İbrahim Sırmalı


Din Nasihattir

  Emekli Müftü - muftu.ibrahim@gmail.com


Din Nasihattir

Bütün hamdler Allah'a mahsustur. Allaha hamd eder, O'ndan yardım diler, O'ndan bağışlanma dileriz. Nefsimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet ettiğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. 

Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. 

Yine şahadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ın salatı ve selamı ona, ailesine ve ashabına olsun.

O halde ey Allah'ın kulları! Allah’tan hakkıyla korkun ve İslam’ın en sağlam kulpuna sımsıkı sarılın.

       Ey Müslümanlar:

Allah cc, kullarını hakikat ile haberdar etmiştir. Hakikate uymayı kulları için kolaylaştırmıştır. Bu yolda onlara yardımcı olacakları da salih ve samimi arkadaşlarla emretmiştir. Bunlardan yüz çevirmek Allah'tan uzak olmanın sebeplerinden biridir. 

İbn Kayyım -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Kim, genel ve özel olarak dünyanın bozuluşunu tefekkür ederse, bunun gafletten ve heveslere uymaktan kaynaklandığını görür.”

Bir Müslüman, kardeşinde bir kusur veya ayıp görürse onu düzeltmesi üzerine görevdir. Bunu kalbindeki imanla yapıyor ve bunu uzuvlarında gösteriyor. Çünkü nasihat dinin temelidir.

       Hz. Peygamber -Ona salat ve selam olsun- şöyle buyurdu:

 قال – عليه الصلاة والسلام -: ((الدين النصيحة))؛ رواه مسلم.

‘’Din nasihattir.’’ Hadisi İmam Müslim rivayet etti.

İmam Nevevi -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Din, ‘Din nasihattir’ hadisi üzerine kurulmuştur.”

Nasihat; Ehl-i Sünnet ve cemaat inancındandır.

Şeyhülislam -Allah ona rahmet etsin- şöyle buyurmuştur: “Onlar -yani Ehl-i Sünnet ve Ümmet-i Muhammed, millete samimi nasihatte bulunmaya adanmışlardır.”

Nasihat etmek, peygamberlerin ve resullerin âdetidir.

Ayet-i Kerimede Hz. Nuh -Ona selam olsun- kavmine şöyle buyurdu:

اُبَلِّغُكُمْ رِسَالَاتِ رَبّٖى وَاَنْصَحُ لَكُمْ وَاَعْلَمُ مِنَ اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ

Araf suresi 7.62 "Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihat ediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ile biliyorum." 

Ayet-i Kerimede Hz. Hud-Ona selam olsun- kavmine şöyle buyurdu:

اُبَلِّغُكُمْ رِسَالَاتِ رَبّٖى وَاَنَا لَكُمْ نَاصِحٌ اَمٖينٌ

Araf suresi 7.68 "Rabbimin vahyettiklerini size tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir nasihatçıyım." 

Ayet-i Kerimede Hz. Salih-Ona selam olsun- kavmine şöyle buyurdu:

فَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ اَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبّٖى وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُحِبُّونَ النَّاصِحٖينَ

       Araf suresi 7.79 Artık, Salih onlardan yüz çevirdi ve "Andolsun, ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size nasihatta bulundum. Fakat siz nasihat edenleri sevmiyorsunuz" dedi. 

Ayet-i Kerimede Hz. Şuayip-Ona selam olsun- kavmine şöyle buyurdu:

فَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ اَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَاتِ رَبّٖى وَنَصَحْتُ لَكُمْ فَكَيْفَ اٰسٰى عَلٰى قَوْمٍ كَافِرٖينَ

       Araf suresi 7.93 (Şu'ayb) onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: "Ey kavmim! Andolsun, ben size Rabbimin vahyettiklerini ulaştırdım. Size nasihat de ettim. Şimdi ben, inkârcı bir topluluğa nasıl üzülürüm?"

       Ve Allah cc, Hz. Musa’yı insanlara hatırlatmak uyarmak için gönderdi.

       Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu:

وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الطُّورِ اِذْ نَادَيْنَا وَلٰكِنْ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا اَتٰيهُمْ مِنْ نَذٖيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Kasas suresi 28.46 Yine biz (Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman Tûr'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

       Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in -Allah ona salat ve selam etsin- en özel vasıflarından biri uyarıcı öğüt verici olmasıdır.

ومن أخصِّ صفات نبينا محمد – صلى الله عليه وسلم -: أنه مُذكَّر، 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

فَذَكِّرْ اِنَّمَا اَنْتَ مُذَكِّرٌ

Gaşiye suresi 88.21 Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

Ali (radıyallahu anh) şöyle demiştir: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hutbe okur, hitap eder, Allah’ın günlerini hatırlatırdı.” İmam Ahmed rivayet etmiştir.

قال عليٌّ - رضي الله عنه -: "كان النبي - صلى الله عليه وسلم - يخطُبُنا فيُذكَّرُنا بأيام الله"؛ رواه أحمد.

Nasihat etmek salihlerin ibadetlerindendir.

       Subhan olan Allah şöyle buyurdu:

وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِهٖ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَیَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظٖيمٌ

Lokman suresi 31.13 Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür." 

Nasıhat etmeye sahabe -Allah onlardan razı olsun- hayatlarında buna riayet etmişlerdir.

Ömer -radıyallâhu anh-, Ebû Musaya -radıyallâhu anh-'a: "Bize Rabbimizi zikret hatırlat" derdi, o da onun huzurunda Kur'ân okurdu.

وامتثلها الصحابة - رضي الله عنهم - في حياتهم، فكان عمر - رضي الله عنه - يقول لأبي موسى - رضي الله عنه -: ذكِّرنا ربنا، فيقرأ عنده القرآن.

İbn Mesud -radıyallâhu anh- şöyle derdi: Ben size nasihatle yol göstereceğim.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bize bunu nasihatı yapardı.” Hadis ittifak ile kabul edilmiştir. 

كما كان النبي - صلى الله عليه وسلم - يتخوَّلنا بها"؛ متفق عليه.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Müslüman olan sahabelerin bu nasihat ibadetini şart koşarak yapmalarını emretmiştir. 

Cerir -radıyallâhu anh- şöyle demiştir: 

قال جريرٌ - رضي الله عنه -: "بايَعتُ النبي - صلى الله عليه وسلم - على الإسلام، فاشترط عليَّ: النصح لكل مسلم"؛ متفق عليه.

“Ben Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e İslam üzere biat ettim ve bana her Müslümana nasihat etmemi emretti.” Hadis ittifak ile kabul edildi. 

Nasihat etmek Müslümanın Müslüman kardeşi üzerindeki haklarından biridir.

Hz. Muhammet -Allah ona salât ve selâm etsin- şöyle buyurmuştur: 

قال - عليه الصلاة والسلام -: ((حقُّ المسلم على المسلم ستّ: إذا لقيتَه فسلِّم عليه، وإذا دعاك فأجِبْه، وإذا استنصَحَك فانصح له، وإذا عَطَسَ فحَمِدَ الله فشمِّتْه، وإذا مرِضَ فعُدْه، وإذا مات فاتبعه))؛ رواه مسلم.

 “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Onunla karşılaştığında selâm ver. Seni davet ederse davetini kabul et. Senden nasihat isterse nasihat et. Hapşırır ve Allah’a hamd ederse, ‘Allah sana rahmet etsin’ de. Hasta ise ziyaretine git. Ölürse cenazesini takip et. Cenaze namazını kıl.” Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.

İbn Receb -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Bazı durumlarda kulun üzerinden bütün ameller kaldırılabilir. Ancak Allah’a samimi bir şekilde nasihat etmek ondan kaldırılmaz.”

قال ابن رجب - رحمه الله -: "قد تُرفعُ الأعمال كلها عن العبد في بعض الحالات، ولا يُرفعُ عنه النصح لله".

İmanın farz olan vasıflarından biri de; Müslümanlar için iyiliği sevmek, onlar adına kötülüklerden ve cezalardan günahlardan korkmaktır. 

Hz. Muhammet -Allah ona salât ve selâm etsin- şöyle buyurmuştur: 

قال - عليه الصلاة والسلام -: ((لا يؤمن أحدُكم حتى يحبَّ لأخيه ما يحبُّ لنفسه))؛ متفقٌ عليه.

 “Sizden biriniz, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana sahip olamaz.” Hadis ittifak ile kabul edildi.

İmam Zehebi -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Kim Allah için, melekler için ve halk için nasihat etmezse, dininde noksandır.”

Nasihat, toplumu güzelleştirir. Huzur ve barış getirir. Gıybeti uzaklaştırır. Nasihat kalbin temizliğini gösteren amellerdendir. 

El-Fudayl -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: "Biz çok dua ve oruçla elde ettiğimiz şeylere ulaşamayız. Aksine, ruhların cömertliği, kalbin temizliği ve millete samimi nasihatte bulunmakla daha çok sevap elde ederiz. Size karşı en samimi kişi, sizinle ilgilenirken Allah'tan korkan kişidir." 

Önceki Müslümanlar, kendi kusurlarını haber verip gösterenleri severlerdi.

Mis`ar bin Kidam -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: "Ayıplarımı, benimle kendisi arasında gizlice bana gösteren kimseye Allah rahmet etsin."

Hiç kimse hatırlatmadan yapamaz. Çünkü tavsiye edilen iyi olursa onun iyiliği herkese yayılır.

Hz. Ömer -radıyallahu anh-, Hz. Ebu Bekir -radıyallahu anh-'a Kur'an-ı Kerim'i toplamasını tavsiye etmiş, o da toplamış ve ümmet de onun bu görüşünden nasihatinden istifade etmiştir.

İmam Buhari'nin de hazır bulunduğu bir mecliste bir adam İmam Buhariye şöyle dedi: "Eğer Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetini özlü bir kitap halinde yazsaydın." Buhari şöyle demiştir: “Bu durum kalbime girdi ve Sahih’i toplamaya başladım.” Bu kitap dünya tarihinde parlayan bir yıldız olmuştur. 

İmam Müslim başkalarının isteği üzerine Sahih'ini telif etmiş yazmıştır. Böylece faydası her tarafa yayılmıştır.

Gafil olanın da nasihatlere ihtiyacı vardır.

Ömer bin Hattab -Allah ondan razı olsun- İslam'a davet edilmişti, o yüzden o bu ümmetin Faruk'uydu. 

Hz. Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, Hz. Osman b. Affan'ı, Abdurrahman b. Avf'ı, Talha'yı, Ebû Ubeyde'yi ve Zübeyr'i dine davet etti. Böylece onlar da Müslüman olarak cennetle müjdelenen on kişiden biri oldular.

Nasihat, her Allah cc kuluna farzdır. Kul Rabbine itaat ederek ve O'nun günahlarından kaçınarak kendine nasihat etmelidir. Rabbinin kitabını öğrenerek, öğreterek, anlayarak ve onunla amel ederek öğüt vermelidir. Resulullah'a nasihat etmeli, onun emirlerine uymalı, dinde yenilik yapmamalıdır.

       Müslümanların ileri gelenlerine idarecilerine nasihatte bulunmalı, onların hakka uymalarına yardımcı olmalıdır. Onlara hatırlatmalı ve onlar için dua etmelidir. Aynı zamanda Müslümanların geneline de nasihatte bulunarak onlara iyiliği getirmeli ve kötülükleri onlardan uzaklaştırmalıdır

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

قال النبي - صلى الله عليه وسلم -: ((الدين النصيحة))، قلنا: لمن يا رسول الله؟ قال: ((لله، ولكتابه، ولرسوله، ولأئمة المسلمين، وعامتهم))؛ رواه مسلم.

 “Din nasihattir.” 

Biz: “Kime nasihattir, ey Allah’ın Resulü?” dedik. Buyurdu ki: “Allah için, Kitabı için, Resulü için, Müslümanların önderleri yöneticileri için ve halk için nasihat etmelidir.” Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.

Allah cc, ne kadar yüksek ve kibirli olursa olsun herkese nasihat etmemizi emretmiştir. Allah cc Hz. Musa ve Hz. Harun'a şöyle ayet-i kerime ile şöyle buyurdu:

اِذْهَبَا اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى

Taha suresi 20.43 "Firavun'a gidin. Çünkü o azmıştır." 

Ve Allah cc, Resulüne -Allah ona salat ve selam etsin- münafıklara öğüt vermesini emretti ve şöyle buyurdu:

اُولٰئِكَ الَّذٖينَ يَعْلَمُ اللّٰهُ مَا فٖى قُلُوبِهِمْ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُلْ لَهُمْ فٖى اَنْفُسِهِمْ قَوْلًا بَلٖيغًا

Nisa suresi 4.63 Onlar, Allah'ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle.

       Hz. Peygamber Efendimiz -Allah ona salât ve selâm etsin- gençlere nasihatte bulunmuştur. Gençliğinde İbn Abbas'a şöyle demişti: "Ey çocuk! Allah'ı gözet ki, O da seni gözetsin." Hadisi İmam Tirmizi rivayet etmiştir.

ونصح النبي - صلى الله عليه وسلم - الصغار، فقال لابن عباس وهو صغير: ((يا غلام! احفظ الله يحفظك))؛ رواه الترمذي.

Hz. Peygamber Efendimiz -Allah ona salât ve selâm etsin küçük kıza: “Allah nerede?” diye sordu. Kız "Gökyüzünde" dedi. Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.

وقال للجارية الصغيرة: ((أين الله؟))، قالت: في السماء؛ رواه مسلم.

Nasihat eden kimse, kendisine nasihat edilen kimseye en iyi nasihatte bulunmalı, söz ve ifadelerinde adaletli olmalıdır. Haya nasihati engellemez.

Ve nasihat ederken en güzel, en hikmetli sözleri kullan.

       Şanı yüce olan Allah cc şöyle buyurdu:

اُدْعُ اِلٰى سَبٖيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتٖى هِىَ اَحْسَنُ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبٖيلِهٖ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَدٖينَ

Nahıl suresi 16.125 (Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.

       Bu nasihat, yumuşak bir dille yapılır. Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu:

فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى

Taha suresi 20.44 "Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar." 

Bu nasihat sizinle nasihat ettiğiniz kişi arasında bir sırdır.

İbn Receb -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Selef önceki alimler, birine nasihat etmek istediği zaman, ona gizlice vaaz nasihat verirlerdi.”

Nasihat edenin nasihatleri reddedilirse üzülmesin. Çünkü o bir ibadet yapmıştır. Artık onun kabulünü umsun. İnsanlardan hidayeti umulmayan kimse yoktur.

       Subhan olan Allah cc şöyle buyurdu:

وَمَا يُدْرٖيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰى

Abese suresi 80.3 (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak, 

اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰى

Abese suresi 80.4 Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. 

Kim nasihat eder, kendini Allah'a adar ve bu konuda Allah'a karşı ihlasla çaba gösterirse o zaman o kimse şeref, dua ve övgüye layık olur.

İmam El-Hasan -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Allah’ın kullarından Allah için nasihat eden kullar olmaya devam etmektedir. Bunlar Allah için Allah’ın kullarına nasihat ediyorlar. Nasihat ile yeryüzünde amel ediyorlar. İşte bunlar Allah’ın yeryüzündeki halifeleridir. Gerçek kullarıdır.’’

Kendisine yapılan nasihatten yüz çeviren pişman olur. 

Salih (a.s.) kavmine peygamberleri tarafından nasihat edilmiştir. Fakat onlar peygamberlerinin nasihatlerini kabul etmemişler. Bunun üzerine Allah onları cezalandırmıştır.

Peygamberleri onlara şöyle demiştir. Ayet-i Kerimede Allah cc şöyle buyurdu:

فَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ اَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبّٖى وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُحِبُّونَ النَّاصِحٖينَ

Araf suresi 7.79 Artık, Salih onlardan yüz çevirdi ve "Andolsun, ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size nasihatta bulundum. Fakat siz nasihat edenleri sevmiyorsunuz" dedi. 

Toplumun mutluluğu nasihatleri sevmekte, nasihatleri uygulamakta ve nasihat edenleri sevmekte yatar. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم: يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَائِرَ اللّٰهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْىَ وَلَا الْقَلَائِدَ وَلَا اٰمّٖينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنْ رَبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَاِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوا وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ اَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اَنْ تَعْتَدُوا وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعِقَابِ

Maide suresi 5.2 Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara ve de Rab'lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ'be'ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir. 

Allah cc beni ve sizleri yüce Kur’an-i Kerimin içindekilerle mübarek eylesin. Allah cc beni ve sizleri onun içindeki ayetler ve hikmetli zikir uyarılarla faydalandırsın. İşittiklerinizi söylüyorum. Allahtan benim için, sizler için ve bütün Müslümanlar için bütün günahlardan af diliyorum. Ondan af diliyorum. Gerçekten Allah cc çokça af eden ve merhamet edendir. 

Din Nasihattir

Allah'a hamd olsun. Allah cc lütfu ve ihsanı ile bize bol bol ihsanda ve lütufta bulundu. 

Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir. Ortağı yoktur. O'nun makamını yüceltirim.

Yine şehadet ederim ki Peygamberimiz Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir. Allah'ın salatı ve selamı Hz. Muhammed’e, ailesine ve ashabına olsun.

Ey Müslümanlar!

Allah'ın kullarına olan nimetlerinden biri de onlara, öğüt verenlerin öğütleriyle birlikte, ruhu uyaran, kalbi canlandıran deliller ve akıllar vermiş olmasıdır. Kur’an ve Sünnet birer öğüttür. 

       Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu:

وَاِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَبَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَاَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ اَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لِتَعْتَدُوا وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ وَلَا تَتَّخِذُوا اٰيَاتِ اللّٰهِ هُزُوًا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَمَا اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُمْ بِهٖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمٌ

Bakara suresi 2.231 Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir. 

       Allah’ın yaratıkları hakkında düşünmek tefekkür etmek yaratanı yüceltir. 

       Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu:

وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّ وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْ وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِكٖينَ حَتّٰى يُؤْمِنُوا وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ اَعْجَبَكُمْ اُولٰئِكَ يَدْعُونَ اِلَى النَّارِ وَاللّٰهُ يَدْعُوا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِهٖ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِهٖ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Bakara suresi 2.221 İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.

Allah'ın nimetleri ve bunları hissetmek, insanı Allah katında utandırır ve günahlardan uzaklaştırır.

       Allah Teala Hz. Musa’ya-Ona selam olsun- şöyle buyurdu:

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا اَنْ اَخْرِجْ قَوْمَكَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَذَكِّرْهُمْ بِاَيَّامِ اللّٰهِ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ

İbrahim suresi 14.5 Andolsun, Mûsâ'yı da, "Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş milletleri cezalandırdığı) günlerini hatırlat" diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır. 

Erkeklerin kabir ziyareti vaazlardandır.

Hz. Peygamber -Allah ona salât ve selâm etsin- şöyle buyurmuştur: 

 قال - عليه الصلاة والسلام -: ((زوروا القبور فإنها تُذكِّر الموت))؛ رواه مسلم.

 “Kabirleri ziyaret edin. Çünkü kabirler size ölümü hatırlatır.” Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.

Sıkıntılar Allah'a dönüşün habercisidir. Uyarıcısıdır.

       Şanı Yüce olan Allah şöyle buyurdu:

اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فٖى كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ

Tevbe suresi 9.126 Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar.

Müslümanın görevi, nasihat edenin nasihatini ve hatırlatmasını dinlemek ve buna rıza ve amel ile karşılık vermektir. Ya bir farzı yerine getirmek ya da bir haramdan kaçınmaktır..

O halde bil ki Allah, Peygamberine salat etmenizi emretti.

Allah cc Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurdu: 

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِىِّ يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلٖيمًا

Ahzap suresi 33.56 Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar.  Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin. 

اللهم صلِّ وسلِّم وبارِك على نبينا محمد، وارض اللهم عن خلفائه الراشدين الذين قضوا بالحق وبه كانوا يعدلون: أبي بكرٍ، وعمر، وعثمان، وعلي، وعن سائر الصحابة أجمعين، وعنا معهم بجُودِك وكرمك يا أكرم الأكرمين.

Allah'ım, Peygamberimiz Muhammed'e salat ve selam eyle. Hak ile hükmeden ve adaletle davranan raşid halifelerinden Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali'den, diğer bütün sahabeden,  onlardan ve bizden de razı ol. Senin iyiliğin ve cömertliğinle, ey cömertlerin en cömertlisi olan Allah’ım. 

اللهم أعِزَّ الإسلام والمسلمين، وأذِلَّ الشرك والمشركين، ودمِّر أعداء الدين، واجعل اللهم هذا البلد آمنًا مُطمئنًّا رخاءً، وسائر بلاد المسلمين.

Allahım, İslam'ı ve Müslümanları yücelt. Şirki ve müşrikleri alçalt. Din düşmanlarını yok et. Ve bu ülkemizi ve bütün İslam ülkelerini emniyet, güvenlik ve refah içinde kıl.

اللهم إنا نسألك التوفيق والسعادة في الدنيا والآخرة، اللهم ألهمنا الصواب ووفِّقنا للحق، وجنِّبنا الفتن.

Allah'ım, Senden dünyada ve ahirette başarı ve mutluluk dileriz. Allah'ım, bize doğruyu ilham et. Bizi doğruya ilet. Ve bizi fitnelerden koru. Muhafaza eyle.

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اٰتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Bakara suresi 2.201 Onlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de vardır.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرٖينَ

Araf suresi 7.23 Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."

اللهم أنت الله لا إله إلا أنت، أنت الغني ونحن الفقراء، أنزل علينا الغيث ولا تجعلنا من القانطين، اللهم أغِثنا، اللهم أغِثنا، اللهم أغِثنا.

Allah'ım! Sen Allah'sın. Senden başka ilah yoktur. Siz zenginsiniz, biz fakiriz. Üzerimize yağmur gönder ve bizi ümitsizliğe düşenlerden kılma. Allah'ım bize yardım et. Allah'ım bize yardım et. Allah'ım bize yardım et.

اللهم إنا نسألك الجنة وما قرَّب إليها من قولٍ وعمل، ونعوذ بك اللهم من النار وما قرَّب إليها من قولٍ وعمل.

Allah'ım, Senden cenneti ve ona yaklaştıracak her türlü söz ve amelleri dileriz. Ve cehennemden ve bizi ona yaklaştıracak her türlü söz ve amelden sana sığınırız Allah'ım.

اللهم وفِّق إمامنا لهُداك، وجعل عمله في رضاك، ووفِّق جميع ولاة أمور المسلمين للعمل بكتابك، وتحكيم شرعك، يا ذا الجلال والإكرام.

Allah'ım! İmamımızı yöneticimizi senin hidayetine erdir. Onun işini senin rızan doğrultusunda yap. Ve bütün Müslüman yöneticileri senin kitabınla amel etmeye ve senin şeriatını uygulamaya muvaffak kıl. Ey azamet ve ikram sahibi olan Allah’ım!

       Allah’ın kulları: Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَاٸِ ذِى الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْیِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Nahıl suresi 16.90 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. 

فاذكروا الله العظيم الجليل يذكركم، واشكروه على آلائه ونعمه يزِدكم، 

O halde yüce ve ulu Allah'ı anın ki, O da sizi ansın. Ve O'nun nimetlerine ve ihsanlarına şükret ki, O sana daha fazlasını verecektir.

Allah Teala şöyle buyurdu:

اُتْلُ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَلَذِكْرُ اللّٰهِ اَكْبَرُ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

Ankebut suresi 29.45 (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.

Tarih: 05 Nisan.2025 

Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI 

(Emekli Müftü, İcazetli)

 Okunuş Tarihi: 23.03.1430 Hicri sene

Okunduğu Yer: Mescidi Nebi Medine-i Münevvere

Okuyan: Şeyh Abdul Muhsin bin Muhammed El Kasım

https://www.alukah.net/sharia dan alıntıdır. Din nasihattir.