Konu: Atatürk’üAnma Gençlik ve Spor Bayramı,Yaş Çay Fiyatı, Üretici Hakları,Genç İşsizliği, Bölgesel Göç ve Türkiye Ekonomisine Dair Zafer Partisi’nin Kararlılığı
Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Hemşerilerimiz,
2025 yılı yaş çay sezonu başlamıştır. Ancak açıklanan 25.44TL’lik yaş çay taban fiyatı,üreticinin ne beklentisini karşılamış ne de ülke ekonomisinin içinde bulunduğu ağır koşullarla örtüşmüştür.
Gerçekte %38 olan resmi enflasyona rağmen yalnızca %33.9 oranında yapılan artış, üreticinin alın terini yok saymak anlamınagelmektedir. Bu durumsadece tarımda değil, tüm sektörlerde yurttaşların yaşadığı alım gücü çöküşünün ve kötü ekonomi yönetiminin doğal bir sonucudur.
Son yıllarda uygulanan plansız, popülist ve dışa bağımlı ekonomi politikaları, yalnızca büyüme rakamlarıyla makyajlanmış bir çöküş tablosu doğurmuştur. Türk Lirası tarihinin en değersiz dönemlerinden birini yaşarken, ithalata dayalı tarım politikası, gübre,mazot, ilaç gibi temel girdilerde çiftçiyi iflasa sürüklemektedir.
Tarım ürünlerine verilen desteklerin her yıl enflasyon karşısında erimesi hatta tamamen kaldırılması da bu kötü yönetimin göstergesidir. Yaş çayda 2024’teverilen 2.00 TL destekleme bu yıl açıklanmamış ve belirsizlik içinde bırakılmıştır. Muallakta bırakılan bu destek, üreticinin sezon başında alım yapma gücünü ortadan kaldırmıştır.
Türkiye’de yaşananekonomik kriz, yalnızcahaneleri değil, toprağıda yakmaktadır. Ve bu krizin sorumlusu, yıllardır halktan kopmuş ekonomi yönetimidir.
Bir ton yaş çayın ortalama maliyeti:
25.44 TL’likfiyatla üretici yalnızcazarar etmekle kalmıyor,borçlanıyor. Üstelik ödemesini Çaykur’dan sürgün sonu – yaklaşık 40 gün sonra alabiliyor.
Çaykur’un kota ve kontenjanuygulamaları nedeniyle üreticiözel sektörün eline mahkûm kalmakta, fiyatlar bu yıl 18 TL’ye kadar inmesi beklenmektedir. Özel sektör ise ödeme tarihlerini kendi belirlemekte; üreticinin emeği bazen bir sonraki yılın yazına kadar ödenmemektedir.
Burada kritikbir gerçek daha vardır: Çaykur’unalım politikaları, özel sektör için firsat yaratmaktadır. Üretici yalnız bırakılmakta, sistematik biçimde ezdirilmektedir.
Türkiye genelindeolduğu gibi Karadeniz’de de genç işsizliği sosyolojik bir travmayadönüşmüştür. Bu yıl Çaykur’un işçi alımı sürecinde görülen tablo endişe vericidir:
İş bulamayan gençler göç etmektedir. Bu sadece bir nüfus hareketi değil; kültürel ve ekonomik bir çöküşün habercisidir. Karadeniz’in geleceği toprağa tutunamayan, bölgesine küserek ayrılangençlerle yok olmaktadır.
Çaykur’da mevsimlikişçi olarak işe girenler yılda 4–6 ay çalışabilmekte, geri kalan sürede hiçbir sosyal güvence olmadan işsiz kalmaktadır.
Aldıkları maaşlardan yapılan yüksek SGK ve vergikesintileri, zaten düşük olan gelirleridaha da azaltmaktadır.
Bu model sürdürülebilir değil; aksine “sigortalı fakirlik” üretmektedir.
Fiyat açıklamasürecinden işçi alımınakadar birçok konudasiyasi aktörlerin açık ve gizli müdahaleleri görülmüştür.
Bir siyasi parti il başkanının fiyatsürecine doğrudan dahil olması ve fiyat belirleyici konumda hareket etmesi, devlet kurumlarının bağımsızlığını ve güvenilirliğini zayıflatmaktadır.
Devlet; partilerle değil, halklayürümelidir.
Çaykur gibi bir değerinsiyasi gölgeden arındırılması acil bir gerekliliktir.
Zafer PartisiRize İl Başkanlığı olarak yaşanantüm süreci yerinden,sahadan ve halkıniçinden takip etmekteyiz.
Gençlerimizle, üreticilerimizle, mevsimlik işçilerimizle sürekli iletişim hâlindeyiz.
Zafer Partisi, Karadeniz’in çözüm partisi olduğunu kanıtlayacaktır.
Yalnızca eleştiren değil, üreten, destekleyen ve kuran bir siyaset anlayışıyla hareket ediyoruz.
2025 yılı için yaş çay maliyetleri en düşük hesaplamalarla bile 20.000 TL/tonseviyesindedir. %38 TÜİK enflasyonunun altında açıklanan%33,9 zammın kabul edilmesi mümkündeğildir. Üretici zarar etmeye değil, emeğinin karşılığını almaya mecburdur. 35 TL’nin altındaki her fiyat, çayı bitirme politikasıdır.
2013 yılındanbu yana verilenyaş çay destekleme primi, 2024 yılında 2 TL iken 2025’te muğlak bir şekilde kaldırılmıştır. Üretici, gübresini bu desteklemeyle almakta, sezon başlangıcına hazırlanabilmektedir. Destekleme yeniden açıklanmalı, tüm üreticilere doğrudan ve zamanında ödenmelidir.
Çaykur’un uyguladığı kota ve günlükkontenjan sistemi, üreticiyi özel sektöre mahkûmetmektedir. Bu politikalar üreticiyikendi devlet kurumundan uzaklaştırmakta, mağdur etmektedir. Devletin kurumu vatandaşı ezemez, dışlayamaz. Alım garantisi ve serbest teslim sistemi geri getirilmelidir.
Bugün özel sektör tamamen denetimsiz şekilde alım yapmakta; geçtiğimiz yıl 11 TL gibi komik rakamlarla üreticinin emeğinigasp etmiştir. Serbestpiyasa bahanesiyle üreticisömürüsüne son verilmelidir. En azından devletinaçıkladığı fiyatın altındayaş çay alımıyasaklanmalı, taban fiyat zorunluluğu getirilmelidir.
Bu yılki kura sisteminde çok ciddi sorunlar yaşanmıştır. “Son 90 gün sigortasızlık” gibi saçma uygulamalar binlerce işsiz genci dışlamıştır. Aynı isimlerin listelerde tekrar etmesi, halkın kurumlara olan güveninizedelemiştir. Başvuru sürecidijitalleştirilerek tam şeffafhale getirilmeli, kura sistemleri bağımsız gözlemcilerle yapılmalıdır.
Çaykur’da çalışanişçiler yılda 4–6 ay çalışmakta, sonra işsizlik, geçimsıkıntısı ve sosyalgüvencesizlikle baş başa bırakılmaktadır. Bu insanlar devlet kurumunda çalışırken, açlığa mahkûm edilemez. Kalıcı istihdam, yıl boyu görev ve kadrolu çalışma modelleri geliştirilmelidir. Bunun için ÇAYKUR’un gerekli AR-GE çalışmalarını yaparak ek istihdam ve 12 ay çalışma sistemi modeli getirmesi bizim araştırmalarımıza göre mümkündür.
Özellikle Karadeniz’de gençleriş bulamadığı için büyükşehirlere göç etmektedir. Bu sadece ekonomik değil, demografik ve kültürel bir yıkımdır. Gençlere kırsalda kalabilecekleri üretim alanları açılmalı,kooperatifçilik, tarımgirişimciliği, teknik eğitimve hibelerle destekverilmelidir. Zafer Partisiolarak tersine göç politikalarını hızla devreye alacağız.
Mazot, gübre,ilaç gibi girdilerher yıl zamlanırken, çiftçinin kazancı sabit kalmaktadır. Girdidestekleri artmalı, doğrudan ve zamanında ödenmeli, çiftçi özel bankalara muhtaç edilmemelidir. Tarımsal üretimin devamı için sübvansiyonlar artırılmalı, borçlar yapılandırılmalıdır.
Üretici sürgün sonuna kadar beklemekte, 40–45 gün boyunca parasını alamamaktadır. Bu kabul edilemez. Devlet, kendi üreticisine en hızlı ödeme yapan kurum olmalıdır. Yaş çay ödemelerihaftalık veya en geç 15 günlük periyotlarla yapılmalıdır.
Yaş çay fiyatlarının açıklanmasından işçi alımlarına kadar birçok konudasiyasi parti temsilcilerinin aşırı müdahalesi halkı rahatsız etmektedir. Tarım ve sanayi politikaları siyasi çıkarla değil, uzmanlık ve toplumsal ihtiyaçla belirlenmelidir. Üretici sendikaları, kooperatifler ve bağımsız STK’lar karar süreçlerine dahil edilmelidir.
Son Söz: Geleceği Toprakta Olan Bir Halk, Topraktan Kopamaz Bugün yaş çay 25 TL, zeytin 400 TL… Bu tablo yalnızcaekonomik değil, ahlakibir çöküştür. Devlet, halkının emeğine bu kadar uzak olamaz.
Zafer Partisi olarak Karadeniz’in, Türkiye’nin ve üreten halkın yanındayız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
ZAFER PARTİSİ RİZE İL BAŞKANVEKİLİ ALİHAN KANDİŞ