Kudret Uğurlu EMİNSOY

Tarih: 18.06.2025 10:24

ÇAĞIMIZIN YENİ DÜNYA DÜZENİ (New World Order)- 3NCÜ BÖLÜM

Facebook Twitter Linked-in

Bu noktada enerji sorunundan bahsetmekte fayda var. Dünya’nın bilinen enerji bölgelerindeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin tükenmeye başlamasının, Dünya ülkelerini yeni kaynaklar aramaya sevk etmesiyle, Doğu Akdeniz ve Arktika bölgesi yeni çatışma alanları olarak ortaya çıktı. Doğu Akdeniz hepinizce malumdur. Ben Doğu Akdeniz konusunda önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Maalesef Doğu Akdeniz gerginliği ile olası bir Türk-Yunan savaşına karşı ABD-Yunanistan askeri işbirliği arttırılmaktadır. ABD Yunanistan’a ve Ege adalarına askeri yığınak yapmaya devam ediyor. Eminim devletimin yetkilileri bu hususu mercek altına almışlardır. Elbette tedbirlerini de alıyorlardır. Diyeceğim odur ki ABD sinsi bir plan dâhilinde Türkiye’yi batıdan kuşatmaktadır. Ne diyelim ki Allah sonumuzu hayreylesin.

Bir diğer bölge de Arktika demiştik. Belki de bazılarınız bu kelimeyi ilk kez duyuyor. Dünya üzerinde siyasal ve hukuksal olarak ihtilaflı bölgelerden olan Arktika Bölgesi Kuzey Kutbu’nda yer almakta olup uluslararası hukuk tarafından bir düzenlemeye tâbi olmadığı gibi komşu ülkelerce de üzerinde kesin bir egemenlik kurulmuş değildir. Özel bir sözleşme ile statüsü netleştirilmemiş olan Bölge bu belirsizlik yüzünden zaman zaman gerilimlerin kaynağı olmaktadır. Arktika Bölgesi, önemini keşfedilmemiş fakat varlığı ve büyüklüğü hesaplanabilen petrol ve gaz rezervlerinin önemli bir kısmının Kuzey Kutup Bölgesi’nde; bunların da yaklaşık 1/3’ünün de Arktika Bölgesi’nde bulunmasından almaktadır. Geniş buz kütlelerinin kapladığı bölge, enerji kaynaklarının önem kazandığı 21. Yüzyılda sınır ülkeleri başta olmak üzere dünya ülkelerinin dikkatini üzerine çekmiştir. Arktika’nın dikkat çekme sebeplerinden bir diğeri de deniz ulaşımıdır.

Dokuz milyon kilometrekarelik kısmı kara alanı olmak üzere, toplamda yaklaşık 27 milyon kilometrekarelik Arktik bölgesi üzerinde sekiz ülke hak sahibi olarak görünüyor. Bu ülkeler, 1996 yılında Ottawa Deklarasyonu ile çevresel koruma ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amaçlarıyla hükümetler arası nitelikteki Arktik Konseyi’ni kurdular. Bunlar Rusya, ABD, Kanada, Danimarka, İzlanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya’dır. Sadece Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka’nın (Grönland) doğrudan Arktik okyanusuna kıyısı bulunuyor ve bu ülkeler “Arktik beşlisi” diye adlandırılıyor. Çin, Japonya, Güney Kore, Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler Konsey’de gözlemci olarak yer alıyor.

Arktika bölgesi, kalitesi henüz belirlenmemiş, ama dünyanın bilinen rezervleri kadar büyüklükte yeraltı kaynaklarına sahip olduğu biliniyor. Örneğin Arktika’daki rezervler Türkiye’nin petrol tüketimini yaklaşık 330 yıl, doğalgaz tüketimini ise bin yıl karşılayacak seviyede.

Doğu Akdeniz, Arktik gibi bölgelerde bulunan petrol ve doğalgaz rezervlerinin bölge ülkelerce paylaşımı konusu olacaktır. Gerek Doğu Akdeniz’de gerekse Arktik’te son dönemlerde bulunan rezervlerin bölge ülkelerinin yeni rekabet alanını oluşturmuştur. Arktik bölgesi için karşı karşıya gelecek ve yeni bir soğuk savaş ortamını yaratacak iki ülke ise ABD ve Rusya olacaktır. Bulunan petrol ve doğalgazın paylaşımı, küresel ısınma sebebiyle eriyen buzulların ortaya çıkardığı yeni ticaret yollarına hâkimiyet gibi konularda rekabet edecek iki ülke için bölge, gelecekte bir oyun sahası haline dönüşecektir.

Ulus devlet düzeninden küreselleşen dünya düzenine doğru evirilen uluslararası sistemin örümcekleri Dünya’nın başına çorap örmeye devam ediyorlar. Görünen odur ki sabrımızı test etmek üzere cümle belaları başımıza açan küreselciler durmayacaktır. Ancak enerji sorunları onlar için de büyük bir sorundur. Bu nedenle enerji menfaatlerinde anlaşamadıkları sürece aralarındaki enerji savaşları hala zamanımızın olduğunu bize gösteriyor. Onlar kendi aralarında savaşa dursunlar bizler de belki bir araya gelir ve Dünyamız için onların karşısına dikiliriz. Durum ne olursa olsun kötü günlerin bizi beklediği aşikârdır. O günler için hem ruhen hem de maddeten hazır olmak zorundayız. En önemli hazırlıksa birlik ve beraberliğimizi yeniden tesis etmek, toplumsal güveni yeniden inşa ederek ruhen yeniden dirilmektir.

Evet, sevgili kardeşlerim, bu duygularla hepinize sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Hoşça kalın ve uyanık kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —