Tarih: 05.08.2021 10:02

"TÜRKİYENİN SINIRLARI YOLGEÇEN HANI DEĞİLDİR"

Facebook Twitter Linked-in

TÜRKOCAĞINDAN ''TÜRKİYE'DEKİ SIĞINMACILAR VE DÜZENSİZ GÖÇMENLER HAKKINDA AÇIKLAMA;

"TÜRKİYENİN SINIRLARI YOLGEÇEN HANI DEĞİLDİR"

Türk Ocağı Genel Mer­ke­zi ta­ra­fın­dan Tür­ki­ye'deki sı­ğın­ma­cı­lar ve dü­zen­siz göç­men­ler hak­kın­da bir basın açık­la­ma­sı ya­pıl­dı.

Türk Ocağı Genel mer­ke­zi­nin açık­la­ma­sı şöyle'' Türk ka­mu­oyu­nun son gün­ler­de­ki en önem­li tar­tış­ma ko­nu­su­nu başta Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­lar ve Af­ga­nis­tan'dan gelen dü­zen­siz göç­men­ler olmak üzere ül­ke­mi­ze dı­şa­rı­dan gelen nü­fu­sun yol aç­tı­ğı ve ile­ri­de yol aça­ca­ğı so­run­lar teş­kil et­mek­te­dir. 2011 yı­lın­da baş­la­yan Su­ri­ye me­se­le­si, Tür­ki­ye'yi pek çok ba­kım­dan de­rin­den et­ki­le­me­ye devam edi­yor. Bugün Tür­ki­ye'de ka­ba­ca 6-7 mil­yon ci­va­rın­da sı­ğın­ma­cı ve dü­zen­siz göç­men bu­lun­du­ğu söy­len­mek­te­dir. Bunun büyük kısmı Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­lar olup bun­la­rın ço­ğun­lu­ğu da 8-9 yıl­dır ül­ke­miz­de şe­hir­le­re ve ka­sa­ba­la­ra da­ğıl­mış ola­rak ya­şa­mak­ta­dır. Bu sü­reç­te, PKK'nın Su­ri­ye uzan­tı­sı olan PYD/YPG ta­ra­fın­dan, nü­fu­su­nun ço­ğun­lu­ğu Arap olan bir böl­ge­de etnik te­miz­lik ger­çek­leş­ti­ril­miş; bu durum, ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­la­rın ra­por­la­rıy­la tes­pit edil­miş­tir. Bir yan­dan Su­ri­ye'nin ku­ze­yi nüfus ba­kı­mın­dan de­ği­şi­me tabi tu­tu­lur­ken bir yan­dan da Tür­ki­ye'nin şim­di­lik sos­yal ve nüfus ya­pı­sı­nın, ile­ri­de de idari ve si­ya­si ya­pı­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­si he­def­len­miş­tir. Fırat Kal­ka­nı ve Zey­tin Dalı Ha­re­kat­la­rı son­ra­sın­da ül­ke­le­ri­ne dö­nen­le­rin sa­yı­sı bir­kaç yüz bin­den iba­ret kal­mış­tır. Barış Pı­na­rı Ha­re­ka­tı'nda kont­rol al­tı­na alın­ma­sı plan­la­nan böl­ge­nin, ABD ve Av­ru­pa ül­ke­le­ri, özel­lik­le Rusya ta­ra­fın­dan ya­pı­lan ham­le­ler­le çok mü­te­va­zı bir alan­la sı­nır­lı kal­ma­sı, bir mil­yon kadar Su­ri­ye­li­yi geri gön­der­me pla­nı­nın büyük öl­çü­de göz­den ge­çi­ril­me­si­ne yol aç­mış­tır. Bu me­se­le­nin in­sa­ni bo­yu­tuy­la Tür­ki­ye ve Su­ri­ye'nin ge­le­ce­ği­ne dönük ma­na­sı­nı bir­bi­rin­den ayır­mak şart­tır. Türk Dev­le­ti ve Türk mil­le­ti, büyük bir ali­ce­nap­lık gös­ter­miş­tir; ancak bu, sür­dü­rü­le­bi­lir bir durum de­ğil­dir. Tür­ki­ye'nin sos­yal do­ku­su ciddi bir şe­kil­de de­ği­şi­me maruz kal­mak­ta­dır. Hem Su­ri­ye'nin hem de Tür­ki­ye'nin nüfus ya­pı­sı­na büyük öl­çü­de et­ki­de bu­lu­nan bu me­se­le, "En­sar-Mu­ha­ci­rin" söy­le­miy­le süs­le­ne­rek "Tür­ki­ye zaten göç­men­ler ül­ke­si­dir, sizin de ata­la­rı­nız filan yer­den geldi." gibi sığ ve man­tık dışı bir ze­min­de ele alı­na­maz. Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­lar başta olmak üzere, Af­ga­nis­tan­lı­lar veya Af­ri­ka'dan ge­len­ler­le Os­man­lı Dev­le­ti'nin son yüz­yı­lın­da kay­be­di­len top­rak­lar­dan Ana­do­lu'ya ge­len­le­ri, Bal­kan ve Kaf­kas göç­men­le­ri­ni kı­yas­la­mak abes­le iş­ti­gal­dir. Hele hele Türk­le­rin de bu top­rak­la­ra başka yer­ler­den gel­di­ği gibi al­çak­ça söy­lem­le­rin sa­hip­le­ri­ne, Türk­le­rin bu top­rak­la­rı, Bi­zans'ın mer­ha­me­ti­ne il­ti­ca ede­rek değil kan dö­ke­rek, can ve­re­rek, imar ede­rek va­tan­laş­tır­dı­ğı­nı ha­tır­la­tı­rız. Bi­rin­ci Cihan Harbi son­ra­sın­da Ana­do­lu'nun or­ta­sı­na sı­kış­tı­rıl­mak is­te­nen Türk mil­le­ti, Gazi Mus­ta­fa Kemal Ata­türk ön­der­li­ğin­de ver­di­ği Millî Mü­ca­de­le ile bu top­rak­la­rın ebe­di­yen Türk yurdu ol­du­ğu­nu dün­ya­ya kabul et­tir­miş­tir. Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­lar veya Af­ga­nis­tan­lı dü­zen­siz göç­men­le­rin Tür­ki­ye eko­no­mi­si açı­sın­dan ne­re­dey­se vaz­ge­çil­mez ol­du­ğu şek­lin­de­ki pro­pa­gan­da­lar ise abar­tı­dan iba­ret­tir. Bu bağ­lam­da sı­ğın­ma­cı ve göç­men­le­rin ucuz işçi ola­rak ça­lış­tı­rıl­ma­sı­nın insan hak­la­rıy­la bağ­daş­ma­dı­ğı­nı da be­lirt­me­li­yiz. Ül­ke­miz, on­la­ra yap­tı­rı­lan iş­le­ri ya­pa­bi­lecek nüfus var­lı­ğı­na sa­hip­tir. Şayet be­lir­li alan­lar­da dı­şa­rı­dan iş gü­cü­ne ih­ti­yaç varsa bu, rast­ge­le ve kit­le­ler ha­lin­de gelen göç­men­ler­le hal­le­di­lecek bir me­se­le ol­ma­yıp dev­le­tin be­lir­li bir plan ve kural da­hi­lin­de yü­rür­lü­ğe ko­ya­ca­ğı bir si­ya­set­le olur. Bugün gel­di­ği­miz nok­ta­da, Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­la­rın ül­ke­de­ki var­lık­la­rı­nı şu veya bu şe­kil­de ka­lı­cı hale ge­tirecek uy­gu­la­ma­la­rın devam et­ti­ril­me­si­nin ile­ri­de te­la­fi edi­le­mez sı­kın­tı­la­ra yol aça­ca­ğı ayan beyan or­ta­ya çık­mış­tır. Bu me­se­le­nin çö­zü­mü ve sı­ğın­ma­cı­la­rın büyük bö­lü­mü­nün geri gön­de­ril­me­si için bir st­ra­te­ji takip edil­me­si el­zem­dir. Su­ri­ye­li çocuk ve genç nü­fu­sun, işin do­ğa­sı ge­re­ği is­ten­me­dik du­rum­la­ra konu ol­ma­sı ka­çı­nıl­maz­dır. Bunun gibi sı­kın­tı­la­ra ve me­se­le­le­re dik­kat çek­mek, Su­ri­ye­li düş­man­lı­ğı veya nef­re­ti de­ğil­dir. Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­la­rın veya Af­ga­nis­tan'dan ge­len­le­rin ara­sı­na ka­rış­mış olan terör ör­gü­tü men­sup­la­rı­nın ciddi bir teh­dit oluş­tur­du­ğu­nu izaha gerek yok. Bunun ya­nın­da genç ve yok­sul nü­fu­sun bir­ta­kım gay­ri­meş­ru yol­la­ra çe­kil­me­sin­den kay­nak­la­nan me­se­le­le­rin bü­yü­ye­rek sı­kın­tı­la­ra yol aç­ma­sı da ka­çı­nıl­maz­dır.
Bütün bun­lar­la bir­lik­te asıl dik­kat edil­me­si ge­re­ken, me­se­le­nin "Su­ri­ye­li Sı­ğın­ma­cı­lar" ve on­la­ra in­sa­ni yar­dım ya­pıl­ma­sı ko­nu­su­na in­dir­gen­me­me­si ge­rek­ti­ği­dir. Sö­mür­ge­ci ve ya­yıl­ma­cı güç­le­rin ül­ke­mi­zi ve çev­re­mi­zi dü­zen­le­me ama­cı­nı ta­şı­yan pro­je­le­ri­nin ile­ri­de yol aça­ca­ğı daha büyük ve derin ça­tış­ma­la­ra karşı, şim­di­den sağ­lam veri ve bil­gi­ye da­ya­lı, Türk Millî Dev­le­ti'nin be­ka­sı­nı sağ­la­ma­ya yö­ne­lik ted­bir­ler aci­len ha­ya­ta ge­çi­ril­me­li­dir. Bunun için de gü­ne­yi­miz­de­ki "PKK Terör Dev­let­çi­ği Pro­je­si'nin ta­ri­he ka­rış­ma­sı, Su­ri­ye'de gü­ven­lik ve iç ba­rı­şın kesin ola­rak sağ­lan­ma­sı, bu ger­çek­le­şe­ne kadar Su­ri­ye'nin ku­ze­yin­de Tür­ki­ye'nin de­ne­ti­min­de­ki böl­ge­nin, Tür­ki­ye'deki Su­ri­ye­li­ler ve Su­ri­ye Türk­lü­ğü için "gü­ven­li bölge" ha­li­ne ge­ti­ril­me­si elzem ve ön­ce­lik­li hu­sus­lar­dır. Tür­ki­ye, im­pa­ra­tor­luk ba­ki­ye­si ola­rak ku­rul­muş bir millî dev­let­tir. Onun bu vas­fı­na ve üni­ter dev­let ya­pı­sı­na halel ge­ti­re­ce­ği açık olan nü­fu­sa da­ya­lı bir sal­dı­rıy­la karşı kar­şı­ya­yız. Tür­ki­ye, in­sa­ni boyut ba­ha­ne edi­le­rek bu sı­nır­lar için­de, adeta çok ulus­lu bir si­ya­si olu­şu­ma dö­nüş­tü­rül­mek is­ten­mek­te­dir. Sı­ğın­ma­cı­lar ve göç­men­le­rin Tür­ki­ye'de kal­ma­sı­nın iyi ola­ca­ğı­nı ileri süren Ba­tı­lı çev­re­le­rin ni­yet­le­ri de açık­tır. Bu, Tür­ki­ye ve Türk mil­le­ti açı­sın­dan artık en önem­li beka me­se­le­si ha­li­ni al­mış­tır. Hiç­bir ülke veya mil­let, nü­fu­su­nun yüzde 10'una te­ka­bül eden ve do­ğur­gan­lı­ğı dik­ka­te alın­dı­ğın­dan 20-25 yıl için­de yüzde 20'ye çı­ka­bi­lecek olan bir ya­ban­cı nü­fu­su haz­me­de­mez. Bu top­rak­la­rın adı "Tür­ki­ye", bu mil­le­tin adı "Türk Mil­le­ti"dir. Türk Ocak­la­rı ola­rak Dev­let'imi­zin, bu ha­ya­ti me­se­le hak­kın­da ciddi ted­bir­le­ri bir an önce al­ma­sı­nı, sı­ğın­ma­cı­lar me­se­le­si­ni, Su­ri­ye Dev­le­ti başta olmak üzere ko­nu­nun mu­ha­tap­la­rı ile bir an önce bir çözüm yo­lu­na sok­ma­sı­nı, başta İran sı­nı­rı olmak üzere bütün sı­nır­la­rı­mı­zın dü­zen­siz göç­men akın­la­rıy­la "yol­ge­çen hanı"na dön­me­me­si için her türlü ted­bi­ri uy­gu­la­ma­ya koy­ma­sı­nı talep edi­yo­ruz.
Özet­le di­yo­ruz ki:
-Su­ri­ye­li sı­ğın­ma­cı­la­rı Os­man­lı'nın son dö­ne­min­de kay­be­di­len top­rak­lar­dan kalan vatan top­rak­la­rı­na ya­pı­lan zo­run­lu göç­ler, mü­ba­de­le vb. ile ge­len­ler­le kar­şı­laş­tır­mak ce­ha­let de­ğil­se kötü ni­yet­ten kay­nak­la­nan bir çar­pıt­ma­dır.
-Şa­yet bazı sek­tör­ler­de dı­şa­rı­dan ge­lecek iş­gü­cü­ne ih­ti­ya­cı varsa bu, plan­la­na­rak ya­pıl­ma­lı­dır.
-İnsan ka­çak­çı­lı­ğı­na ve emek sö­mü­rü­sü­ne göz yu­mu­la­maz.
-Tür­ki­ye'nin sı­nır­la­rı yol­ge­çen hanı de­ğil­dir.
-Türk mil­le­ti­nin darda kalan kom­şu­la­ra ve mi­sa­fir­le­re karşı gös­ter­di­ği mi­sa­fir­per­ver­li­ğin is­tis­mar edi­le­rek Tür­ki­ye'nin, mev­cut sı­nır­la­rıy­la çok ulus­lu bir ya­pı­ya dö­nüş­tü­rül­me­si­ne izin ve­ri­le­mez. Bu ül­ke­nin bin yıl­lık ke­sin­ti­siz ha­ki­mi Türk mil­le­ti­dir, bu ger­çe­ği de­ğiş­tir­me plan­la­rı­na geçit ve­ri­le­mez.


Ha­ber-Fo­to: İsmet KÖ­SOĞ­LU




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —