Kudret Uğurlu EMİNSOY


İÇKİ KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR

Kudretugurlueminsoy33@gmail.com


İçkinin maskeli çirkin yüzü

Alkollü içkiler, aklı, şuuru etkilemek suretiyle sarhoşluk veren maddelerdir. Alkolü bir süre kullananlarda ortaya çıkan alışkanlık haline, alkol bağımlılığı veya alkolizm denmektedir. İçki içmek kişiyi zamanla bağımlı hale getirmektedir. Bu tarz bir bağımlılık ise pek çok felaketin hazırlayıcısı ve hayatları yok edici olan batıl tarafın, kişisel ve toplumsal olarak bizleri yok etmek üzere kullandığı silahlarındandır. Bağımlı olmak, alıştığı maddenin esiri olmak demektir. Bu esaret, insanları kabalıklara, çirkinliklere, kavga ve cinayetlere ve hatta daha ağır uyuşturucuların ellerinde hastalıklara, en nihayette hem dünyada hem de ahrette yok oluşun mezarına götürmektedir. Her türlü içki ve uyuşturucular hastane, hapishane ve tımarhanelerin sermayesidir. Alkol bağımlısı giderek çalışamaz duruma gelir. Görevlerini yapamaz. İşini, kazancını kaybeder. Günlerini içmekle geçirir. Ailesine ve topluma yük olur. Ailesini, çevresini, çocuklarını ve en sonunda da kendisini mahveder. Bir hadis-i şerif’te : “İçki kötülüklerin anasıdır.” buyurulmuştur. Saf bir özentiyle başlanan birkaç yudum içkinin, hayatımıza mal olabilecek kötülükleri doğurabileceği unutulmamalıdır.

Çağdaş olmak kötü olanı yapmak mıdır?

Alkol, uyuşturucuya zemin hazırlar. Çok ciddi toplumsal bir sorundur. Çünkü önlenmesi pek zordur. Zira sokaklarda, köşe başlarında, lokantalarda, gazinolarda serbestçe satılmaktadır ve yasaklanması antidemokratik bir davranış olarak görülmektedir. Yasal olarak her hangi bir şey yapılması çok zor olan bu konuda, ancak kişisel çabalarla içkinin kötülüğü, insanlara anlatılmaya çalışılmaktadır. Böyle çabalar da çok cılız kalmaktadır. Çağdaş olmak derdinde olanlarımız ise entelvari hazırlanmış sosyal toplantılarda, ellerine kadehler alarak, içki yudumlamakla aydın olmak payesini kazanmayı ummaktadırlar. Bir bu kadarının yanında bazı seçkin (!) insanlar da medyada ellerinde içki bardaklarıyla boy göstermekte, alkolü teşvik etmektedirler. Üstelik “Az miktarda şarap, sağlığa yararlıdır.” tarzında uyduruk haberler de aktüalite basınında yer almaktadır. Böylelikle kişiler içmeye teşvik edilerek, alkol bağımlılığına itilmektedir.

Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir.

İçki bağımlılığının en büyük destekçilerinden birisi de biradır. Trafik kazalarında önemli payı olan bira, tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi bira tüketiminde görülen hızlı artışın en baştaki nedenidir. Ancak bira alkolizmin, narkotik bağımlılıkların, kazaların ve belaların da tetikleyicisidir. Bira, gençleri alkole alıştırmanın, en sinsice planlanmış halidir. Aile içi şiddetin, geçimsizliklerin, futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Ama ne yazık ki bu kadar ahlaki zarar veren ve önemsemeden yudumlanan, gazoz gibi sağda solda satılan biranın içinde kanser yapıcı korkunç içeriğini pek azımız bilmekteyiz. 

 

Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Ayrıca alkolsüz denilen bira reklamlarına da sakın aldanmayın. Çünkü arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-4 oranında alkol bulunan fakat alkolsüz (!) olarak tezgâhlanan biralar da alkollü içkidir. Unutmayın, alkol miktarı ne kadar az olursa olsun, bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler birer zehirdir. 

 

Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır. Bira, akla gelmez oyunlar, reklam ve kampanyalarla ülkemizde alkol tüketimini korkunç rakamlara ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayın, inanmayın. Alkole kimin bağımlı olacağını önceden kestirmek mümkün değildir. Bu yüzden her kullanan potansiyel bağımlı sayılır. Alışkanlık kazananlar ise artık geriye dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Çünkü uzun süren, uğraştırıcı ve masraflı bir tedavi süreci vardır. En güzeli hiç başlamamaktır veya bu yoldan dönmektir. 

 

Yazıma Allahu Tealâ’nın bir ayeti ile son verirken herkese sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Sevgi ışığınız kalbiniz rehberiniz olsun.

 

“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (Mâide 90, 91)