İbrahim Sırmalı


Yahudilerin Fesatları Kaçınılmaz Sonları

  Emekli Müftü - muftu.ibrahim@gmail.com


Yahudilerin Fesatları 

Kaçınılmaz Sonları

Allah Tebareke ve Teala aziz olan kitabında şöyle buyurdu:

وَقَضَيْنَا اِلٰى بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ فِى الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِى الْاَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبٖيرًا

İsra suresi 17.4 Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) İsrailoğullarına, "Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik.

فَاِذَا جَاءَ وَعْدُ اُولٰیهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا اُولٖى بَاْسٍ شَدٖيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا

İsra suresi 17.5 Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va'd idi. 

ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَجَعَلْنَاكُمْ اَكْثَرَ نَفٖيرًا

İsra suresi 17.6 Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık. 

اِنْ اَحْسَنْتُمْ اَحْسَنْتُمْ لِاَنْفُسِكُمْ وَاِنْ اَسَاْتُمْ فَلَهَا فَاِذَا جَاءَ وَعْدُ الْاٰخِرَةِ لِيَسُؤُا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبٖيرًا

İsra suresi 17.7 İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.) 

عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْ وَاِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرٖينَ حَصٖيرًا

İsra suresi 17.8 Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır.

Beni İsrail’e hüküm verdiğini kendilerine indirilen kitapta onlara haber verdiğini Allah Teala haber veriyor. Gerçekten onlar yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaklarını ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceklerini haber veriyor. Yanı onlar insanlar üzerine baskı yapacaklar, zulmedecekler ve ahlaksızlık yapacaklardır.

 Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Yanı aleyhinize yaratıklarımızdan kuvvet sahibi, donanımlı, sayıca çok ve otoriter askeri güç gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Yanı onlar ülkelerinize sahip oldular. Evlerinizin arasına kadar girdiler. Yanı evlerin arasına ve ortasına kadar girdiler. Onlar geri döndüler. Gittiler. Geldiler. Kimseden korkmadılar. Bu vaat edilmiş olmuştur.

       Müfessirlerden öncekiler ve sonraki müfessirler Yahudilerin aleyhinde olanlar hakkında ihtilaf ettiler. Onlar kimlerdir? İbn-i Abbas ve Katade Yahudilerin aleyhinde olanın Calut-u el-Cezeri ve askeri olduğunu söyler. İlk önce onlara bu musallat oldu.  Daha sonra ona verildiler. Davut Calut'u öldürdü. Bundan dolayı ayet-i kerimede şöyle buyurulur:

Bundan dolayı ayet-i kerimede şöyle buyurulur:

ولهذا قال : "ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ ... " الآية.

İsra suresi 17.6 Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik.

       Sait bin Cübeyirden rivayet edildiğine göre Musul şehrinin meliki Senharip ve askerleri olduğu şeklindedir. Sait bin Cübeyir ve diğerleri Babil şehrinin Meliki Bahtenser olduğu rivayeti vardır. Bu konuda İsrailiyat eserleri rivayetleri çoktur. Onları zikretmeyi uygun görmedim. Çünkü onlardan bazılarını bazı zındıkların ortaya attığı mevzu iddialardır. Onlardan bazıları sahih olduğu ihtimali vardır. Biz onlara muhtaç değiliz. Allaha hamt olsun. Allah cc bizlere kıssa olarak kitabında anlattığı önceki kitapların diğerlerinden çoktur. Ne Allah ne de Resulü bizi onlara muhtaç kılmadı. 

       Allah c.c. onlardan haber verdi. Gerçekten onlar zulüm edince ve azgınlık edince Allah onlara düşman musallat etti. Onların topraklarını mubah eyledi. Evlerinin arasına kadar yol tuttular. Yaptıklarına uygun onları küçük düşürdü. Ve onları mağlup etti. Senin Rabbin kullarına zulüm eden olmadı. Çünkü o Yahudiler isyan ettiler. Enbiyalardan ve alimlerden bazılarını öldürdüler. 

       Allah Teala sonra şöyle buyurdu:

ثم قال تعالى : " إِنْ أَحْسَنْتُمْ أَحْسَنْتُمْ لَأَنْفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا " 

İsra suresi 17.7 İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz.

       Allah Teala başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurdu:

مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهٖ وَمَنْ اَسَاءَ فَعَلَيْهَا وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبٖيدِ

       Fussilet suresi 41.46 Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

       Allah Teâlâ’nın 

İsra suresi 17.7 ‘’İkinci bozgunculuğun zamanı gelince’’ Yanı ikinci kez tekrar bozgunculuk yaptığınız zaman düşmanlarınız ‘’yüzünüzü kara etsinler’’ diye yanı sizi zayıflatmak için sizi yenmek ‘’Mescide girmek için’’ Yanı Mescidi Aksaya girmek için ‘’ilk önce girdikleri gibi’’ yanı o zamanki gibi ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler. Onları mahvetsinler diye onların üzerine düşmanlarını gönderdik. Yanı yerle bir ettiler harap ettiler. ‘’Bunu üstünlük için yaptılar.’’ Yanı onların üstünlüğü fark etmek için yıktılar. Sonra ‘’umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Yanı düşmanlarınızı sizden uzaklaştırır. ‘’Siz yaptıklarınızdan dönerseniz bizde döneriz.’’ Yanı ne zaman fesat çıkarmaktan vaz geçerseniz bizde vazgeçeriz. Sizin o zaman dünyada devletiniz olur. Yaptıklarınızı azap olarak ve ceza olarak ahirette size saklarız.

Bundan dolayı Allah Teala şöyle buyurdu:

عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْ وَاِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرٖينَ حَصٖيرًا

İsra suresi 17.8 Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır. 

Yanı duracak yer, etrafı çevrilmiş yer, içinden çıkılamayan ceza evi yapmışızdır. İmam Katade Beni İsrail fesat çıkarmaya döndü. Allah c.c. onlara bu yerleşim yerinde düşmanı Hz. Muhammet’i ve arkadaşlarını musallat eyledi. Onlardan elden cizye vergisi alıyorlardı. Onlar zelil idiler. Dedi 

Eş-Şeyh Eş-Şenkıtı (Allah ona rahmet eylesin.) Ed-Va’u-el-Beyan adlı tefsirinde ‘’Eğer siz fesat etmeye dönerseniz biz de döneriz’’ ayet-in de şöyle buyurdu:

قوله تعالى : " وَإِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا " :

Siz fesat çıkarmaya dönerseniz bizde azap etmeye döneriz.

Allah c.c kitapta İsrail Oğullarının yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaklarına hükmettiğini beyan edince, şu bir gerçek ki bu iki fesattan birincisi gelince Allah c.c. onlara çok güçlü kuvvetli kullar gönderdi. Onların ülkelerini işgal ettiler. Ve kendilerine azap ettiler.

 Şu bir gerçek ki vadedilen son fesat zamanı gelince Allah onlara yüzlerini kara çıkaracak güçlü kuvvetli bir kavim gönderir. İlk defa Mescid-i Aksaya girdikleri gibi tekrar oraya   girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler.

       Aynı şekilde beyan eyledi. Eğer Yahudiler fesat çıkarmaya üçüncü defa dönerlerse muhakkak ki Allah Tealala da düşmanlarını onların üzerine göndererek onlardan intikam almaya döner. Bu şu ayet-i kerime ile sabittir. Ey Yahudiler siz fesat çıkarırsanız bizde size düşman göndermeye döneriz. Burada üçüncü defa defa fesat çıkarmaya döndüler mi? Bu husus beyan edilmedi. 

       Fakat diğer ayetlerde Yahudiler fesat çıkarmaya Hz. Muhammet’in peygamberliğini yalanlamakla, onun sıfatlarını gizlemekle ve verdikleri sözlerini bozarak döndüler. Ona aşikare düşmanlık yaparak buna benzer çirkin davranışları ile fesat çıkarmaya döndüler. Allah’ta c.c. onlardan intikam almaya döndü. ‘’Siz fesat çıkarmaya dönerseniz bizde intikam almaya döneriz.’’ ayetini tasdik eder. 

Allah c.c. Resulüllah s.a.s. ile Müslümanları Yahudilere musallat eder. Bu musallat Beni Kureyza, en-Nadır, Beni Kaynuka ve Hayber Yahudilerinin başına ölümler, esir olmalar ve yerlerinden başka yerlere hicret etmeleri gelir. Kalanlarına da cizye vergisi konulur. Zelil alçak ve zavallı olurlar. Sonra onları Hz. Ömer r.a. yerlerinden başka tarafa göç ettirilirler. Bu haberler siyer kitaplarında anlatılmıştır. 

       Önemli olan ayetlerin her akıl sahibi Müslüman kul için müjdeler içermesidir. Yahudilerin bu günlerde yaptıklarından dolayı kendisi de ayartılmasın diyedir. Yeryüzünde bozgunculuk çıkardıkları zaman Allah Yahudileri zillet ve yoksullukla tehdit etmiştir. 

Bu şu örnekte olduğu gibidir: Hiçbir kuş uçarken düşmeden yüksekten uçamaz. Siyonist kuşunun kanadını Yahudilerin eliyle kıranlardan olmayı Yüce Allah'tan dileriz.

Tarihin sayfalarını karıştırdığımızda Yahudilerin yeryüzünde fesat çıkarmaya devam ettiklerini görürüz. Yahudiler İslam'ın ilk günlerinden beri bu dine karşı komplolar kuruyorlar. Kur’an-ı Kerim, Allah Resulü (s.a.s.) döneminde onların fesatlarının bazı tezahürlerini kaydetmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَلَمَّا جَاءَهُمْ كِتَابٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ وَكَانُوا مِنْ قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذٖينَ كَفَرُوا فَلَمَّا جَاءَهُمْ مَا عَرَفُوا كَفَرُوا بِهٖ فَلَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الْكَافِرٖينَ

Bakara suresi 2.89 Kendilerine ellerindekini (Tevrat'ı) tasdik eden bir kitap (Kur'an) gelince onu inkâr ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkârcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat'tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkâr ettiler. Allah'ın lâneti inkârcıların üzerine olsun. 

Yanı Yahudiler Resulüllah s.a.s. in kendi ellerinde bulunan Tevrattaki sıfatlarını özelliklerini hakikaten inkar ettikleridir. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

اَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْدًا نَبَذَهُ فَرٖيقٌ مِنْهُمْ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Bakara suresi 2.100 Onlar ne zaman bir antlaşma yaptılarsa, içlerinden birtakımı o antlaşmayı bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ اُوتُوا نَصٖيبًا مِنَ الْكِتَابِ يُؤْمِنُونَ بِالْجِبْتِ وَالطَّاغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذٖينَ كَفَرُوا هٰؤُلَاءِ اَهْدٰى مِنَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا سَبٖيلًا

       Nisa suresi4.51 Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar “cibt”e ve “tâğût”a inanıyorlar. İnkâr edenler içinde, “Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

هُوَ الَّذٖى اَخْرَجَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ مِنْ دِيَارِهِمْ لِاَوَّلِ الْحَشْرِ مَا ظَنَنْتُمْ اَنْ يَخْرُجُوا وَظَنُّوا اَنَّهُمْ مَانِعَتُهُمْ حُصُونُهُمْ مِنَ اللّٰهِ فَاَتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ فٖى قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُمْ بِاَيْدٖيهِمْ وَاَيْدِى الْمُؤْمِنٖينَ فَاعْتَبِرُوا يَا اُولِى الْاَبْصَارِ

Haşir suresi 59.2 O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah’ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri, ibret alın. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاَنْزَلَ الَّذٖينَ ظَاهَرُوهُمْ مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ مِنْ صَيَاصٖيهِمْ وَقَذَفَ فٖى قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ فَرٖيقًا تَقْتُلُونَ وَتَاْسِرُونَ فَرٖيقًا

Ahzap suresi 33.26 Allah, kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.

وَاَوْرَثَكُمْ اَرْضَهُمْ وَدِيَارَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ وَاَرْضًا لَمْ تَطَؤُهَا وَكَانَ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرًا

       Ahzap suresi 33.27 Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. 

       Yahudilerden fesat hadiselerinden sonra İlahi intikama delalet ayet-i kerimelerin diğerleri bunlardandır. İşte Yahudilerin fesat çıkarmaları Resulüllaha s.a.s. yetki verilmesine sebep oldu. Beni Kaynuka ve Beni Nadır Yahudileri yerlerini boşalttı. Ben-i Kureyza Yahudilerinin savaşan erkekleri öldürüldü. Kadınları esir edildi. Yahudilere ait olan Hayber fethedildi. Onlardan cizye vergisi alındı. 

       İslam Tarihinde Hayber’in önemine bakınca haydin beraber onun üzerine buluşalım. Onu inceleyelim. Hayber Medine-i Münevvere’nin kuzeyinde sekiz kademe (Yani 83 km) dir. Yahudilere ait arazı parçası idi. Toprağı bereketlidir. Hurma ağacı ve ziraatı çoktur. Hayber malları yahudilerin zengin olmalarının transferini sağlıyordu. Bu mallarla Resulüllah zamanında islam dininin engellenmesini sağlıyorlardı. Hayber İslam Yahudi çekişmesinde tehlikeli dönem oynamıştır. Hayber Yahudilerin yaptıkları antlaşmaları bozduktan ve Resulüllah s.s.s kendilerini yerlerinden sürgüne gönderdikten sonra Beni Nadır ve Beni Kaynuka Yahudilerinin güvenilir sığınak yeri oldu. Ayrıca Hayber kafir komutanlarının toplanma iş meclisi oldu. Bu ahzap savaşında (Hayber savaşında) aşikare oldu.

Bu sebeplerin her birinden İslam’ın komutanlığının emirleri sahibi üzerine Hz. Muhammet üzerine (Ona salat ve selam olsun) İslam’ın ve Müslümanların aleyhine olan bu emirler veren bu topluluğa vurmak ortaya çıktı. Bu olay oradaki guruplar gittikten sonra oldu. Böylece Yahudilerin tehlikesi Müslüman varlık üzerine devam etmesin. Onların üzerine hicretin yedinci senesinde Muharrem ayında yüründü. Bu şu ayeti kerime tahakkuk etmesi için yapıldı.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَعَدَكُمُ اللّٰهُ مَغَانِمَ كَثٖيرَةً تَاْخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمْ هٰذِهٖ وَكَفَّ اَيْدِىَ النَّاسِ عَنْكُمْ وَلِتَكُونَ اٰيَةً لِلْمُؤْمِنٖينَ وَيَهْدِيَكُمْ صِرَاطًا مُسْتَقٖيمًا

       Fetih suresi 48.20 Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar mü’minler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.

       Resulüllah s.a.s. Hayber’deki Yahudiler üzerine savaş açıp çıkmak isteyince kendisi ile cihat isteyenlerin çıkmasını diğerlerinin çıkmamasını ilan etti. Kendisi ile ancak ağaç altında biat edenler çıktılar. Onlar tercih edilen görüşe göre bin dört yüz kişiydi.   

       Cihat.. Bu günlerde Müslümanların hayatından kaybolmuş anlayıştır. Müslümanlar yeryüzünde zayıfladılar. Dünya hayatını Allah yolunda ölmekten daha üstün tuttular. Gördüklerimiz onların başına geldi. Rezaletten, mağlubiyetten ve bozgundan Allah Teâlâ’ya sığınırım. Bunlar kimin elinde oluyor? Bunlar yeryüzünün domuzları eliyle oluyor. Bu domuzlardan yeryüzünde fesat çıkardıklarından dolayı intikam alınacağına Allah’ın vadı sözü vardır. Aziz ve Celil Allah’ın güçlü kuvvetli kulların elleri sayesinde olacaktır… 

       Yahudiler yıkıcı fikirlerini yaymak için açık görünen dönemleri vardır. Ve yeni asırda bozucu görüşlerini yaymak için açık dönemleri vardır. Darvin ve Marksın görüşleri gibi.

       Bunlar ayrıca dünya masonlarının arkasındadırlar. Ve Rotarı-liyons gibi şüpheli kulüplerinin arkasındadırlar. Bu kulüpler toplumsal hizmetler ismi altında insani değerleri yıkıyorlar.

       Onlar Holivut Şehrindeki mülkleri yolu ile bütün dünyaya yolsuzluk ihraç ediyorlar. Ve dünyanın yozlaşmış medyasını kontrol altına almak sureti ile yolsuzluk ihraç ediyorlar.

Şayet dünyadaki her kötülüğün peşinden gidersek bağlantısız akıl sahiplerine utanç veren gizli parmaklarının izlerini buluruz.

       Arap aleminin durumuna gelince; İşgal altındaki Filistin'i işgal etmelerinden başlayarak ve onların Mukaddes Haremi Şerifi tahrip etmeleri ile Yahudilerin fesatları bütün hayalleri aştı.

Filistinlileri dünyanın gözü önünde ve kulaklar önünde, İngiliz ve Amerikanın yardımı ile (ki biz onları yardımcı dost kabul ediyoruz.) öldürmek, yerinden etmek ve aç bırakmanın devam etmesidir… 

       Öyle ise çıkış yolu nedir? Allah’ın vaadı nerededir? Allah Teâlâ’nın Yahudilere ‘’Eğer siz fesat çıkarmaya dönerseniz bizde azap etmeye döneriz.’’ Ayetindeki umudumuz nerededir.?

       Allah c.c. bu ümmete yeryüzünde yerleştirileceklerini ve egemen olacaklarını vaad etti. Allah’ın vaadı gerçektir. Allah’ın vaadı asla gecikmez. ‘’Allah’ın buyruğundan daha doğru olan buyruk kimin buyruğudur. Öyle çıkış yolu nerededir. Filistin’de ki yerleşik yer nerededir? 

 Burada ayıp bize aittir. Şu an bizim hanımlarımız modacılar gibi elbise giyiyorlar. Bizim filmlerimiz onların filmleri gibidir. Gençlerimiz ve erkeklerimiz onların elbiseleri gibi elbise giyiyorlar. Başlarını ve sakallarını onların modasında tıraş ediyorlar. Doğum günümüzü onlar gibi kutluyoruz. Rezillikleri karşılaştırdığımızda onları yendik dediğim zaman umulur ki ben haddimi aşmamış olurum. Bu durumda ümmet nasıl yeryüzünde yerinde ikamet edecek. Ve otoriteyi elde edecekler.??

       Allah Azze ve Celle şeriati garrasında bizlere yeryüzüne egemen olmanın şartlarını beyan eyledi. 

       Allah Teala şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذٖينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِى الْاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دٖينَهُمُ الَّذٖى ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْنًا يَعْبُدُونَنٖى لَا يُشْرِكُونَ بٖى شَيْپًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

Nur suresi 24.55   Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.

       Öyle ise Allah c.c. vaadının gerçekleşmesi için üzerimize düşen görev ayette geçen şu şartları yerine getirmemiz gerekir. 

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَلَوْ اَرَادُوا الْخُرُوجَ لَاَعَدُّوا لَهُ عُدَّةً وَلٰكِنْ كَرِهَ اللّٰهُ انْبِعَاثَهُمْ فَثَبَّطَهُمْ وَقٖيلَ اقْعُدُوا مَعَ الْقَاعِدٖينَ

       Tevbe suresi 9.46 Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, "Oturun, oturan âcizlerle beraber" denildi. 

       Bize düşen görev hayatımızın tamamı ile teslim olmamız gerekir. Hz. Muhammet s.a.s. hidayet yolu üzerinde her küçük olanda ve büyük olanda yürümemiz gerekir. O Allah’ın izni ile doğru olan yolu gösterendir.

       Allah Teala şöyle buyurdu:

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فٖى رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَثٖيرًا

Ahzap suresi 33.21 Andolsun, Allah'ın Resûlünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.

Biz Allah’ın Resulünü rehberimiz ve yolunu takip edeceğimiz önderimiz eyledik. Ömer ibn- El-Hattap Yahudileri arap yarımadasından göç ettirdiği zaman gibi Selahattin Eyyübi Müslümanları birleştirip ve herkesi tövbe etmeye davet ettiği ve vergiyi iptal edip içki satılan dükkanları kapatması gibidir. Yardım, izzet ve yeryüzünde ikamet etmek Müslümanlara aitti.

Bireysel düzeyde her birimize kendimizi Allah c.c. yolunda cihada hazırlamamız gereklidir. Hayatımızın üslubunu değiştirmemiz gerekir. Taharet fıkhını, namaz fıkhını ve ibadetlerden diğer fıkıhları öğrendiğimiz gibi cihat fıkhını da öğrenmemiz gerekir. Çünkü Allah yolunda cihat etmek bu dinde ibadetin ismidir. Hz. Muhammet Mustafa’nın s.a.s. şu hadisi şerifine kulak veriniz. Peygamberimiz şöyle buyurdu:

 اسـتمعوا إلي قول المصطفي صلي الله عليه وسلم : " ... رَأْسُ الأَمْرِ الإِسْلَامُ وَعَمُودُهُ الصَّلاةُ وَذِرْوَةُ سَنَامِهِ الْجِهَادُ ... " 

‘’İşin başı İslam’dır. İşin direği namazdır. İşin zirvesinin tümsek yeri cihattır.’’ 

       Bana şunu söylemeyin. Kim cihat yapacak? Nasıl cihat yapacağız da söylemeyin? Cihat yapmaya bize kim müsamahalı hoşgörülü davranacak söylemeyin? Cihat konusunda yalnız kendi nefsinle konuş. Allah yolunda gaza yapma konusunda kendi nefsinle konuş. Allah yolunda şehitlik mertebesine ulaşmaya Allah’ın kelamının en yüksekte olması için kendi nefsinle konuş. Senin dairen olması için, araban olması için ve güzel hanım olması için rüya gördüğün gibi Allah yolunda şehit olarak hayatının son bulması için de rüya gör. Rüya gör. Korkma. Rüyada seni kimse takip edemez. Rüyada bir şey kaybetmezsin. Yalnız Allah yolunda gaza yapmaya samimi olarak nefsinle konuş. Şehit olmayı samimiyetle talep eyle. Kim şehit olmayı Allahtan samimi olarak isterse Allah şehadeti ona yatağında ölse de yine verir. Bu rüyadan gafil olmaktan sakın.

       Resulüllah şöyle buyurdu: 

 فإن : " مَنْ مَاتَ وَلَمْ يَغْزُ وَلَمْ يُحَدِّثْ نَفْسَهُ بِالْغَزْوِ مَاتَ عَلَى شُعْبَةٍ مِنْ نِفَاقٍ "

“Kim gaza etmeden veya kendini -niyet olarak- gazaya hazırlamaksızın vefat ederse, nifakta bir şube üzerinde (münafıklığın bir parçasını kendinde barındırmış olarak) ölür.” (Müslim,

       Allah c.c. Nebimiz Muhammet üzerine, Hane halkı üzerine, arkadaşlarının hepsinin üzerine ve onlara iyilikle tabi olanların üzerine kıyamet gününe kadar salat selam eyle. 

Tercüme Tarih: 23.Ocak.2025

 Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI 

(Emekli Müftü, İcazetli)

khutabaa.com dan alıntıdır.