Fatih Sultan KAR


ATMA TÜRKÜ GELENEĞİNİN ATASI RİZELİ ŞAİR TOPAL OSMAN'IN HAYATI KİTAP OLUYOR

e-mail: fatihsultan.kar@gmail.com - Web: www.fatifsultankar.com


Gazi Mus­ta­fa Kemal Ata­türk’ün hu­zu­run­da atma türkü söy­le­yen, atma türkü ge­le­ne­ği­nin atası Topal Osman’ın (Kan­de­mir) ha­ya­tı ve eser­le­ri bir ki­tap­ta top­la­nı­yor. 1 Tem­muz 1879 ta­ri­hin­de Rize Ça­ye­li’ne bağlı De­mir­hi­sar Köyü’nde doğan, 25 Şubat 1950 ta­ri­hin­de vefat eden Halk Şairi ve Rize karşı beri atma türkü sa­na­tı­nın atası Topal Osman’ın renk­li ve ma­ce­ra­lı ha­ya­tı, tür­kü­le­ri, şi­ir­le­ri­ni ve des­tan­la­rı Araş­tır­ma­cı Yazar Fatih Sul­tan Kar ta­ra­fın­dan kitap ha­li­ne ge­ti­ri­li­yor.
RİZE’NİN TOPAL OSMAN’I
Fatih Sul­tan Kar ki­ta­bın oluş­ma fik­ri­ni söyle an­la­tı­yor: “Genç yaşta ara­mız­dan ay­rı­lan Araş­tır­ma­cı Yazar ar­ka­da­şım İhsan To­pa­loğ­lu Topal Osman ile il­gi­li uzun yıl­lar araş­tır­ma­lar, saha ça­lış­ma­la­rı yaptı. Bu araş­tır­ma­la­rı­nı el ya­zı­sıy­la ka­le­me alıp bi­rik­tir­di. Ve­fa­tın­dan epey bir zaman önce “sen Gün­doğ­du’dan­sın, şair yö­nün­de var. Topal Osman’ın ha­ya­tı­nı kitap yap­ma­lı­sın di­ye­rek bu not­la­rı bana ver­me­si bu ki­ta­bın baş­lan­gı­cı oldu. Ya­zı­lı kay­nak­la­rı araş­tı­ra­rak bu not­la­rı ge­liş­tir­dim. Gü­nü­müz­de Atma Türkü Sa­na­tı­nın ön­cü­sü Osman Efen­di­oğ­lu’dan çok fay­da­lan­dım. Elde et­ti­ğim kay­nak­la­rı bir kitap ha­li­ne ge­tir­dik­ten sonra Topal Osman’ın ye­ğe­ni köy­den kom­şum Nu­ret­tin Balcı am­ca­mı­zın da eleş­ti­ri­le­ri­ni, de­ğer­len­dir­me­le­ri­ni ve bil­gi­le­ri­ni alıp, ek­le­ye­rek eser ta­mam­lan­mış ola­cak. Topal Osman Atma türkü ge­le­ne­ği­nin atası ola­rak gün­de­lik ya­şa­mın her ala­nın­da şi­ir­ler des­tan­lar yaz­mış, Rize zi­ya­re­ties­na­sın­da Gazi Mus­ta­fa Kemal Ata­türk’ün hu­zu­run­da atma türkü sa­na­tı­nı icra etmiş Rize kül­tü­rü için çok de­ğer­li bir isim­dir. Ama­cı­mız söy­le­di­ği eser­le­ri dil­den dile do­la­şa­rak gü­nü­mü­ze kadar gelen bu de­ğer­li ismin eser­le­ri­ni bir nok­ta­da top­la­mak ve ya­rın­la­ra ta­şı­mak­tır” dedi.
TOPAL OSMAN KAN­DEMİR KİMDİR?
1 Tem­muz 1879 ta­ri­hin­de Rize Ça­ye­li’nde doğdu. Ba­ba­sı­nın adı Bay­ram an­ne­si­nin adı Fatma’dır. Attan düş­me­si yü­zün­den kalça ke­mi­ği kı­rıl­mış, topal kal­mış­tı. Onun için Topal Osman diye anı­lır­dı. Aslen Ça­ye­li’nin De­mir­hi­sar (Per­kam) Köyü’nden­di. Son­ra­dan Gün­doğ­du’nun Bo­zuk­ka­le Köyü’ne göç et­miş­tir.
Önce ko­yun­cu­luk ar­dın­dan da renç­per­dik yap­mış­tır. Genç­li­ğin­de bir ara­lık ka­yık­çı­lık yapan Osman, Ka­ra­de­niz’in bir­çok kıyı şe­hir­le­ri­ni gör­müş ve gez­miş­tir. Bu ge­zi­ler sa­ye­sin­de bi­ri­kim sa­hi­bi ol­muş­tur. Çev­re­sin­de­ki­le­re fay­da­lı olmak için doğal ilâç yapar, kırık çıkık iş­le­rin­den iyi an­lar­dı. Ya­şa­mı bo­yun­ca giyim tarzı hep ay­nıy­dı. Rize yö­re­si­ne ait kı­ya­fe­tiy­le gezer, zıpka, min­tan ve ka­pa­lak gi­yer­di. Zıp­ka­sı­nın yan­la­rı­na beyaz fitil ta­kar­dı. Böl­ge­nin en ta­nın­mış bi­li­nen şairi idi. Dü­ğün­ler­de, top­lan­tı­lar­da, git­ti­ği her yerde tür­kü­ler söy­ler­di. İyi sa­yı­la­bi­lecek şe­kil­de kaval ça­lar­dı. Ne­şe­li bir adam­dı. Türkü söy­le­me­si için bir­çok yer­ler­den ça­ğı­rı­lır­dı. Topal Osman 25 Şubat 1950 ta­ri­hin­de 85 ya­şın­da vefat et­miş­tir.
ESER­LERİNDEN ÖR­NEK­LER GAZİ MUS­TA­FA KEMAL ATA­TÜRK’ÜN HU­ZU­RUN­DA
Ne­re­den baş­lı­ya­yım / Elim­de fer­ma­nım yok.
Çok da sesim çık­ma­yı / O eski der­ma­nım yok.
Ne­re­de sak­la­na­yım / Bir yere li­ma­nım yok.
İşim hiç rast git­mi­yor / Zerre de ik­ba­lim yok.
Sükût etti bu dere / Hiç­bir ses, bir seda yok.
Rize güzel mem­le­ket / Altı top­rak, üstü gök
0nda bir kı­zı­la­ğaç / Onun da mey­ve­si yok
Bun­dan böyle du­rul­maz / İki gün aç, bir gün tok
Bu ka­da­ra ra­zı­yız / Daha be­te­rin­den kork

DÜN­YA­NIN HALI VE KUR­TU­LUŞ SA­VA­ŞI ÜZERİNE
Na­fi­le çe­ke­riz sev­da­yı aşkı
Kim­se­ye yer olmaz bu fani dünya
Zan­net­me dün­ya­ya ka­lı­rız baki
Al­dat­mış­tır bizi bu darı dünya

Nice sul­tan­la­rı tahta bin­di­rir
Ni­ce­le­ri­ni de taht­tan in­di­rir
Ki­mi­ni ağ­la­tır kimi gül­dü­rür
Nice nazlı ten­ler çü­rü­tür dünya

Tüc­car­lar­da bakar müş­te­ri gel­sin
Aşı­nın için­den giz­li­ce çal­sın
Eli alı­şık­tır sen ne an­lar­sın
He­la­lı ha­ra­mı yığar ka­sa­ya

Mey­ha­ne­ci bakar sar­hoş­lar gel­sin
Dol­sun tüm ka­deh­ler çal­gı­lar çal­sın
Bazı da vu­ru­lar is­ter­se ölsün
On­lar­da al­da­nır bir acı suya

Dok­tor­lar­da bakar ya­ra­lı gel­sin
Fu­ka­ra is­te­mem pa­ra­lı gel­sin
Öyle sever beni ba­bam­da der­sin
Paran da yok ise sığın Mevla’ya

Na­fi­le çe­ke­riz çevri ce­fa­yı
Kim is­te­mez söyle şevki se­fa­yı
Ça­lış­ma­dan gelir se­ne­yi ayı
Yağ ile tuzu kim koy­sun sof­ra­ya

Kanlı kı­lıç­la­rı elde tu­ta­lım
Düş­man­la­rı­mız­dan kan akı­ta­lım
Ve­kil­le­ri­mi­ze feda ola­lım
Onlar kap­tan­dır­lar kanlı der­ya­ya

Ne kadar tutar mil­le­tin bağı
Yüz se­ne­ye git­mez en büyük çağı
So­yu­nur lam­ban­la tü­ke­nir yağı
Şevki gider hemen döner ka­ra­ya

Hü­kü­met dün­ya­ya ba­ki­dir baki
Ayı­ran odur ki hu­ku­ki akı
Her iki ta­ra­fa dö­nü­yor çarkı
Zi­ya­sı ben­zi­yor güneş lev­ha­ya

Ve­ril­di emir­ler harbi umumu
Ya­ban­cı dev­let­ler rahat durur mu?
Nice in­san­la­rın so­yun­du mumu
Dün­ya­yı koy­du­lar tak­si­me paya

Enver Paşa girdi Er­kan-ı Harbe
Bo­şu­na gitti at­tı­ğı bomba
Türk ev­lat­la­rı­na olsa er baba
Bütün düş­man­la­rı ge­lir­di raya,

İSTİKLÂL SA­VA­ŞI DES­TA­NI

Gazi Paşa’mız ki bu işi gördü,
Aşk ve hey­be­tiy­le ye­rin­de durdu,
Ağ­la­yan göz­le­rin yüz­le­ri güldü,
Düş­man­la­rı ür­küt­tü bir se­da­ya.

Yu­na­nın git­me­ğe kal­ma­dı yolu,
Türk­ler ku­şat­tı­lar hem sağı, solu,
Uzat­ma işini, yok uzun boylu,
Şimdi bo­ğu­lur bir kuru çaya.

Fır­ka­lar ku­rul­du, hep baş­tan­ba­şa,
Nü­fuz­la­rı iş­le­di, dağ ile taşa,
Umumi ku­man­dan hem Gazi Paşa,
Düş­man­la­rı tart­tı bir te­ra­zi­ye.

Sü­va­ri­ler bindi, tuttu mey­da­nı,
Yunan’ın ba­şı­na tit­re­di canı,
Ne And­ri­ko kaldı, ne To­to­ya­ni,
Yunan bun­la­ra mı der pa­li­kar­ya?

Bir daha Türk­ler­le kav­ga­ya gelme,
Sonu ağ­la­mak­tır, ev­ve­lâ gülme,
İzmir li­ma­nı­na düşüp bo­ğul­ma,
Hük­mün elden gider, ka­lır­sın yaya.

OĞLU YUSUF’A SÖY­LEDİĞİ BİR TÜRKÜ
Yusuf, baban yo­rul­du/ Yükü omu­zun­dan al.
Hiç sor­mu­yor­sun bana / Neden bı­rak­tın sakal?
Bir anan var kül­lü­ğe / Bek­len­mez onlan çakal.
İbra­him diyor bağa / Bizim Ka­la­moz’dan al.
Halil bak ha bu işe / hal­let te mü­kâ­fat al.