Fatih Sultan KAR

Tarih: 28.05.2025 09:02

RİZE LİSESİ’NİN UNUTULMAZ İSMİ CUMHURİYETE KANAT GEREN EĞİTİMCI NERİMAN RAKICIOĞLU

Facebook Twitter Linked-in

Rize Eğitim Tarihinin unutulmaz isimlerinden Neriman Rakıcıoğlu; 1925 yılında Rize Fener Mahallesi’nde dünyaya geldi. Arif Hikmet Efendi ve Zeliha Hanım'ın kızıdır. Milli Mücadele dönemi ve kuruluşun ilk yıllarında Rize’den söz edildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan Rakıcıoğlu Arif Hikmet Bey 1876 yılında Rize’de doğmuştur. Tevfik Bey’in oğlu, eski valilerden Yener Rakıcıoğlu’nun dedesidir. İlk tahsilini Rize Merkez İptidaisinde başlayıp bitirdikten sonra Trabzon Sultanisine devam etmiş ve mezun olmuştur. Babası Tevfik beyin ölümü dolayısıyla öğrenimi devam ettiremeyip hayata atılmıştır. Ölünceye kadar da Dava Vekilliği (avukatlık) yapmak suretiyle Amme hizmetinde çalışmıştır. Meclis-i Umumî azalıklarında ve Hazine Vekilliklerinde bulunmuş olup 22 Mart 1942 Pazar gecesi ani bir kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuştur.

BABASI RİZE’DE KATLIAMİ ÖNLEYENLERDENDİ

Rakıcıoğlu Arif Bey’in esas hizmeti Millî Mücadele yıllarında bilhassa Rize’nin Rusların işgali altında olduğu sıralarda görülür. Rize’yi işgali döneminde Rizeli vatanseverler tarafından kurulan Kurtuluş Komitesi içerisinde yer almıştır. Şark Cephesi Kumandanı Vehip Paşa’nın da Rizelilere gönderdiği beyannamesinde yer aldığı gibi Rize’deki muvakkat hükümet temsilciliğinde çalışmış, hatta Rize’nin düşman işgali altındaki bir sırada «hazırlıkları yapılan» Rize katliamının önlenmesi için Rus Hükümetine başvuran Rizeli heyette bilfiil bulunmuş ve mühim bir rol oynamıştır. Türk ordusunun bölgeye gelip otoriteyi eline alana kadar Rize’nin yönetimi geçici olarak kendilerine verilen Şark-ı Müdafaa-i İslam Cemiyeti yöneticileri arasında yer almıştır. Rize Belediye Meclisi’nin 1939 yılı Şubat ayı toplantısında Maliye Encümenine, 6 Nisan 1939 tarihli toplantısında ise Bütçe Encümenine seçildi.

MEMLEKET VE EĞİTİM SEVDALISI

Neriman Rakıcıoğlu Neriman Rakıcıoğlu; ilk ve orta öğrenimini Rize'de tamamlamış, Rize Öğretmen okulunun ardından öğretmenlik mesleğine ilk adımı İyidere İlkokulu’nda atmıştır. Ardından yeni açılan Rize Lisesi’ne Matematik öğretmeni olarak atanmıştır. 1958 yılında Rize Lisesi Fen dersleri öğretmeni ve müdür başyardımcısı, 1960 yılında lise müdür baş muavini olmuştur. Burada verdiği eğitim ve kişiliğiyle iz bırakmış Rize Lisesi’nin unutulmaz öğretmenleri arasında yerini almıştır. Rize Muallimler Birliği'nin kurulmasına öncülük etmiş, birlik tarafından 2 Mart 1958 - Mayıs 1960 tarihleri arasında çıkartılan Rize Kültür Dergisi'nde yazıları yayınlanmıştır. 

DİK DURDU DİK YÜRÜDÜ

Rize Lisesi’nin ardından 17 Kasım 1962 tarihinde Plevne Lisesi Fen Dersi öğretmenliğine, 1 Ekim 1966 tarihinde ise Pertevniyal Lisesi'ne tayin edildi. “Pertevniyal Eğitim Vakfı’nın kuruluşuna öncülük etmiş ve kurucu mütevelli heyetinde arasında yer almıştır.12 Eylül 1980 Askeri müdahalesi sonrası yaşanan çekingenliklerden dolayı öğretmenler derslere girmez iken o derslerine hiç ara vermedi. Başka bir okula tayininin istenmesi üzerine emekliğini isteyerek çok sevdiği öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda kaldı. Yaşamını İstanbul Beşiktaş’ta sürdüren ve hiç evlenmeyen Neriman Rakıcıoğlu; 20 Haziran 1998 Cumartesi günü İstanbul'da vefat etti. Rize’de Fener Mahallesi’nde aile kabristanlığında toprağa verildi. 

SEVGİDEN SAYGIDAN YÜRÜYEMEZDİK

Sert görünüşlü bir mizacı vardı. Süslenmeyi sevmez sade giyinirdi. Arif Rakıcıoğlu; halasını şöyle anlatıyor: "Rize Lisesi’nde Rize şehrinde çok sevilirdi. Çarşıda onunla gezerken ona olan ilgiden, sevgiden, saygıdan yol alamazdık".

Neriman Rakıcıoğlu Rize Kültür Dergisi’nin 2 Mart 1958 tarihli 1. Sayısında Rize ilini ve Rizeliyi şöyle tarif ediyor:

RİZE VE RİZELİ

Karadeniz’in Kuzeydoğu yamaçların ve vadileri güzel Rize’yi, bütün kasaba, bucak ve köyleri ile kucaklar. Trabzon’dan hareket eden bir vapur, Rize’ye doğru ekseriya sahile yakın bir seyir takip eder. Sanki o da tabiata aşık ye güzellik düşkünüdür. Bir iki kilometredeki sahil çok dik ve meyilli bir yamaçtır. Yaz kış her taraf yemyeşil ağaçlar arasında kırmızı kiremitli iki katlı evler birbirini kovalar. Koylar, burunlar arka arkaya kendilerini gösterirler. Her köşenin ayrı bir özelliği ve güzelliği mevcuttur. Rize’yi görmeden evvel büyük bir bina çay diyarına gelindiğini haber verir. Burası Çay fabrikasıdır. Son bir burun' daha dönülünce, Rize yavaş yavaş gözükmeye başlar. Yarım daire şeklindeki limanı çevreleyen ve birden beş-yüz metreye kadar yükselen bu zümrüt tepelerdeki evler, vapurdakilere güzel bir göz ziyafeti verir. Zaten Karadeniz’in doğu bölgesindeki limanlar vapurlara hasretmiş gibi geniş kucaklar açalar.

Rizeli bu şirin ülkede, sahillerinde, derelerinde oynaşan balıklar kadar hareketli olarak yaşar:

Amma yakışmamış mı bakın sahil boyuna?              

Ata binse yakışır hem de her bir oyuna.

Zaten zoru kurt ile, kurşun atmaz koyuna.

Püskül falan kullanmaz, kılıç takar Rizeli.

Şensin, şen ol Rizeli, taşa bas da iz ede

Kendin buradasın amma, aslın yatar Rize’de.

İstiklâl Harbi gibi çok düşmanı az ede.

Düşmana nişangâhı ince tutar Rizeli.

O, tez canlı, enerjik, zeki ve mert bir ömrü iştiyakla, engin bir nikbinlik içerisinde yaşar. İklim bu muhitte mülâyim fakat, tabiî şartlar zor, toprak dar, yağmur fazla, hayat ekmeğini taştan çıkaranlar için, müsaittir. Rizeli kemençenin gergin telleri kadar hassas, tulumun nağmeleri kadar içli, kuzey rüzgârları kadar haşin, yeşil başlı yamaçları kadar çetindir.

Anadan doğduğu gün hemen çıkar gurbete,

Hemşin’e çok görmeyin, yolu çıkarın Çat’a

Kavuşsun bu memleket refah ve saadete.    

O zaman çıkar göğe kement atar Rizeli.

Rizeli, ağlayıp gurbet ellerine giderken, Karadeniz’in şirin köpüklü dalgaları ile çarpışırken, kayalıklar arasındaki her karış toprağı filizlendirirken, yıllarca aile yuvasını teessürle j özlerken, varlığından bünyesinden, benliğinden çok şeyler vermektedir.

Bu ufacık Vilâyet: nam vermiş her devlete. 

Çok büyük emeği var bugün bu memleket.

Gör ki nasıl çalıştı, baksana sadakatle.

Bugün de bu vatana çayı satar Rizeli.          

Bu vesileyle Neriman Rakıcıoğlu’nu rahmetle anıyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —