İbrahim Sırmalı

Tarih: 09.05.2025 08:42

Kulun saadeti Rabbine Olan İtaatindedir.

Facebook Twitter Linked-in

 

Kulun saadeti Rabbine

Olan İtaatindedir.

Şeyh Ali bin Abdurrahman El-Huseyni Hazretleri -Allah onu korusun- Cuma hutbesinde "Kulun Mutluluğu Rabbine İtaat Etmesindedir" başlığını kullandı. Bunda Yüce Allah'a itaat etmenin önemini, bundan dolayı hiç kimsenin bedbaht olmadığını, isyan etmekten de hiç kimsenin mutlu olmayacağını anlatıyordu. Gecelerin ve gündüzlerin nice insanların iyilik ve kötülüklerine şahitlik ettiğini, nice insanların da Allah'ın kıyamet gününe kadar vereceği nimetleri biriktirmeden helak olduğunu vurguladı. Ey basiret sahipleri, ibret alın.

Birinci Hutbe

Hamd, yüce ve bağışlayıcı olan Allah'a mahsustur. Allah, mahlukatı yaratmış ve onları kudretiyle, ilmiyle ve rahmetiyle idare etmiştir. Allah, tektir, galiptir. Rabbime hamd ediyorum. O'na şükrediyorum. O'na tövbe ediyorum. Ve O'ndan bağışlanma diliyorum. 

Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı ve benzeri yoktur. Mülk O'nundur, hükümdardır, zorlayıcıdır. 

Gece ile gündüzü birbiri ardına getirir. Şüphesiz bunda basiret sahipleri için bir ibret vardır. Şahitlik ederim ki, Peygamberimiz ve Efendimiz Hz. Muhammed, O'nun kulu ve elçisi, seçilmiş kuludur. Allah'ım, kulun ve elçin Muhammed'e, onun salih âline hane halkına ve ashabına salat ve selam eyle.

Allah'tan korkun ve O'na itaat edin. Allah korkusu, O'nun azabından korunmak ve cennetine kavuşmaya vesiledir. Allah'a kavuşmayı unutup, böylece hem ahiretini, hem de dünyasını kaybedenlerden olmayın.

Bilin ki, Allah’a itaat etmekle hiç kimse bedbaht olmaz. Allah’a isyan etmekle de hiç kimse mutlu olmaz. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ

Nur suresi 24.52 Kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

اِلَّا بَلَاغًا مِنَ اللّٰهِ وَرِسَالَاتِهٖ وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَاِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدٖينَ فٖيهَا اَبَدًا

Cin suresi 72.23 "Ancak Allah'tan gelenleri tebliğ edebilirim ve O'nun vahiylerini açıklayabilirim. Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz onlar için, içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır."

İnsanlar: Rabbin -isimlerini esmalarını takdis eyledi. O isimler- çok merhametlidir, çok güçlüdür, çok hüküm ve hikmet sahibidir, çok iyi bilendir. Size işitme, görme, gönüller ve uzuvlar verdi. İbadet yoluyla O'na Allaha şükredersiniz.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاللّٰهُ اَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْپًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْپِدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Nahl suresi 16.78 Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

 O'nun Allah’ın rahmetinden biri de -O'nu Allah’ı noksan sıfatlardan uzak tutar tenzih ederiz- Mükellefler görevliler için kainatta ayetler koyması ve bu muhteşem yaratıkları yaratmasıdır. Ta ki insanlar, Yüce Rablerini tanısınlar ve O'nun emrettiklerini yapmak, yasakladıklarından kaçınmak suretiyle O'na Allaha yakınlaşsınlar.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

هُوَ الَّذٖى جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنٖينَ وَالْحِسَابَ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Yunus suresi 10.5 O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah, bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır. 

اِنَّ فِى اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ

Yunus suresi 10.6 Şüphesiz gece ve gündüzün ard arda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah’a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller vardır. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَ

Yasin suresi 36.37 Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.

وَالشَّمْسُ تَجْرٖى لِمُسْتَقَرٍّ لَهَا ذٰلِكَ تَقْدٖيرُ الْعَزٖيزِ الْعَلٖيمِ

Yasin suresi 36.38 Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri (düzenlemesi)dir.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَهُوَ الَّذٖى جَعَلَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ خِلْفَةً لِمَنْ اَرَادَ اَنْ يَذَّكَّرَ اَوْ اَرَادَ شُكُورًا

Furkan suresi 25.62 O, öğüt almak isteyen ve çok şükredici olmayı dileyen kimseler için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getirendir. 

Müfessirler şöyle dediler: “Allah cc, gece ile gündüzü, kulların Yüce Allah’a ibadet etmeleri için bir vakit olarak dönüşümlü kıldı. Geceleyin bir ibadeti kaçıran, onu gündüz vakti telafi etsin. Gündüz vakti bir ibadeti kaçıran da onu gece vakti telafi etsin.”

Gece ve gündüz, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günden bu yana yeryüzünde dönüşümlü olarak gelen iki ayetidir. Allah onlarda, Yüce Allah'tan başka hiç kimsenin sayamayacağı kadar çok yaratılış faydası yaratmıştır. Bunlar sayısız ibret ve öğüt içermektedirler.

       Bir gün ve bir gece geçer ki, onlardan sonra ay oluşur. Aylardan sonra yıl oluşur. Yıllar geçer ki, ondan da bu dünyadaki fertlerin, nesillerin, milletlerin ve canlıların hayatları oluşur. Sonra hepsi Allah'ın huzurunda toplanır. Ve Allah onlara amellerinin karşılığını verir. Eğer iyiyse iyi, eğer kötüyse kötü karşılık alırlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ وَاِنْ تَكُ حَسَنَةً يُضَاعِفْهَا وَيُؤْتِ مِنْ لَدُنْهُ اَجْرًا عَظٖيمًا

Nisa suresi 4.40 Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.

Bu gece ve gündüz, gelip geçen birçok kavme eşlik etmiş ve onların yaptıkları kötü amellerden dolayı aleyhlerinde şahitlik etmişlerdir. 

Artık onlar, en kötü yurtlardadırlar. Ve onlar, gelip geçmiş ümmetlere de arkadaşlık etmişler ve onların iyi amellerine şahitlik etmişlerdir. Artık onlar, en hayırlı yurtlardadırlar.

Hatırlayan yok mu? İbret alacak kimse yok mu?

 Ey gafil, kendine hiç acımıyor musun?

 Ey sabredenlerin ta kendisi, Yüce Allah'a tevbe etmez misiniz? 

Ey Rabbinizin sabrına aldananlar, günahlarınızdan vazgeçmez misiniz? 

Sana açık ve gizli nimetler bahşeden, senin ise günahlarla O'na karşı gelmenden, Yüce Allah'tan utanmıyor musun? 

Vaazlara ve ayetlere karşı yüreğiniz yumuşamıyor mu? 

Sen ölmeden önce kendini hesaba çekmiyor musun? 

Haram olan şeylerin lezzetlerinin gelip geçtiğini, hiç olmamış gibi unutulduğunu, fakat zararlarının kalıcı olduğunu bilmiyor musun?

Yarın sen de cenaze sedyesinde ölü olarak taşınanlar arasında iken, gelip geçen kalabalıklar olacağını görmüyor musun? 

Sen, Allah'ın zalimlerin yaptıklarından habersiz olduğunu mu sanıyorsun?

Ey iman eden! İyilik yapmanız engellenmeden önce daha çok iyilik yapmak istemez misiniz?

Şüphesiz bir yılın gelip geçmesinde, akıl sahipleri için ibretler ve dersler, iman ve basiret sahipleri için de ibretler vardır. Rablerinden korkarlar ve hesabın kötülüğünden korkarlar.

Geçmiş yıllar, insanoğlunun kendilerine lehinde veya aleyhinde şahit olarak emanet ettiği olayları ve eylemleri bizlere hatırlatır. 

Resuller -Allah'ın salatı ve selamı onların üzerine olsun- ve onların izleyicileri, bu yıllarda Allah'ın dinini savunmak, âlemlerin Rabbine ibadet etmek, mahlukatı hidayete erdirmek, Allah'a çağırmak, insanlara merhamet etmek ve Allah yolunda zararlara karşı sabretmek hususunda güzel amel, söz ve davranışların delillerini bıraktılar. 

Böylece dünya ve ahiret iyiliğini kazandılar ve her türlü kötülükten kurtuldular.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

لٰكِنِ الرَّسُولُ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا مَعَهُ جَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ وَاُولٰئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Tevbe suresi 9.88 Fakat peygamber ve beraberindeki mü'minler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. Bütün hayırlar işte bunlarındır. İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 

اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ

Tevbe suresi 9.89 Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır. 

Peygamberlerin Resullerin düşmanları ve onlara düşmanlık edenler, geçmiş yıllarını küfür, günah ve Allah'a ve Resullerine -Allah'ın salatı ve selamı onların üzerine olsun- karşı gelme içinde bıraktılar.

 Böylece başarısız oldular, mağlup oldular, baskı altına alındılar ve arzuladıkları şeylerden alıkonuldular. Onlar dünyada pek az bir şey yaşadılar, ahirette de bir nasip elde edemediler.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

ثُمَّ اَنْشَاْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قُرُونًا اٰخَرٖينَ

Mü’minun suresi 23.42 Sonra bunların arkalarından başka nesiller yarattık. 

مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَاْخِرُونَ

Mü’minun suresi 23.43 Hiçbir ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de.

ثُمَّ اَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَا كُلَّمَا جَاءَ اُمَّةً رَسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَاَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ اَحَادٖيثَ فَبُعْدًا لِقَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ

Mü’minun suresi 23.44 Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer ibretli hikâye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah’ın rahmetinden uzak olsun! 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ الَّذٖينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ اَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى يَلِجَ الْجَمَلُ فٖى سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الْمُجْرِمٖينَ

Araf suresi 7.40 Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler!  Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.

لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الظَّالِمٖينَ

Araf suresi 7.41 Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.

En büyük hadiselerden ve büyük amellerden biri de her yıl hatırladığımız Efendimiz Hz. Muhammed'in -Allah ona salat ve selam etsin- hicretidir. Yüce Allah'ın emriyle Mekke'den Medine'ye gerçekleşen ve Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- için bir zafer olan hicrettir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّٰهُ اِذْ اَخْرَجَهُ الَّذٖينَ كَفَرُوا ثَانِىَ اثْنَيْنِ اِذْ هُمَا فِى الْغَارِ اِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهٖ لَا تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَا فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَكٖينَتَهُ عَلَيْهِ وَاَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذٖينَ كَفَرُوا السُّفْلٰى وَكَلِمَةُ اللّٰهِ هِىَ الْعُلْيَا وَاللّٰهُ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ

Tevbe suresi 9.40 Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber" diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

İşte Allah bu hicreti, kıyamete kadar İslam'ın zaferinin başlangıcı kıldı. Ve bu çağdaki Müslüman, hicretin faziletini idrak edemediği için Allah ona, içinde büyük bir mükafat ve sevap bulunan başka bir hicretin kapısını açmıştır. Allah Teâlâ, bu asırdaki ve sonraki asırdaki Müslümanlara, her türlü şirkten tevhide, isyandan itaate, Allah'a ibadetin önündeki engellerden ibadette cihada, bid'atlerden Resulullah'ın (s.a.v.) sünnetine uymaya, arzulardan Allah ve Resulünün (s.a.v.) sevdiği şeylere gönülden göç etmeyi kolaylaştırmıştır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

قال النبي - صلى الله عليه وسلم -: «العبادةُ في الهَرجِ - أي: في الفتن - كهِجرةٍ إليَّ»؛ رواه مسلم.

“Buhran zamanlarında, yani sıkıntı zamanlarında yapılan ibadet benim için hicret (ikamet ettiği yeri yurdu terk etmesi) gibidir.” Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir. 

Hz. Peygamber -Allah ona salât ve selâm etsin- şöyle buyurmuştur:

وقال - صلى الله عليه وسلم -: «المُسلِمُ من سلِمَ المُسلِمون من لسانه ويدِه، والمُهاجِرُ من هجرَ ما حرَّم الله».

       “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Muhâcir de Allah’ın yasakladığını terk eden kimsedir.” 

Kur’an ayetleri kalpleri hidayet eder. Akılları aydınlatır. İnsanları ıslah eder. İlgi alanlarını yükseltir. Hayatlarını düzenler. İmanlarını besler ve onları doğru yolda tutar.

Hz. Allah’ın Cebrail as. Vasıtası ile Peygamberimize naklen gönderdiği Kur’an ayetleriyle amel etmenin yanında, Hz. Allah’ın yarattığı kâinat ayetlerini de düşünüp onlardan istifade etmek, insanı kemal ve fazilet mertebelerine ulaştıracak, kötülüklerden temizleyecektir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْدٖى لِلَّتٖى هِىَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنٖينَ الَّذٖينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْرًا كَبٖيرًا..وَاَنَّ الَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ اَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا اَلٖيمًا 

İsra suresi 17.9-10 Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.

Oysa Kur’an-ı Kerim ancak onu düşünen ve ilk salih sahabelerin ve onları iyilik ile takip edenlerin anlayış yolundan anlayanlara fayda verir. Kur’an, Allah’ın bütün insanlar için bir hüccetidir. Delilidir. İspatıdır.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

تِلْكَ اٰيَاتُ اللّٰهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ فَبِاَیِّ حَدٖيثٍ بَعْدَ اللّٰهِ وَاٰيَاتِهٖ يُؤْمِنُونَ

Casiye suresi 45.6 İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? 

Allah, bana ve size Kur’an-ı Kerim’i mübarek kılsın, içindeki ayetler ve hikmetli zikirlerle beni ve sizi faydalandırsın, bizi Resullerin efendisinin hidayetiyle ve onun sahih sözleriyle faydalandırsın. 

Bunu söylüyorum ve Yüce Allah'tan benim, sizin ve bütün Müslümanların her bir günahı için af diliyorum. Öyleyse O'ndan af dileyin. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

       İkinci Hutbe

Hamd, âlemlerin Rabbi, salihlerin velisi olan Allah'a mahsustur. 

Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur, öncekilerin ve sonrakilerin ilahıdır. 

Şehadet ederim ki, Peygamberimiz ve Efendimiz Hz. Muhammed, O'nun kulu ve güvenilir elçisidir. Allahım, kulun ve elçin Muhammed'e ve onun bütün âline, hane halkına ve ashabına salat ve selam eyle.

Peki şimdi: Allah'tan korkun ve O'na itaat edin.

Allah'ın kulları: Ahiretiniz için çalışın; Hayat aslında budur.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا..وَجٖیءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ وَاَنّٰى لَهُ الذِّكْرٰى 

Fecr suresi 89.22-23 Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!

يَقُولُ يَا لَيْتَنٖى قَدَّمْتُ لِحَيَاتٖی

Fecr suresi 89.24 "Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" der.

فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ اَحَدٌ

Fecr suresi 89.25 Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez. 

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ اَحَدٌ

Fecr suresi 89.26 Onun vuracağı bağı kimse vuramaz. 

يَا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ

Fecr suresi 89.27 (Allah, şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"

اِرْجِعٖى اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً

Fecr suresi 89.28 "Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!" 

فَادْخُلٖى فٖى عِبَادٖی

Fecr suresi 89.29  "(İyi) kullarımın arasına gir." 

وَادْخُلٖى جَنَّتٖی

Fecr suresi 89.30 "Cennetime gir."

Ve Resulullah'ın -Allah ona salat ve selam etsin- Veda Haccı'ndaki vasiyetini yerine getirin; Hz. Peygamber buyurdu ki: 

واحفَظوا وصيَّةَ رسول الله - صلى الله عليه وسلم - في حجَّة الوداع؛ حيث قال: «أيها الناس؛ اتقوا الله»،

"Ey insanlar; Allah'tan korkun. 

İmam Ahmed'in rivayetinde Hz. Peygamberimiz şöyle buyurdu: 

وفي رواية أحمد: «اعبُدوا الله، وصلُّوا خمسَكم، وصُوموا شهرَكم، وأدُّوا زكاةَ أموالكم»،  

"Allah'a ibadet edin, beş vakit namazınızı kılın, orucunuzu tutun ve mallarınızın zekatını verin."     

Müsned-i Baki bin Muhalled”de Hz. Peygamber buyurdu:

وفي "مسند بقيّ بن مخلد": «وحجُّوا بيتَكم، وأطيعوا ذا أمرِكم، تدخُلوا جنَّةَ ربكم»؛ رواه أحمد، والترمذي واللفظُ له.

       “Evini haccet ve sizi yöneten devletinizin sorumlu olanlarına itaat et ki, Rabbinin cennetine giresin.” Hadisi Ahmed ve Tirmizi rivayet etmiş olup lafzı kendisine aittir. 

İbn Abbas (r.a.)’ın rivayetine göre, Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: 

وعن ابن عباس - رضي الله عنهما - يرفعُه: «اغتنِم خمسًا قبل خمسٍ: شبابَك قبل هرمك، وغِناك قبل فقرك، وصحَّتك قبل سُقمك، وفراغَك قبل شُغلك، وحياتَك قبل موتِك».

“Beş şeyden önce beş şeyi gözet kıymetini bil: Onlardan faydalan. İhtiyarlığından önce gençliğinin kıymetini, fakirliğinden önce zenginliğinin kıymetini, hastalığından önce sağlığının kıymetini, meşguliyetinden önce boş vaktinin kıymetini ve ölümünden önce hayatının kıymetini bil.” Onlardan faydalan. Buyurdu.

Allah'ın kulları:

Allah size, kendi ismi ile başlattığı bir şeyi emretti. Şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِىِّ يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلٖيمًا

Ahzap suresi 33.56 Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar.  Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin. 

Hz. Peygamber -Allah ona salât ve selâm etsin- şöyle buyurmuştur: 

 وقد قال - صلى الله عليه وسلم -: «من صلَّى عليَّ صلاةً واحدةً صلَّى الله عليه بها عشرًا».

“Kim bana bir salât getirirse, Allah da ona on salât getirir.” 

 

 

Öyleyse sen, öncekilerin ve sonrakilerin efendisine, peygamberlerin efendisine salat ve selam getir. Allahım, Hz. Muhammed'e ve Hz. Muhammed'in ailesine, Hz. İbrahim'e ve Hz. İbrahim'in ailesine selam gönderdiğin gibi, aynı şekilde selam gönder. Sen gerçekten övülmeye layıksın, yücesin. Allahım, Hz. Muhammed'e ve Hz. Muhammed'in ailesine, Hz. İbrahim'e ve Hz. İbrahim'in ailesine bereket verdiğin gibi bereket ver. Sen gerçekten övülmeye layıksın, yücesin. Ve ona bol bol huzur ver.

فصلُّوا وسلِّموا على سيدِ الأولين والآخرين وإمام المُرسلين، اللهم صلِّ على محمدٍ وعلى آل محمد، كما صلَّيتَ على إبراهيم وعلى آل إبراهيم، إنك حميدٌ مجيد، اللهم بارِك على محمدٍ وعلى آل محمد، كما باركتَ على إبراهيم وعلى آل إبراهيم، إنك حميدٌ مجيد، وسلِّم تسليمًا كثيرًا.

Öyleyse sen, öncekilerin ve sonrakilerin efendisine, peygamberlerin efendisine salat ve selam getir. 

Allahım, Hz. Muhammed'e ve Hz. Muhammed'in ailesine, Hz. İbrahim'e ve Hz. İbrahim'in ailesine selam gönderdiğin gibi, aynı şekilde selam gönder. Sen gerçekten övülmeye layıksın, yücesin.

 Allahım, Hz. Muhammed'e ve Hz. Muhammed'in ailesine, Hz. İbrahim'e ve Hz. İbrahim'in ailesine bereket verdiğin gibi bereket ver. Sen gerçekten övülmeye layıksın, yücesin. Ve ona bol bol huzur ver. 

اللهم صلِّ على محمدٍ وعلى أزواجه وذريَّته صلاةً وسلامًا كثيرًا، اللهم وارضَ عن الصحابة أجمعين، اللهم وارضَ عن الخلفاء الراشدين، الأئمة المهديين: أبي بكرٍ، وعمر، وعثمان، وعليٍّ، وعن سائر الصحابة أجمعين، وعن التابعين ومن تبِعهم بإحسانٍ إلى يوم الدين، اللهم وارضَ عنَّا معهم بمنِّك وكرمِك ورحمتك يا أرحم الراحمين.

Allah'ım, Muhammed'e, onun eşlerine ve âline salat ve selam eyle. Allah'ım, bütün sahabelerden razı ol. 

Allah'ım, raşid halifelerden, raşid hidayet imamlarından: Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali'den ve diğer bütün sahabeden, tabilerden ve kıyamete kadar iyilikle onları takip edenlerden razı ol. 

Allah'ım, fazlın, keremin ve merhametinle, onlardan biri olarak bizden de razı ol, ey merhametlilerin en merhametlisi.

اللهم أعِزَّ الإسلام والمسلمين، اللهم أعِزَّ الإسلام والمسلمين، وأذِلَّ الشرك والمُشركين يا رب العالمين، اللهم دمِّر أعداءَك أعداء الدين، اللهم دمِّر أعداءَك أعداء الدين يا رب العالمين، إنك على كل شيء قدير.

Allah'ım! İslam'ı ve Müslümanları yücelt. Allah'ım! İslam'ı ve Müslümanları yücelt. Şirki ve müşrikleri alçalt, ey alemlerin Rabbi. Allah'ım! düşmanlarını, din düşmanlarını helak et. Allah'ım! düşmanlarını, din düşmanlarını helak et. Ey alemlerin Rabbi. Sen her şeye kadirsin. 

اللهم انصُر دينَك وكتابَك وسُنَّة نبيّك يا رب العالمين.

Allahım! Dinini, kitabını ve Peygamberinin sünnetini destekle, ey alemlerin Rabbi.

اللهم يسِّر أمورَنا، اللهم يسِّر أمورَنا، واشرَح صُدورَنا، وأعِذنا من شُرور أنفسنا، ومن سيئات أعمالنا، وأعِذنا من شرِّ كل ذي شرٍّ يا رب العالمين، إنك على كل شيء قدير.

Allah'ım! İşlerimizi kolaylaştır. Allah'ım! İşlerimizi kolaylaştır. Gönüllerimizi genişlet. Bizi nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüğünden koru. Bizi her zalimin şerrinden koru, ey âlemlerin Rabbi. Şüphesiz sen her şeye kadirsin.

اللهم آمِنَّا في أوطاننا، اللهم أصلِح ولاةَ أمورنا، واجعل بلادَنا آمنةً مُطمئنَّة، وسائرَ بلاد المُسلمين يا رب العالمين.

Allah'ım! Vatanımızda bize emniyet ver. Allahım! Yöneticilerimizi düzelt. Ülkemizi ve bütün Müslüman ülkelerini emniyet ve selamet içinde kıl, ey alemlerin Rabbi.

اللهم وفِّق خادمَ الحرمين الشريفين لما تحبُّ وترضى، اللهم وفِّقه لهُداك، واجعل عملَه في رِضاك، اللهم أعِنه على كل خيرٍ لشعبه ولوطنه وللمُسلمين يا رب العالمين.

Allahım! Mescid-i Haram'ın sahibini sevdiğin ve razı olduğun şeylere ilet. Allahım! Onu kendi hidayetine ilet ve işini senin rızana uygun kıl. Allah'ım! Ona halkı, ülkesi ve Müslümanlar için hayırlı olan her şeyi yapmayı nasip et, ey alemlerin Rabbi.

اللهم اغفر لنا ما قدَّمنا وما أخَّرنا، وما أسرَرنا وما أعلنَّا، وما أنت أعلمُ به منَّا، أنت المُقدِّم وأنت المُؤخِّرُ، لا إله إلا أنت.

Allah'ım! Geçmişte ve gelecekte yaptıklarımızı, gizlediklerimizi, açığa vurduklarımızı ve senin bizden daha iyi bildiğin şeyleri bağışla. Sen ilk ve sonsun. Senden başka ilah yoktur.

اللهم أغِثنا، اللهم أغِثنا، اللهم أغِثنا يا رب العالمين، اللهم أنت أرحم الراحمين، اللهم إنا نسألُك بقُدرتك على كل شيء، وبرحمتك التي وسِعَت كلَّ شيء، وبعلمِك الذي أحاطَ بكل شيء، نسألُك اللهم أن ترحمَنا، اللهم أنزِل علينا اليثَ ولا تجعلنا من القانِطين.

Allah'ım yardım et bize. Allah'ım yardım et bize. Allah'ım yardım et bize. Ey âlemlerin Rabbi. Allah'ım! Sen merhametlilerin en merhametlisisin.

 Allah'ım! Her şeye gücü yeten kudretinle, her şeyi kuşatan rahmetinle ve her şeyi kuşatan ilminle senden dileriz. Allah'ım! Bize merhamet etmeni dileriz. Allah'ım! Bize fazlını indir ve bizi ümitsizliğe düşenlerden kılma.

اللهم اغفِر لموتانا وموتى المُسلمين يا رب العالمين، اللهم اغفِر لموتانا وموتى المُسلمين إنك على كل شيء قدير.

Allahım! Bizim ve Müslümanların ölmüşlerini bağışla, ey âlemlerin Rabbi. Allahım! Bizim ve Müslümanların ölmüşlerini bağışla. Zira sen her şeye kadirsin.

اللهم إنا نعوذُ بك من زوال نعمتك، وفُجاءة نقمتِك، وتحوُّل عافيتك، وجميع سخطِك.

Allah'ım! Nimetlerinin kaybolmasından, azabının ansızın gelmesinden, selametinin değişmesinden ve her türlü gazabından sana sığınırız.

اللهم إنا نعوذُ بك من سوء القضلاء، وشماتة الأعداء، ومن درَك الشقاء، ومن جهد البلاء.

Allah'ım! Kötü hüküm verenlerin şerrinden, düşmanların şımarıklığından, sefaletin derinliğinden ve belanın yükünden sana sığınırız. 

نسألُك اللهم الجنةَ وما قرَّبَ إليها من قولٍ وعملٍ، ونعوذُ بك من النار وما قرَّب إليها من قولٍ أو عملٍ.

Allahım! Senden cenneti ve söz ve amel olarak bizi ona yaklaştıracak şeyleri dileriz. Cehennemden ve söz ve amel olarak bizi ona yaklaştıracak şeylerden de Sana sığınırız. 

اللهم أعِذنا وذريَّاتنا من إبليس وذريَّته وجنوده يا رب العالمين، اللهم أعِذ المُسلمين وذريَّاتهم من الشيطان لرجيم وذريَّته.

 

Allah'ım! Bizi ve nesillerimizi şeytanın şerrinden, onun neslinden ve askerlerinden koru, ey alemlerin Rabbi. Allah'ım! Müslümanları ve onların nesillerini kovulmuş şeytan ve onun neslinden koru.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَاٸِ ذِى الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْیِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Nahl suresi 16.90 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. 

وَاَوْفُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ اِذَا عَاهَدْتُمْ وَلَا تَنْقُضُوا الْاَيْمَانَ بَعْدَ تَوْكٖيدِهَا وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللّٰهَ عَلَيْكُمْ كَفٖيلًا اِنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ

Nahl suresi 16.91 Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir. 

Yüce Allah'ı anın ki, O da sizi ansın. Nimetlerine şükret, O sana daha fazlasını verecektir. Allah'ı anmak ise daha büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir.

       Tercüme Tarih: 09 Mayis.2025 

Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI 

(Emekli Müftü, İcazetli)

       Yayin Tarihi: 03.01.2014 

Okunduğu Yer: Mescidi Nebi (Medine-i Münevvere)

Okuyan: Şeyh Ali bin Abdu’r- Rahman Al-Huzayfi

https://www.alukah.net/sharia

dan alıntıdır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —