Değerli dostlarım hemşehrilerim, okur arkadaşlarım; Ne siyasi partiler bir din, ne de liderler peygamber değildir. Şahsımıza münhasır oy geleceğimi belirleyen çok kıymetli bir araçtır.
Mevcut hükümete 2002 yılından bu yana çoğunluk olarak oy verdik, verdiniz, verildi iyi de oldu neden mi ? O zaman ki o güzel söylemlere, vaatlere oy vermemek ahmaklık olurdu çünkü bu söylemler çok önemliydi. Başörtü yasağının kalkması, yoksulluk, yolsuzluk, adil gelir dağılımı fakir fukara halk edebiyatına inanıldı ve desteklendi. Hükümet her seçimde bu seçim çok önemli diyerek seçimleri kazandılar. Yola çıkıldığındaki ehil insanlarla beraberken güzel doğru işler de oldu. Bunları kutluyor tebrik ediyor ve alkışlıyorum, Allah razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği dedik çaldığı düdük iken yetmedi 2018 tarihinde şahsına münhasır referandumda ver yetkiyi gör etkiyi diyerek tam yetkiyi aldı. Şimdi gelelim günümüze. Ne bekledik ne bulduk? Ekonomistim dedi paramız pul oldu, faiz aramdır nas var dedi amenna haramdır şimdi ne oluyor? Fakirden alınan vergiler toplanan gelirlerle zenginlere katmerli faiz veriliyor. Faizden geçinen bankalar %500 kâr açıklıyor. Vatan millet deniliyor, okullardan andımız kaldırılmış, zaman zaman bir çok yerden T.C. Ibaresi kaldırıldı. Milliyetçilik savunurken milliyetçiliği ayaklar altına almış. Din iman derken domuz eti kasaplık et sınıfına girmiş. Kimliklerden islam ibaresi kalkmış. Yüce dinimizi o kadar siyasallaştırdılar ki o kadar şahsi ihtiraslara malzeme ettiler ki gerçek müminleri de düşündürür oldular. Örnek mi ? Bir cami imamının Allahın evi diye bilinen camide insanları kışkırtarak silahlı çatışmaya davet etmesi. Camiye mi saldırı vardı? Yoksa cemaate mi saldırı vardı? Hiç biri yok iken neden: Siyasi güce yalakalık için bir prim almak veya makamı yükseltmek için.
Yazıklar olsun!
Mülakatı getirerek liyakatı yani layık yok etmiş yani sen, çocuğun veya herhangi biri ne kadar başarılı olursa olsun mülakat marifeti ile yok edilip istediği başarısızı istediği yere getiriyorlar. Bu nasıl iman bu nasıl adalet? Buna şahit olduğum bir örnek vermek istiyorum: Hanımım tarafından ziraat mühendisi olan yeğen kızımız defalarca imtihana girer yüksek puanlar alır, sonuç yok. Son imtihanından yine 91 puan alır yine yok. Durumdan haberdar olunca yardımcı olmak babında bir büyük bürokrat ağabeyimize durumu izah ettim, tamam Süleyman'cığım CV sini bana atın dedi. Teşekkür ederek CV yi gönderdik. Belli bir zaman sonra bir iki kez hatırlatmama rağmen dönüşü olmadı. Ailesi emek vermiş kendisi gayret etmiş başarılı dürüst birisi ve bunun gibiler devlette yerlerini bulsalardı bugün bu hallere kalır mıydık? Ben de bu haksızlığa tavrımı göstermek amacıyla o bürokrata selam dahi vermiyorum. İhale yasasını 195 kez değiştirdiler, neden mi? İstediği işi istediğine adres teslimi için. Yapılan yolları, tünelleri, havaalanlarını, eserleri elbette destekliyor, alkışlıyoruz. Lakin 1 birimlik iş 5 birime yapıldıysa bunu da sorgulamak bizim hakkımız. Savunma sanayindeki ihaları, sihaları, silahları, sondaj-savunma gemilerinden gelişmiş silahlardan gurur duyuyor tebrik ediyor ve alkışlıyoruz. Iha siha gibi savunma ve hucüm uçaklarını geliştiren bayraktar ailesini tebrik ediyor alkışlıyoruz, Allah razı olsun. Bunun yanında maliye bakanı Berat Albayrak'ın gece yarısı bir tweetle at izi it izine karıştı diyerek işi bırakıp hesap vermeden dolarların paraların ne olduğu belli olmadan hesap vermeden bırakıp gitmesinin hesabını sormayacak mıyız?
Şimdi bakalım bugüne;
Devletimizin borcu kat kat katlanmış,vatandaş borçlanmış evlilikte boşanmalar artmış, kafa yemeler artmış, cezaevleri dolmuş, çek-senetler patlamış hacizler dolmuş, cinayetler artmış, çiftçi gübreye ilaca ve tohuma ulaşamaz, insanlar ete süte peynire hasret kalmış. Yiğitin soğana muhtaç olduğu acı tabloyu örtpas etmek için montaj görüntülerle insanları etkilemek için vatan millet bayrak söylemleri ile iktidar karşıtı olanları terörle yaftalamaya çalışıyorlar. Kendilerinin yanına aldıkları hüda-par'ın uzantısı hizbullah katillerini serbest bırakıyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza biat etmeyen haksızlığa karşı dilsiz şeytan olmayanları terörist, dinsiz , kitapsız sıfatlarıyla ötekileştiriyor. Halbuki ülkemizin %99 u müslüman iken medyadan gemilerle uçaklarla uyuşturucu transferleri milyonlar milyar dolarlarca yolsuzluk ifşaları varken ne bir savunma ne de bir soruşturma yapılmıyor. Bizim başarılı çocuklarımız aydınlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz hakkıyla zemin bulamadığından çareyi avrupaya amerika'ya gitmekte bulanlara hükümetimiz giderse gitsinler diyip seyirci kalırken ne olduğu belli olmayan sığınmacılar kaçkınlar ülkemize dolduruldu.
Ecdadımızın uğruna canlarını verdiği aziz vatanımızın vatandaşlık hakkı 250Bin dolara satılır oldu, bir de karşılığıında ev, arsa veya tarla veriliyor.
Bakın arkadaşlar; bu ülke türk'ü kürd'ü laz'ı çerkez'i alevisi sünnisiyle hepimizindir. Çeşitliliğimiz zenginliğimizdir. Bir gün savunma veya savaş gerekirse muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Bunu hep beraber yaparız çünkü bizlerin gideceği başka vatanı yoktur. Savaşmayacaklar ise memleketlerini bırakıp gelenler ve ülkemizdeki kazançlarını yurtdışına kaçıranlar ve yatırım yapanlardır. Devlet baki hükümetler geçicidir. Devlet:Çeşitli kurumların oluşmasıyla birleşip meydana gelen allahtan sonraki en büyük bir güçtür. Devleti olmayanın malı mülkü dini imanı çoluğu çocuğu olamaz. Şer güçler istediğini istediği zaman alır. Bu kadar büyük güç ve kurumlar bir kişinin merhametine, keyfiyetine veya egosuna bırakılamaz!
Sayın Cumhurbaşkanımız iyi bir hatip iyi bir siyasetçi iyi bir insan da olabilir. Eyvallah bunda hemfikiriz fakat bir insanın her şeyi bilmesi her şeye yetişmesi mümkün değil, olamaz. Onun için bu kurumlar ahbap çavuş ilişkisi ile değil liyakat sahibi kişilerin makamlara getirilmesiyle yönetilir. Rabbimizin Habibim dediği Peygamberler Peygamberi Peygamber Efendimiz istişare edin demiyor mu? 28 mayıstaki seçim iki liderden birinin seçiminden ziyade bir kişinin saray rejimi mi yoksa kurum ve kuralların işlediği adaletli liyakatlı şeffaf bir yönetim mi? Istediğimize göre oy kullanalım. Liderlerin biri %100 doğru biri %100 yanlış olamaz neticede ne melek ne de peygamberdirler haşa onlar da beşer onlar da şaşar. Lakin kuralların belli adaletli liyakatlı şeffaf bir yönetim şaşmaz. Şunu unutmayalım ki geleceğimizi kaderimizi belirleyecek seçim için;
Sayın Erdoğanın da bir oyu var
Sinan Oğanın da bir oyu var
Senin de bir oyun var
Bunun en iyi şekilde değerlendirmek için yukardaki hususları durumları önemle dikkate alarak emekliysen 1 ay sonra alacağın 15bin lirayı kurbanını rahat kesebilmeyi çayın kilosundan 15 lira almayı hatırlayarak kimsenin tesirinde kalmadan vicdanının sesini dinleyerek çocuklarımız, ülkemiz ve müreffeh bir gelecek için oy mühürünü vur.
Gelecek Partisi Çayeli İlçe Başkanı sorumluluğumun yanında bir vatandaş olarak gördüğüm inandığım doğruları ve vicdanımın sesini dinleyerek dile getirmeye çalıştım seçimimizin vatanımıza milletimize geleceğimize esenlikler güzellikler getirmesi dileğiyle hayırlı olmasını temenni ederim.
Selam Saygı ve Sevgilerimle.