İmanın Esasları
Bütün hamdler Allah'a mahsustur. O'na hamdederiz. O'ndan yardım dileriz. O'ndan bağışlanma dileriz.
Nefsimizin kötülüklerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah kime hidayet ederse onu kimse saptıramaz. Kimi de saptırırsa ona kimse hidayet edemez.
Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir. Ortağı yoktur. Yine şahadet ederim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve elçisidir Peygamberidir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ حَقَّ تُقَاتِهٖ وَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ
Al-i İmran suresi 3.102 Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün.
Allah Teala şöyle buyurdu:
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذٖى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثٖيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذٖى تَسَاءَلُونَ بِهٖ وَالْاَرْحَامَ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقٖيبًا
Nisa suresi 4.1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.
Yanı Akrabalık bağlarını kesmekten koparmaktan sakınınız. Onları sağlam tutun.
Allah Teala şöyle buyurdu:
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدٖيدًا -.يُصْلِحْ لَكُمْ اَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظٖيمًا
Ahzap suresi 33.70-71 Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.
Kim Allah'a itaat ederek Kitabına uyarsa ve Resulüne itaat ederek Sünnetine uyarsa büyük bir zafer kazanmış olur. Öyleyse:
En güzel söz Allah'ın sözüdür. Ve en güzel hidayet Muhammed'in hidayetidir. -Allah cc Hz. Muhammed’e ve ailesine salat ve selam etsin. İşlerin en kötüsü onların insanların bid'atleridir. Yanlış görüşleridir. Ve her bid'at dalalettir. Sapıklıktır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اِنَّ مَا تُوعَدُونَ لَاٰتٍ وَمَا اَنْتُمْ بِمُعْجِزٖينَ
Enam suresi 6.134 Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz.
Ey Müslümanlar. Allah Teala şöyle buyuruyor.
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَالْكِتَابِ الَّذٖى نَزَّلَ عَلٰى رَسُولِهٖ وَالْكِتَابِ الَّذٖى اَنْزَلَ مِنْ قَبْلُ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللّٰهِ وَمَلٰئِكَتِهٖ وَكُتُبِهٖ وَرُسُلِهٖ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعٖيدًا
Nisa suresi 4.136 Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.
Allah Subhanehu şöyle buyuruyor.
اِنَّا كُلَّ شَیْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Kamer suresi 54.49 Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.
Ve Yüce Allah, olacak her şeyi bildiğini ve kaderdeki her şeyin O'nun katında yazılı olduğunu açıklayarak şöyle buyurmuştur:
اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِى السَّمَاءِ وَالْاَرْضِ اِنَّ ذٰلِكَ فٖى كِتَابٍ اِنَّ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسٖيرٌ
Hac suresi 22.70 Bilmez misin ki, kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da)dır. Şüphesiz bu, Allah'a göre çok kolaydır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
ويقول النبي صلى الله عليه وسلم: ((الإيمان أن تؤمن بالله وملائكته وكتبه ورسله واليوم الآخر وتؤمن بالقدر خيرِه وشرِّه))، فهذه أركان الإيمان الستة: أن تؤمن بالله وملائكته وكتبه ورسله واليوم الآخر والقدر خيرِه وشرِّه.
“İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerre inanmaktır.” Bunlar imanın altı şartıdır: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerre inanmaktır.
Ey Müslümanlar! İman, inanmak, söz ve ameldir. Kalple iman, dille söz ve uzuvlarla ameldir. İman itaatlerle ibadetle artar. İsyanlarla azalır. İman, dilemekle ve süslenmekle değil, kalpte yerleşen ve salih amellerle sabit olanla olur.
Kim inanır ve gizlide ve aşikarda salih amel işlerse işte o doğru kimsedir. Ve hidayete ermiştir. Kim iman eder, fakat küfür ve günahları gizlerse o münafıktır. Cennete ancak iman eden ve gizlide ve aşikarda salih amel işleyen kimse girecektir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَلٖينَ اِلَّا مُبَشِّرٖينَ وَمُنْذِرٖينَ فَمَنْ اٰمَنَ وَاَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Enam suresi 6.48 Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.
Subhan olan Allah şöyle buyurdu:
رَسُولًا يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا اَبَدًا قَدْ اَحْسَنَ اللّٰهُ لَهُ رِزْقًا
Talak suresi 65.11 İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah'a inanır ve salih bir amel işlerse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir.
Allah Tebareke ve Teala şöyle buyurdu:
اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَطَعَامُ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ مُحْصِنٖينَ غَيْرَ مُسَافِحٖينَ وَلَا مُتَّخِذٖى اَخْدَانٍ وَمَنْ يَكْفُرْ بِالْاٖيمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُ وَهُوَ فِى الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرٖينَ
Maide suresi 5.5 Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü'min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır.
Ey Müslümanlar. Allah'a inanmak; O’nun Rabliğine, ilahlığına, isimlerine ve sıfatlarına inanmak demektir. Biz, Allah’ın evrendeki her şeyin Rabbi, Yaratıcısı, Sahibi ve Yöneticisi olduğuna ve ibadet edilmeyi hak eden tek gerçek Tanrı’nın O olduğuna ve başka hiç kimsenin ibadete layık olmadığına inanırız. O’ndan başka herhangi bir tanrıya ibadet geçersizdir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ وَاَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهٖ هُوَ الْبَاطِلُ وَاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْعَلِىُّ الْكَبٖيرُ
Hac suresi 22.62 Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür.
Allah'ın güzel isimlerine ve mükemmel, yüce sıfatlarına inanıyoruz.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اَللّٰهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ لَهُ الْاَسْمَاءُ الْحُسْنٰى
Taha suresi 20.8 Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O'nundur.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
وَلِلّٰهِ الْاَسْمَاءُ الْحُسْنٰى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُوا الَّذٖينَ يُلْحِدُونَ فٖى اَسْمَائِهٖ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Araf suresi 7.180 En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.
Allah birdir. Tektir. Rububiyetinde, Rab oluşunda, uluhiyetinde, ilah oluşunda, isim ve sıfatlarında ortağı yoktur.
Allah Teala şöyle buyurdu:
فَاطِرُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا وَمِنَ الْاَنْعَامِ اَزْوَاجًا يَذْرَؤُكُمْ فٖيهِ لَيْسَ كَمِثْلِهٖ شَیْءٌ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْبَصٖيرُ
Şura suresi 42.11 O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ
İhlas suresi 112.1 De ki: "O, Allah'tır, bir tektir."
اَللّٰهُ الصَّمَدُ
İhlas suresi 112.2 "Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)"
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
İhlas suresi 112.3 O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).’’
وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ
İhlas suresi 112.4 "Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir."
Nitelikleriyle sıfatlarıya mükemmel bir şekilde kendine yeterli olan, kullarının ihtiyaçları için kastedilmiş olandır. Allah, eşi ve benzeri olmayandır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا فَاعْبُدْهُ وَاصْطَبِرْ لِعِبَادَتِهٖ هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا
Meryem suresi 19.65 (Allah) göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu hâlde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmede sabırlı ol. Hiç, O'nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun?
O Allah, yaratıcıdır. Ve diğer her şey yaratılmış birer kuldur.
Allah Teala şöyle buyurdu:
فَلَا تَدْعُ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبٖينَ
Şuara suresi 26.213 Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَاَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلّٰهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللّٰهِ اَحَدًا
Cin suresi 72.18 "Şüphesiz mescitler, Allah'ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin
Ey Müslümanlar! Meleklere iman; Allah'ın onları kendisine ibadet etmeleri ve emirlerini yerine getirmeleri için nurdan yarattığına ve onların:
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمٰنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ
Enbiya suresi 21.26 (Böyle iken) "Rahmân, çocuk edindi" dediler. O, böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler ikrama erdirilmiş kullardır.
لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِاَمْرِهٖ يَعْمَلُونَ
Enbiya suresi 21.27 Onlar Allah'tan önce söz söylemezler ve hep O'nun emriyle iş görürler.
وَلَهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَنْ عِنْدَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهٖ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ
Enbiya suresi 21.19 Göklerde ve yerde kim varsa hep O'nundur. O'nun katındakiler, ne O'na ibadetten çekinir (ve büyüklenir) ne de yorgunluk (ve bıkkınlık) duyarlar.
يُسَبِّحُونَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُون
Enbiya suresi 21.20 Hiç ara vermeksizin gece gündüz tespih ederler.
Allah onlara, kendi emri ve iradesiyle yerine getirecekleri görevlerin yanı sıra: Allah Teala şöyle buyurdu:
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا
Naziat suresi 79.3 Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere,
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا
Naziat suresi 79.4 Derken, öne geçenlere,
فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْرًا
Nazıat suresi 79.5 Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
Bunlardan meleklerden Cebrail vardır ki, Allah ona, peygamberlerinden dilediğine indirdiği vahiyleri emanet etmiştir. Bunlardan Mikâil vardır ki, ona yağmur ve bitkileri emanet etmiştir. Bunlardan dağların meleği ki, onlara emanet edilmiştir. Bunlardan annelerin rahimlerindeki ceninlere emanet edilmiş melekler vardır. Bunlardan amelleri yazmakla görevli melekler vardır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَاِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظٖينَ -.:كِرَامًا كَاتِبٖينَ
İnfitar suresi 82.10-11 Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır.
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ
İnfitar suresi 82.12 Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.
Bunlardan biri de Allah'ın ruh almakla görevlendirdiği ölüm meleğidir. Ve Allah’ın meleklerden yardımcıları vardır. Biri de insanın kabrinde görevli olan meleklerdir. Biri de cehennem bekçisi Malik'tir. Ve onun cehennem ehlinin azabından sorumlu yardımcıları vardır ki onlar da Zebanilerdir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَا جَعَلْنَا اَصْحَابَ النَّارِ اِلَّا مَلٰئِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ اِلَّا فِتْنَةً لِلَّذٖينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا اٖيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًا كَذٰلِكَ يُضِلُّ اللّٰهُ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ اِلَّا هُوَ وَمَا هِىَ اِلَّا ذِكْرٰى لِلْبَشَرِ
Müddesir suresi 74.31 Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
Ey Müslümanlar. Vah yedilmiş kitaplara inanmak; Allah’ın cc Peygamberlerine insanları yönlendirmek için kitaplar gönderdiğine ve her kitabı, kitabın gönderildiği elçinin dilinde indirdiğine inanmak anlamına gelir.
Bunlara şunlar dahildir. Bazılarıdır: İbrahim'in sahifeleri, Allah’ın Hz. Musa'ya indirdiği Tevrat, Allah’ın cc Hz. İsa'ya indirdiği İncil ve Allah’ın cc Hz. Muhammed'e indirdiği Kur'an. Allah cc Hz. Muhammed’e ve tüm peygamberlere ve elçilere salat etsin.
Allah cc, tüm bu kitapları elçilerine, insanlara Allah’ın cc kelamının dinini iletmek, onları karanlıktan aydınlığa çıkarmak ve insanları bunlarla yönetmek için indirmiştir. Bunlar rehberlik ve yasa kitaplarıdır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
لَقَدْ اَرْسَلْنَا رُسُلَنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَاَنْزَلْنَا مَعَهُمُ الْكِتَابَ وَالْمٖيزَانَ لِيَقُومَ النَّاسُ بِالْقِسْطِ وَاَنْزَلْنَا الْحَدٖيدَ فٖيهِ بَاْسٌ شَدٖيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُ وَرُسُلَهُ بِالْغَيْبِ اِنَّ اللّٰهَ قَوِىٌّ عَزٖيزٌ
Hadid suresi 57.25 Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
كَانَ النَّاسُ اُمَّةً وَاحِدَةً فَبَعَثَ اللّٰهُ النَّبِيّٖنَ مُبَشِّرٖينَ وَمُنْذِرٖينَ وَاَنْزَلَ مَعَهُمُ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ فٖيمَا اخْتَلَفُوا فٖيهِ وَمَا اخْتَلَفَ فٖيهِ اِلَّا الَّذٖينَ اُوتُوهُ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ فَهَدَى اللّٰهُ الَّذٖينَ اٰمَنُوا لِمَا اخْتَلَفُوا فٖيهِ مِنَ الْحَقِّ بِاِذْنِهٖ وَاللّٰهُ يَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ
Bakara suresi 2.213 İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
Allah cc, Büyük Kur'an'ı önceki kitapların neshi (hükmünü ortadan kaldırmak) yaptı. Ve onu korumayı üstlendi. Değiştirilen, tahrif edilen ve çarpıtılan önceki kitapların aksine, değişimden ve tahriften korunmuştur.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَاَنْزَلْنَا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ فٖى مَا اٰتٰیكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَمٖيعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فٖيهِ تَخْتَلِفُونَ
Maide suresi 5.48 (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Hicr suresi 15.9 Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.
Ey Müslümanlar! Bütün peygamberlere inanmak farzdır. Dolayısıyla Allah'ın gönderdiği her peygambere inanırız.
Allah Teala şöyle buyurdu:
قُولُوا اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَا اُنْزِلَ اِلَيْنَا وَمَا اُنْزِلَ اِلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَالْاَسْبَاطِ وَمَا اُوتِىَ مُوسٰى وَعٖيسٰى وَمَا اُوتِىَ النَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Bakara suresi 2.136 Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab'lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."
فَاِنْ اٰمَنُوا بِمِثْلِ مَا اٰمَنْتُمْ بِهٖ فَقَدِ اهْتَدَوْا وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا هُمْ فٖى شِقَاقٍ فَسَيَكْفٖيكَهُمُ اللّٰهُ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ
Bakara suresi 2.137 Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Yahudiler ve Hıristiyanlar, gönderilen peygamberlerin bir kısmına inandılar, bir kısmını da inkâr ettiler. Bu da apaçık bir küfürdür.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اِنَّ الَّذٖينَ يَكْفُرُونَ بِاللّٰهِ وَرُسُلِهٖ وَيُرٖيدُونَ اَنْ يُفَرِّقُوا بَيْنَ اللّٰهِ وَرُسُلِهٖ وَيَقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرٖيدُونَ اَنْ يَتَّخِذُوا بَيْنَ ذٰلِكَ سَبٖيلًا
اُولٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا وَاَعْتَدْنَا لِلْكَافِرٖينَ عَذَابًا مُهٖينًا
Nisa suresi 4.150-151 Şüphesiz, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah'a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, "(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرُسُلِهٖ وَلَمْ يُفَرِّقُوا بَيْنَ اَحَدٍ مِنْهُمْ اُولٰئِكَ سَوْفَ يُؤْتٖيهِمْ اُجُورَهُمْ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَحٖيمًا
Nisa suresi 4.152 Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükâfatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Yüce Allah'ın, insanları hidayete erdirmek ve onlar vasıtasıyla deliller ortaya koymak için elçilerini peygamberlerini gönderdiğine inanmalıyız.
Allah Teala şöyle buyurdu:
مَنِ اهْتَدٰى فَاِنَّمَا يَهْتَدٖى لِنَفْسِهٖ وَمَنْ ضَلَّ فَاِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى وَمَا كُنَّا مُعَذِّبٖينَ حَتّٰى نَبْعَثَ رَسُولًا
İsra suresi 17.15 Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz.
Onlar, insanların akılca en mükemmel, imanca en büyük ve en doğru olanlardır. Güvenilir ve dürüsttürler. Onlar, Allah'a ibadet eden ve insanları Allah'a ibadet etmeye çağıran insanlardır. Kendileri için herhangi bir ilahlık iddia etmediler.
Gaybı bilmeyi veya evreni kontrol etmeyi iddia etmediler. Onların mührü, peygamberlerin ve resullerin efendisi olan Muhammed’dir. Ondan sonra peygamber yoktur ve tüm insanların ona inanması ve onu takip etmesi zorunludur.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمٖينَ
Enbiya suresi 21.107 (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Allah cc Hz. Muhammed’i insanlara ve cinlere, Araplara ve Arap olmayanlara gönderdi.
Allah Teala şöyle buyurdu:
قُلْ يَا اَيُّهَا النَّاسُ اِنّٖى رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ جَمٖيعًا الَّذٖى لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ يُحْيٖ وَيُمٖيتُ فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِهِ النَّبِىِّ الْاُمِّىِّ الَّذٖى يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَكَلِمَاتِهٖ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Araf suresi 7.158 (Ey Muhammed!) De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız."
Biz, Allah'ın elçisi Hz. Muhammed (sav)'i kendisiyle gönderdiği İslam dininin, O'nun kulları için seçtiği din olduğuna ve Allah'ın bundan başka hiçbir dini kabul etmeyeceğine inanıyoruz.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ دٖينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِى الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرٖينَ
Al-i İmran suresi 3.85 Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.
Ey Müslümanlar! Ahiret Günü'ne inanmak, Allah'ın kullarını hesap ve mükafat için dirilteceği Diriliş Günü'ne ahiret gününe inanmaktır. Allah'ın kullarını toz ve kemik olduktan sonra diriltme yeteneğine inanıyoruz. Çünkü O her şeye kadirdir. Ve insanlar mezarlarından Alemlerin Rabbine yükselecekler gideceklerdir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
يَوْمَ نَطْوِى السَّمَاءَ كَطَیِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَاْنَا اَوَّلَ خَلْقٍ نُعٖيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا اِنَّا كُنَّا فَاعِلٖينَ
Enbiya suresi 21.104 Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَیْءٍ اِذَا اَرَدْنَاهُ اَنْ نَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Nahl suresi 16.40 Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.
Allah cc, zaman olarak öncekileri de sonrakileri de mahşer yerinde toplayacaktır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
فَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ مُخْلِفَ وَعْدِهٖ رُسُلَهُ اِنَّ اللّٰهَ عَزٖيزٌ ذُو انْتِقَامٍ
İbrahim suresi 14.47 Sakın Allah'ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.
يَوْمَ تُبَدَّلُ الْاَرْضُ غَيْرَ الْاَرْضِ وَالسَّمٰوَاتُ وَبَرَزُوا لِلّٰهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
İbrahim suresi 14.48 O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah'ın huzuruna çıkarlar.
Allah cc, kıyamet günü yarattıklarını hesaba çekilecektir. Ve her insanın amel defteri sağ veya sol elinden, arkasından verilecektir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَكُلَّ اِنْسَانٍ اَلْزَمْنَاهُ طَائِرَهُ فٖى عُنُقِهٖ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ كِتَابًا يَلْقٰيهُ مَنْشُورًا
İsra suresi 17.13 Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.
اِقْرَاْ كِتَابَكَ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسٖيبًا
İsra suresi 17.14 "Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter" denilecektir.
Kulların amelleri tartılır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Araf suresi 7.8 O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازٖينُهُ فَاُولٰئِكَ الَّذٖينَ خَسِرُوا اَنْفُسَهُمْ بِمَا كَانُوا بِاٰيَاتِنَا يَظْلِمُونَ
Araf suresi 7.9 Ama kimlerin sevabı da hafif gelirse, işte onlar âyetlerimize haksızlık etmiş olmaları sebebiyle kendilerini ziyana sokanlardır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اِذَا زُلْزِلَتِ الْاَرْضُ زِلْزَالَهَا .- وَاَخْرَجَتِ الْاَرْضُ اَثْقَالَهَا .-وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَا
Zilzal suresi 99.1-3 Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, "Ona ne oluyor?" dediği zaman,
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ اَخْبَارَهَا
Zilzal suresi 99.4 İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.
بِاَنَّ رَبَّكَ اَوْحٰى لَهَا
Zilzal suresi 99.5 Çünkü Rabbin ona (öyle) vahyetmiştir.
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ اَشْتَاتًا لِيُرَوْا اَعْمَالَهُمْ
Zilzal suresi 99.6 O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Zilzal suresi 99.7 Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
Zilzal suresi 99.8 Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.
O günün haberleri ve dehşetleri hakkında Kur'an ve Sünnette zikredilenlerin hepsine inanırız; Bunların en şiddetlisi ise Cehennem üzerine kurulan köprüden geçmektir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ اِلٰى شَیْءٍ نُكُرٍ ..-خُشَّعًا اَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ كَاَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌ
Kamer suresi 54.6-7 O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil'in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
مُهْطِعٖينَ اِلَى الدَّاعِ يَقُولُ الْكَافِرُونَ هٰذَا يَوْمٌ عَسِرٌ
Kamer suresi 54.8 Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, "Bu zor bir gün" derler.
İnsanlar köprüyü geçmeye çağrılıyor, bu da Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
كما قال النبي صلى الله عليه وسلم: ((مَدْحَضَةٌ مَزِلَّةٌ، عَلَيْهِ خَطَاطِيفُ وَكَلالِيبُ، المُؤْمِنُ عَلَيْهَا كَالطَّرْفِ وَكَالْبَرْقِ وَكَالرِّيحِ، وَكَأَجَاوِيدِ الخَيْلِ وَالرِّكَابِ، فَنَاجٍ مُسَلَّمٌ، وَنَاجٍ مَخْدُوشٌ، وَمَكْدُوسٌ فِي نَارِ جَهَنَّمَ، حَتَّى يَمُرَّ آخِرُهُمْ يُسْحَبُ سَحْبًا))، ويُعطى كلُّ مؤمن نورًا على قدر أعماله الصالحة التي عملها في الدنيا، فمنهم مَنْ نورُه كالجبل، ومنهم مَنْ نورُه كالشجرة، ومنهم مَنْ نورُه كطرفِ إصبعِه، يُضيءُ مرةً ويُطفَأ أخرى،
“Üzerinde çengel ve kancalar bulunan kaygan bir yokuştur; Mümin, göz açıp kapayıncaya kadar, şimşek gibi, rüzgar gibi, en iyi atlar ve biniciler gibi onun üzerindedir. Kimisi kurtulur ve güvende olur. Kimisi çizilerek kurtulur. Kimisi de cehennem ateşinde ezilir. Ta ki sonuncusu geçip sürükleninceye kadar.”
Ve her mümine bu dünyada yaptığı iyi amele göre bir nur verilir. Kimisinin dağ gibi bir nuru vardır. Kiminin ağaç gibi bir nuru vardır. Kiminin de parmak ucu gibi bir nuru vardır. Bir defa yanar, bir defa söner.
Allah Teala şöyle buyurdu:
يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعٰى نُورُهُمْ بَيْنَ اَيْدٖيهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ بُشْرٰیكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
Hadid suresi 57.12 Mü'min erkeklerle mü'min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: "Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedî olarak kalacağınız cennetlerdir." İşte bu büyük başarıdır.
يَوْمَ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا انْظُرُونَا نَقْتَبِسْ مِنْ نُورِكُمْ قٖيلَ ارْجِعُوا وَرَاءَكُمْ فَالْتَمِسُوا نُورًا فَضُرِبَ بَيْنَهُمْ بِسُورٍ لَهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فٖيهِ الرَّحْمَةُ وَظَاهِرُهُ مِنْ قِبَلِهِ الْعَذَابُ
Hadid suresi 57.13 Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman edenlere, "Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım" diyecekleri gün kendilerine, "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir ışık arayın" denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar (münafıklar) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.
يُنَادُونَهُمْ اَلَمْ نَكُنْ مَعَكُمْ قَالُوا بَلٰى وَلٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ اَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْاَمَانِىُّ حَتّٰى جَاءَ اَمْرُ اللّٰهِ وَغَرَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
Hadid suresi 57.14 (Münafıklar) mü'minlere şöyle seslenirler: "Biz de (dünyada) sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler de) derler ki: "Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı."
فَالْيَوْمَ لَا يُؤْخَذُ مِنْكُمْ فِدْيَةٌ وَلَا مِنَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مَاْوٰیكُمُ النَّارُ هِىَ مَوْلٰیكُمْ وَبِئْسَ الْمَصٖيرُ
Hadid suresi 57.15 Bugün artık ne sizden, ne de inkâr edenlerden bir fidye alınır. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Orası gidilecek ne kötü yerdir!
Allah’ım! Sırat’ı geçtiğimizde bize merhamet et. Ayaklarımızı sabit kıl. Nurumuzu tamamla. Bizi bağışla ve bize merhamet et. Allah’ım, senden cenneti istiyoruz ve ateşten sana sığınıyoruz. Allah bize yeter ve O, işlerin en güzel vekilidir.
İkinci Hutbe
İmanın Esasları
Cenneti salih müminlere mükafat, cehennemi ise kâfirlerin, günahkârların ve münafıkların yurdu kılan Allah'a hamt olsun. Selam olsun saf temiz seçilmiş kullarına.
Ey insanlar, bu dünya geçicidir. Ahiret ise ebedîdir. Öyleyse Allah'tan korkun ve O'nunla buluşma gününe hazırlanın.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اَمْ حَسِبَ الَّذٖينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّپَاتِ اَنْ يَسْبِقُونَا سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ
Ankebut suresi 29.4 Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
مَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَاءَ اللّٰهِ فَاِنَّ اَجَلَ اللّٰهِ لَاٰتٍ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ
Ankebut suresi 29.5 Her kim Allah'a kavuşmayı umarsa, bilsin ki Allah'ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
وَمَنْ جَاهَدَ فَاِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِهٖ اِنَّ اللّٰهَ لَغَنِىٌّ عَنِ الْعَالَمٖينَ
Ankebut suresi 29.6 Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlere muhtaç değildir.
Ey Müslümanlar! İman; sahibini tevazua, alçak gönüllü olmaya, tövbeye ve Rabbine kavuşmaya hazır olmaya çağırır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اَلَمْ يَاْنِ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا اَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللّٰهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْاَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثٖيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ
Hadid suresi 57.16 İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir.
Ey Müslümanlar! İmanın esaslarından biri de kadere, hayır ve şerrin Allah Teâlâ tarafından önceden bilinip hikmetinin gerektirdiği şekilde takdir edildiğine inanmaktır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
مَا اَصَابَ مِنْ مُصٖيبَةٍ فِى الْاَرْضِ وَلَا فٖى اَنْفُسِكُمْ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ نَبْرَاَهَا اِنَّ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسٖيرٌ
Hadid suresi 57.22 Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمْرِهٖ قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَیْءٍ قَدْرًا
Talak suresi 65.3 Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.
Allah celle celaluhu şöyle buyurdu:
اِنَّا كُلَّ شَیْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Kamer suresi 54.49 Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.
Her şey kader, kaza ve kısmet işidir. Hayat ve ölüm bile.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ اَنْ تَمُوتَ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ كِتَابًا مُؤَجَّلًا وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الدُّنْيَا نُؤْتِهٖ مِنْهَا وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الْاٰخِرَةِ نُؤْتِهٖ مِنْهَا وَسَنَجْزِى الشَّاكِرِينَ
Al-i İmran suresi 3.145 Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret mükâfatını isterse, ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.
Bilakis, onun üstündeki hiçbir böcek ve hayvan yoktur ki, Allah onun rızkını yazmamış olmasın. O hayvanın hayatında, ikametgahında nerede duracağını ve öldükten sonra nerede olacağını da Allah cc bilir.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِى الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ
Hud suresi 11.6 Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı)dır.
Her şey Levh-i Mahfuz'da yazılıdır. Allah'ın takdiri ve dilemesi dışında, hiçbir yerde ve hiçbir anda hiçbir ağaçtan bir yaprak dahi düşmez. Bu da Allah’ın katında (Kaza ve kader olarak) yazılıdır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَا اِلَّا هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ فٖى ظُلُمَاتِ الْاَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ
Enam suresi 6.59 Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
مَا كَانَ عَلَى النَّبِىِّ مِنْ حَرَجٍ فٖيمَا فَرَضَ اللّٰهُ لَهُ سُنَّةَ اللّٰهِ فِى الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَكَانَ اَمْرُ اللّٰهِ قَدَرًا مَقْدُورًا
Ahzap suresi 33.38 Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.
Yeryüzünde ve gökte Allahtan hiçbir şey gizli değildir. Allah cc, hayatımızda ve ölümümüzden sonra olacak her şeyi bilir. Her şeyi bilgiyle kuşatmış ve her şeyi saymıştır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
فَاعْلَمْ اَنَّهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوٰیكُمْ
Muhammet suresi 47.19 Bil ki Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, içinde kalacağınız yeri de bilir.
Ey Müslümanlar! Allah'ın kâinatta yarattığı her şeyin olacağını, daha meydana gelmeden önce Allah biliyordu. Ve bunu Levh-i Mahfuz’a yazmıştı.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِى السَّمَاءِ وَالْاَرْضِ اِنَّ ذٰلِكَ فٖى كِتَابٍ اِنَّ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسٖيرٌ
Hac suresi 22.70 Bilmez misin ki, kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da)dır. Şüphesiz bu, Allah'a göre çok kolaydır.
Göklerde ve yerde Allah'ın iradesi ve takdiri dışında hiçbir şey olmaz. Allah'ın dilediği olur. Dilemediği olmaz. Evrendeki her şey Allah cc tarafından yaratılmıştır. Ve tek Yaratıcı Allah'tır.
Ey Müslümanlar! Kader Allah'ın yaratılışındaki sırrıdır. Hiçbir çaba sarf etmeden inanılmalıdır. Güneş gibidir. Ona bakanın görüşü zayıflar. Kaderi günahlar için bir bahane olarak kullanmak caiz değildir.
Allah kula seçme, yetenek ve iradesi vermiş ve ona iyiliği yapmasını ve kötülüğü terk etmesini emretmiştir. Eğer iyiliği seçme ve isteme yoluyla yaparsa Allah bunu onun hakkında bilir. Eğer kötülüğü seçerse Allah bunu onun hakkında bilir. Kader sürücü değil, en önemli şeydir. Ve kulun iradesi Allah'ın iradesi altındadır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمٖينَ ..--لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ اَنْ يَسْتَقٖيمَ
Tekvir suresi 81.27-28 O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.
Ey Müslümanlar! İnanmamız gereken altı iman şartı şunlardır: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine, ahiret gününe ve kadere hem iyi hem kötünün Allahtan olduğuna iman etmektir. Kim bunlara bilgi ve amelde inanırsa, kazananlardan olur.
Ve bu dünyada güzel bir hayat ve ahirette büyük bir mükafat elde eder. Müslümanlar imana ulaşırsa. Allah cc onlara düşmanlarına karşı zafer bahşedecektir. İman ve salih ameller başarmadıkça bu dünyada ve ahirette kaybetmekten kurtulamayız.
Allah Teala şöyle buyurdu:
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيٰوةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Nahl suresi 16.97 Erkek veya kadın, kim mü'min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.
Allah Subhanehu şöyle buyurdu:
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ رُسُلًا اِلٰى قَوْمِهِمْ فَجَاؤُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَانْتَقَمْنَا مِنَ الَّذٖينَ اَجْرَمُوا وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنٖينَ
Rum suresi 30.47 Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Allah Teala şöyle buyurdu:
وَالْعَصْرِ ..-اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖى خُسْرٍ
Asr suresi 103.1-2 Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.
Allah cc, zamana yemin ediyor, ki bu zaman, denildiği gibi: Hz. Peygamber dönemi, Sahabe dönemi, şimdiki dönem ve geçmiş dönem ve Allah dilediğine yemin ediyor. Bu korkutucu haberi bizim için doğrulamak için döneme zamana yemin ediyor. Tüm insanların zararda olduğuna, tüm insanların cehenneme gideceğine yemin ediyor. Allah cc korusun. Dört özelliği olanlar hariçtir. Bu dört özellik ayet-i kerimede belirtildiği gibi şunlardır.
اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Asr suresi 103.3 Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).
Ey Müslümanlar! Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere, hem iyi hem kötünün Allahtan cc olduğuna iman edelim. Münafık olmaktan ve gafletten sakınalım. İmanı tasdik eden salih ameller yapalım.
Birbirimize hak olan imanı ve salih amelleri tavsiye edelim. Birbirimize Kur'an ve Sünneti tavsiye edelim. Birbirimize Allah'a itaatte sabretmeyi, günahlardan kaçınmada sabretmeyi ve acı kaderlere karşı sabretmeyi tavsiye edelim. Bunların Allah'ın takdiri ve kaderi olduğunu bilelim. Böylece cenneti kazananlardan oluruz.
اللهم حبِّبْ إلينا الإيمان وزيِّنه في قلوبنا، وكَرِّه إلينا الكفر والفسوق والعصيان، واجعلنا من الراشدين، وتوفنا مسلمين، وألحقنا بالصالحين، اللهم أتْمِم لنا نورنا، واغفر لنا وارحمنا، اللهم إنا نسألك الرضا بعد القضاء، ونسألك برد العيش بعد الموت، ونسألك لذة النظر إلى وجهك، والشوق إلى لقائك، في غير ضراء مضرة، ولا فتنة مضلة، اللهم زيِّنا بزينة الإيمان، واجعلنا هُداةً مهتدين، اللهم إنا نسألك الجنة وما قَرَّب إليها من قول أو عمل، ونعوذ بك من النار وما قَرَّب إليها من قول أو عمل، اللهم اجعلنا من الذين آمنوا وعملوا الصالحات وتواصوا بالحق وتواصوا بالصبر.
Ey Allah'ım! İmanı bize sevdir ve onu kalplerimizde süsle.
Küfür, fücur ve isyanı bize çirkin göster.
Bizi doğru yola erişenlerden eyle.
Bizi Müslüman olarak öldür ve bizi salihlerin arasına kat.
Allah'ım! Nurumuzu tamamla.
Bizi bağışla ve bize merhamet et.
Allah'ım! Kazadan sonra rızayı isteriz.
Ölümden sonra serin bir hayat isteriz.
Yüzüne bakmanın tadını ve sıkıntı ve saptırıcı bela olmadan sana kavuşmayı isteriz.
Allah'ım! Bizi imanın zinetiyle süsle.
Ve bizi doğru yola iletenlerden eyle.
Allah'ım, senden cenneti ve söz ve amel olarak ona yaklaştıran her şeyi isteriz.
Ateşten ve söz ve amel olarak ona yaklaştıran her şeyden sana sığınırız.
Allah'ım! Bizi iman eden, salih amel işleyen, hakkı tavsiye eden, sabrı tavsiye edenlerden eyle.
Allah'ım, Peygamberimiz Hz. Muhammed'e, ailesine, eşlerine ve soyundan gelenlere salat ve selam eyle.
Okuyan: Dr. Said bin Abdullah El-Hamid
Tercüme Tarih: 10. Mart. 2025
Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI
(Emekli Müftü, İcazetli)
https://www.alukah.net/sharia dan alıntıdır.