar, sos­yal çevre, fi­zik­sel çevre ve po­li­ti­ka­dan kay­nak­lı so­run­lar­dır. Ay­rı­ca bu bi­rey­le­rin des­tek­le­yi­ci hiz­met­ler­den ya­rar­lan­ma­sı da önem­li­dir.
Sonuç ola­rak, özel ge­rek­si­nim­li bi­rey­le­rin mo­ti­vas­yo­nu­nu ar­tır­mak için po­zi­tif bir tutum be­nim­se­me­le­ri, des­tek­le­yi­ci bir çevre edin­me­le­ri, hedef be­lir­le­me­le­ri, ken­di­ne gü­ven­me­le­ri ve psi­ko­lo­jik des­tek al­ma­la­rı önem­li­dir. Bu yön­tem­ler, bu bi­rey­le­rin ha­yat­la­rın­da daha fazla öz­gü­ven ve hayat se­vin­ci ka­zan­ma­la­rı­na yar­dım­cı ola­bi­lir.
                

Ha­ber-Fo­to: Teni ÇİMEN