İbrahim Sırmalı


İnsanların Hayırlısı

  Emekli Müftü - muftu.ibrahim@gmail.com


İnsanların Hayırlısı

Alemlerin Rabbi olan Allah'a şükürler olsun. Allah'ım! İslam ve iman nimetine hamd olsun. Bizi Muhammed'in ümmetinden kıldığın için sana hamd olsun. Allah ona salat ve selam etsin. 

Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. 

Şahitlik ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah’ım! Efendimiz Muhammed'e, ailesine ve tüm arkadaşlarına salat ve selam eyle. 

 Ey Müslümanlar! Yüce Allah mükemmel ayetlerinde şöyle buyurmaktadır:

اَلْحَجُّ اَشْهُرٌ مَعْلُومَاتٌ فَمَنْ فَرَضَ فٖيهِنَّ الْحَجَّ فَلَا رَفَثَ وَلَا فُسُوقَ وَلَا جِدَالَ فِى الْحَجِّ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللّٰهُ وَتَزَوَّدُوا فَاِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوٰى وَاتَّقُونِ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ

Bakara suresi 2.197 Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اَيَّامًا مَعْدُودَاتٍ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرٖيضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَ وَعَلَى الَّذٖينَ يُطٖيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكٖينٍ فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ وَاَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Bakara suresi 2.184 Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ

Bakara suresi 2.110 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür. 

Allah Teala şöyle buyurdu: 

يَسْپَلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَ قُلْ مَا اَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَ وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَابْنِ السَّبٖيلِ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلٖيمٌ

Bakara suresi 2.215 Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir." 

Allah Teala şöyle buyurdu:

لَيْسَ عَلَيْكَ هُدٰیهُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَلِاَنْفُسِكُمْ وَمَا تُنْفِقُونَ اِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ اللّٰهِ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ يُوَفَّ اِلَيْكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ

Bakara suresi 2.272 Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah'ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ اَنَّكَ تَقُومُ اَدْنٰى مِنْ ثُلُثَیِ الَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذٖينَ مَعَكَ وَاللّٰهُ يُقَدِّرُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ اَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْاٰنِ عَلِمَ اَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضٰى وَاٰخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى الْاَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاٰخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَقْرِضُوا اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرًا وَاَعْظَمَ اَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

Müzemmil suresi 73.20 (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Beyhakî, Sünen’inde şöyle rivayet etmiştir: Ebû Said el-Hudrî’nin (r.a.) rivayetine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Tebük savaşının meydana geldiği yılında, sırtını bir hurma ağacına dayamış olarak insanlara hitap etti ve şöyle buyurdu: 

 وروى البيهقي في سننه : (عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ عَامَ تَبُوكٍ خَطَبَ النَّاسَ وَهُوَ مُضِيفٌ ظَهْرَهُ إِلَى نَخْلَةٍ فَقَالَ : « أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِخَيْرِ النَّاسِ وَشَرِّ النَّاسِ إِنَّ مِنْ خَيْرِ النَّاسِ رَجُلاً عَمِلَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَلَى ظَهْرِ فَرَسِهِ أَوْ عَلَى ظَهْرِ بَعِيرِهِ أَوْ عَلَى قَدَمَيْهِ حَتَّى يَأْتِيَهُ الْمَوْتُ وَإِنَّ مِنْ شَرِّ النَّاسِ رَجُلاً فَاجِرًا جَرِيئًا يَقْرَأُ كِتَابَ اللَّهِ لاَ يَرْعَوِى إِلَى شَيْءٍ مِنْهُ ».

“Size insanların en hayırlısını ve en şerlisini haber vereyim mi? Şüphesiz insanların en hayırlısı, atının sırtında, devesinin sırtında veya ayakları üzerinde, ölüm kendisine gelinceye kadar Allah yolunda çalışan kimsedir.” “İnsanların en kötüsü, Allah’ın kitabını okuyan, fakat hiçbirine aldırmayan kötü, küstah adamdır.” 

Müslüman kardeşler

Müslümanı Allah'ın en hayırlı kullarından biri yapan pek çok güzel amel vardır. Kim bunları toplarsa, bütün hayırları toplamış olur. 

Kim de bunlardan bir kısmıyla süslenirse, yaptığı ve süslendiği şey oranında hayır toplamış olur. Size okunan mübarek ayetleri tefekkür ettiğimizde bu açıkça ortaya çıkmaktadır. 

Aynı şekilde, Allah Resulü'nün (s.a.v.) hadislerine uyan herkes, onların en hayırlı insanların anıldığı, yaptıkları salih amellerin anlatıldığı ve bu vesileyle şu şerefli madalyaya, şu büyük şerefe ve şu yüce makama ulaştıkları birçok hadisle dolu olduğunu görecektir. 

Resûlullah (s.a.s.)'in, bazı insanların iyiliğe ulaşmada öncülük ettiği salih amellerden bahsettiği hususlar, hayatın çeşitli alanlarına yayılmıştır. 

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), insan hayatının genel alanı da dahil olmak üzere birçok ve çeşitli alanlarda insanların en hayırlılarından bahsetmiştir:

Sünen-i Tirmizi'de sahih olarak rivayet edilen bir senetle şöyle nakledilmiştir: (Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Resûlullah (s.a.v.) oturanların üzerine ayağa kalkarak: 

 جاء في سنن الترمذي بسند صححه : (عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَقَفَ عَلَى أُنَاسٍ جُلُوسٍ فَقَالَ : « أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِخَيْرِكُمْ مِنْ شَرِّكُمْ ». قَالَ فَسَكَتُوا فَقَالَ ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَقَالَ رَجُلٌ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنَا بِخَيْرِنَا مِنْ شَرِّنَا. قَالَ :      « خَيْرُكُمْ مَنْ يُرْجَى خَيْرُهُ وَيُؤْمَنُ شَرُّهُ وَشَرُّكُمْ مَنْ لاَ يُرْجَى خَيْرُهُ وَلاَ يُؤْمَنُ شَرُّهُ ».

"Size hayırlınızı ve şerlinizi haber vereyim mi?" buyurdu. Onlar sustular. Resûlullah (s.a.v.) bunu üç defa söyledi. Bir adam: "Evet, ey Allah'ın Resûlü! Bize hayırlımızı ve şerlimizi haber ver." dedi. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Sizin en hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve şerrinden emin olanınızdır. En şerliniz de kendisinden hayır umulmayan ve şerrinden emin olunmayanınızdır." 

Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: 

 وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : (وخير الناس أنفعهم للناس) رواه الدارقطني وغيره 

“İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.” El-Darkutni ve başkaları hadisi rivayet etmiştir. 

Gerçekten de en büyük faydalar, dinin hidayeti dalaletten, cehaletten, ibadete yardımcı olması, günahtan sakındırması, şüpheleri gidermesi ve Müslümanı hak ve doğruluk yoluna yerleştiren bir yolu aydınlatması gibi faydalarıdır. Dünya ve ahiretin en büyük hayırlarından biri, dünyayı dinle idare eden, Müslümanların menfaatlerini gözeten, onlara elinden gelen her türlü nimeti ulaştıran ve elinden gelen her türlü belayı onlardan uzaklaştıran adil bir imamın yöneticinin yönetimidir. Davranışsal yaşam alanında şunu söylüyor:

Buhari, Sahih'inde Mesruk'tan rivayet etti: Abdullah bin Amr'ın yanında oturuyorduk, bize hadis anlatıyordu. O şöyle dedi: Resûlullah (s.a.v.) ne çirkin söz söylerdi, ne de müstehcen. O şöyle derdi:

روى البخاري في صحيحه : (عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو يُحَدِّثُنَا إِذْ قَالَ لَمْ يَكُنْ رَسُولُ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – فَاحِشًا وَلاَ مُتَفَحِّشًا ، وَإِنَّهُ كَانَ يَقُولُ « إِنَّ خِيَارَكُمْ أَحَاسِنُكُمْ أَخْلاَقًا »،

"Sizin en hayırlınız, en güzel ahlaka sahip olanınızdır." 

İnsanlarla en iyi geçinenler, güzel ahlaklı, iyi işler yapan, yumuşak huylu, güler yüzlü, kolay geçinen, şefkatli ve merhametli, sabırlı ve hoşgörülü olan, insanlara zarar vermekten kaçınan kimselerdir. 

Müminlere karşı hiçbir çirkinlik, bayağılık, kabalık, adaletsizlik, kötülük, küstahlık ve aşağılama yapmazlar. İnsanların en hayırlısı, başkalarıyla dost olan ve onlarla iyi geçinen, seven ve sevilen, alçak gönüllü olan ve kibirlenmeyen kimselerdir.

Onların bereketleri boldur ve insanlar arasında lütufları süreklidir. Onlar yaratılışa iyi gelirler ve âlemlerin Rabbine güzelce ibadet ederler. Toplumsal yaşam alanında, kamusal ve özel alanla iç içe olurlar. 

İmam Müslim, Sahih’inde şöyle rivayet etmiştir: Abdullah İbnu Amr İbnu’l-As şöyle demiştir: Bir adam Resûlullah (s.a.v.)’e: “En hayırlı Müslüman kimdir?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.): 

روى مسلم في صحيحه : أن (عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ يَقُولُ : إِنَّ رَجُلاً سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَيُّ الْمُسْلِمِينَ خَيْرٌ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ ». وعَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قِيلَ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَيُّ النَّاسِ أَفْضَلُ قَالَ : « كُلُّ مَخْمُومِ الْقَلْبِ صَدُوقِ اللِّسَانِ ». قَالُوا صَدُوقُ اللِّسَانِ نَعْرِفُهُ فَمَا مَخْمُومُ الْقَلْبِ قَالَ : « هُوَ التَّقِىُّ النَّقِيُّ لاَ إِثْمَ فِيهِ وَلاَ بَغْىَ وَلاَ غِلَّ وَلاَ حَسَدَ ». رواه ابن ماجه 

“Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimse.” buyurdu. Abdullah İbnu Amr’ın rivayetine göre Resûlullah (s.a.v.)’e: “Hangi insanlar en hayırlıdır?” diye soruldu. Resûlullah (s.a.v.): “Kalbi kırık olup dili doğru olan herkes.” buyurdu. Ashab: “Biz doğru sözlüyü biliriz.” dediler. Kalbi kırık olana gelince; “O, takva sahibi, temiz, kendisinde hiçbir günah, hiçbir günah, hiçbir kin ve hiçbir haset bulunmayan kimsedir.” buyurdu. İbn Mace rivayet etmiştir. 

Ve Müsned-i Ahmed’de: Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

 ، وفي مسند أحمد فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ يَقُولُ « خِيَارُكُمْ مَنْ أَطْعَمَ الطَّعَامَ وَرَدَّ السَّلاَمَ » 

“Sizin en hayırlınız, insanlara yemek yediren ve selamı alan kimsedir.” 

Bu, İslam kardeşliğini güçlendiren, Müslümanlar arasındaki sevgiyi yoğunlaştıran en büyük etkenlerden biridir. Özellikle zor zamanlarda insanlara yemek yedirmek en büyük hayırlardan biridir. Zira bedene hayat verir, Allah'a ibadete yardımcı olur, selamı almakla barış ve emniyetin, sevgi ve kardeşliğin yayılması, kin ve düşmanlığın reddedilmesi sağlanır. İşte bunu yapan kimse, insanların en hayırlılarındandır.

İmam Tirmizî, Sünen’inde sağlam bir isnadla şöyle rivayet etmiştir: Abdullah İbnu Amr’dan rivayet edildiğine göre Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

وروى الترمذي في سننه بسند حسنه : (عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-  : « خَيْرُ الأَصْحَابِ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرُهُمْ لِصَاحِبِهِ وَخَيْرُ الْجِيرَانِ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرُهُمْ لِجَارِهِ » 

“Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına karşı en hayırlı olanıdır. Allah katında komşuların en hayırlısı da komşusuna karşı en hayırlı olanıdır.” 

Kim arkadaşına doğruluk bakımından daha faydalı ise, ona hayır getirmesi daha kolay ise ve onu kötülüklerden koruma imkânı daha fazla ise, işte o, arkadaşların en hayırlısıdır. 

En iyi arkadaş, dostluğun ve sevginin samimiyetinin kanıtıdır. Komşusuna karşı daha şefkatli, onun eziyetine karşı daha sabırlı, hakkını eda etmeye ve kötülüğü ondan uzaklaştırmaya daha düşkün olan kimsedir. Bu kimse hem Allah katında, hem de mahlukat nezdinde komşuların en hayırlısı olacaktır.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاعْبُدُوا اللّٰهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهٖ شَيْپًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَبِذِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَالْجَارِ ذِى الْقُرْبٰى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبٖيلِ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا

Nisa suresi 4.36 Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.

Ey Müslümanlar! Üst düzey pozisyonlardaki yetki ve sorumluluklar alanında hayırlı ve iyi olanlar.

Buhari ve Müslim gibi İki Sahih'te: Ebu Hureyre'nin, Allah ondan razı olsun, Resulullah'ın, Allah cc ona salat ve selam etsin, rivayetine göre: 

ففي  الصحيحين : (عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ  رضى الله عنه – عَنْ رَسُولِ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – قَالَ « تَجِدُونَ النَّاسَ مَعَادِنَ ، خِيَارُهُمْ فِي الْجَاهِلِيَّةِ  خِيَارُهُمْ فِي الإِسْلاَمِ إِذَا فَقِهُوا ، وَتَجِدُونَ خَيْرَ النَّاسِ فِي هَذَا الشَّأْنِ أَشَدَّهُمْ لَهُ كَرَاهِيَةً »  

"İnsanların farklı tipler olduğunu göreceksin. Cahiliye dönemindeki en iyileri, İslam’a eriştikleri zaman İslam'daki en iyileridir. Ve bu konuda insanların en iyilerinin, bu konuda en çok nefret edenler olduğunu göreceksin." 

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

وقد قال رسول الله صلى الله عليه وسلم :  « مَا مِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللَّهُ رَعِيَّةً يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ إِلاَّ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ » رواه مسلم.

“Allah’ın bir sürüye bakmakla görevlendirdiği hiçbir kul yoktur ki, öldüğü gün sürüsünü aldatmış olarak ölsün. (Sürüsünü aldatarak ölmez.), Allah ona cenneti haram kılmasın. (Şayet sürüsünü aldatarak ölürse Allah cc ona cenneti haram kılar.)” Müslim rivayet etmiştir. 

Söylediklerimi söylüyorum ve kendim ve sizin için Tanrı'dan af diliyorum.

İkinci hutbe 

İnsanların En Hayırlısı 

Alemlerin Rabbi olan Allah'a şükürler olsun. Allah'ım! İslam ve iman nimetine hamd olsun. Bizi Muhammed'in ümmetinden kıldığın için sana hamd olsun. Allah ona salat ve selam etsin. 

Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur. 

Şahitlik ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah’ım! Efendimiz Muhammed'e, ailesine ve tüm arkadaşlarına salat ve selam eyle. 

Şimdi ey Müslümanlar!

Sözlerimize devam ediyoruz: (İnsanların en hayırlısı) insanların mali hakları konusunda Resûlullah (s.a.v.) bize, borç alan insanların en hayırlısının, onu en güzel şekilde ödeyen olduğunu haber veriyor.

Müsned-i Ahmed ve diğerlerinde: (Ebu Hureyre'nin rivayetine göre, o şöyle dedi: Bir Bedevi, bir deve almak için Peygamber'e (s.a.v.) geldi. Peygamber (s.a.v.): 

 ففي مسند أحمد وغيره : (عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ جَاء أَعْرَابِيٌّ يَتَقَاضَى النَّبِيَّ -صلى الله عليه وسلم- بَعِيراً فَقَالَ النَّبِيُّ -صلى الله عليه وسلم- « الْتَمِسُوا لَهُ مِثْلَ سِنِّ بَعِيرِهِ ». قَالَ فَالْتَمَسُوا لَهُ فَلَمْ يَجِدُوا إِلاَّ فَوْقَ سِنِّ بَعِيرِهِ. قَالَ « فَأَعْطُوهُ فَوْقَ بَعِيرِهِ ». فَقَالَ الأَعْرَابِيُّ أَوْفَيْتَنِي أَوْفَاكَ اللَّهُ. فَقَالَ النَّبِيُّ -صلى الله عليه وسلم- : « إِنَّ خَيْرَكُمْ خَيْرُكُمْ قَضَاءً » ،

"Ona devesinin yaşına yakın bir şey bulun." dedi. Bunun üzerine onu aradılar, ancak devesinin yaşından daha büyük bir şey buldular. Peygamber (s.a.v.): "O zaman ona devesinin yaşından daha büyük bir şey verin." dedi. Bedevi: "Sen bana olan borcunu ödedin, Allah da sana olan borcunu ödesin." dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "Sizin en hayırlınız, sizin borcunu en iyi ödeyen hayırlınızdır." Buyurdu. 

Sahih-i Buhari'de: Cabir İbnu Abdullah -Allah ikisinden de razı olsun- rivayet edildiğine göre Resûlullah -Allah ona salat ve selam etsin- şöyle buyurmuştur:

وفي صحيح البخاري : (عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ – رضى الله عنهما – أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – قَالَ « رَحِمَ اللَّهُ رَجُلاً سَمْحًا إِذَا بَاعَ ، وَإِذَا اشْتَرَى ، وَإِذَا اقْتَضَى »،

"Allah cc, satarken, satın alırken ve borcunu tahsil ederken rahat davranan adama merhamet etsin." 

Bir kimse birinden ödünç bir şey alırsa, onu gecikmeden, zamanında, açıklandığı şekilde, hiçbir eksiltme ve bozma yapmadan sahibine geri ödemek iyi bir davranıştır. Eğer borcunu öderken alacaklının şart koşmadığı bir şeyi borca eklerse bu bir iyilik ve lütuftur. Faiz değildir. 

Buhari rivayet etti: (Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, bir adam Peygamber (s.a.s.)'e bir deve ödünç almak için geldi. Resûlullah (s.a.s.) 

فقد روى البخاري : (عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ – رضى الله عنه – أَنَّ رَجُلاً أَتَى النَّبِيَّ – صلى الله عليه وسلم – يَتَقَاضَاهُ بَعِيرًا ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – « أَعْطُوهُ » . فَقَالُوا مَا نَجِدُ إِلاَّ سِنًّا أَفْضَلَ مِنْ سِنِّهِ . فَقَالَ الرَّجُلُ أَوْفَيْتَنِي أَوْفَاكَ اللَّهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ – صلى الله عليه وسلم – « أَعْطُوهُ فَإِنَّ مِنْ خِيَارِ النَّاسِ أَحْسَنَهُمْ قَضَاءً » 

"Deveyi ona ver." buyurdu. Adamlar: "Biz ancak ondan daha üstün bir çağda olanı bulabiliriz." dediler. Adam: "Sen borcunu ödedin, Allah da borcunu ödesin." dedi. Resûlullah (s.a.s.) "Deveyi ona ver. Çünkü insanların en hayırlısı, borcunu en iyi ödeyendir." buyurdu.) 

Öğrenme ve öğretme eğitim alanında iyi hayırlı davranmak.

Sahih-i Buhari’de: Osman -radıyallâhu anh-’dan, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den rivayet edildiğine göre: 

ففي صحيح البخاري : (عَنْ عُثْمَانَ – رضى الله عنه – عَنِ النَّبِيِّ – صلى الله عليه وسلم – قَالَ : « خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ » 

“Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” buyurmuştur. 

Kim Kur’an’ı Allah rızası için ihlasla öğrenir, okur, üzerinde düşünür, içindekilerle amel eder ve sonra da onu insanlara öğretirse, o zaman o, faydalı ilim alanında insanların en hayırlısıdır. 

Sebebi şudur ki, o en büyük sözle meşguldür ve zamanının ve emeğinin çoğunu İslam'ın en büyük ilimlerinden birine harcar. Hayat fırsatında Allah Resulü (sav) bize insanların en hayırlısını anlatıyor.

Sünen-i Tirmizi'de: (Abdullah İbnu Büsr'ün rivayetine göre, bir bedevi: 

ففي  سنن الترمذي : (عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُسْرٍ أَنَّ أَعْرَابِيًّا قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ خَيْرُ النَّاسِ قَالَ :  « مَنْ طَالَ عُمُرُهُ وَحَسُنَ عَمَلُهُ » ، وفيه : (عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ النَّاسِ خَيْرٌ قَالَ « مَنْ طَالَ عُمُرُهُ وَحَسُنَ عَمَلُهُ ». قَالَ فَأَيُّ النَّاسِ شَرٌّ قَالَ « مَنْ طَالَ عُمُرُهُ وَسَاءَ عَمَلُهُ ».

"Ey Allah'ın Resulü, insanların en hayırlısı kimdir?" diye sordu. O da: "Ömrü uzun, ameli güzel olandır." buyurdu. 

Yine aynı hadiste: (Abdurrahman İbnu Ebi Bekre'nin rivayetine göre, babasından rivayete göre, bir adam: "Ey Allah'ın Resulü, insanların en hayırlısı kimdir?" diye sordu. Adam: "Ömrü uzun, ameli güzel olandır." buyurdu. 

Sonra Adam: "Ve insanların en kötüsü kimdir? Diye sordu:" Resûlullah: "Ömrü uzun, ameli kötü olandır." buyurdu.)

Aile hayatı ve evlilik bağı konusunda Resûlullah (s.a.v.) bizlere akrabaların en hayırlısının akrabalarına hayırlı olanları, kocaların en hayırlısının hanımlarına hayırlı olanları, kadınların en hayırlısının da kocalarına hayırlı olanları yakın olan akrabaların da akrabalarına hayırlı olanları olduğunu haber vermektedir.

Hz. Aişeden -radıyallâhu anha-’dan, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den rivayet edildiğine göre şöyle buyurdu::

 (فعَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لأَهْلِهِ وَأَنَا خَيْرُكُمْ لأَهْلِي  ..) ( رواه الترمذي بسند صحيح.) ،

‘’Sizin hayırlı olanınız hanımına karşı hayırlı olanınızdır. Ben sizin hanımına karşı en hayırlı olanınızım.’’ Buyurdu: Bu hadisi İmam Tirmizi sahih senet ile rivayet etti.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: 

و (عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « أَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ إِيمَانًا أَحْسَنُهُمْ خُلُقًا وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ خُلُقًا » ( رواه الترمذي وابن حبان، وهو صحيح. ويقول رسول الله عليه الصلاة والسلام : (خَيْرُ النِّسَاءِ إِذَا نَظَرْتَ إِلَيْهَا سَرَّتْكَ وَإِذَا أَمَرْتَهَا أَطَاعَتْكَ ، وَإِذَا غِبْتَ عَنْهَا حَفِظَتْكَ فِي مَالِكَ وَنَفْسِهَا ” . قَالَ : ثُمَّ تَلا هَذِهِ الآيَةَ (رواه ابو داود  وغيره

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mü'minlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır. En hayırlınız da hanımlarına karşı ahlâkı en güzel olanınızdır." (Tirmizi ve İbn Hibban rivayet etmiş olup sahihtir.) 

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kadınların en hayırlısı, kendisine baktığın zaman seni hoşnut eden, kendisine emrettiğin zaman sana itaat eden, yanında olmadığın zaman da malını ve canını korumak hususunda seni koruyan kadındır.” Buyurdu: Sonra şu ayeti okudu. Ebu Davut ve diğer imamlar bu hadisi rivayet etti.

       Ayet-i Kerime şudur:

اَلرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللّٰهُ بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍ وَبِمَا اَنْفَقُوا مِنْ اَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّٰهُ وَالّٰتٖى تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِى الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَاِنْ اَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبٖيلًا اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِيًّا كَبٖيرًا

Nisa suresi 4.34 Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.  Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.  Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür. 

Ve dua. 

Tercüme Tarih: 11 Mayis.2025 

Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI 

(Emekli Müftü, İcazetli)

 Okunuş Tarihi: 12.Eylül 2020 

 

 https://hamidibrahem.com

dan alıntıdır.