Kudret Uğurlu EMİNSOY


SUDAN’DA NELER OLUYOR?

Kudretugurlueminsoy33@gmail.com


"Adım Shammet. 97 yaşımda yaşlı bir kadınım. Önce sularımıza kimyasal karıştırıp bizi zehirlediler. Ardından köyümüze saldırıp insanlarımızı öldürdüler. Bize göç etmekten başka çare bırakmadılar. Dikenli yollardan çıplak ayaklarımla yürümek zorunda kaldım. Bazılarımız hastalanıp yolda öldü." 

Son bir haftadır Doğu Afrika’nın önemli ülkelerinden biri olan Sudan’da sokaklar iyice karışmış durumda. Doğru ve güncel haberlere erişmek oldukça zor. Yine de elde edilen bilgiler ışığında kısa da olsa Sudan’a genel bir bakış atmak istedim. Zira ibret alınması gereken çok şeyler var. 

Her ne kadar Sudan’da bir devrim mücadelesi veriliyormuş gibi görünse de aslında bir ekmek kavgası yaşanmaktadır. Diğer Arap ülkelerinde evvelce yaşadığımız “Arap Baharı” süreçlerinin neredeyse birebir aynısı Sudan’da sahnelenmektedir. 

 

SUDAN’DA YAŞANANLARIN TARİHSEL GEÇMİŞİ

 

Sudan’ın 2011 yılında 2’ye bölünmesinin ardından yaşanan 2023-2025 yılları arasındaki iç savaşın sonuçları çok ağır. Birleşmiş Milletlere göre 25 milyon kişi yardıma muhtaç hale geldi. Yaklaşık 10 milyondan fazla insan evsiz kaldı. 3 milyondan fazla kişi Çat, Güney Sudan, Etiyopya ve Mısır gibi komşu ülkelere sığındı. 500.000’den fazla kişi de hayatını kaybetti. Elbette ki BM gibi kuruluşlar da her zamanki gibi tüm bu yaşananlara karşı duyarsız, duygusuz ve sessiz kaldılar.

Sudan 1956 yılında İngiltere ve Mısır'dan bağımsızını kazandı ve bir cumhuriyet haline geldi. Ancak ne yazık ki pek çok iç ve dış etmenler ülkede günümüze kadar huzurlu bir hayata izin vermedi. 1956-2025 yılları arasında sayısız askeri darbeler, 3 tane iç savaş, büyük bir soykırım, topraklarını kaybetme ve büyük bir ekonomik çöküş yaşadı. 

 

1 NCİ İÇ SAVAŞ

 

1956 yılında bağımsızlığını kazanan Sudan’da işler sanıldığının tersine çok kötü gelişti. Ülkenin kuzeyinde Arap kökenli Müslümanlar ve güneyinde de Afrika kökenli Hıristiyanlar yaşamaktaydı. Bu iki taraf arasında oluşan gerginlik iç savaşa döndü. 1956-1972 yılları arasında süren iç savaşta yüz binlerce kişi hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yerinden oldu. İç savaş süresinde de 6 kez askeri darbe oldu. Nihayet 1972 yılında Adis Ababa anlaşması yapıldı. Barış sağlansa da halk arasındaki gerilim bitmedi. Zaman zaman toplumsal olaylar yaşandı ama kalıcı bir sonuç doğurmadı. Böylece 1983 yılına gelindi.

 

2 NCİ İÇ SAVAŞ

 

1983 yılında devlet başkanı Nimeiri ülkenin şeriat ile yönetileceğini duyurdu. Ülkenin güneyi bunu kabul etmedi ve ayaklandılar. Böylece iç savaş çıktı. Toplum zaten patlamaya hazırdı. Şeriat kıvılcımı toplumu patlatmaya yetti. 1983-2005 yılları arasında yaşanan iç savaş, birincisini aratmadı. 2 milyon insan öldü. Evsiz kaldı. Sakat kaldı. Güneyde Sudan Halk Kurtuluş Ordusu Güney Sudan'ın bağımsızlığı için savaşırken, kuzeyde de Sudan Ordusu ülkenin bütünlüğü için mücadele etti. Elbette savaşın nedeni sadece dini ayrılıklar değildi. Ekonomik sebepler başı çekiyordu. Ülkenin petrol yataklarının yüzde 75’i Güney Sudan’ın elinde bulunuyordu. Savaş çok şiddetliydi. 1985 yılında devlet başkanı Nimeiri devrildi ve yerine geçiş hükümeti kurulduysa da kalıcı sonuçlar elde edilemedi. Nihayet 1989 yılında General Ömer Elbeşir askeri darbeyle ülke yönetimine el koydu. Ömer El Beşir yönetimi 30 yıl sürdü. Bu dönemde ülkenin batısında yer alan Darfur denilen bölgede büyük katliamlar yapıldı. Darfur bölgesinde Müslümanlar ve Hıristiyanlar yaşamaktaydı. Hükümet Müslümanlardan yana tavır aldı. Bölgede yaklaşık 10.000 Hıristiyan katledildi. Hıristiyanlara karşı yapılan bu zulme sessiz kalamayan küresel güçler devreye girmek zorunda kaldı. Böylece 2005 yılında barış yapıldı. 

Bu anlaşmaya göre Güney Sudan'a 6 yıllığına özerklik verildi. 6 yılın sonunda Güney Sudan referandum yapabilecekti. 6 yıl göz açıp kapayana kadar geldi geçti. 2011 yılında da Güney Sudan referandum yaptı ve bağımsızlığını ilan etti. Sonuçta Sudan kuzey ve güney olmak üzere 2’ye bölündü.

 

3 NCÜ İÇ SAVAŞ

 

Petrol yatakları Güney Sudan’da kalmıştı. Bu kayıp devlet bütçesinde çöküş, gıda fiyatlarında patlama ve enflasyonun kontrolden çıkmasına yol açtı. 2018’e gelindiğinde ekmek fiyatları 5 katına çıktı. Hayat pahalılığı akıl alır gibi değildi. Enflasyon yüzde 600-700 civarlarındaydı. Dolar fırlamış uçmuştu. Açlık, işsizlik kol geziyordu. Hal böyle olunca halk sokaklara döküldü. Atbara şehrinde ekmek fiyatları nedeniyle ilk ayaklanma başladı. Hızla yayıldı. Ömer El Beşir askeri bir darbeyle devrildi. Darbeyi yapan generaller Ordu Komutanı Abdulfettah El Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı General Muhammed Dagalo idi. 

Bu değişim ekonomik sorunlara çare bulamadı. Kuzey Sudan artık bölünmenin eşiğindeydi. Ordu göstericilere ateş açtı. Binlerce kişi katledildi. Generaller arasında da görüş ayrılığı baş gösterince bu iki general karşı karşıya geldi. Dagalo Darfur bölgesine yerleşti. Burhan ise başkenti doğudaki PortSudan’a taşıdı. Sivil bir hükümet kuruldu ama ipleri bu 2 generalin ellerindeydi. 2 general arasında başlayan savaş artık büyümüştü ve 3 ncü iç savaş böylece başlamış oldu. Çok kanlı savaşlar gerçekleşti. Yine binlerce insan öldü. Nihayet 2025 yılına gelindiğinde ülke fiilen üçe bölünmüştü.

Ülkenin doğusu ve Kızıldeniz kıyısı Ordu kontrolündeydi ve uluslararası tanınan geçici yönetim de buradaydı. Ülkenin batısı ve Darfur bölgesi hızlı destek kuvvetlerinin hâkimiyeti altındaydı. Ülkenin güneyi ve Kordofan çevresi ise yerel milislerin elindeydi. Daha güneyde de Güney Sudan bulunmaktaydı.

 

GÜNÜMÜZDE

 

Sudan’ın 2011 yılında ikiye bölünmesinden ve Güney Sudan’ın ayrı bir devlet olarak yoluna devam etmesinden sonra, giderek derinleşen ekonomik kriz, geniş halk kesimlerinde büyük bir öfke meydana getirmiş ve bu öfke neticesinde de Kuzey Sudan da kendi içinde 3 kısma bölünmüş durumda. Birleşme ve yeniden bir araya gelme çareleri aranmaktadır. 

 

Türkiye ve Katar birlikte Sudan’a insani yardımlar yapmaya devam etmektedir. Barışın ve huzurun yeniden sağlanması için de tüm gayretiyle çalışmaktadır. Benim de gönlüm bu yöndedir. Yıllardır izlediğim insanlık katliamlarına artık dur denilmesini ve Sudan’da kalıcı bir barışın sağlanmasını canı gönülden diliyorum. Sizlere bu özlem ve üzüntü dolu duygularımla sevgi ve saygılarımı sunarım Hoşça kalın ve elbette ki her zaman UYANIK KALIN. Sevgi ışığınız kalbiniz rehberiniz olsun.