Güneydoğu Asya’nın pek çoğumuzun bilmediği içine kapanık, olaylar ülkesi, Burma (Myanmar). Eski adı Birmanya olan Burma (Myanmar), Çinhindi'nin kuzey batısında, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, kuzey batıda Hindistan ve Bangladeş, kuzey doğuda Çin Halk Cumhuriyeti, güney doğuda Laos ve Tayland arasında yer alır. Ülkenin güney batı kıyıları Bengal Körfezi ile çevrilidir. Myanmar, bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından 1962 yılına kadar 1958-1960 arasındaki askeri idare hariç demokrasi ile yönetilmiştir. 1962-2011 döneminde ise doğrudan askeri yönetimlerle idare edilmiştir. 1988 yılında kanlı bir darbe ile yönetimi ele geçiren “Devlet Yasa ve Düzeni Restorasyon Konseyi” (State Law and Order Restoration Council) adlı cunta, 1997 yılında “Devlet Barış ve Kalkınma Konseyi” (State Peace and Development Council) adını alarak biçim değişikliğine uğramıştır.
Burma’nın bizim için önemi ise maalesef her zaman olduğu gibi bilmediğimiz veya bilmemizin istenmediği yahut önemsemediğimiz, yıllarca zulme uğrayan, soykırıma tabi tutulan çilekeş Müslüman Arakan (Rohingya) kardeşlerimizdir. Bir diğer önemi de çok ilginçtir ki 1.Dünya savaşı zamanlarında İngilizlere esir düşen Türklerin, Burma esir kamplarında tutularak, çeşitli işkencelerle katledilmesidir. Halen Burma’da bu kahraman Türk şehitlerimizin mezar kalıntıları bulunmaktadır.
Arakan halkı, nesiller boyu yaşadıkları topraklarında yıllardır zulme maruz kalmaktadır. Soykırıma uğruyor, acımasızca katlediliyor, vatanlarından sürülüyorlar ve ne yazık ki dünya, Müslüman Arakan Halkının çığlıklarına kulaklarını tıkamaya devam ediyor. Bir zamanlar bağımsız devlete sahip olan Arakan Müslümanları, Burma’daki komünist askeri cunta ve Bangladeş’teki mülteci kampları arasına sıkışan, eşi az görülmüş bir zulüm yaşıyor. Soy olarak Rohingya olarak adlandırılan Arakanlar, Arakan Sultanlığı’nın varisleridir. Arakan Müslümanlarının pek çoğu, Bangladeş’teki Kutupalong mülteci kampında açlık, sefalet ve hastalığın pençesinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Günümüzde askeri cunta tarafından Myanmar olarak adlandırılan Burma’daki Arakan halkı, yok olmaktan kurtuluşu komşu Bangladeş başta olmak üzere farklı ülkelere sığınmakta buluyor. Ancak bu ülkelerin de fakirliği, Arakanlılara insani yardım imkânlarını kısıtlıyor. 50 milyon nüfusu bulunan Burma'nın yüzde 15'ini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budist’tir. Müslümanların büyük ekseriyeti, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşamaktadır. Burma’daki Müslüman kardeşlerimiz, pek çok uluslararası kurumun hazırladığı raporlarda da görüleceği üzere, ağır baskı altındadır.
İslam'ın ülkeye girişi ilk kez Hicri birinci asırda Eshab-ı Kiram aracılığıyla olmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sahabelerinden bir grup bu ülkeye ilk ayak basan Müslümanlardır. Arakan'a yerleşen bu Müslümanların İslam'ın Burma'da yayılmasında büyük emekleri geçmiştir. Burmalı Müslümanlar Arakan'da 1430 yılında bir İslam devleti kurarlar. Bu devlet 350 yıl varlığını korur. Ancak bu dönemin sonunda, 1784 yılında Müslümanların siyasi iktidarı kaybetmeleriyle Hindistan ve Burmalı Budistler, İngiliz desteği ile Arakan'ı işgal ederek İslam devletini ortadan kaldırdılar ve böylece Arakan İngiliz Hindistan’ı topraklarına dâhil edilmiş oldu. O günlerden bu günlere Müslümanlar üzerinde soykırıma yönelik bir politika uyguladılar.
Arakan, 2. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Pinlong Anlaşmasına göre kurulan Burma Devletinin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Arakan bölgesi nüfusu, Budist Rakhin (1 milyon) ve Müslüman Rohingyalılardan (4 milyon) oluşmaktadır. Rohingyalı kimliği çeşitli zamanlarda bölgeye gelen Arap, Acem, Türk, Kuzey Afrikalı, Moğol, Patan ve Bengal Müslüman grupların karışımından oluşan etnik yapıya sahip bir halkı simgeler.1937'de Burma ve Arakan İngilizlerin yönetimindeki Hindistan'dan ayrıldılar. Fakat Arakan, Burma'ya dâhil edildi. Kendi kendini yönetim hakkı ilan edildiğinden beri Burmalılar, Müslümanları yok etmek için hiçbir fırsatı kaçırmadılar. 1938'de, Rangoon'da meydana gelen ilk ayaklanma sonucunda binlerce Müslüman öldürüldü ve 500 binden fazla insan bölgeyi terk etmek zorunda bırakıldı. 1942'ye gelindiğinde ise bu kez Budist Rakhinler, Minbya şehrindeki Çanbilli köyüne saldırdılar. Sonraki günlerde de Lombaissar'da, Taungyinyo Ghat'da, sonra Myeban ve Ramree şehirlerinde ve Arakan'ın diğer tüm şehir ve köylerinde benzer saldırılar yaşandı. Birkaç gün içinde 40 bin Rohingyalı Arakan Müslüman işkencelerle katledildi. Birkaç ay içerisinde ve devam eden zamanda Arakan mültecileri 1,5 milyona ulaşmış, hayatını kaybedenler ise 200 bine varmıştı. 1942 mezalimi hala gönüllerimizde, Müslümanlara yönelik yapılan zulümler arasındaki yerini gözyaşlarımızla korumaktadır.
Yazımızın 1.Bölümüne burada son verirken hepinize sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Hoşçakalın ve elbetteki uyanık kalın. Sevgi ışığınız kalbiniz rehberiniz olsun.