Türkiye’nin rezervler konusunda son 5-6 yıldaki “hovardalık” ettiğini söyleyen Ekonomist Uğur Civelek, “Rezervleri yerine koyamıyoruz. Küresel konjonktür de uygun değil. Bu koşullarda bedeli ne olursa olsun cari açığınızı küçülmek dışında seçeneğiniz yok” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılı ağustos ayına ilişkin ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Buna göre cari işlemler hesabı ağustos ayında 619 milyon dolar açık verdi. Konuyu değerlendiren Ekonomist Uğur Civelek, Türkiye’nin rezervler konusunda son 5-6 yıldaki “hovardalık” ettiğini dile getirerek “Rezervleri yerine koyamıyoruz. Küresel konjonktür de uygun değil. Bu koşullarda bedeli ne olursa olsun cari açığınızı küçülmek dışında seçeneğiniz yok” diye konuştu.
Ekonomide bir soğuma olduğunu dile getiren Civelek, “Dış ticaret açığının daralması ihracat artışından kaynaklanmıyor. Büyük olasılıkla ithalatta bir daralma var. Turizm gelirlerindeki artış geçici olarak cari açıkta bir düzelmeye neden oldu. Cari açıkta bir düzelme var ama Türkiye’de ne zaman cari açık küçülme eğilimine girse büyüme ivme kaybeder. İşsizlik sorun olmaya başlar. Büyümenin ivme kaybettiği ortamda istihdamı artırmak mümkün olmaz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin son 5-6 yıldaki hovardalığı rezervleri eritti”
Civelek, “Cari açığın gerilemesi kalıcı olur mu?” sorusuna, “Ekonomi yönetimi cari açığın gerilemesinin kalıcı olmasını istiyor ama durum siyaset yönetiminin aleyhine gidiyorsa ekonomi yönetiminin tavrına aldırış etmeden bir takım başka şeyler yapabilir” yanıtını verdi. Rezervlere işaret eden Civelek, “Türkiye’nin son 5-6 yıldaki hovardalığı rezervleri eritti. Rezervleri yerine koyamıyoruz. Küresel konjonktür de uygun değil. Bu koşullarda bedeli ne olursa olsun cari açığınızı küçülmek dışında seçeneğiniz yok” ifadelerini kullandı.
Cari açığı küçültmenin önemini vurgulayan Civelek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Son 20 yılda artık alışılmış şeyler göremeyeceğiz. Ezberler bozulmaya başlayacak. Türkiye’de hep gayrimenkul fiyatlarının şişirilmesiyle bir rant yaratıldı. Bu sefer durum farklı. Dış finansman bulmakta sorunumuz var. Faizleri yapay olarak düşük tutmak artık daha büyük yan tesirler üretiyor. Onu da yapamıyoruz. O zaman ne olacak? Büyüme ivme kaybedecek. Rant peşinde koşanların hayal kırıklıkları büyüyecek. Türkiye ekonomi yönetimindeki zikzakları nedeniyle güvenilmez bir hale geldi. O nedenle dış finansman bulmakta zorlanabilir. Şu an bir yönlendirmeye çalışma söylemleri var ama o söylemler para getirmiyor. İkincisi ise Merkez Bankalarının itibar kaybedeceği bir sürece giriyoruz. Faiz tartışmaları çok anormal. Piyasa çok kırılgan ve artık küresel piyasalarda kimse daha fazla risk almak istemiyor.” Haber-Foto: Deniz DALGIÇ