İbrahim Sırmalı

Tarih: 19.10.2024 15:37

İnsan Ve Ferdi Sorumluluk

Facebook Twitter Linked-in

 Hamt alemlerin Rabbi Allaha aittir. Ey Allah im! İslam ve iman nimeti verdiğinden hamt ancak sana aittir. Yine bizleri ümmeti Muhammet’ten (Ona salat ve selam olsun) eylediğinden hamt sana aittir. 

Allahtan başka ilah olmadığına, tek olduğuna ve ortağı olmadığına şahitlik ederim. Ve yine muhakkak Hz. Muhammed’in Allah’ın cc. kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, hane halkına ve sahabesine hepsine salat (dua), selam (esenlik) ve kutlu eyle. 

Bundan sonra ey Müslümanlar. 

Allah Teala şöyle buyuruyor.

 قَدْ جَاءَكُمْ بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ عَمِىَ فَعَلَيْهَا وَمَا اَنَا عَلَيْكُمْ بِحَفٖيظٍ

Enam suresi 6.104 Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim. 

Allah Teala şöyle buyurdu: 

اِنَّا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ لِلنَّاسِ بِالْحَقِّ فَمَنِ اهْتَدٰى فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ ضَلَّ فَاِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِوَكٖيلٍ

Zümer Suresi 39.41 (Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil değilsin.

Allah Teala şöyle buyurdu. 

مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ اَسَاءَ فَعَلَيْهَا ثُمَّ اِلٰى رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ

Casiye suresi 45.15 Kim salih bir amel işlerse, kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.

İslam Kardeşleri!

       İnsan Allah Teala’nın mahlukatından yaratıldı. Allah insanı şerefli ve saygın yaptı. Hatta kainatta olan her şeyi insanın hizmetine yaptı. İnsani temiz olan şeylerden rızıklandırdı. Karada ve denizde olanları insanın emrine verdi. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.  

اَللّٰهُ الَّذٖى خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَاَخْرَجَ بِهٖ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ لِتَجْرِىَ فِى الْبَحْرِ بِاَمْرِهٖ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْاَنْهَارَ

İbrahim suresi 14.32 Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.  وَسَخَّرَ لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَائِبَيْنِ وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ

İbrahim suresi 14.33 O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir.  وَاٰتٰیكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ

İbrahim suresi 14.34 O, İstediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür. 

       Allah Teala şöyle buyurdu. هُوَ الَّذٖى اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ فٖيهِ تُسٖيمُونَ

Nahil suresi 16.10 O, gökten sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir.  يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخٖيلَ وَالْاَعْنَابَ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Nahil suresi 16.11 Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır. 

وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومُ مُسَخَّرَاتٌ بِاَمْرِهٖ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Nahil suresi 16.12 O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.  وَمَا ذَرَاَ لَكُمْ فِى الْاَرْضِ مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

Nahil suresi 16.13 Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır. 

وَهُوَ الَّذٖى سَخَّرَ الْبَحْرَ لِتَاْكُلُوا مِنْهُ لَحْمًا طَرِیًّا وَتَسْتَخْرِجُوا مِنْهُ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى الْفُلْكَ مَوَاخِرَ فٖيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهٖ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Nahil suresi 16.14 O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) O'nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir. 

وَاَلْقٰى فِى الْاَرْضِ رَوَاسِىَ اَنْ تَمٖيدَ بِكُمْ وَاَنْهَارًا وَسُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

وَعَلَامَاتٍ وَبِالنَّجْمِ هُمْ يَهْتَدُونَ 

Nahil suresi 16.15 -16 Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar. 

اَفَمَنْ يَخْلُقُ كَمَنْ لَا يَخْلُقُ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Nahil suresi 16.17 Şu hâlde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz? 

وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَا اِنَّ اللّٰهَ لَغَفُورٌ رَحٖيمٌ

Nahil suresi 16.18 Hâlbuki Allah'ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 

       Allah Teala insanın hidayeti için peygamberler gönderdi. Kitaplar indirdi. İnsani muhakkak bu kainatta yaratıcı olduğuna akli ile ulaşacağı ilim öğrenmeye, anlamaya, düşünüp taşınmaya, iyice düşünmeye teşvik etti. Bu yaratıcı; O tektir. Birdir. Yalnızdır. Bakidir. Bu kâinatın efendisidir. Tek başına ibadete müstahaktır. O Allah cc hiçbir kimsenin kendisine ortak olmasını ve başkası ile dua edilmesini kabul etmez. 

       Allah Teala insanı en güzel biçimde yarattı. 

Allah Teala şöyle buyurdu.

لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ فٖى اَحْسَنِ تَقْوٖيمٍ

Tin suresi 95.4 Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. 

Allah insani mahlukatın kendi nefsini en iyi bilen olarak yarattı. İnsandan başka hiçbir kimse kendi nefsini bilemez. 

       Allah Teala şöyle buyurdu. 

بَلِ الْاِنْسَانُ عَلٰى نَفْسِهٖ بَصٖيرَةٌ

وَلَوْ اَلْقٰى مَعَاذٖيرَهُ

Kıyame suresi 75.14 -15 Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir. 

       Allah cc insanın davranışını düzeltecek becerisini yarattı. İnsanın eğriliklerini düzeltme becerisini yarattı. Ahlakını saflaştırma becerisini yarattı.

       Allah Teala şöyle buyurdu.

وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰیهَا

فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰیهَا 

قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰیهَا

Şems suresi 91.7-9 Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. 

وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰیهَا

Şems suresi 91.10 Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.

Bundan dolayı insan nefsinin ve amellerinin ferdi mesuliyetinden sorumludur. Hiçbir kimsenin kınamayı başkasına ve sorumluluğu başkasına atma özrü kabul edilmez. İnsan kendi nefsinden sorumludur. Başkası Rabbinin huzurunda sözünden, amelinden, çalışmasından ve kıyamet günü Allah’ın huzurunda kendisini kurtaracak davranışlarından yapması gerekenden başkası sorumlu değildir. 

Kur’an-i Kerim Allah Teâlâ’nın huzurunda insanın ferdi sorumluluğunu taşımasından bahsederken açık oldu.

Allah Teala şöyle buyurdu.

وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰى

Şems suresi 53.39 İnsan için ancak çalıştığı vardır. 

وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرٰى

Şems suresi 53.40 Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.

Kur’an-i kerim bize ferdi sorumluluğu açıklayan birçok ayeti gönderdi.

       Allah Teala şöyle buyurdu.

قَدْ جَاءَكُمْ بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ عَمِىَ فَعَلَيْهَا وَمَا اَنَا عَلَيْكُمْ بِحَفٖيظٍ

Enam suresi 6.104 Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim. 

Allah Teala şöyle buyurdu.

مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ اَسَاءَ فَعَلَيْهَا وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبٖيدِ

Fussılet suresi 41.46 Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

قَالَ الَّذٖى عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ الْكِتَابِ اَنَا اٰتٖيكَ بِهٖ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَاٰهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ قَالَ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّٖى لِيَبْلُوَنٖى ءَاَشْكُرُ اَمْ اَكْفُرُ وَمَنْ شَكَرَ فَاِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهٖ وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ رَبّٖى غَنِىٌّ كَرٖيمٌ

Nemil suresi 27.40 Kitaptan bilgisi olan biri, "Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm" dedi. Süleyman, tahtı yanında yerleşmiş hâlde görünce şöyle dedi: "Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir." 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى وَاِنْ تَدْعُ مُثْقَلَةٌ اِلٰى حِمْلِهَا لَا يُحْمَلْ مِنْهُ شَیْءٌ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰى اِنَّمَا تُنْذِرُ الَّذٖينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَمَنْ تَزَكّٰى فَاِنَّمَا يَتَزَكّٰى لِنَفْسِهٖ وَاِلَى اللّٰهِ الْمَصٖيرُ

Fatir suresi 35.18 Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah'adır. 

Allah Teala şöyle buyurdu.

وَمَنْ جَاهَدَ فَاِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِهٖ اِنَّ اللّٰهَ لَغَنِىٌّ عَنِ الْعَالَمٖينَ

Ankebut suresi 29.6 Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlere muhtaç değildir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

قُلْ يَا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنِ اهْتَدٰى فَاِنَّمَا يَهْتَدٖى لِنَفْسِهٖ وَمَنْ ضَلَّ فَاِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَا اَنَا عَلَيْكُمْ بِوَكٖيلٍ

Yunus suresi 10.108 De ki: "Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim." 

Allah Teala şöyle buyurdu.

هَا اَنْتُمْ هٰؤُلَاءِ تُدْعَوْنَ لِتُنْفِقُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَمِنْكُمْ مَنْ يَبْخَلُ وَمَنْ يَبْخَلْ فَاِنَّمَا يَبْخَلُ عَنْ نَفْسِهٖ وَاللّٰهُ الْغَنِىُّ وَاَنْتُمُ الْفُقَرَاءُ وَاِنْ تَتَوَلَّوْا يَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ ثُمَّ لَا يَكُونُوا اَمْثَالَكُمْ

Muhammet suresi 47.38 İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılıyorsunuz. Ama içinizden cimrilik yapanlar var. Kim cimrilik yaparsa ancak kendi zararına cimrilik yapmış olur. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirecek olursanız, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

اِنَّ الَّذٖينَ يُبَايِعُونَكَ اِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللّٰهَ يَدُ اللّٰهِ فَوْقَ اَيْدٖيهِمْ فَمَنْ نَكَثَ فَاِنَّمَا يَنْكُثُ عَلٰى نَفْسِهٖ وَمَنْ اَوْفٰى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللّٰهَ فَسَيُؤْتٖيهِ اَجْرًا عَظٖيمًا

Fetih suresi 48.10 Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar.  Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

وَمَنْ يَكْسِبْ اِثْمًا فَاِنَّمَا يَكْسِبُهُ عَلٰى نَفْسِهٖ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٖيمًا حَكٖيمًا

Nisa suresi 4.111 Kim bir günah kazanırsa, onu ancak kendi aleyhine kazanmış olur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Yukardaki bu ayetler ve birçok başka ayetler bize insanın nefsinden yaptıklarından ferdi sorumlu olduğunu neticelerini ancak kendisi taşıyacağını beyan ediyor.

Allah Teala şöyle buyurdu.

لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسٖينَا اَوْ اَخْطَاْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا اِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهٖ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰینَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ

Bakara suresi 2.286 Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): "Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."

Allah Teala şöyle buyurdu.

لِيُنْفِقْ ذُو سَعَةٍ مِنْ سَعَتِهٖ وَمَنْ قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنْفِقْ مِمَّا اٰتٰیهُ اللّٰهُ لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا مَا اٰتٰیهَا سَيَجْعَلُ اللّٰهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا

Talak suresi 65.7 Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah'ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Kuran-i Kerim Kıyamet gününde ferdi sorumluluğu beyan ettiği gibidir.

       Allah Teala şöyle buyurdu.

فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ

وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ 

وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ

لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ

Abese suresi 80.33-37 Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.

       Aynı şekilde fikir edinmede ve ihtiyar edinmede ferdi sorumluluk beyanı vardır.   

قُلْ اِنَّمَا اَعِظُكُمْ بِوَاحِدَةٍ اَنْ تَقُومُوا لِلّٰهِ مَثْنٰى وَفُرَادٰى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِكُمْ مِنْ جِنَّةٍ اِنْ هُوَ اِلَّا نَذٖيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يَدَیْ عَذَابٍ شَدٖيدٍ

Sebe suresi 34.46 (Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."

Allaha davet etmekte de ferdi sorumluluk beyanı vardır.

Allah Teala şöyle buyuruyor.

وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّنٖى مِنَ الْمُسْلِمٖينَ

Fussilet suresi 41.33 Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve "Kuşkusuz ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir?

Allaha ibadet etmekte, iyiliği yapıp kötülükten alıkoymakta da ferdi sorumluluk beyanı vardır.

 Lokman as Kuran-i Kerimde şöyle buyurdu. 

يَا بُنَیَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَاْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَا اَصَابَكَ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ

Lokman suresi 31.17 "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir." 

واكد ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم كما في صحيح مسلم: (أن رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ «مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ ».

Resûlullah s.a.v. Sahih-i Müslim de rivayet edilerek ferdi sorumluluğu kuvvetle beyan eyledi: Resulullah s.a.v. şöyle buyurdu: ‘’Sizden biriniz bir kötülük görürse eli ile onu düzeltsin. Eli ile düzeltmeye gücü yetmiyorsa onu dili ile konuşarak düzeltsin. Dili ile düzeltmeye gücü yetmiyorsa kalbi ile onu nefret ederek düzeltsin. Bu ise imanın en zayıf olanıdır.’’ 

Dinde sebat etmede ferdi sorumluluk beyanı vardır. 

Allah Teala şöyle buyurdu.

فَاسْتَمْسِكْ بِالَّذٖى اُوحِىَ اِلَيْكَ اِنَّكَ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ

Zührüf suresi 43.43 Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin. 

وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْئلُونَ

Zührüf suresi 43.44 Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. 

       Öyle ise kimsenin başkasının üzerine sorumluluğu atıp özür dileme hakkı yoktur. Müslüman ibadetinde ve davetinde kendi iç alemini savunmada motor görevi yapar. Harici savunmalara ve hareketlere muhtaç değildir.

       Müslümanın itikat ve inancı kıyamet gününde Allaha yalnız başına kavuşacağıdır. Şayet otursa veya bundan herkes vazgeçse Allah cc onu harekete geçirir. Ve amel işlemeye onu zorlar.

       Peygamber kıyamet günü gelir. Kendisi ile hiçbir ümmeti olmaz. Sahihayin kitabında şu hadis-i şerif rivayet edilmiştir.

كما ، ففي الصحيحين: (قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – «عُرِضَتْ عَلَىَّ الأُمَمُ، فَجَعَلَ النَّبِيُّ وَالنَّبِيَّانِ يَمُرُّونَ مَعَهُمُ الرَّهْطُ، وَالنَّبِيُّ لَيْسَ مَعَهُ أَحَدٌ)،

       İbn-i Abbas dedi. Resulüllah s.a.v. buyurdu.’’ Ümmetler bana gösterildi. Nebi ve nebiler kendileri ile topluluklar geçiyordu. Bir nebide kendisi ile bir kimse olmadan geçiyordu.’’

       Sözümü söylüyorum. Benim ve sizin için Allahtan af diliyorum.

İKİNCİ HUTBE

Hamt alemlerin Rabbi Allaha aittir. Ey Allah im! İslam ve iman nimeti verdiğinden hamt ancak sana aittir. Yine bizleri ümmeti Muhammet’ten (Ona salat ve selam olsun) eylediğinden hamt sana aittir. 

Allahtan başka ilah olmadığına, tek olduğuna ve ortağı olmadığına şahitlik ederim. Ve yine muhakkak Hz. Muhammed’in Allah’ın cc. kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, hane halkına ve sahabesine hepsine salat (dua), selam (esenlik) ve kutlu eyle. 

Bundan sonra ey Müslümanlar. 

       Kur’an-i Kerim bize Süleyman a.s ın Hudhud kuşunu onun itikadı ve dini sorumluluk anlayışını anlattı.

       Allah Teala şöyle buyurdu.

اَلَّا يَسْجُدُوا لِلّٰهِ الَّذٖى يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ   

Nemil suresi 27.25 Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah'a secde etmesinler diye (şeytan onları yoldan çıkarmış.)"

اَللّٰهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظٖيمِ

Nemil suresi 27.26 Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Büyük Arş'ın Rabbidir.

قَالَ سَنَنْظُرُ اَصَدَقْتَ اَمْ كُنْتَ مِنَ الْكَاذِبٖينَ

Nemil suresi 27.27 Süleyman, Hüdhüd'e şöyle dedi: "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz."

       Hudhud hatadan ve hatadan dönme hususunda anlayışlıdır. Doğru olanı bilme hususunda da anlayışlıdır. Allah’ın hakkı hususunda gerekeni bilme hususunda anlayışlıdır. Hatayı araştırma, öğrenme ve doğruyu öğretme hususunda teklif beklemedi. Ancak ihtiyatlı oldu. Ve ikaz etti. Açıkladı. Ve izah etti.

       Allah Teala şöyle buyurdu.

قُلْ اَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْغٖى رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَیْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ اِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى ثُمَّ اِلٰى رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فٖيهِ تَخْتَلِفُونَ

Enam suresi 6.164 De ki: "Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez.  Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir. 

Allah Teala şöyle buyurur.

كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَهٖينَةٌ

Müddesir suresi 74.38 Herkes kazandığına karşılık bir rehindir. 

       Her birerimiz yüz yüze geldiğimiz ferdi sorumluluğumuzu taşıyoruz. Bu ferdi sorumluluğu başkası taşıyamaz. Senin hatan senden başkası onu taşımaz. Hiçbir nefis başkasına ait olan günahı taşımaz. Belki her nefis kendisine ait olan ağırlığı yükü taşır. Kendisine ait olan günahı ve hataları taşır. Hiç kimse başkasının kınanması ve ayıplanması ile karşılaşmaz. 

       Burada sırat köprüsünü geçiş gününde ferdi sorumluluk vardır. Süneni Tirmizide şu hadis-i şerif vardır. 

وهناك مسئولية فردية يوم العبور على الصراط، ففي سنن الترمذي: (قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « لاَ تَزُولُ قَدَمَا عَبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ عُمْرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ وَعَنْ عِلْمِهِ فِيمَا فَعَلَ وَعَنْ مَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَا أَنْفَقَهُ وَعَنْ جِسْمِهِ فِيمَا أَبْلاَهُ »

İbn Mes'ûd'dan (r.a.) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde insan şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe yerinden kımıldayamaz. Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.” (Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme, 1)

İnsanın kendi nefsine yönelen sorumluluğunda gevşek davranmasından sakınmak gerekir. Sakınmak gerekir. Aşırılığa giden kimseler, sonra gösterilirler sonra Allah’ın yolundan hem saparlar hem de başkasını sapıtırlar. Elbette çoğu kez de büyük tehlike üzerinde olurlar. Allah c.c. bizleri sorumluluğunu bozanların çirkinliklerinden korusun. 

       Allah Teala şöyle buyurdu.

وَلَقَدْ ذَرَاْنَا لِجَهَنَّمَ كَثٖيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا اُولٰئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّ اُولٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

Araf suresi 7.179 Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar.  İşte bunlar gafillerin ta kendileridir. 

Allah Subhanehu bunları şu ayet-i kerimede beyan eyledi.

وَلَقَدْ ذَرَاْنَا لِجَهَنَّمَ كَثٖيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا اُولٰئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّ اُولٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

Araf suresi 7.179 Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar.  İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.

       Bu hisleri bozmayız. Kendimize ait olan sorumluluklarımızı kolaylaştırırız. 

 

Tarih: 18 Ekim 2024

       Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI

(Emekli Müftü, İcazetli)

Hamidi İbrahem netten alıntıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —