Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Rize İl Başkanı Saltuk Deniz’in milletvekili aday adaylığı nedeniyle görevinden istifa etmesi nedeniyle Örgüt ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Tahsin Kanbur oy birliği ile partinin yeni Rize İl Başkanı seçildi.CHP Rize Milletvekili Aday Adayı Saltuk Deniz, yaptığı açıklamada, “Genelge gereği milletvekili aday adayı olmak için il başkanlığından ayrılmam nedeniyle Genel Merkezimizin seçim yapılması için Tüzük gereği il yönetim kurulumuza il yönetim kurulu üyeleri arasında seçim yapılması ile ilgili vermiş olduğu yetkiye istinaden il yönetim kurulunda yapılan seçim sonucunda Örgüt ve Örgüt Yönetimlerinden sorumlu İl Başkan Yardımcımız Tahsin Kanbur oy birliği ile İl Başkanı seçilmiştir.
Bizde 2018 yılı Mayıs ayından beri sürdürmüş olduğumuz İl Başkanlığı görevimizi Tahsin Kanbur arkadaşımıza devretmiş olduk.
Hep birlikte aynı örgütsel yapı içinde birlik ve bütünlük içinde çalışmalarımızı sürdürerek başarıya ulaşacağız.” ifadelerini kullandı.
CHP Rize İl Başkanı Kanbur:
"Çalışanlarımızdan ve emeklilerimizden çalınan her bir kuruşu yerine koyacağız"
CHP Rize İl Başkanı Tahsin Kanbur, Saray rejimi son haftalarda sürekli “Enflasyon un belini kırdıklarından” bahsettiğini belirterek, “Ama gelin görün ki kırılan enflasyonun beli değil emeklilerimizin ve memurlarımızın hayalleri oldu” dedi.
Başkan Tahsin Kanbur, “TÜİK’in makyajlı verileriyle 2023 yılının ilk 6 ayı için memurlarımızın ve emeklilerimizin maaşlarında yapılacak artış önce yüzde 16,4 oldu. Ardından 3 Ocak Salı günü, memurun ve emeklinin hakkı değilmiş de AK Parti Genel Başkanı’nın lütfuymuş gibi artış oranı yüzde 25 olarak açıklandı. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu “Siz sadaka mı veriyorsunuz, bu yetmez, bu rezil artışın hesabını vereceksiniz” diye tepki gösterince Saray 4 Ocak Çarşamba günü artış oranını yüzde 30‘a yükseltmek zorunda kaldı.
Genel Başkanımızın çağrısıyla artış oranı yüzde 30’a yükseltildi, memur ve emeklilerimiz “Ya Kemal Bey olmasaydı” dedi. Başkan Kanbur, “Peki, Saray yapımı yüksek enflasyon ve pahalılık ortamında yüzde 30 artış yeter mi? Elbette yetmez!
İktidara yakın İTO’nun dahi yıllık enflasyon verisi yüzde 93, Bağımsız ENAG’ ın yıllık enflasyon verisi yüzde 137, İktidarın manipülasyon kurumu olan TÜİK’in yıllık enflasyon verisi ise yüzde 64,27. Bir yanda halkın hissettiği gerçek enflasyon ve pahalılık var, diğer yanda Saray’ın açıkladığı sahte enflasyon verileri var.
Saray, milyonlarca memuru ve emekliyi işte bu sahte TÜİK enflasyonu oranında artışa mahkûm etmiştir. Saray, talimatıyla yönettiği TÜİK’in verileriyle memurumuzun ve emeklimizin sofrasındaki her bir lokmayı adeta gasp etmiştir.
Yüzde 30’Iuk sefalet artışının 15,40 puanı, yani yarısından fazlası TÜİK’in makyajlı 6 aylık enflasyon verisinden oluşmaktadır. Erdoğan’ın sadaka verircesine yaptığı ve müjde olarak sunmaya çalıştığı artış ise bu oranı ikiye dahi katlamamıştır.
Tüm çalışan larımız ve emeklilerimiz tarafından bir kez daha bilinmesini istiyoruz:
Ülkenin hazinesinden faizcilere, tefecilere her ay on milyarlarca lira aktaran Saray iktidarın ın çalışanlarımızın ve emeklilerimize reva gördüğü artış oranı yüzde 14,6’dan ibarettir.
Öyle ağır bir tablo söz konusu ki, Türkiye’de 13,9 milyon emekli ve dul yetimin 8 milyonun a yakını asgari ücretin altında aylık almaktadır.
SGK‘ nın son verilerine göre ülkemizde 4 milyon 84 bin dul yetim aylığı alan vatandaşımız bulunuyor.
Dul ve yetimlerimizin kimisi aylık 800 TL ile, kimisi 1000 ile, kimisi ise 1500 TL ile geçinmek zorunda bırakılmaktadır.
İşte bu sefalet düzeninde Erdoğan utanmadan en düşük emekli aylıgının 5500 TL olacağını açıkladı.
Sayın Genel Başkanım ızın çağrıları olmasa bu artış dahi gerçekleşmeyecekti!
En düşük emekli aylığı alanlar yine haklı olarak “Ya Kemal bey olmasaydı” ne olurdu diye sordu.
5500 TL ile bir ayda kim geçinebilir?
Hiç kimse!
AK Parti Genel Başkanı açIık sınırının Aralık itibariyle 8 bin 130 TL olduğu ülkemizde, 5500 TL emekli aylığı vermekle övünüyor.
Partimizin en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çekilmesi teklifini ise reddediyor.
Neden?
Çünkü Saray ülkenin kaynaklar ını, hazinesini; kimi üç, kimi dört, kimi ise beş yerden maaş alan danışmanlarına, faiz lobilerine, 5’li çeteye, ballı müteahhitlere aktarıyor. Tercihini emekliden, memur dan, işçiden yana değil, bir avuç yandaştan yana kullanıyor.
Milyon larca memura, emekliye, dul yetime ve işçiye ise açlığı ve yoksulluğu reva görüyor. Emeklinin, memurun, işçinin sofrasından kepçeyle alan iktidar, söz konusu ücret zammı olduğunda kaşıkla veriyor.
Emeklilerimiz, memurlarımız, işçilerimiz iktidarın asgari sefalet ücretin e, zam adı altında verdiği sadakaya muhtaç bırakılamaz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bır kez daha söylüyoruz!
Kendi emeklisine ve çalışanına “fakir fukara” gözü ile bakan bu Saray düzenini değiştireceğiz. Ülkede adaletsiz bir soygun düzeni kuran bu Saray düzenini değiştireceğiz” ifadelerini kullandı.