Tarih: 21.02.2022 09:59

Zama Bile Zam Geldi

Facebook Twitter Linked-in

Ülke ola­rak en büyük gün­de­mi­miz sa­nı­rım malum zam­lar oldu. Gün geç­mi­yor ki yeni bir zam ha­be­ri du­yul­ma­sın. Es­ki­den yaş­lı­la­rı­mız an­la­tır­dı; ge­ce­den sa­ba­ha zam­lar olur­du diye… Sanki bir anda es­ki­ye dön­dük… Ne oldu yeni Tür­ki­ye'ye? Ya­pı­lan zam­lar öyle bir hale geldi ki… Her gün yeni bir zam ha­be­ri alan va­tan­daş­la­rın psi­ko­lo­ji­si bo­zul­du. Mar­ke­te git­ti­ği­niz­de 1 TL ile hiç­bir şey ala­mı­yor­su­nuz. Mar­ket­ler­de gıda ürün­le­ri­ne ya­pı­lan zam­lar bir ta­ra­fa; elekt­rik, doğal gaz, akar­ya­kıt, kömür, gübre, kira… Der­ken, ger­çek­ten ya­zı­mı­zın baş­lı­ğı gibi… Zama bile zam geldi. Birde bu zam­la­rın üs­tü­ne fır­sat­çı­la­rın kah­pe­li­ği ek­le­nin­ce… Olan maz­lum va­tan­da­şa olu­yor. Her kriz yeni zen­gin­le­ri var eder­miş. Kriz­ler­de, zen­gin­ler daha zen­gin… Fa­kir­ler daha fakir olur­muş. Pa­ra­sı olan­lar dolar mı yoksa altın mı ala­yım mı, diye dü­şü­nür­ken… Dar ge­lir­li va­tan­daş ise do­la­rın ar­tı­şı­na bağlı ola­rak, iğ­ne­den, ip­li­ğe zam gelen her ürü­nün ar­tı­şıy­la nasıl baş ede­ce­ği­ni kara kara dü­şü­ne­rek; ay so­nu­nu ge­tir­me­ye ça­lış­mak­ta­dır.
Dar ge­lir­li va­tan­daş ay so­nu­nu nasıl ge­ti­re­ce­ği­ni dü­şü­nür­ken… Dev­le­ti yö­ne­ten­ler kri­zin her za­man­ki gibi teğet ge­çe­ce­ği­ni sa­vu­nu­yor­lar. Şimdi ya­za­ca­ğım ifa­de­ye lüt­fen gül­me­yin. Çünkü bu teğet geçme me­se­le­si­ni enine bo­yu­na an­la­ta­ca­ğım siz­le­re. İşte o zaman güler mi­si­niz, yoksa ağlar mı­sı­nız, karar si­zin­dir. Dün­ya­nın en ucuz akar­ya­kı­tı­nın ül­ke­miz­de sa­tıl­dı­ğı­nı ifade edi­yor­lar. Akar­ya­kıt fi­yat­la­rı­nı döviz ola­rak Türk li­ra­sı­na doğ­ru­dan çe­vir­di­ği­miz­de düz man­tık­ta ma­te­ma­tik­sel ola­rak söy­le­ni­len ifade doğ­ruy­muş gibi al­gı­la­nı­yor. Lakin o ül­ke­ler­de ça­lı­şan­la­ra öde­nen maaş mik­ta­rıy­la, bizim ül­ke­miz­de öde­nen ma­aş­la­rı kar­şı­laş­tır­dı­ğı­mız­da; or­ta­ya dudak uçuk­la­tan maaş fark­la­rı çık­mak­ta­dır. Ül­ke­miz­de orta seg­ment­te­ki bir oto­mo­bi­lin de­po­su ne­re­dey­se bin TL'ye dolar hale geldi. Basit bir hesap ya­pa­lım. Altı bin Türk li­ra­sı maaş alan bir dev­let me­mu­ru, oto­mo­bi­li­nin de­po­su­nu dol­du­ra­bil­mek için or­ta­la­ma ma­aşı­nın yüzde on ye­di­si­ni ver­mek zo­run­da ka­lı­yor. Şimdi bizim ül­ke­miz­de­ki memur ma­aş­la­rı ve as­ga­ri ücret fi­yat­la­rıy­la, ya­ban­cı ül­ke­ler­de­ki fi­yat­la­rı ka­rı­laş­tı­ran­lar; ko­nu­şur­ken hiç mi utan­mı­yor­lar?
Ma­şal­lah ül­ke­miz vergi cen­ne­ti gibi… Araba almak is­te­di­ği­niz­de, bir araba ken­di­ni­ze iki ara­ba­da dev­le­te alı­yor­su­nuz. Al­dı­ğı­nız ara­ba­nın de­po­su­nu dol­dur­ma­ya git­ti­ği­niz­de, bir depo ken­di­ni­ze iki de­po­da lüks makam ara­ba­la­rı­na alı­yor­su­nuz. Artan her ka­mu­sal ma­li­ye­ti, ada­let­siz ver­gi­len­dir­me sis­te­miy­le, va­tan­da­şın sır­tı­na yük­ler­se­niz tabiî ki kriz ül­ke­yi yö­ne­ten­le­re teğet geçer.
Ül­ke­yi yö­ne­ten­le­re teğet geçen bu kriz, ta­van­da­şı ise delip için­den geç­mek­te­dir. Artan yaşam ma­li­yet­le­ri dar ge­lir­li va­tan­daş­la­rı iyice kemer sıkar hale ge­tir­di. Ay so­nu­nu ge­ti­re­bil­mek için ma­te­ma­tik­sel ku­rum­la­rın bile izah ede­me­ye­ce­ği ça­re­ler ara­yan va­tan­daş­la­rın ya­nın­da, dev­le­ti­miz ve dev­le­ti­mi­zi yö­ne­ten­ler ise acaba ka­mu­sal lüks har­ca­ma­lar­da her­han­gi bir ta­sar­ruf ted­bi­ri al­ma­yı dü­şü­nü­yor mu?
Akar­ya­kıt fi­yat­la­rı­na gelen zam­lar­dan kon­voy­lar ha­lin­de gezen bü­rok­rat ve si­ya­set­çi­le­rin ha­be­ri var mı? Acaba o lüks araç­la­rın de­po­la­rı­nı ken­di­le­ri dol­dur­sa­lar­dı, makam ve ko­ru­ma araç­la­rı­nın sa­yı­sın­da bir ta­sar­ru­fa gi­der­ler miydi? Bu so­ru­la­rın ce­va­bı­nı emi­nim ki benim gibi siz­ler­de adı­nız gibi bi­li­yor­su­nuz. Re­su­lul­lah diyor ki; "Dev­let ma­lın­dan bir hırka bile aşı­ran, sa­vaş­ta ölse bile, şehit olmaz."
Şehit ola­rak dahi, kabul edi­le­me­yecek ki­şi­ler ken­di­le­ri­ni dava adamı ola­rak ilan edi­yor­lar. Doğru on­la­rın hepsi birer dava adamı. Lakin on­la­rın da­va­sı, milli mü­ca­de­le için gö­zü­nü kırp­ma­dan veren şe­hit­ler­le aynı değil. PKK ile mü­ca­de­le eden şe­hit­le­ri­miz­le de aynı dava değil. Mer­hum Baş­ba­kan Nec­met­tin Er­ba­kan'la, Şehit Muh­sin Ya­zı­cı­oğ­lu ile de aynı değil.
On­la­rın da­va­sı rant da­va­sı­dır. İğne­den ip­li­ğe her ka­le­me gelen zam­lar­da umur­la­rın­da değil. Top­lum­dan kopuk ya­şa­yan her si­ya­set­çi, as­lın­da kendi so­nu­nu ha­zır­lar. Bu ha­di­se­ye somut bir ör­nek­te ver­mek is­ti­yo­rum. Rize Mil­let Ve­ki­li Ha­ya­ti Ya­zı­cı; "bir de­me­cin­de va­tan­daş ken­di­si­ne gelen elekt­rik fa­tu­ra­sı­nı öde­mek zo­run­da­dır, diyor." Peki, sayın vekil belli ki sizin tu­zu­nuz kuru, aynı eko­no­mik şart­lar­da ol­say­dı­nız, sizde bu gelen fahiş fa­tu­ra­la­ra tepki gös­te­rir miy­di­niz? Hiç so­ru­yor mu­su­nuz as­lın­da otuz günde bir okun­ma­sı ge­re­ken sa­yaç­lar, alt sı­nı­rı aş­ma­sı için neden otuz beş günde bir oku­nu­yor?
Gelen fa­tu­ra­lar­da abi­dik ku­bi­dik ka­lem­ler ha­lin­de neden va­tan­daş so­yu­lu­yor? Sos­yal bir dev­let va­tan­da­şı­nı ko­ru­ma­lı­dır. Zin­cir mar­ket­ler ge­ce­den sa­ba­ha eti­ket de­ğiş­ti­ri­yor, siz­ler­se bir­çok si­ya­set­çi­nin ortak ol­du­ğu bu zin­cir mar­ket­le­re gös­ter­me­lik de­ne­tim­ler­le komik ce­za­lar ke­si­yor­su­nuz. Ke­si­len o ceza mik­ta­rı­nı sa­at­ler için­de ka­za­nı­yor o mar­ket­ler. Ger­çek­ten sa­mi­miy­se­niz, ka­pat­sa­nı­za o mar­ket­le­ri… Ama ka­pa­ta­maz­sı­nız, çünkü gizli or­tak­lık­la­rı­nız ne­de­niy­le siz­ler­de zarar eder­si­niz. Sen gül va­tan­daş gül… Ağ­la­na­cak ha­li­ne gül…
Bu ül­ke­de paran kadar var­sın… Paran kadar değer gö­rür­sün ve paran kadar ko­nu­şur­sun. Paran varsa, ada­let­te em­rin­de­dir, sağ­lık­ta em­rin­de­dir. Fodul bir iş ada­mı­nın… Oh beya… Ben­zi­ne zam geldi de, tra­fik ra­hat­la­dı… İfa­de­si, sözün bit­ti­ği yer olsa gerek. Her şeye zam geldi de sa­nı­rım bir tek in­san­lı­ğa zam gel­me­di. Es­ki­den in­san­lar eko­no­mik ola­rak üç sı­nı­fa ay­rı­lı­yor­du. Yük­sek ge­lir­li, orta ge­lir­li ve dar ge­lir­li. Şimdi ise ya zen­gin­sin ya da fakir. Ya da şöyle ifade ede­lim…
İçinde Allah kor­ku­su varsa… Ha­ra­ma bu­laş­ma­dan, na­mus­lu bir şe­kil­de ya­şa­ma­ya ça­lı­şır­sın. Ama için­de Allah kor­ku­su yoksa her şeyin bir ederi ol­du­ğu­nu dü­şü­ne­rek, her yol mu­bah­tır an­la­yı­şıy­la na­mus­suz­ca ya­şar­sın. Ül­ke­miz­de artık dini de­ğer­ler kül­tü­rel ola­rak ya­şa­nır hale geldi. Yani sözde he­pi­miz Müs­lü­man­sız. Lakin iş pa­ra­ya ge­lin­ce, o fır­sat­çı­lık ya­pan­lar bir anda dini de­ğer­le­ri­ni unu­tu­yor­lar.
Ne di­yor­du Hz Ömer; "Bir ki­şi­nin kıl­dı­ğı na­ma­za, tut­tu­ğu oruca bak­ma­yı­nız; ko­nuş­tu­ğun­da doğru söy­lü­yor mu, ken­di­si­ne bir şey ema­net edil­di­ğin­de ema­ne­te ri­ayet edi­yor mu, dün­ya­ya mey­let­ti­ği zaman helal, haram gö­ze­ti­yor mu, ona ba­kı­nız." Yani kı­sa­ca­sı pa­ray­la olan iliş­ki­si­ne ba­kı­nız diyor!




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —