Geçtiğimiz hafta Rize’de meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği 2’si ağır 13 kişinin yaralandığı öğrenci servisi kazası ile taşımalı eğitim sistemi tekrar gündeme oturdu. Kazada vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileriz. Yıllardır taşımalı eğitim sistemi Milli Eğitim ve okulların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Taşımalı eğitim sistemi uygulaması devamlı eleştirildi, eleştirilmeye de devam edeceğe benziyor. Eğitim öğretim yılı içinde mart aylarında gelecek yılın planlamasına başlanıyor. Fakat öğrenci sirkülasyonu eylül ayında had safhaya çıkarak mart ayında yapılan planlama içinden çıkılamaz duruma geliyor. Ana sınıfı öğrencileri mecburi eğitim içinde olmadığı için servislere binmeleri yasaktır. Bu öğrencilerinde taşınması isteniyor ve de taşımak durumunda kalınıyor. İhaleyi okullar yapmadığı halde birçok sorumluluk okullara veriliyor. Devletimiz özel servislere yardımcı personel şartı koyarken resmi okullarda yardımcı personel şartı yoktur. Bu durumda zaman zaman farklı kazalara neden olabilmektedir. Milli Eğitim Müdürlükleri görev alanları içinde birçok servis mevcuttur, bunlardan biride taşımalı eğitim servisidir. Taşımalı eğitim servisi ateşten gömlek olduğu için şube müdürleri de, memurlar da, şefler de bu bölümde çalışmak istemez. Bu durumdan dolayı tayin isteyip başka bir okula giden memurlarımız, emekliliği yakınsa emekli olan çalışanlarımız var. İl merkezinde yüzlerce taşıma aracı her gün trafikte, hangisinin ne zaman kaza yapacağı meçhul, idareciler her gün nereden kaza haberi gelecek korkusu içinde bekliyor. Bugün kaç kişi şikayet edecek. Okula veya Milli Eğitim Müdürlüğüne bağırarak çağırarak saldıracak, endişesi içindedirler. Geçen hafta ilimize meydana gelen kaza sonucu devlet refleksiyle açığa alınan şube müdürümüz kuruma en son atanan o olduğu için bu servis ona kalmış oldu. Şube müdürümüzün bu serviste üstün bir gayretle çalıştığının herkes şahididir. Açığa alınan şube müdürü 6 aydır, şef ise 20 yılı aşkındır bu serviste çalışmaktadır. Şikâyetlerin sonunun gelmediği, günde onlarca şikayetin olduğu bu servise velilerin, öğrencilerin, şoförlerin ayrı ayrı bitmeyen şikayetleri olur. Bazı şikayetler asılsızdır. Bu durum okulların, milli eğitim müdürlüklerinin işleyişini engeller. Bazıları mutlaka incelenmeli belki önlem alınması gereken şikayetlerdir. Bazen okul önlerinde inceleme yaparsınız noksansız araba kalkar, fakat dönemeci dönünce servisler birleştirilir. Araca yolcu alınır. Hız yapılır vb. Bu yıl bakanlığımızca servislerin ücretlerinin geçen yıla oranla daha az tutulması, sene başında taşıma ihalelerini yaparken birçok sıkıntılara meydan verdi. İhaleler günlerce sürdü, ihaleler kolay gerçekleşmedi. Birde ihale yapıldığında mazotun litresi 9 lira iken şuan 23 lirayı bulması da servis şoförlerinin ve yüklenici firmaların memnuniyetsizliğini arttırmıştır. Bakanlığımızın resmi olarak bir araba ile iki servis çekilmesine izin vermesi de taşımalı kapsamında olan araçları ve şoförleri daha fazla servis almaya sevk etmiştir. Fazla servis taşımaları okul giriş saatlerinin aynı olmasından dolayı şoförlerin ya hızlı gitmesine veya yolcuları erken almasına veya servisi başka araca aktarması usulsüzlüklerine neden olmaktadır. Okul müdürlerinin, nöbetçi öğretmenlerin veya il milli eğitim müdürlüğündeki şube müdürü veya şeflere görev olarak yüklenen servis araçlarının fiziki durumunu incelemeleri veya hızını ölçmeleri teknik olarak imkansızdır. En son yaşanan kazada da veliler tarafından milli eğitim müdürlüğüne yazılı dilekçe verilmiş, dilekçe incelenmiştir. İnceleme sonucu şube müdürü tarafından şoför çağrılmış şikayetler kendisine bildirilmiş, uyarılmış ve savunması istenmiştir. Dilekçe veren velilerin dilekçelerinde iletişim bilgileri olmadığı için kendilerine bilgi verilememiştir. Aradan üç ay geçmiş herhangi bir şikayet gelmemiş, 3 ay sonra aracın güzergah dışına çıkarak duran bir tıra çarpması ile maalesef kaza meydana gelmiştir. Açığa alınan kişilerin araç şoförünü, aracı takip edip hangi güzergaha girdiği veya hızının kaç olduğunu ölçme imkanı yoktur. Bu imkanlar belki trafik polislerinde vardır, onların dahi tespit etmesi, kazaya engel olması çoğu zaman imkansızdır. Maalesef ülkemizde buna benzer yüzlerce trafik kazaları meydana gelmektedir. Bu yaşanan son olay tamamen şoförün güzergah dışını kullanarak, olmayacak bir yerde olmayacak bir trafik kazası yapmasıdır. Kaza mutlaka her yönüyle soruşturulmalıdır. Kazaya sebebiyet verenler cezalandırılmalıdır. Fakat henüz elde bir veri yokken, tedbiren de olsa gerek şube müdürü ve şefi açığa almanın doğru olmadığı kanaatindeyiz. Açığa alınan şube müdürümüz ve şefimizin bu yıl zor şartlar altında tüm ihaleleri gerçekleştirmiş, gerekli tüm yazışmaları ve kuralları yerine getirmiş, gelen şikayetleri göğüslemiş, amirlerine bildirerek çözüme kavuşturmuş, gerekli bilgilendirmeleri taraflara yapmış olması göz ardı edilmemelidir. Kaza yapan aracın belirgin bir eksiğinin olmadığı, her taşınanın sigortalandığı, aracın kazaya sebep verecek bir arızasının olmadığı belirtilmiştir. Yetkililerden açığa alınan çalışanlarımızın bir an önce göreve döndürülmelerini talep ediyoruz. Bu durum şunu ortaya koymaktadır ki taşımalı eğitim sistemi ya tamamen kaldırılmalı veya okullar ve milli eğitim üzerinden bu yük alınmalıdır. Bu konuda sistem değişikliğine gidilerek öğrenci başına velilere belirli bir ücret verilerek taşıma gerçekleştirilebilir. Servis şoförlerine dolgun ücret verilerek 2. servis çekmelerine yasak getirilebilir. İki servis çekilecekse okul giriş saatleri değiştirilmelidir. Taşıma özel şirketlere verilerek sorumluluk da onlara verilebilir. Yani bakanlığımız ilgili taraflarla bir araya gelip taşıma sisteminde sil baştan kararlar alınarak sistem değiştirilmelidir. Devlet memurlarının yaşadığı bu stresten kurtarılmalıdır. Yaşanacak kazalarında en aza indirilmesi sağlanmalıdır. Kazasız günler dileklerimizle…