Tarih: 04.11.2021 12:59

VEFATININ 1. YILDÖNÜMÜ ANISINA ESKİ BAŞBAKAN AHMET MESUT YILMAZ 53 PLAKASININ BİR AYRICALIĞI VARDI

Facebook Twitter Linked-in

6 Kasım 1947 ta­ri­hin­de İstan­bul'da doğdu. Aslen Rize'nin Ça­ye­li il­çe­si­nin, Kap­tan­pa­şa Bu­ca­ğı Ça­tal­de­re Köyü'nden­dir. De­mok­rat Parti'nin yö­ne­tim kad­ro­sun­dan, Adnan Men­de­res'in son hü­kü­me­tin­de dev­let ba­kan­lı­ğı yapan ve Yas­sı­ada'da yar­gı­lan Yusuf İzzet Akçal'ın ye­ğe­ni, Eski Tu­rizm ve Ta­nıt­ma Ba­ka­nı Erol Yıl­maz Akçal'ın da am­ca­sı­nın oğ­lu­dur. Mem­le­ke­ti Rize'ye ilk defa 1956 yı­lın­da an­ne­si, ba­ba­sı ve am­ca­sıy­la bir­lik­te gitti. Ça­tal­de­re'ye, de­re­le­rin üze­rin­den at­la­yıp yü­rü­ye­rek, tır­ma­na­rak ancak sekiz sa­at­te va­ra­bil­di­ler.
YA TAKSİM YA ÖLÜM
1958-59 öğ­re­tim yı­lın­da Be­ya­zıt 5. De­ne­me Okulu'ndan 2361-23 dip­lo­ma nu­ma­ra­sıy­la 08 Ha­zi­ran 1959 ta­ri­hin­de mezun oldu. Or­ta­öğ­re­ti­mi­ne Avus­tur­ya Li­se­si'nde baş­la­dı, İstan­bul Erkek Li­se­si'nden mezun oldu. Li­se­de Mesut'u en çok et­ki­le­yen kişi, mil­li­yet­çi ca­mi­anın önem­li isim¬le­rin­den biri olan Nu­ret­tin Topçu'ydu. Mesut, bu fikir ada­mı­nı hay­ran­lık­la din­ler­di. Nu­ret­tin Topçu da Me¬sut'u sever, an­la­yış­lı dav­ra­nır­dı. 1958 yı­lı­nın yaz ay­la­rın­da Tür­ki­ye'yi sar­san Kıb­rıs tar­tış­ma­la­rın­dan da uzak dur­ma­dı. 8 Ha­zi­ran - 13 Tem­muz ta­rih­le­ri ara­sın­da ço­ğun­lu­ğu İstan­bul'da olmak üzere kırk üç mi­ting ya­pıl­dı. O mi­ting­ler­de "Ya tak­sim, ya ölüm" diye ba­ğı­ran, pan­kart ta­şı­yan­lar­dan biri henüz on bir ya­şın­da­ki Mesut'tu.
CE­ZA­EVİ ÖNÜN­DE BİR ÇOCUK
Am­ca­sı Yusuf İzzet Akçal ve ar­ka­daş­la­rı 27 Mayıs 1960 ih­ti­la­li ile ik­ti­dar­dan uzak­laş­tı­rı­la­rak Yas­sı­ada'da yar­gı­lan­mış, ar­dın­dan da Kay­se­ri Ce­za­evi'ne gön­de­ril­miş­ti. Yas­sı­ada'daki sı­nır­la­ma­lar Kay­se­ri'ye gön­de­ri­lin­ce kalk­mış, Ahmet Mesut Yıl­maz'a am­ca­sı­nı aylar sonra ye­ni­den görme fır­sa­tı doğ­muş­tu. Yıl­maz, Kay­se­ri Ce­za­evi'nin ka­pı­sın­da kuy­ruk­ta bek­ler­ken an­ne­si­ne dönüp: "İlerde beni de böyle zi­ya­re­te ge­le­cek­si­niz," de­miş­ti. Bu tu­tuk­lu­luk 14 ya­şın­da­ki Yıl­maz'ı de­rin­den sars­mış­tı. Am­ca­sı İzzet Akçal onun için özel bir in­san­dı. Küçük yaş­tan iti­ba­ren onun­la ala­bil­di­ği­ne içli dışlı ol­muş­tu. 10 Kasım 1961 ta­ri­hin­de Kay­se­ri Ce­za­evi'ndeki am­ca­sı Yusuf İzzet Akçal'a 'Kay­se­ri'ye Ses­le­niş' baş­lık­lı bir şiir gön­der­miş­ti:
Türk­çü­lük aş­kıy­la coşup, ta­şan­lar
Va­ta­na, mil­le­te, hakka ko­şan­lar
Aşıl­maz dağ­la­rı bir bir aşar­lar
Bu yol da tü­ken­mez, bit­mez am­ca­cı­ğım.
Zin­dan bize tesir etmez am­ca­cı­ğım
Yağ­sın var­sın üs­tü­müz­den bela yağ­mu­ru
Doğ­ru­la­rın na­si­bi­dir bu imanı tam olan­lar bir koca suru
Bir gün gelir elbet yıkar am­ca­cı­ğım
Ha­ki­kat mey­da­na çıkar am­ca­cı­ğım.
KENDİ AYAK­LA­RIM ÜZERİNDE DU­RA­CA­ĞIM
1969 ya­zın­da, Erol Yıl­maz Akçal'a seçim kam­pan­ya­sın­da yar­dım etmek üzere Rize'ye gitti. Seçim kam­pan­ya­sı sı­ra­sın¬da karış karış do­la­şa­rak, Rize'yi ta­nı­dı, si­ya­si ya­pı­sı­nı öğ­ren­di. AP (Ada­let Par­ti­si) teş­ki­la­tıy­la ta­nış­tı. Ku­ze­ni Erol Akçal, 12 Ekim 1969 se­çim­le­rin­de ye­ni­den mil­let­ve­ki­li se­çi­lip An­ka­ra'ya dön­dük­ten sonra, Mesut yeni ka­rar­lar aldı. Baba pa­ra­sıy­la ge­çin­me­den kendi ayak­lan üze­rin­de du­ra­cak­tı. TRT Dış Ya­yın­lar Din¬leme Ser­vi­si'nde Al­man­ca çe­vir­men­lik işi buldu. İki yıl ça­lış­tı­ğı bu ser¬vise ge­ce­le­ri gider, Al­man­ca yayın yapan rad­yo­la­rı din­le­ye­rek Türk¬çe'ye çe­vi­rir­di. Ay­rı­ca Milli Pro­dük­ti­vi­te Mer­ke­zi'ne de kitap çe­vi­ri­le­ri ya­pa­rak para ka­zan­dı. Buna rağ­men ti­ca­re­te atıl­ma­yı hiç dü­şün­me­di. 1971 yı­lın­da An­ka­ra Üni­ver­si­te­si Si­ya­sal Bil­gi­ler Fa­kül­te­si Ma­li­ye ve İkti­sat Bö­lü­mü'nden mezun oldu.1972-1974 yıl­la­rı ara­sın­da Al­man­ya'nın Köln Üni­ver­si­te­si İkti­sa­di ve Sos­yal Bi­lim­ler Fa­kül­te­si'nde yük­sek li­sans ça­lış­ma­sı yaptı. 1975-1983 yıl­la­rı ara­sın­da kimya, teks­til ve ulaş­tır­ma sek­tör­le­rin­de ve çe­şit­li özel şir­ket­ler­de yö­ne­ti­ci ola­rak görev aldı.
DEV­LET BA­KA­NI, HÜ­KÜ­MET SÖZ­CÜ­SÜ
1983 yı­lı­nın Mayıs ayın­da, yeni ku­ru­lan Ana­va­tan Par­ti­si'nde ku­ru­cu üye ve genel baş­kan yar­dım­cı­sı oldu. Parti Yıl­maz'a Rize il ör­gü­tü­nü kurma gö­re­vi­ni ve­rin­ce 16 Tem­muz 1983 ta­ri­hin­de Rize'ye ha­re­ket eden Yıl­maz, am­ca­sı İzzet Akçal'dan, Rize'nin ileri ge­len­le­ri­ne hi­ta­ben bir mek­tup aldı. Yine de Rize il ör­gü­tü­nü ku­ra­cak isim bul­mak­ta zor­lan­dı. MDP, as­ker­le­rin des­te­ğiy­le ik­ti­da­ra ge­le­ce­ği bek­le­nen parti ol­du­ğu için bütün ağır top­lar oraya gi­di­yor­du. Üs­te­lik ANAP'ı kur­ma­yı kabul eden isim­le­re, vaz­geç­me­le­ri için baskı ya­pı­lı­yor­du. İl ör­gü­tü­nün ku­ru­luş di­lek­çe­si­nin ya­zıl­ma­sı aşa­ma­sın­da bile bir kişi geri çe­kil­di. Mesut, baktı ki ol­mu­yor, ücret kar­şı­lı­ğı di­lek­çe yaz­dır­dı­ğı dak­ti­lo­nun ba­şın­da­ki adamı da 15. ku­ru­cu ola­rak yaz­dı­rıp teş­ki­la­tı kurdu. Aynı yıl Kasım ayın­da ya­pı­lan genel se­çim­de Rize mil­let­ve­ki­li se­çil­di. Bi­rin­ci Tur­gut Özal hü­kü­me­tin­de Bil­gi­len­dir­me­den So­rum­lu Dev­let Ba­kan­lı­ğı'na atan­dı ve hü­kü­met söz­cü­lü­ğü yaptı.
ACI HABER
1985 yı­lın­da, Rize ge­zi­si sı­ra­sın­da fut­bol oy­nar­ken ba­ca­ğı­nın kı­rıl­ma­sı Yıl­maz aile­si­ni çok üz­müş­tü. Sta­ti­on Re­na­ult marka ara­cın ar­ka­sı­na ya­tı­rı­la­rak An­ka­ra'ya ge­ti­ril­miş, beş hafta kadar ayağı al­çı­da gez­mek zo­run­da kal­mış­tı. Asıl üzücü haber ise, baba Hasan Yıl­maz'ın has­ta­lı­ğı ve ar­dın­dan ölümü oldu. Hasan Yıl­maz'a konan teş­his, pank­re­as kan­se­riy­di. Ame­li­yat edil­me­si­ne, dok­tor­la­rın yoğun ça­ba­la­rı­na rağ­men kur­ta­rı­la­ma­dı. 28 Ha­zi­ran 1986'da ha­ya­ta göz­le­ri­ni yum­du­ğun­da 74 ya­şın­day­dı.
Mesut Yıl­maz, aynı yıl Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı oldu. Bu dö­nem­de Tür­ki­ye-Fe­de­ral Al­man­ya ve Tür­ki­ye-Yu­gos­lav­ya eko­no­mi karma ko­mis­yon­la­rı­nın baş­kan­lık­la­rı­nı yü­rüt­tü. 29 Kasım 1987 se­çim­le­rin­de ye­ni­den Rize mil­let­ve­ki­li se­çil­di. İkinci Özal hü­kü­me­tin­de Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı'na atan­dı. 1988 yı­lın­dan sonra Av­ru­pa De­mok­ra­si Bir­li­ği'nde genel baş­kan yar­dım­cı­lı­ğı yaptı. Yıl­maz, Ak­bu­lut Hü­kü­me­ti'nde de üst­len­di­ği bu gö­rev­den 20 Şubat 1990'da is­ti­fa etti.

ANAP GENEL BAŞ­KAN­LI­ĞI VE BAŞ­BA­KAN­LIK
15 Ha­zi­ran 1991 ta­ri­hin­de ya­pı­lan Ana­va­tan Par­ti­si Büyük Kong­re­si'nde genel baş­kan­lı­ğa se­çil­di. Kur­du­ğu hü­kü­met 5 Tem­muz 1991 günü TBMM Genel Ku­ru­lu'nda gü­ve­no­yu aldı. 20 Ekim 1991 günü ya­pı­lan genel se­çim­ler­den sonra ana mu­ha­le­fet par­ti­si li­de­ri ola­rak ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dür­dü. 24 Ara­lık 1995 ta­ri­hin­de ya­pı­lan genel se­çim­ler son­ra­sı Ana­va­tan Par­ti­si ile Doğru Yol Par­ti­si ta­ra­fın­dan oluş­tu­ru­lan 53. Hü­kü­me­tin Baş­ba­ka­nı ola­rak görev yaptı. 28 Şubat sü­re­cin­de mec­lis­te mu­ha­le­fet mil­let­ve­kil­le­ri azın­lık­ta ol­ma­sı­na rağ­men, Cum­hur­baş­ka­nı Sü­ley­man De­mi­rel ta­ra­fın­dan hü­kü­me­ti kur­mak­la gö­rev­len­di­ril­di. De­mi­rel'in eski par­ti­si DYP'den ken­di­ne yakın mil­let­ve­kil­le­ri­ni is­ti­fa et­ti­re­rek on­la­rı De­mok­rat Tür­ki­ye Par­ti­si adı al­tın­da top­la­yıp ANAP-DSP-DTP ko­alis­yo­nu­na (ANA­SOL-D hü­kü­me­ti, 55. hü­kü­met) sok­ma­sıy­la 20 Ha­zi­ran 1997'de üçün­cü kez baş­ba­kan oldu. 25 Kasım 1998 ta­ri­hin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si'nin ken­di­si ve dev­let ba­ka­nı Güneş Taner için ver­di­ği gen­so­ru öner­ge­le­ri­nin TBMM'de kabul edil­me­sin­den sonra is­ti­fa etti. 18 Nisan 1999 ta­ri­hin­de ya­pı­lan genel se­çim­ler­de par­ti­si­nin büyük oy kay­bı­na rağ­men DSP-MHP-ANAP ko­alis­yo­nun­da yer ala­rak Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı oldu. 3 Kasım 2002 se­çim­le­rin­de par­ti­si­nin %5 oy oranı ile ba­ra­jın al­tın­da kal­ma­sın­dan sonra gö­re­vin­den is­ti­fa etti. Rize'den mil­let­ve­ki­li se­çi­lecek oy ora­nı­na ulaş­ma­sı­na rağ­men li­de­ri ol­du­ğu ANAP, %10'luk ba­ra­jın al­tın­da kal­dı­ğın­dan mil­let­ve­ki­li se­çi­le­me­di.
ANAP SAN­RA­SI SİYASİ YA­ŞA­MI
25 Mayıs 2007'de Rize'den ba­ğım­sız mil­let­ve­kil­li­ği aday­lı­ğı­nı açık­la­dı. 22 Tem­muz 2007 ta­ri­hin­de ya­pı­lan genel se­çim­ler­de Rize'den ba­ğım­sız mil­let­ve­ki­li ola­rak mec­li­se gir­me­ye hak ka­zan­dı. 31 Ekim 2009 ta­ri­hin­de; 2009 yı­lın­da Ana­va­tan Par­ti­si ile Doğru Yol Par­ti­si'nin bir­leş­me­le­ri so­nu­cu ku­ru­lan De­mok­rat Parti'ye geçti. 15 Ocak 2011 ta­ri­hin­de Namık Kemal Zey­bek'in genel baş­kan se­çil­me­si­nin ar­dın­dan 18 Ocak'ta De­mok­rat Parti'den is­ti­fa etti. 11 Ha­zi­ran 2012 ta­ri­hin­de An­ne­si Gü­zi­de Yıl­maz vefat etti. Al­man­ca ve İngi­liz­ce bilen Mesut Yıl­maz, 1975 yı­lın­da Berna Hanım ile ta­nış­tı. Berna Hanım'ın, iki yıl­lık yö­ne­ti­ci­lik prog­ra­mın­dan mezun ol­ma­sı­nın ar­dın­dan da 15 Ağus­tos 1976'da ev­len­di­ler. Ba­la­yı için önce Al­man­ya'ya git­ti­ler, ora­dan da İspan­ya'nın Ak­de­niz kı­yı­sın­da­ki ünlü tatil bel­de­si Mar Bella'ya geç­ti­ler. Yıl­maz çif­ti­nin Yavuz (D.1979) ve Hasan (D.1987) ad­la­rın­da iki ço­cu­ğu oldu.
YIL­MAZ: ŞÜK­RET­ME­YE DEVAM EDE­CEĞİZ
18 Ara­lık 2017 ta­ri­hin­de oğlu büyük oğlu elim bir kaza so­nu­cu vefat etti. Mesut Yıl­maz oğ­lu­nun ar­dın­dan yap­tı­ğı bir ko­nuş­ma­da "Bazen unut­sak da as­lın­da he­pi­miz her gün bir im­ti­han­dan ge­çi­yo­ruz. Bu im­ti­han­lar­dan biri de bizim aile­mi­ze nasip oldu. Ama siz dost­la­rı­mı­zın des­te­ğiy­le bu im­ti­han­lar­dan in­şal­lah ba­şa­rıy­la çı­ka­ca­ğız. Yani oğ­lu­mu­zu bize veren Allah'a onu biz­den al­dı­ğı için isyan et­me­ye­ce­ğiz, ona biat et­me­ye ve şük­ret­me­ye devam ede­ce­ğiz" de­miş­ti.
TÜRK SİYASETİNE DAMGA VURAN YIL­MAZ'DAN ACI HABER
30 Ekim 2020 günü; Eski Baş­ba­kan Ahmet Mesut Yıl­maz'ın vefat ha­be­ri bütün se­ven­le­ri­ni yasa boğdu. Yıl­maz; yoğun ba­kım­da te­da­vi gö­rü­yor­du. Mesut Yıl­maz'ın 2019 yı­lı­nın Ocak ayın­da yap­tır­dı­ğı rutin sağ­lık kont­ro­lün­de ak­ci­ğe­rin­de tü­mö­re rast­lan­mış­tı. Oğ­lu­nun ve­fa­tı da onu faz­la­sıy­la üz­müş­tü. 23 Ocak 2019'da ya­pı­lan ope­ras­yon so­nu­cu kan­ser­li tümör te­miz­len­miş­ti. Mayıs 2020'de bu defa beyin sa­pın­da tümör sap­ta­nan Yıl­maz, ger­çek­leş­ti­ri­len ame­li­yat son­ra­sı te­da­vi gö­rü­yor­du. Eski Baş­ba­kan­lar­dan Mesut Yıl­maz 1 Kasım 2020 ta­ri­hin­de Üs­kü­dar'daki Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si İla­hi­yat Fa­kül­te­si Camii'nde kı­lı­nan ce­na­ze na­ma­zı­nın ar­dın­dan Bey­koz Kan­lı­ca Me­zar­lı­ğı'nda top­ra­ğa ve­ril­di.
Yerel ga­ze­te­ci mem­le­ke­ti­ne katkı sağ­la­mak ga­ye­siy­le ah­la­kı ku­ral­la­rın dı­şı­na çık­ma­mak su­re­tiy­le mu­ha­lif durur. Belki de bu man­tık­tan ha­re­ket­le Mer­hum Baş­ba­kan Ahmet Mesut Yıl­maz'a si­ya­set­te en po­pü­ler ol­du­ğu dö­nem­ler­de ben yerel bir ga­ze­te­ci ola­rak mu­ha­lif dur­dum. O za­man­lar si­ya­set­te mu­ha­lif­lik­te gü­zel­di. Gün boyu mu­ha­lif so­ru­lar sor­du­ğu­nuz si­ya­siy­le akşam bir yerde otu­rup soh­bet ede­bi­li­yor­du­nuz.
AKÇAL AİLESİ VE İBRETLİK OLAY
Daha son­ra­ki yıl­lar­da özel­lik­le Yas­sı­ada Mah­ke­me­le­ri üze­ri­ne araş­tır­ma­lar ya­par­ken Mesut Yıl­maz Bey'in am­ca­sı Yusuf İzzet Akçal'ın ha­ya­tı dik­ka­ti­mi çekti. Örnek bir Ri­ze­li, fın­dık çu­bu­ğu gibi düm­düz bir in­san­dı. Akçal; 1939 yı­lın­da Er­zin­can'da, 8 şid­de­tin­de mey­da­na gelen 40 bin in­sa­nı­mı­zın ha­ya­tı­nı yi­tir­di­ği, büyük dep­rem fe­la­ke­tin­de Er­zin­can ili Cum­hu­ri­yet Sav­cı­sı idi. Kur­tar­ma ça­lış­ma­la­rı için mah­kûm­la­rı ce­za­evi­ne dön­me­le­ri ko­şu­luy­la ser­best bı­ra­kan Akçal, mah­kûm­lar­la bir­lik­te bir­çok can kur­tar­dı. İnönü'yü de çok duy­gu­lan­dı­ran olay­dan sonra mah­kûm­lar Mec­lis ka­ra­rıy­la af­fe­dil­di. Bu in­sa­nı oku­duk­ça, ar­dın­dan söy­le­nen­le­ri duy­duk­ça ilgim arttı. Eski bakan Yusuf İzzet Akçal'ın oğlu, eski baş­ba­kan Mesut Yıl­maz'ın ise am­ca­sı­nın oğlu olan Erol Yıl­maz Akçal, ba­ba­sı­nın ha­kim­li­ği do­la­yı­sıy­la bu­lun­du­ğu Di­yar­ba­kır'da 1931 yı­lın­da doğdu. 1971 as­ke­ri muh­tı­ra­sın­dan sonra ya­şa­nan ara rejim dö­ne­min­de üst üste 3 kez ba­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­du. 1971 asker muh­tı­ra­sın­dan sonra ku­ru­lan ara rejim hü­kü­met­le­rin­de ba­kan­lık yaptı. 8 Oca 2016 ta­ri­hin­de ara­mız­dan ay­rıl­dı.
KUT­SAL TOP­RAK­LA­RIN ADAM­LA­RI GELMİŞ
Mer­hum Baş­ba­kan işte böy­le­si­ne Rize si­ya­se­tin­de iz bı­rak­mış bir aile­den ge­li­yor­du. Aktif si­ya­set son­ra­sı yaz­dı­ğım Rize ko­nu­lu ki­tap­la­ra il­gi­si beni mutlu edi­yor­du. Bizim uşa­ğı­mız, bizim kar­de­şi­miz, bizim ağa­be­yi­miz­di o. Mi­ting­le­rin­de alan yet­mez Şeyh Cami'nin ve çevre bi­na­la­rın ça­tı­la­rı insan dolar ta­şar­dı. Ar­ka­da­şım Kerim Akçay o gün­le­ri ne de güzel an­la­tı­yor: Rize mi­ting­le­ri in­san­lar kopar ge­lir­di. Peş­ta­mal­lı ne­ne­le­ri­miz, sa­kal­lı de­de­le­ri­miz ço­cuk­lar gibi şendi. Gü­ler­di hep el sal­lar­dı sık­ma­dık el do­kun­ma­dık yürek bı­rak­maz­dı her ge­li­şin­de. O ger­çek bir Rize aşı­ğıy­dı. Sa­de­ce Rize mi? Ri­zes­por o ol­ma­say­dı ta­ri­hin tozlu raf­la­rın­da ye­ri­ni al­mış­tı. Ri­zes­por'un pe­şi­ne dep­las­man­la­ra gi­der­dik. Oto­bü­sün önün­de Ri­zes­por bay­ra­ğı, ön camın sa­ğın­da Türk Bay­ra­ğı, so­lun­da Mesut Yıl­maz pos­te­ri polis dur­du­rur; "kut­sal top­rak­la­rın adam­la­rı gel­miş" di­ye­rek gi­de­ce­ği­miz yere kadar eşlik eder­ler­di. 53 Pla­ka­lı ara­ba­la­rın do­ku­nul­maz­lı­ğı­nı o dö­nem­le­ri ya­şa­yan­lar bilir.
HAMSİYİ KA­VA­ĞA DEĞİL AYA ÇI­KAR­MIŞ­TI
Türk si­ya­se­ti­nin tec­rü­be­li ismi Rah­met­li De­mi­rel, 1991 se­çim­le­rin­de Rize mey­da­nın­da ta­ri­hi söze, daha doğ­ru­su gafa imza attı. ‘Hami ka­va­ğa çı­kar­sa ANAP da ik­ti­dar olur' dedi. Ri­ze­li­ler bu sözü Mesut Beyin şah­sın­da tüm Ri­ze­li­le­re ha­ka­ret ola­rak gördü. Zaten her daim des­tek ol­du­ğu Yıl­maz'a sım­sı­kı sa­rıl­dı. Bende o sü­reç­te Hamsi vurdi ka­ra­ya / Yazık oldu pa­ra­ya / Hamsi ka­va­ğa değil / Aya çı­ka­cak aya şek­lin­de bir türkü yaz­dım. Hasan Ya­zı­cı'nın ses­len­dir­di­ği türkü o se­çim­de Ana­va­tan Par­ti­si ta­ra­fın­dan kul­la­nıl­dı.
RİZE'DEN TEK TEK SOR­DU­ĞU İSİMLER BENİ ŞA­ŞIRT­MIŞ­TI
En son Bey­koz'daki özel ko­nu­tun­da ken­di­si­ni zi­ya­ret et­miş­tik. Dü­şün­cem gör­mek ha­tı­rı­nı sorm­ka ve kısa sü­re­de ay­rıl­mak­tı. Çünkü has­ta­lı­ğın­dan do­la­yı ken­di­si­ni yor­mak is­te­mi­yor­duk. Ama öyle olduk ki biz kal­mak is­te­dik­çe "durun hele maç bit­sin" di­yor­du. Maç umu­rum­da de­ğil­di oysa. Güzel olan onun­la soh­bet et­mek­ti. İki sö­zün­den biri Rize idi. Bir yan­dan kar­şı­mız­da duran dev ek­ran­da maç devam edi­yor, diğer yan­dan soh­bet edi­yor­duk. Ül­kem­de baş­ba­kan­lık yap­mış, ha­ya­tı hep yoğun tem­po­da geç­miş biri bana ad, ad, Rize'deki ortak ta­nı­dık­la­rı­mı­zı so­ru­yor­du. Hem o hızlı tem­po­da o isim­le­ri tek tek nasıl ta­nı­dı­ğı­na hem de benim de aynı ki­şi­le­ri ta­nı­dı­ğı­mı bil­me­si­ne şa­şı­yor­dum.
KÜ­TÜP­HA­NESİNDE VE YÜREĞİNDE RİZE'NİN YERİ AY­RIY­DI
Bir ön­ce­ki zi­ya­re­tim­de dev kü­tüp­ha­ne­sin­de ki­tap­lar ara­sın­da kay­bol­muş­tum. Tek tek ki­tap­la­rı in­ce­li­yor­dum. Bir arada "bu yana gel. O ki­tap­lar sana ya­ra­maz. Seni ara­dık­la­rın bu­ra­da" dedi. Ki­tap­lı­ğın­dan ba­ğım­sız bir Rize ki­tap­lı­ğı oluş­tur­muş­tu. Orada Rize üze­ri­ne araş­tır­ma­lar yapan ar­ka­daş­la­rı­mın ve benim ki­tap­la­rı­mı gör­mek beni çok mutlu et­miş­ti. Ay­rı­ca kü­tüp­ha­ne­sin­de mü­ker­rer olan ki­tap­la­rı ve kendi hak­kın­da ya­zı­lan ki­tap­la­rı im­za­la­ya­rak bana he­di­ye edi­yor­du. Bir de Erkal Zen­ger'in Si­ya­set Cam­baz­ha­ne­si­nin Caz­gı­rı ki­ta­bı­nı oku­ma­mı tav­si­ye edi­yor­du.
BİZİM BAŞ­KAN KA­LE­LERİ ŞA­ŞIR­DI
Rize Spor Ta­ri­hi ki­ta­bı­mı in­ce­le­dik­ten sonra "sana bir Ri­zes­por fık­ra­sı an­la­ta­yım" dedi. Bakan ol­mu­şuz. Rize'nin her so­ru­nu gibi Ri­zes­por için­de biz­den çare bek­li­yor­lar. Ri­ze­li bir iş ada­mı­mı­zı Ri­zes­por'a baş­kan yap­tık. Meğer bizim baş­kan fut­bol­dan hiç mi hiç an­la­mı­yor­muş. Bir­lik­te maça git­tik. Bana ne ya­pa­ca­ğız" dedi. Ben de "top ağ­lar­la bu­lu­şun­ca ha­va­ya fırla" dedim. Az sonra rakip takım gol atmaz mı bizim baş­kan ha­va­da.
MESUT YIL­MAZ İSMİ HA­VA­ALA­NI­NA ÇOK YA­KI­ŞA­CAK
9 Kasım 1989 - 23 Ha­zi­ran 1991 ta­rih­le­ri ara­sın­da ül­ke­miz­de bir dönem Baş­ba­kan­lık yapan Er­zin­can­lı Yıl­dı­rım Ak­bu­lut'un ismi, hem­şe­ri­le­ri­nin is­te­ğiy­le ve dü­zen­le­nen tö­ren­le Er­zin­can Ha­va­ala­nı'na ve­ril­di. Bu güzel vefa için emeği ge­çen­le­re te­şek­kür edi­yo­ruz.
Biz Ri­ze­li­ler de üç dönem ül­ke­miz­de baş­ba­kan yapan ve her dönem mil­let­ve­kil­li aday­lı­ğı için her zaman mem­le­ke­ti Rize'yi ter­cih eden Ahmet Mesut Yıl­maz'ın is­mi­ni ya­pıl­mak­ta olan ha­va­ala­nı­na ve­ril­me­si­ni arzu edi­yo­ruz. Cum­hur­baş­ka­nı Sayın Recep Tay­yip Er­do­ğan'ın Mer­hum Yıl­dı­rım Ak­bu­lut'a gös­ter­di­ği ve­fa­yı hem­şe­ri­si Mer­hum Ahmet Mesut Yıl­maz'a da gös­te­re­ce­ği­ne ina­nı­yo­ruz…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —