Çay Kanun Yasa Teklifi Geri Çekilmelidir.
2001 krizinin enkazının altından tüm işçilere ve emekçilere saldırı yasaları çıkmıştı. O dönemde IMF tarafından atanan ve ekonominin başına getirilen Kemal Derviş 15 günde 15 yasa çıkararak ülkeyi karanlığa sürüklemişti. Şimdi ise iktidar gündeme getirdiği Çay Kanun Tasarısı ise 15 günde 15 yasanın devamı olarak meclise sunuluyor. 2001 krizinde çıkarılan 15 yasanın içinde Şeker, Tütün kanunu vardı. Bu kanundan sonra TEKEL kapatıldı, arsaları haraç mezat satıldı. Şeker fabrikaları parça parça satılarak Türkiye şekere muhtaç hale getirildi. 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikler Kanununda değişiklik yapılarak başta Fındık olmak üzere birçok tarım ürünü serbest piyasanın inisiyatifine bırakıldı.
15 Temmuzdan sonra Çaykur varlık fonuna devredilerek denetlenmesi imkansız hale getirildi. Dört yıldır peş peşe zarara uğrattıkları Çaykuru, şimdi kanun yoluyla yeniden hedefe koyuyorlar.
Karadeniz’in yeşil altını; Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerini kapsayan, on binlerce ailenin ve milyonlarca emekçinin geçim kapısı. Şimdi çay kanunuyla çay üreticilerine, Çaykur işçilerine son darbeyi vurup çay üretimini bütünüyle serbest piyasanın kaderine terk etmek istiyorlar. Bu kanun aynı zamanda Çaykur'un uzun zamandır satılacak söylemlerinin gerçekleşebileceği ve satış için yol temizliği anlamına geliyor.
Çay üreticilerinin, Ziraat odalarının, Çaykur işçilerinin, sendikaların, siyasi partilerin taleplerine kulaklarını tıkayan iktidar aceleyle Çay kanununu meclise getirdi. Daha önce muhalefet milletvekillerinin verdiği 5 ayrı Çay kanun tasarısını komisyonlarda bekleterek gündeme bile almayan AK Parti iktidarının bu acelesi niye diye sormak istiyoruz. AK Parti'nin hazırladığı, MHP’nin desteklediği Çay Kanun Teklifi üreticileri bitirme, Çaykur fabrikalarını kapatma, çayı ve Çaykur’u çay tekellerine altın tepside sunma kanunudur.
Zaten her yıl açıklanan çay alım fiyatı üreticileri zarar ettirirken, ürünün değeri alınamazken, şimdi bu kanunla çay tekellerine çayı istedikleri fiyata alma, çay parasını uzun vadede ödeme olanakları getiriyor. Bu bütünüyle çay üreticilerini bitirme oyunudur.
Kanunla çaylıkların yenilenmesi demek, küçük üreticilerin tasfiyesiyle sonuçlanacak bir sürecin başlangıcının önünün açılması demektir. Kanun teklifinde çaylıkların yenilenmesini, çay tarımı için uygun arazilerin ve çaylıkların asgari büyüklüğünün belirlenmesinin yetkisi bakanlığa verilmektedir. Yani çaylık alanlarını üreticiler değil bakanlık belirleyecektir. çay tekellerine çaylık alanları oluşturularak tıpkı Ordu'da Fındık'ta Ferrero tekelinin olduğu gibi özel Çay firmalarına Çaylıklar terk edilecektir. Çay üreticilerine destek, teşvik ve prim desteği gibi az olan yardımlar tümüyle ortadan kaldırılacaktır. Böylece AK Parti iktidarı, uzun süredir Karadeniz insanının aileden kalma toprağının, çaylığının satılmasının yolunu açacak. Çaylıklarda uzun vadeye yayılan mülkiyet değişimini sorunsuz çözmüş olacak ve özellikle verimli ve masrafı az çay arazileri el değiştirecek ve birileri tarafından toplanacaktır. Bu kanun Çayı ve üreticiyi bitirme kanunudur.
Derhal kanun geri çekilmeli. Çay kanun tasarısı tüm taraflar (Sendikalar, Çay üreticileri, Çaykur işçileri, Ziraat odası, Rize, Artvin, Trabzon, Giresun’da bulunan üniversiteler, siyasi partiler, oda ve meslek örgütleri, muhtarlar, kooperatifler) dahil edilerek yeniden tartışılmalı, mutabakat ve uzlaşı ile üreticileri, işçileri, yöre halkını koruyan bir amaçla gündeme getirilmeli ve Meclis'te bulunan partilerin ortak mutabakatıyla kanun çıkarılmalı.
Taleplerimiz açık ve nettir.
• Çay kanun tasarısı derhal geri çekilmeli.
• Mevsimlik işçiler kadroya alınmalı.
• ÇAYKUR işçisinin sendika seçme özgürlüğüne saygı duyulmalı, baskı ve sürgünler durdurulmalı.
• Sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılmalı, işçilerin sendika seçiminin önündeki baskılar son bulmalı.
• Yaş çay alım fiyatı çay üreticisi köylüler ve örgütleri tarafından belirlenmeli.
• Açıklanan fiyatın taban fiyat olduğu ilan edilmeli ve özel çay şirketlerinin bu fiyattan aşağıya alım yapmasını engelleyecek (denetim dahil ve yasaklama dahil) önlemler alınmalı.
• Çay üretiminde kullanılan gübre artan gübre fiyatları nedeniyle tamamen destekleme kapsamına alınmalı.
• ÇAYKUR Varlık Fonundan çıkarılmalı ve özelleştirilmesine yol açacak tüm politikalardan vazgeçilmeli.
• Çay stratejik ürün ilan edilmeli. Üretim, işleme, paketleme ve dağıtım kamu kurumu olan ÇAYKUR tarafından yapılmalı.
• Çayda kota, kontenjan dayatmalarına son verilmeli.
• Çay ithalatı yasaklanmalı.
DİSK/Gıda-İş Sendikası olarak başta Çaykur işçilerini, Çay üreticileri olmak üzere işçi emekçi halkımızı iktidarın kanun yoluyla çayda sömürüyü katmerlendirecek çay kanun teklifine, tarım ve gıda tekellerini besleyen uygulamalarına karşı çayda mücadeleye çağırıyoruz.